hesabın var mı? giriş yap

  • kendi deneyimimden dolayı yazdığım bir entry (bkz: #49889020) yüzünden almadığım hakaret dolu mesaj, altına girilmeyen entry bıraktırmayan araba. lanet olsun, nasıl insanlarsınız siz? ulan ben haram yemedim, 2 yıl haftanın her günü geceleri 4 saat uykuyla durdum, bir gün tatil yapmadım, işlerimi yoluna koyayım diye uğraştım, didindim, hakkımla kazandım aldım. biriktirdiğim parayı kumarla çoğaltmadım, kredi çektim, riske girdim, inşaat yaptım, sonra onu da bıraktım. size girip çıkan ne arkadaş? ben mi elinizden aldım lanet olasıca hayatınızı? "naber kızlar zenginim" diyormuşum, gavatmışım falan. nedir olum sizin derdiniz?

    dünyanın en iyi arabası değildir, dünyanın en pahalı arabası değildir, almanya'da 2 yaşındakilerine çok rahat her türlü insanın binebileceği, taksi olarak da oldukça bol bulunan bir arabadır. ego tatmininizi benim üzerimden yapmayın. otoritenin elinizden aldığı hayatı ben elinizden almışım gibi davranmayın. sikmişim arabasını ulan, bundan 6 sene önce sürekli yağ yakan tempra'ya biniyordum, bir gün de yolda mercedes görünce sövmedim. tutup da 18 yaşımda babama yaslanıp coupe, cabrio araba almadım. üniversiteden beri görüştüğüm kız arkadaşımla tanıştığımda da cebimde fazladan ayıracağım 5 kuruş para yoktu. nasıl insanlarsınız olum siz, neyin derdindesiniz?

  • üniversite sınavından çıkmış, allak bullak olmuşum, annem kapıda beklemiş, konuşmuyorum, ağlıyorum... ana kız okuldan çıkıyoruz. okulun hemen yakınında park etmiş kamyonlar var, adamın biri kamyondan iniyor, bildiğin kamyon şöförü:
    adam-ne ağlıyor bu?
    annem-sınavı kötü geçmiş de. (annem de şokta sanırım)
    adam-(bana dönüp)- ağzının üzerine bir çakacağım şimdi!
    ben- ühüüüüüü. (daha yüksek ağlama sesi)
    annem-üzülme bak, adam da dövecek...

  • dün akşam yaşadığım bir olayı anlatayım. yer rize, alıcı her halinden malum partiye oy verdiği belli olan bir anne ve 20'li yaşlarındaki oğlu. tam köylü kurnazı tipler. ürünün ne olduğunu geçiyorum.150 tl'ye ve çok uygun bir fiyata sattığım bir şey idi ve bunun için bile indirim istedi , 140 yaptım. geldi. beğendi. alırken 130 uzattı ve " kusura bakma bu kadar param var " dedi. belki başkası olsa "tamam canın sağolsun" diyip kabul ederdim ama yaptığı çakallık beni çıldırttı o an ve "hayır olmaz" dedim. ben kabul etmeyince de baktılar ki oynadıkları kumar işlemedi, oğlu çıkardı cebinden eksik parayı uzattı. bu sefer iyice çıldırdım ve " artık ürünün fiyatı 200 tl oldu kusura bakmayın daha aşağı fiyata satmıyorum" dedim. kadının gözler fal taşı gibi açıldı ve arabayla uzun bir mesafeden geldikleri için de almadan gitmek istemediler. zırlaya zırlaya 200 tl'yi verdiler gittiler. çakallıksa çakallık hodri meydan.

  • yele tarağı, lastik kaşağı, kök fırça, bakım fırçası, fırça başlıklı nal temizleyicisi ve çıkartılabilir iç parçalı kutu olmak üzere 7 parçadan oluşan mükemmel set.

    karşıma ilk kez geçtiğimiz pazar günü beşiktaş'taki tchibo mağazasının önünden geçerken çıktı bu muhteşem ürün.

    gerçekten mağazanın pazarlama ekibini tebrik etmek gerek çünkü memlekette o kadar çok at var ki eminim talebi karşılamakta zorlanmışlardır.

    ben de küçük bi şımarıklık yaptım ve hemen edindim, her gece fırçalanıyorum. tavsiye ederim.

  • ilk üç entry'nin sahibi aynı odada gibi. ikinci tuvaletteymiş gelip entry girmiş, üçüncü çayları getirmiş. çok tatlılar.

    edit: üçüncü çayı demleyip entrysini sildi gitti sanırım.ayrı eve de çıkmış olabilir ne biliyim.

