hesabın var mı? giriş yap

  • bu tür haberler mısır'dan filistin'den falan gelirdi de gülerdik... ülkenin gele gele geldiği nokta burası işte amk.

    ibret-i alem için şişme noel baba'yı siksinler de rahatlayalım... hayır bu noel baba olayına dünyanın başka hiçbir yerinde bizim kadar takan var mı acaba merakta etmiyor değilim hani...

  • konu hakkında yeni ve çarpıcı bir video daha yayınlanmıştır.
    slaughterbots - if human: kill()

    video, çetelerin ve terörist grupların düşmanlarını öldürmek için yapay zeka destekli robotları kullandığı bir geleceği konu alıyor. insanlar birlik olmaz ise "slaughterbot"ların (katliam robotu) insanlardan daha büyük bir tehdit oluşturacağı konusunda uyarıyor.

    birleşmiş milletler, insanları hedef alan otonom silahların yasaklanmasını ve diğer silah türlerini sınırlandırmayı tartışmak üzere 13 aralık 2021'de toplandı. görüşmeler 17 aralık 2021'de sonlanacak.

    videoyu hazırlayan future of life institute (yaşamın geleceği enstitüsü) bu toplantı öncesinde yapay zeka destekli drone sürülerinin arkasındaki teknolojinin bu katliam robotları aracılığı insan toplumuna zarar verebileceği konusunda uyarıyor ve birleşmiş milletler'i bu tip robotları yasaklamaya davet ediyor.

    videoda gösterilen senaryoların gerçek hayattaki versiyonları da mevcut tabii ki. hatta bunlardan biri bizim ülkemizden.

    mart 2020'de türk yapımı kargu-2 insansız hava aracı insan hedefe yönelik ilk otonom saldırıyı gerçekleştirmiştir. "kargu-2 iha'nın katil robotlar çağını başlatması" başlığında bu konuyu uzun uzun tartışmışız.

    kasım 2020'de israil istihbaratı, iran'ın nükleer programının önemli isimlerinden mohzen fakhrizadeh'i uzaktan kumandalı bir makineli tüfek kullanarak öldürmüştür. makineli tüfek, silahı hedeflemek için yapay zeka kullanıyor ve fakhrizadeh'in konvoyunu vurmak için bir operatörün komutu ile kamera beslemesi arasındaki 1.6 saniyelik gecikme süresini yapay zeka aracılığı ile gidermiştir.

    2020'de yapılan abd ordusu birliği toplantısında ghost robotics, tüfek silahlı dört ayaklı bir insansız hava aracı sergilemiştir.

    video tüm karamsarlığına rağmen umut verici bir son ve mesaj ile bitiyor. birleşmiş milletler "slaughterbot"ları yasaklamak üzereyken birbirini öldürmek üzere olan iki insan silahlarını bırakarak "slaughterbot"un kendilerini öldürmesini önlüyor ve birleşmiş milletlerin yasak kararı ile sonlanıyor.

    videonun sonundaki durumun gerçekleşmesi, sürmekte olan, konvansiyonel silahlar sözleşmesinin gözden geçirilmesi için yapılan altıncı konferansa bağlı.

    videoyu yayınlayan yaşamın geleceği enstitüsü ve uluslararası kızılhaç komitesi (icrc) gibi kuruluşlar devletlerin güç kullanımında yeterli insan kontrolü ve yargısının korunacağı, yasal olarak bağlayıcı kurallar getirilmesini talep ediyorlar.

    özetle birinin öldürülüp öldürülmeyeceğinin kararını yapay zekaya bırakmak yerine insan yargısına emanet etmemiz gerektiğini belirtiyorlar. bunun sağlanması için de bazı tür otonom silahların tamamen yasaklanması gerektiğini ve kalanların kullanımının da katı bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtiyorlar.

    eye in the sky filminde birinin ölümüne karar verip vermemenin bir insan için ne kadar zor olduğu konusu işleniyor. bu kararı yapay zekaya bırakmak faydadan çok zarar getirebilir zira yapay zekaya insani duygular yüklemek mümkün değildir.

    george mason university'den zachary kallenborn, "otonom drone sürülerinin otonom silahların en riskli türlerinden biri olduğunu ve otonom nükleer silahların kullanımına sebep verebileceğini" söylüyor.

    otonom silahların kontrolünü kaybetme ihtimali ile nasıl başa çıkabileceğimizi öğrenmek ancak kullanımlarına ilişkin yasak ve kısıtlamalar aracılığı ile kullanım hızını yavaşlatarak gerçekleşebilir.

