hesabın var mı? giriş yap

  • önlüklere takılan yakalık. zamanında dantelli, fistolu olanları çoğunlukla sosyoekonomik seviyesi nispeten yüksek olan ailelerin çocukları takardı. diğerleri ise genelde düz ve sürekli yıkanmak suretiyle tek bir yakalıkla haftayı bitirirlerdi. bir de nedenini tam olarak anlamasam da diş teli. diş teli olan çocuklar da genelde zengin olurdu.

  • rahatsiz olmus bunu da belirtmis. muhabir de saygi gostermis duruma. bu kadar abartilacak bir durum yok.

  • fight cluba göre tüketim çılgınlığı , bugünkü gelinen noktada dahil olmak üzere insanı kesinlikle daha fazla yönden anlatan bir film. "dibe vurma" konseptini çok daha güzel , çarpıcı ve derin şekilde işliyor. fayt kılapta , biz yeni nesil hep yer içer sçarız olayı gözümüze sokulurken bu filmde alttan alttan verilip finalde bomba konmuş.
    ben böyle bi oyunculuk görmedim , kevin spaceynin hayat verdiği lester burnham değiştikçe benimde nefes alışverişim yavaşladı. nasıl bir oyunculuk , nasıl bir mimik kabiliyetidir.. kendini anlattığı bölümlerde sese bile gerek yok, yüzündeki o ifadede herşey açık ve net görülüyor zaten.
    aldığı oscarları sonuna kadar haketmiş.

  • adam kaydı dinlerken kafasının içinde ben bu hallere nasıl düştüm diye düşünüyor ama cevabı bulamıyor. kadının tek derdi etkileşim. bir gözü kamerada adama koala gibi sarılmış sürekli sarsıyor. o da içinden "kendine gel o kadar hazırlık yaptık bunun en az 1.000 beğeni 100.000 izlenme alması lazım" diye düşünüyor ama çabaları yetersiz.

    bu bir dramdır.

  • ölüm grubu deniliyordu türkiye'nin grubuna harbiden öyleymiş. biz elendik hırvatlar elendi ispanya elendi. mükemmel bir ölüm grubu. herkes öldü amk.

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...