hesabın var mı? giriş yap

  • tüikin yaptığı araştırma sonucu 2013 yılının en mutlu ili sinop'muş, haber ,,

    dünden beri haritada sinop'a bakıyorum neden neden diye... bugün keşfettim ve gizli resmi gördüm, ukrayna'ya en yakın il lan burası, ayrıca yıllardı feribot seferleri yapılıyormuş, mayısta da katamaran seferleri başlıyormuş,, haber

    evet sinop bilinmezliği çözüldü, artık en mutsuz il seçilen bingöl denklemini de başkası bulsun..

  • bmw'ye binen adam ingilizce bilmediği!! arabasına çarpıp sonra kaçmaya çalışan birini durdurmaya çalıştığı
    için kıro ilan edilen tartışmadır. ortada kavga filan yok!

    şaka gibisiniz lan.. kendi insanını bu kadar yerin dibine sokmaya çalışan başka ülke yoktur.. adam yabancı herifi dövmüyor! arabasına zarar da vermiyor.. polis gelene kadar arabasına çarparak kaçmaya!!! çalışan ve türkçe bilmeyen bir adamı durdurmaya çalışıyor.

    ve bu adam kıro oluyor! dalga geçiliyor!

    edit: bmw li türk vatandaşın arabasında hasar varsa.. ingilizce konuşan hani çok medeni!!! adam bu hasarı görüp yinede kaçmaya çalışıyorsa.. kim medeni kim kıro bir daha düşünün isterseniz!

    edit2: videonun başı yok! sadece yabancı herifin türk vatandaş sinirlendikten sonra çektiği kısımdan itibaren izliyorsunuz.. o türk vatandaşın o şekilde sinirlenmesine neden olacak bir şeyler olmuş olamaz mı?

    biri de diyor ki burası hukuk devleti.. öyle adamın önünü kesemezsin! burası hukuk devletiyse.. bir arabaya çarpıp kaçmanın suç olduğunu önce o yabancı herif bilecek!

    edit3: banada medeniyetsiz dediler bunu yazdım diye.. :) neymiş türk vatandaşın adamı durdurmaya çalışması kırolukmuş.. medeniyetsizlikmiş.. medeni olan adam aracın plakasını alır gitmesine izin verir peşinden gitmezmiş..

    bak güzel kardeşim hiç birimiz robot değiliz.. olaylara anlık tepkiler verebiliriz..
    sizin bir yakınınıza eşinize kızınıza akrabanıza vurup kaçsa bir araba onu durdurma şansınız varken durdurmaz mısınız? yoksa aman plakasını aldım polis bulur cezasını verir mi dersiniz?

    benim yanımda birinin çantasını çalıp kaçsalar ben o çalan adamın peşinden koşarım.. veya.. bir araba yada bir insana çarpıp kaçmaya çalışan bir araba görürsem ve onu engelleme şansım varsa engellerim. sizin mantığınıza göre ben bunu yapınca medeniyetsiz oluyorum.. oturup izlesem polis yakalar cezasını verir bana ne desem çok medeni olucam oysa ki..

    bu videoda türk adamın malına bir zarar gelmiş.. ufak yada büyük farketmez.. olayın başını da bilmiyoruz.. adam sorunu polisle çözmek istiyor bu onun en doğal hakkı.. fakat diğer yabancı şahıs direk kaçma derdinde.. ve siz türk vatandaş kaçan kişiyi engelledi diye adamı suçluyor.. kaçana medeni diyorsunuz!

    önemli edit

    güzel kalpli bir arkadasimiz van'ın bahcesaray ilcesine 65 km uzakta bir köy okuluna atanmış. atanmasıyla,sınıfında ve okulunda cocuklar için gereken eğitim malzemelerin var olmadığını görmesi bir olmuş. sosyal medyadan yardım çağrısı üzerine burda bir yardım kampanyası başlatıldı...

    (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)

  • bir gün beykoz'da hatalı park yüzünden aracım çekilmişti. çekilen otoparktan aracı teslim aldıktan sonra semte yabancı olmamdan dolayı benim gibi ceza yiyen diğer araçları otopark çıkışında takip etmeye başladım. 3-4 araç artarda 100 metre gittik gitmedik trafik polisi çevirdi konvoyu. meğer o gittiğimiz yol ters yönmüş. tekrar ceza yedik.

  • ağır ceza mahkemesi önündeyiz başkanın sanığa son sorusu

    -niye kaçtın üç yıldır
    -(şiveyle) guran çarpsın aha bu gaç dedi ben de gaçtım (beni göstermekte)
    başkan bana döndü
    -sayın başkan sanık kendi yordamınca haklarını ve olup olacakları sordu ben de hukuki kanaate istinaden yakalarlarsa hiç kurtuluşun yok tutuklanırsın dedim ( üye hakim yüzüne dosyayı kaldırmış gülmekten krize girecek )
    başkan
    -avukatın doğru söylemiş, yaz kızım sanığın tutuklanmasına...

  • extraterrestrial medeniyetlerle yapılan ilk barış görüşmelerinin resmidir.

    soldan sağa:
    barack obama
    87.5 milyon ışık yılı uzaktaki taxvnya_arabski uygarlığından bir temsilci
    yaklaşık 55 yıl önce taxvnya_arabski gemileri tarafından rize'deki bir köyden kaçırılan tayyip
    michelle obama

    tayyip'in yüz ifadesinden ne kadar şaşkın ve gezegenine dönmekten ne kadar mutlu olduğu görülmektedir.