    insanlık, kimyasal ve nükleer silahlar gibi kitle imha silahlarıyla nasıl başa çıkacağını, icatlarından yüz yıldan fazla bir süre geçtiği halde çözebilmiş değildir. bu tür silahların kullanımının yasaklanması erişimi zorlaştırmış ve yayılmalarını oldukça yavaşlatmıştır. benzer bir uygulama otonom silahlar için de yapılabilir.

    kaynak: popular mechanics

  • videoda tam bir safkan çomar görüyorum. başkanın bu tiplerle muhatap olması üzücü biraz, ama yine de sakinliğini ve sabrını ayakta alkışlıyorum.

    o videonun yalan olduğunu en iyi sen biliyorsun çomar esnafcık. bu satırları sana ve senin gibiler için yazıyorum. muhtemelen oruçlusundur. bu ramazan ayında attığın iftira ve yediğin kul hakkı yanına kalmaz umarım. o inandığın allah varsa eğer, ilk önce seni yakar zaten.

    ateist halimle beddua ettirdin bana aşağılık herif.

  • unutmak istemeyen insanın kendine yaptığı en büyük kötülüktür. farketmezsin başta. resmini her gördüğünde gitmediğini, yanında olduğunu sanırsın. ben 11 yıl taşıdım, en yakın arkadaşım öldükten sonra fotografını. her an aklımdaydı zaten de bir fotografı kalmıştı elimde. geri kalan her şey yok olmuştu. atlatamadığımı anlayınca annem aklınca öyle bir çözüm bulmuştu. sadece bir kez sorabilmiştim, fotograflar nerde olduğunu, attığını söylemişti. gözlerimden yaşlar süzülmüştü, küsmüştüm çocukça, konuşmadım aylarca. yanımda vardı bir fotografı nasılsa, cüzdanımda saklamıştım. sonra bir gün cüzdanımı kaybettiğimde, fotografı da gitti. hiç bir şeye üzülmemiştim de o fotografı kaybettiğim için senelerce suçlamıştım kendimi.

    gel zaman git zaman büyüdüm ya da büyüdüğümü sandım. bir fotografa ne kadar çok anlam yüklediğimi anladım. fotografı olsa da olmasa da özlüyordum nasılsa. kendimi suçlamayı bıraktım.

    cüzdanda fotograf taşımak, başta huzur verir insana, sonra da yalnızlık.
    sen ne anlam yüklersen, onu hissedersin günün sonunda.

  • oğlunun çükünü kestirirken tüm gün davul zurna çaldıran, askere gidecek oğlu için kornayla kafa beyin patlatan, düğününde dakikalarca havai fişek attıran densizlere verilen şahane bir ayar.

  • kaan'a çektiği şut için kızmak futbol cehaletidir. tüm takım neredeyse 18 içinde kalmış ve kaptırılacak top kontraya sebep olur. böyle pozisyonlarda atak sonlardırma tercih edilir ve bu yüzden de gol olursa süper gol olsun, olmazsa da dışarı çıksın vurusu tercih edilir. buna altyapı eğitimi deniyor.

  • işbu diyalog yoğun rus nüfusu barındıran bir yazlık beldemizde gerçekleşmektedir:

    baba-kız, kız için mayo almaya çıkarlar, saatlerce süren alışverişten bıkan baba, en son denenen bir bikini için;

    b: hah, bu oldu, tamam alalım hadi.
    k: ama bu çok açık sanki baba ya, rahat edemem ben. hem senin baba olarak daha kapalı şeyleri beğenmen lazım.
    b: ya kızım allah aşkına, onca rus kızı varken sana kim bakacak, al, bi şey olmaz.
    k: ?!?!

  • hakkında çok yanlış bilinen olduğu, kolay sanılan ama bir kedi köpek kadar belki daha fazla sorumluluk gerektiren balıkların bulunduğu su tankının adı.

    akvaryum benzeri diğer tanklar:
    (bkz: paludaryum)
    (bkz: riparyum)

    akvaryumculuk "hobisine" başlamadan önce neyin nasıl yapılacağını bilmek gerek.

    öncelikle söylemem gerek, ne kadar hobi dense de diğer evcil hayvanlar kadar değerli ve bakım gerektiriyor akvaryum canlıları. hepsi bir can. petshoptan köpek alıp 1 ay sonra sokağa salmakla balıklarınıza iyi bakmamak arasında vicdanı olarak bir fark yok.

