hesabın var mı? giriş yap

  • ankara barosuyla ysk bina olarak karşı karşıya duruyor. ankara barosu da ysk kararından sonra binanın ysk tarafına bakan kısmına şunu asmış.
    uyarı: aşırı doz zeka, omurga ve ayar içerir.

  • "annem mesajlarımı gördü ''amk ne demek?'' dedi. ben de ''a'cayip m'era'k ettim demek.'' dedim. bugün mesaj atmış : nerdesin amk."
    -beyinterk-

  • affedersiniz ama s*kerim sistemini de matiğini de.

    bu futbol kulübü, adını değiştirip amed yapınca kapatılmalıydı.
    ulan her maç istiklal marşı yuhlanıyor. futbolcular zaten örgüt sempatizanı.
    bunlar yetmiyormuş gibi eline jilet alıp futbolcu doğramaya başladılar. görüntüler ortaya çıktı, o piçi kulüpten kovucaklarına, bizim gururumuzdur diyor kulüp yönetimi.

    sizin içinizde nasıl bir kin nasıl bir hınç varsa, sportif faaliyette bile bulduğunuz ilk fırsatta kesmeye, biçmeye çalışıyorsunuz. ulan bu yaptığınızı ışid yapmaz be.

    ayrıca, istiklal marşını yuhlayan herhangi bir kişinin, bu ülkenin 81 vilayetinde fiziki şiddetle karşı tepki görmesi müstehaktır.

    edit: bazı arsızlar "jilet nerede, yaralar nerede, bunlar yalan dolan" diye mesaj atmış.

    jiletle saldırının videosu: https://twitter.com/…glu/status/1102250275845361664

    bu da eseriniz: https://twitter.com/…glu/status/1102257105954836480

  • türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.

  • yanlış bir düşüncedir. bunu düşünen kişi ya gerçekten yabancı dil bilmiyordur ya da gerçekten yabancı dil bilmiyordur. yani ya yabancı dilde düşünemediğinden dolayı onların markaları kendisine mükemmel bir kelime gibi geliyordur ya da "ben yabancı dil biliyorum yeah!" kompleksinden dolayı türkçeyi (ki eğer ana diliyse) aşağılıyordur. bunu diyen insan "ya ama bu türkçeye çevirince güzel durmuyor, komik duruyor." diyen insandır, ki aslında yabancı dilde de o kelimenin birebir anlamını karşıladığından bihaberdir (yani az anlıyor ya, o kelimeye kendince başka anlam katıyor.).

    bu düşüncenin yanlış olduğunu fark etmek için çok okumak gerek. ve gerçekten yabancı bir dil öğrenmek (ki bunun için de çok okumak gereklidir.).

    bauhaus'u beğenen insan evyap'ı beğenmiyorsa, işte tam da yukarıda bahsettiğim durumdan muzdariptir.

  • pasifik okyanusu'nda kaydedilerek deniz canavarları ve tanımlanamayan olaylar hakkında spekülasyonlara yol açan gizemli bir su altı sesi: bloop!

    1997 yılında abd ulusal okyanus ve atmosfer idaresi (noaa), pasifik okyanusu'nun güneyinde son derece güçlü, yüksek ve ultra düşük frekanslı bir ses kaydetti. daha sonra bloop olarak tanımlanan bu ses, su altı sismik aktivitelerini izlemek için kullanılan hidrofon adlı su altı mikrofonları tarafından tespit edildi.

    okyanusun yaklaşık yüzde 95'i keşfedilmemiş olduğundan, sesin kaynağı başlangıçta büyük bir spekülasyon ve gizem konusuydu. bazı teoriler bloop'u muhtemelen bilinen herhangi bir türden çok daha devasa ve keşfedilmemiş bir deniz canlısının üretilebileceğini öne sürdü. okyanusun derinliklerinde yaşayan dev bir deniz canavarı fikri insanların hayal gücünü harekete geçirdi ve çeşitli teoriler ortaya atıldı.

    ancak bilim adamlarının daha sonraki araştırmaları son derece sıradan bir açıklamayı ortaya çıkardı. bloop, bir buz depreminin sesiydi! küresel ısınmayla birlikte her yıl giderek daha fazla buz depremi meydana gelmesi sebebiyle, buzdağlarının çatlaması ve kırılması sonucu oluşan seslerden meydana geldiği tespit edildi. sesin frekansı ve özellikleri, bir buz kütlesinin kırılmasıyla üretilen seslerle eşleşiyordu.

    bloop'un devasa bir deniz canavarı olmadığı ortaya çıkarılsa da, bu olay halkın gizemli ve açıklanamayan seslere karşı nasıl yaratıcı teorileri üretebileceğinin bir örneği olarak bilim kitaplarındaki yerini almıştır.

  • varlığından emin olmadığım bir platformun açıklaması.

    apple bu işe girsin bizim millet para verir, taksit yaptırır yine takar o çipi.

    "ilk buluşmada çipli kolu masaya koymak"

  • itirafci: uzumcicegi; cinsiyet: kadın; yaş: 25; ülke: abd

    itiraf: meksika'daki maya tapinaklarinda, en buyuk piramitin bir odasinda, "ne mutlu turkum diyene!" yaziyor. nerden mi biliyorum? cunku onu bir erkek arkadasimla buyuk risk alarak biz yazdik. tarihi esere zarar vermekten hapse bile atilabilirdik. ama ulkem icin degerdi dogrusu.

    meali: "aptallığın sınırları" konulu bilimsel bir çalışma esnasında labaratuvardan kaçtık biz, türk vücuduna büründük. insan değiliz ama, vallahi.