ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul'u itici yapan detaylar
-
- aşırı kalabalık, sıra oluşmayan hiçbir yer yok. ki halkımızın sıra kavramını düşünün. evet istanbul halkı daha bi cahil.
- suriyeliler her tarafta. özellikle geceleri çıkıyorlar, berbat.
- pahalılık. sonradan görme halk. en kötü ev 1000 lira olur mu??
- yemek olayı. "yok o orda yenir yok bu burda yenir" diye diye, dışarda yemek yemek ateş pahası, her yer isminin başına "tarihi" eklemiş. kim kimi dolandırabilirse.
- eminönü'yü hiç söylemeyeceğim. hayatımda gördüğüm en kaos ortam. bir deniz kenarı bu derece "bok" edilebilirdi.
- aşırı dar sokakları ve trafiği de söylemeyeyim.
iyi yan say deseniz cidden zor. insanlar ayda bir deniz görebilmek için deli gibi çalışıyorlar. facebook mutlusu o insanlar. "beykozda kahvaltıya geldik xdxd" emin olun gelmeden önce 2 saat trafikte takılıp, mekan önünde de 1 saat kahvaltı sırası beklemişlerdir. (evet orada da sıra var)
deizm
-
cogu insanin inandigi gibi ateizm'e giden yolda bir durak olmayan, etrafinda olan seyleri, herkesin tanridan geldigine inandigi ve cogu kimsenin de sorgulamadan koru korune uydugu kitaplari mantik cercevesine oturtmaya calisan, bunun neredeyse imkansiz oldugunu gorunce, belki de uzun zamandir dusundugu evren nasil yaratildi sorusunun mantikli tel cevabinin tanrinin varligi oldugunu kabul eden, fakat dunyayi ve insanlari yaratmis tanrinin bu kitaplari yazacak, gonderecek bir olgu olmadigina inanan insanlarin dinidir. ulkemizde fazla bilinmedigi icin bircok asilsiz yorumla karsi karsiya kalan dinlerden biridir... bir de alinti yapmak gerekirse:
deizm (neden tanrıcılık): tanrı'yı sadece bir ilk neden olarak ileri süren ona başkaca hiçbir nitelik ve güç tanımayan akılcı din öğretisidir. kurucusu j. toland (16 yy.) vahiy ölçüsünün yerine akıl ölçüsünü koyar. "bilime uygun bir doğal dini önerir." (rousseau ve voltaire de deizmi savunanlardandır.)
amerika'da çalışma hayatı
-
yeni işe baslayanlara sorumluluk verilmekten hiç çekinilmeyen bir iş ortamıdır. staj yaptığım dönemde ilk gün manager a "mr. soyadı" diye hitap etmiştim de, öyle olmuyor bu işler falan demişti. 1 hafta sonra ceo yla falan tanıştım hep ismiyle falan hitap ediliyor tabi o zamanlar garip gelmişti.
sorumluluktan bahsediyorduk. miktarı bende kalsın yüksek meblağlı projelere daha stajyarken beni tek sorumlu yaptılar ki, ben kendime o sorumluluğu vermem. yani vermezdim o zaman öyle düşünüyordum.
yaş farkı gerçekten hiç önemli değil. bu da en onemli farklardan biri olsa gerek. 40 yıldır sektörde olanlar var, onlardan daha tecrübesizmişim, gençmişim konuşurken veyahut ortak çalışırken hiç bir ima görmedim. öyle olunca da insanın özgüveni doğal olarak artıyor.
şöylede bir olay yaşamışlığım var:
8 ay önce falandı bir hata yapmışım ki dillere destan. suçu atacak kimse bile yok . strese bindim tabi. managerım senin hatan değil, şirketin yeterince düzenli olmamasının hatası falan dedi.
valla reyizsin diyecektim de reyiz in ingilizcesi o an aklıma gelmedi.
adamın dibisin dicektim , bottom of a men. o da saçma olacaktı ondan da vazgeçtim.
1hafta sonra bi büyük rakı aldım verirken de dedim ki sen delikanlı adamsın peynir kes, kavun doğra yanında bundan iç lion milk.
yağmur ve kapalı hava seven insan
-
ben. oldum olası hep sevdim yağmuru ve yağmur getirmesi muhtemel kapalı havaları.
"neden" diye sorunca kendime babamın çok sevdiğini, yağmuru görünce adeta çocuklaştığını hatırladım.
"rahmet bu rahmet!" , "bereket yağıyor" derdi gülerek, neşeyle. yağmurdan hiç şikayet ettiğini hatırlamıyorum.
düşününce ona da kendi babasından geçmiş olabileceği geldi aklıma.
onlar anadolu insanı, çiftçi. yağmur elbette rahmet, bereket onlar için, yaşam için.
ben yağmura sevinen bir babadan öğrendim yağmuru sevmeyi, yağmur yağarken içimin sevinçle dolması bundan.
atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
-
insan alkollüyken kimi düşünür, kuvvetle muhtemel sevdiğini.
atatürk de bu vatanı sevip onun için efkarlanmış, çok mu?
fenerbahçe'nin artık üçüncü büyük olduğu gerçeği
-
"uzun vadeli planları"
"yepyeni stadı"
"ateşli taraftarı"
olum bunlar malatyaspor'da da var amk ahahahaha.
evli bir kadının forumda sorduğu korkunç soru
-
aslında bunun kaynağı bence aileler. kızınızın zihinsel engeli varsa neden evlenip çocuk yapmasına müsaade ediyorsunuz?
halı saha tuvaleti
-
bir tuvalet çeşidi.
bir gün eğer es kaza bu tuvaletlerden birisinde kayıp yere filan düşersem, ayağı kırık at gibi çekin silahı vurun beni.
ösym'nin paramız yok açıklaması
-
bence diyanet'ten isteyebilirler.
ikinci turda bakanlık taleplerimiz olacak
-
ikinci tura bırakmak istemesinin sebebi belli oldu. ülke yangın yerine dönmüşken kendi çıkarlarını ülkesinin çıkarlarından üstün gören “ milliyetçi “ cb adayının açıklamaları.
vinç operatörü maaşı
-
elestirilecek noktayi kaciriyoruz yine her zamanki gibi. onun maasi fazla degil, sizinki az.