    1. tank ve canlı seçimi

    öncelikle ya canlı seçeceksiniz ya da ne kadar alanınız varsa ona göre bir tank seçeceksiniz ve imkânınızın el verdiği canlılar arasından seçeceksiniz. tabi akvaryum tipinin ne olacağına da (soğuk su, sıcak su, tuzlu su, acı su, resif tankı) bu aşamada karar vermeniz gerek.

    istediğiniz canlının yaşayabileceği akvaryum boyutlarını araştırıp ona göre bir tank almanız gerek. nadiren de olsa bazı tanklar bazı canlılar için fazla büyük olabiliyor ve bundan dolayı stres oluşabiliyor. edit: nadir dediysem gerçekten nadiren oluyor bu durum. genelde derinlik sorun yaratıyor. 2 metre yüksekliği olan akvaryuma galaksi rasbora koymayın yani.

    25 litre altı tanklardan akvaryum olmaz, ama iwagumi denenebilir. 25-60 litre arasındaki tanklar nano tank olarak adlandırılır, bunlarda da belli bazı türler bakılabilir.

    kendi tankınızı yapmaya çalışmak genelde hüsranla sonuçlanır, düşünmeyin bile.

    2. bitki seçimi

    tankınızı ve canlılarınızı seçtiniz, şimdi sırada ne var? bu canlıların bitkileri yiyip yok edip etmeyeceğini öğrenmek. eğer yok etmiyorsa akvaryumunuza bitki etmek hem canlılar hem de görüntü olarak daha güzel olur. eğer ki bitkileri yiyen canlılar varsa yosun ve anubias dışında az seçeneğiniz var. bitkilerin en büyük faydası besinleri alarak alglerin gelişmesine müsaade etmemek. eğer bitki örtünüz seyrek kalmak durumundaysa alg yiyen canlılar edinmeniz faydalı olur, tabi bunların diğer balıklar tarafından öldürülmeyeceğine ya da strese sokulmayacağına emin olmanız gerek.

    eğer caridina dennerli gibi bir tür bakacaksınız, bitkileri toptan unutun, 7.5 8 ph arası bitkiler çok büyümez, 8 üstü de bazı yosunlar hariç canlı kalamaz. bitkiler için alkali ve yumuşak su her zaman daha iyidir.

    edit: alkali demişim, ekşi şeylere girmiş, kimse de dememiş alkali değil asidik olacak o diye. asidik su bitkiler için daha iyi.

    3. su kimyası

    bitkilerinizi de seçtiniz. canlılarınızın yaşayabileceği en uygun ph, kh, gh ve tds değerlerini öğrenmeniz gerekli. musluğunuzdan akan suyu test edin. eğer değerler gereken değerlere yakınsa su temizleyici, klorür bağlayıcı ((bkz: tetra aquasafe) (bkz: seachem prime) gibi)sıvılardan edinin. bu sıvı ile birlikte tds değeri nedir ona bakın. eğer ph/kh yükseltici ya da düşürücü kullanmanız gerekiyorsa suyu uygun değerlere çektikten sonra tds'ine bakın. bütün bunlar tds'i arttıracağı için fazla kullanımı sorun yaratır. eğer tds'i çok yükseltmeden uygun değerleri elde edemiyorsanız saf su ve akvaryum mineralleri kullanmanız gerek.

    4. toprak seçimi ve gübreleme

    eğer 7 ve üzeri ph ve 0 üzeri kh değerlerine ihtiyacınız varsa aktif akvaryum topraklarından uzak durun. bunlar bitkileriniz için çok faydalı olsa da kh değerini sıfırlayıp haliyle ph değerini (markasına bağlı olarak 6.8-5 civarına kadar) düşürür. ama bu demek değil ki bitki yetiştiremezsiniz. walstad metodu'nu deneyebilirsiniz ya da akvaryum kumu/çakılı altına gübre tabletler ekebilirsiniz. tropica ve dennerle çakıl/kum altına koymak için kil benzeri gübreli toprak satıyor, bunlar da yardımcı olabilir, hem ph, kh değerlerini de etkilemiyorlar. tabi özellikle durgun bir zemininiz varsa suya da bitkiler için besin eklemeniz gerek, nitrojen, fosfor, fosfat hesabı kafanızı başta karıştırabilir bu yüzden hazır karışımlara yönelmeniz ilk başta daha kolay olur. gübreleme için iki güzel yöntem var: (bkz: estimative index) ve (bkz: pmdd).