  • kayıp yazar olduğum günlerde, tuvalette oturmuş çamaşır makinesinin üzerindeki orkid paketinin üzerindeki yazıları okurken aklıma geldi.

    prehistorik dönem kadınlarının regl çilesi, insanları hayatlarından soğutan çok beter bir şey olmalı. isa'nın çilesinden eski, kanlı, sancılı ve zorlu bir süreç... bu çile, doğal seleksiyonun insan ırkını mükemmelleştirmesi için de bir adımdır bence.

    düşünsene, mağaralarda yaşıyorsun... hijyenik ped diye bir olay yok. onu geçtim hijyenik hiçbişey yok zaten. mikrop kapmaya müsaitsin. kan kokuyorsun, vahşi hayvanları bulunduğun bölgeye çekiyorsun...

    hadi hepsini geçtim... majezik yok lan!!! majezik olmadan olur mu? olmaz! çikolata yok, sıcak su torbası yok...

    iyi ki bu dönemde doğmuşum.

  • abi ankara'nın göbeğinde 100 küsür kardeşimiz öldürüldü. bir gün sonra senin medeniyetler beşiğin, eski başkentin konya'da torku arena isimli stadında binlerce insan ışid tarafından katledilen vatandaşların için düzenlenen saygı duruşunu ıslıkladı.

    fransa'da olağanüstü hal ilan edildi, fransa başkanı hemen ekranlara çıkıp halkının acısını paylaştı ve g20 zirvesine katılma planını iptal etti.

    senin cumhurbaşkanın sarayına birkaç kilometre mesafedeki katliam yerine anmaya kaç gün sonra gitti?

    kendi katledilen vatandaşına sahip çıkmaktan acizsin, gelmiş youtube'e çemkiriyorsun. hiç utanmıyorsun.

  • bir anda, büyük bir soğukkanlılıkla ve çok kesin bir biçimde gerçekleştirilen temizliktir.

    aklıma hep schopenhauerın bize hoşlanmadığımız bir şey yapan bir sevgili ya da dost söz konusu olduğunda, olayı nasıl muhakeme etmemiz gerektiği ile ilgili tavsiyesini getirir bu nevi bir temizleme operasyonu.

    buna göre; değer verdiğimiz biri bize çok ters bir şey yaptığında, oturup o insana; bir de affedilmenin küstahlığı ile bize bir kez daha aynı şekilde davranmasına katlanacak kadar çok değer verip vermediğimizi muhakeme etmemiz gerekir.

    muhakeme sonucuna göre eğer o insan hala vazgeçilmez ise bizim için, onu affedebiliriz.bu durumda ilk fırsatta o davranışını yineleyeceğinden de emin olmamız gerekir. yok eğer vardığımız sonuç, o insanın bir daha aynı şekilde davranmasına katlanmaya gerek olmayacak kadar değerli olmadığı yönünde ise, onu hemen ve çok kesin bir biçimde hayatımızdan uzaklaştırmamız gerekir.

    kural şudur: affetme affedersen bir daha yapar.

    dolayısı ile özel hayattan insan silmek ya da o insanı özel hayatta tutmak şeklindeki seçeneklerden birine yönelmek aslında; o insanın aynı şekilde davranmasına ne kadar katlanabileceğimiz, katlanmak isteyip istemediğimiz ile ilgili bir muhakemenin sonucunda gerçekleşir.

    bir örnek vereyim. salt sinirlendi diye kendisinde bana bağırma hakkı gören bir sevgilim vardı. sanırım dört yıl kadar katlanılmaz olan bu davranışına rağmen hayatımda kalmaya devam etmesi gerektiğini düşündüğümden bana bu şekilde davranmaya devam etti. sonra ona çok açık bir şekilde bana bir daha sesini yükseltirse bunun son olacağını söyledim. o, kısa bir süre sonra bir kez daha bağırdı ve bu benim bildiğim son kabalığı oldu. çünkü artık bu kabalığa katlanmaya değecek kadar değerli değildi benim için ve silindi. hiçbir şey kaybettirmedi bu seçim bana ve hayatımda sinirlerine hakim olabilen biri için yer açıldı.

    tavsiye ederim. serinkanlılıkla muhakeme edin. kibarca uyarın ve kesin bir biçimde silin. hayatınızda lüzumsuz istihdam olmasın.

  • eğer engelli bir birey değilseniz,merdiven kullanmanızı tavsiye ederim! hatta merdiven çıkmak istemeyenler için yürüyen merdiven dahi bulunuyor! çok etkileyici değil mi

  • bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..

    -ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
    +haha evet uyuyo..
    -ay ne istiyorsun?..
    +şarkı istiyorum.. tarkan'dan
    -neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..