    kum/çakıl için tane boyutuna dikkat edin, bazı balıklar ince kum severken bazıları ince kumu yanlışlıkla yiyip hastalanabilir. büyük çakıl parçalarına bitki ekmek daha zordur ama ince kum fazla derin olursa anaerobik bakteri yetişmesine sebep olabilir, bu da akvaryum canlılarını zehirleyebilecek gazların oluşmasına sebep olabilir. edit: anaerobik bakteri yetişmesinin neredeyse imkansız olduğunu, yetişse bile gazları zarar verecek yoğunlukta üretemeyeceğini öğrendim. kısacası şehir efsanesiymiş, ilgilenen varsa bu konuyla ilgili bilimsel makaleleri atabilirim. görünürde derin kumun tek eksisi çürüme için daha fazla alan oluşturup herhangi bir şekilde zemin rahatsız edildiğinde pisliği suya salması. rahatsız edilmezse derin kum bitkiler için daha güzel bir zemin oluşturmaz mı diyeceksiniz, cevap evet, ama yine de dikkatli olun. derin kum anaerobik bakteriler ile no3 seviyenizi düşürmez, kumun cec'ine (bkz: caution exchange capacity) bağlı no3 zemine hapsedilebilir sadece.

    kum/çakıl rengi de farklılık yaratıyor. kırmızı karidesleriniz beyaz zemin üzerinde renklerini kaybeder örneğin. ya da balıklar kendini açık av gibi hissedip strese girebilir.

    yosun ve rizomlu bitkileri akvaryum yapıştırıcıları ile taşlara vs. yapıştırabilirsiniz ya da dry start metodu'nu uygulayabilirsiniz. rizomlu bitkileri taş, odun parçalarına misina ile bağlamak da işe yarar, ekmeye hiç uğraşmayın rizomu toprak altında kalırsa ölür.

    5. co2

    tankınıza co2 vermenizin artısı: bitkilerinizin daha hızlı büyümesini sağlar haliyle alglerin büyümesini engeller. eksisi eğer fazla kaçırırsanız balıklar için bir gaz odasına dönüşür tank. sadece bitki varsa tankta 30-40mg/l'ye kadar co2 basabilirsiniz. balıklar varken 20mg/l'yi aşmayın. hatta 20mg/l'yi aşamasanız bile bir hava pompasıyla suda yeteri miktarda oksijen çözündüğüne emin olun. bazı canlılar düşük co2'yi bile tolere edemez, araştırmadan kafanıza göre co2 basmayın.

    co2 ph'yi düşürür panik yapmayın. akvaryum içine konan kullan at co2ler ph'yi etkileyecek kadar co2 çözdüremiyor, anca ph-kh ilişkisinin el verdiği kadarı çözünüyor.
    ph kh co2 ilişkisi tablosu burdan ph kh değerlerinize bakıp tankınızda ne kadar co2 çözünebileceğini görebilirsiniz. daha fazla co2 çözünmesi için difüzörlü ve barometreli bir sisteme ihtiyacınız var, bu sistemlere tekrar doldurulabilir co2 tüpü takılabiliyor. akvaryum içi silindirli kullan at co2leri tekrar dolduramazsınız.

    tekrar doldurulabilir co2 tüpü alacaksanız da restoranlara ekipman satan yerlere sormanızı tavsiye ederim, daha ucuza geliyor. tabi tüp hariç kalan ekipmanı (difüzör, basınç düşürücü, barometre vs.) yine akvaryumcudan almanız gerek.

    6. aquascaping

    bundan sonra aquascaping için araştırma yapıp taşlar, odun parçaları alabilirsiniz. bunları doğadan toplarsanız kaynatarak dezenfekte edebilirsiniz ama kaynarken bu taşların patlama ihtimali var, o yüzden önermiyorum, hiçbir sorumluluk kabul etmiyorum.

    7. filtre

    akvaryum hacminizi (en az) 2.7 ile çarpın, bu filtrenin akvaryumunuz için gerekli saatte yapması gereken dolaşım miktarıdır. 50 litre akvaryumunuz var ise en az saatte 135 litre akıntı sağlayan bir filtreniz olmalı örneğin. 60 litreden küçük akvaryumlara iç filtreler yeterli oluyor ama daha büyük tanklar için dış filtrelere yönelmenizi şiddetle tavsiye ederim.

    tabi sadece pompa kuvveti değil, filtrenin yüzey boyutu da önemli. ne kadar yüksek hacim o kadar çok temizleyici bakteri kültürü demek.

    8. ışık

    filtre ve ısıtınıcızı tank boyutunuza yetecek olanlardan aldınız geriye ışık kaldı. kolay yetişen bitkileriniz varsa litre başına 10-20 lumen, büyüme hızı ortalama bitkileriniz için litre başına 20-40 lumen, yavaş büyüyen bitkiler için litre başına 40 lumen üzeri ışığa ihtiyacınız olacak. artık 2020 yılında olduğumuz için led ışıkların watt-lumen ilişkisini şöyle bırakıyorum (tamamen doğru tabi ki değil ama yaklaşık değerler bunlar):

    4w 375 lum
    6w 450 lum
    12w 800 lum
    15w 1100 lum
    20w 1600 lum
    30w 2600 lum
    38w 3000 lum

    9. bakteri kültürü

    her şeyden önemli olan bir şey var: (bkz: akvaryumda nitrojen döngüsü). bu olmadan canlılarınızın sadece ölecektir. başlıkta açıkladım, dikkatli okuyun, uygulayın.
    ben şahsen bitkilerinizi ekmeden önce bunu yapmanızı tavsiye ediyorum çünkü bitkiler de sudaki amonyağı besin olarak kullanabiliyor ama uzun vadede ve yüksek oranda bitkilere zarar verebiliyor. tabi bitkilerle beraber döngüyü uygulayın diyen de çok insan var, tercih sizin. bitkileri sonra ekerseniz gözle görülür bir büyüme görmeden diğer canlıları eklemeyin, kökler zayıf olduğu için kolayca topraktan ayrılabiliyorlar.

    10. canlıları ekleme, su değişimi, besleme

    şimdi sıra balıklara geldi. balıkların olduğu poşedi akvaryum suyu üzerinde yüzdürmek bazı balıklar için yeterli olsa da bazı balıklar ve özellikle karidesler için ayrı bir kapta akvaryum suyunu bir hortumla damla damla vererek 2 saat kadar suya alıştırmak gerek.

    bundan sonra 3 ay boyunca her hafta en az çeyrek (estimative index gübrelemesinde yarım) su değişimi iyi olur. sonra iki haftada bire indirebilirsiniz, ya da haftalık %10-15 civarına indirebilirsiniz. balıklarınızı da sadece balık yemi ile beslerseniz kısa yaşarlar. canlı ya da dondurulmuş besinler her zaman daha besleyicidir, (bkz: balık yemi) başlığında yazdığım girdide verebileceğiniz yemleri sıralamaya çalıştım. su değerlerini test etmeyi ve ph, kh, gh değerlerini mümkün olduğunca sabit tutmaya çalışın. en büyük sorun değerlerin çok yüksek ya da düşük olmasından çok bu değerlerin çok hızlı dalgalanmasıdır.

    hangi bitkiyi alsam, ne kadar gübre eklesem, ne kadar toprak lazım, ışık nasıl olmalı, hangi canlı hangi koşullarda yaşar sorularınız varsa birkaç site önereceğim:

    flowgrow
    bitkiler dahil neredeyse her tank canlısı hakkında bilgiyi edinebilirsiniz. bazı tercüme edilmemiş sayfaları almanca. ayrıca ışık, toprak, gübre vs. için de hesaplayıcılar falan var.

    seriouslyfish
    bu sitede ise özellikle balıklar üzerine epey detaylı bilgiler mevcut.

    jbl online hospital
    burada hastalıklar ile ilgili arama yapıp uygun çözümü bulabilirsiniz.

    aqadvisor
    burada hangi filtre uygun olur hangi canlı akvaryumunuz için uygun arayabilirsiniz.

    edit: balıkların bir tankta mapusta gibi yaşamaz. süs balıklarının çoğu doğada belli bir bölgeyi sahiplenip oradan çok uzaklaşmaz. uygun boyutlarda tanklarda da aynı davranışları sergilerler. hatta akvaryumdan bir taşı çıkarın aman da nereye geldik der strese girer balıklar. her balık alabalık gibi göç etmez. ayrıca akvaryumda bakılan balıkların ömrü doğadakine kıyasla daha uzundur. hatta doğada başka bir canlı tarafından avlanmazsa 2 3 yıl yaşayabilen amano karidesleri tanklarda 10 yıl kadar yaşayabiliyor.

    tabi burada vahşi ortamından koparılan balıklardan bahsetmiyorum. 1000 yıldır bir şekilde akvaryumculuk denen şey var ve haliyle yeterince tür balık var. akvaryumlarda bakılmayan bir balığı sadece göz zevki için doğal ortamından koparmak kesinlikle canice. şimdi halihazırda var olan türleri doğaya saldığınızda da yaşayamıyorlar. doğadan sadece örnek olarak popülasyonunu etkilemeyecek toplama yapılıp akvaryumlarda üremesi sağlanabiliyor. ama işin ucunda çıkar için hunharca üretilen balıklar da var. o yüzden petshoptan balık almaktansa birinden sahiplenmek en güzeli. hem bu balıkların çıkar için üretilmesine engel oluyorsunuz hem daha iyi bir yuva veriyorsunuz.

    tatlı su süs balıklarının %10'u doğadan toplanıyor, alırken tankta yetişmiş bir jenerasyondan geldiğine emin olun. tuzlu su akvaryumlarına kimsenin bulaşmamasını öneriyorum çünkü canlıların %90 kadarı doğadan toplanıyor. ama insanlar balıkları besin için avlayıp büyük alanlara zarar vermek yerine akvaryum için bunları satarak daha çok para elde edebildiğinden artık avcılar da bir balık için onlarca ayrı türe zarar veren yöntemlerden (siyanür gibi) uzaklaşıyor, süs balıklarının popülasyonuna zarar vermemeye çalışıyor ki daha yüksek kar sağladığı işinden olmasın. ne kadar karşı olsam da insanın doğaya verdiği zararı azaltan bir etkisi olduğu da kesin.

    koruma amacıyla az sayıda doğadan koparılan ve akvaristler dışında kimsenin çabalamadığı çok tür var. rasbora (rasbora yanlış, türü hatırlayabilirsem editleyeceğim) mesela, şu an akvaryumlardaki rasboraların tamamı sadece birkaç çiftin torunları. doğada neslinin tükendiği düşünülüyor. illa ki nufuslarına zarar vermek gerekmiyor, nemo faciasında olduğu gibi.

    doğada nesli tükenen balıkları koruma konusu ilginizi çekiyorsa cares balık koruma programı

    edit 2: hiçbir akvaryuma sebepsiz ilaç eklemeyin. 1. bu bakteri kolonilerinizi öldürebilir. 2. tds'inizi yükseltir. 3. hasta olmayan canlıya ilaç vermek faydadan çok zarar getirir.

    aynı şey ph/kh değiştiren ya da nitrit seviyelerini düşüren kimyasallar için de geçerli. suda bir problem varsa ilk yapılması gereken su değişimidir, ilaç, kimyasal vs. vermek değil.

    edit 3: ekipman için hangi marka iyidir diye soranlar için:
    (bkz: ada) (bkz: dooa) (bkz: eheim) (bkz: juwel) (bkz: fluval) (bkz: chihiros) (bkz: seachem) (bkz: aqua rebell) (bkz: nilocq) (bkz: glasgarten) (bkz: ista) (bkz: oase) (bkz: saltyshrimp) (bkz: twinstar)

    bütün ürünleri iyi olmasa da kötü diyemeceğim:
    (bkz: jbl) (bkz: dennerle) (bkz: tetra) (bkz: sera) (bkz: hygger) (bkz: hobby) (bkz: nicrew) (bkz: tropica) (bkz: easylife)

    son yazdığım markalar genelde her şeyi üretmeye çalıştığından sabit bir kalite yakalayamıyor, kötü değiller işin aslında.

    edit 4: çeşme suyu kullanacaksanız her zaman ama her zaman soğuk su kullanın. sıcak su kullanmanız borulardaki diğer metallerin suda daha fazla çözünmesine neden olabilir, özellikle bakır karışırsa her canlı için öldürücü hale gelir. bunun yanısıra sıcak suda oksijen ve karbondioksit daha az çözünür, haliyle bitkileriniz ve diğer canlılar sorun yaşar.

  • ogrencilerle yaptigi konusmalardan bir tanesinde, sayisiz odul ve basaridan sonra bile hayatinin en mutlu yillarinin zorunlu hizmetle mardin'de ve köyünde doktorluk yaptigi zaman oldugunu soylemistir.