  • artık bir ekşi sözlük klasiği olan aramaya inanmadan yazma ve ciddiyetsiz şukelalarla debe 2. olan entrymiz
    #48580665

    ardından başlıkta 'limit' kelimesini arayınca daha öncesinde bu bilginin tam olarak 152 kere yazılmış olduğu ortaya çıkıyor.

    hiç unutmam 4 yıl önce zamanın meşhur bir esprisini aynı başlıkta 2. kez yazdığım için (trabzon'da 2 kişilik uçak mezarlığa düşmüş, kurtarma çalışmaları sonucunda 40 ceset çıkarılmış) sözlükte geçen haftanın en kötülenmiş entry'lerine girmiştim. şimdi ise 152. kez yazınca debe'de 2. olabiliyorsun.

    burası ekşi sözlük, burada artık kalite yok!

  • mitralyöz günümüzde her makinelitüfekle eş anlamlı bir kelime haline gelmiş olsa da aslen tek bir icadın özel ismi olarak çıkmış ancak buradan yürüyerek koskoca bir janra da adını vermiştir. böyle nescafe'nin bütün instant kahvelere kendi adını vermesi gibi bir örnek silahlar aleminde çok görülmez.

    mesela günümüzde bütün makinelilere gatling demiyoruz çünkü o dönen namlularla özdeşleşmiştir. nordenfelt demiyoruz, öyle diyince aklımıza 15 kilo çelik bloklarla kurulan primitif silahlar geliyor. mitralyöz diyince aklımıza top arabasında çekilen tuzluk gibi bir şey gelmesi lazımken modern makinelitüfek de akla geliyor. niyeyse öyle olmuştur.

    kelimenin kökeni fransızca mitraille'den gelir. bu file bir torba içine üzüm salkımı gibi koyulmuş bilyalardan oluşan bir tür anti personel topçu mühimmatının tarihi adıdır. görünüş olarak zaten topa benzemektedir, sadece piyadeye karşı kullanılması planlanmaktadır, ona mukabil bunu atan silaha dişi bir cinsiyet vererek mitrailleuse demiştir fransızlar*.

    1866 yılında mekanik bir kol yardımıyla ateşlenebilen, top arabasıyla çekilebilen, şarjörle dolan ve 25 namlunun bir top namlusunun içine yerleştirildiği, dönemine göre modern denilebilecek bir dizaynı vardır. silahın operatörü silahın arkasındaki bir manivelayı saat yönünde çevirdikçe pirinç 10 kiloluk bir şarjör bloğuna itinayla dizilmiş 13mm mermiler sırayla ateşlenmektedir. mermi bittiğinde tepeden pirinç blok çekilip yeni şarjör koyulmaktadır. tüm şarjörler kullanıldığında silahın savaştaki kullanımı da sona ermektedir.

    fransızlar bu silahı icat ettiklerinde devlet sırlarının en üst mercii olarak kabul etmiştir. mitralyöz nihayetinde bir manga askerin 30 saniyede yapacağı işi 10 saniyede iki kişiyle yaptığı için potansiyelinin de büyük olduğunu hesaplamaktadırlar. o yüzden böyle bir silah olduğunu duyurmak bir yana, can düşmanları prusya ve habsburg hanedanları bunu görüp kopyalamasınlar diye 3. napoleon zamanında devlet erkanı ve generaller arasında bile orduda böyle bir silah olduğunu bilen adam yoktur. bunlardan 400 tane üretmişler, savunma platformu olduğunu hesaplayıp defansif noktalara sanki topçu bataryasıymış gibi dizmişler ancak gizliliğin bokunun çıkması yüzünden bu bataryalara atanan topçu subayları ve erat mitralyözü açık alana çıkarıp adam gibi bir eğitim yaptırmamışlardır. şöyle eğitim tablolarıyla silahı operatörlere teorik olarak anlatıp bundan verim bekleme eğilimine girmişlerdir. bugünkü standartlarda silah operatörün pratiği silahını tanıması, sınırlarını bilmesi açısından en geçerli metoddur. 1860-70 arası fransızlarda ise askerler sınıflarda daha önce hiç icat olmamış, hiç kullanmadıkları, ne işe yarar tam anlayamadıkları bir silahı resimlere baka baka öğreniyormuş gibi yapmışlardır.

    bir başka fecaat durum ise mitralyözün komple top kabul edilmiş olmasıdır. ordu defterindeki adı bile "le canon à balles" (mermi atan top) olarak geçer. silahın mucidi auguste verchère de reffye bile silahı hafif top gibi kullanılsın diye tasarlamıştır. daha dünyada bir makineli tüfek anlayışı yoktur. nelere kadir olduğunu kimse tam hesaplayamamaktadır.

    işte bu seviyede denyoluklar kendilerine imparatorluk fransasının en kara yılı olan 1870'de çok pahalıya patlayacaktır. silahın tam potansiyelinden emin olmadıkları için bunları topçu olarak kullanmaya kalkacaklar, top menzili ile mermi menzili arasında epey bir fark olduğu için ve 19.yy topçusu cephenin geleneksel olarak hep tepesinde olduğu için mitralyözler kıyım yapabilecekleri yerde hep uzakta menzil dışında kalacaktır. oysa devir piyadenin sıra sıra küme küme yaklaşıp volley atışlar yapmayı tam bırakamadığı, makineli tüfekçinin böyle karşısında 50 metrede statik duran binlerce piyade gibi ıslak rüyasında görebileceği durumlar yaratan bir devirdir. yanyana üç mitralyözün düşman cephesini ortadan makas gibi biçebileceği durumlarda mitralyöz fransız savaş anlayışının bir kurbanı olarak hiç aksiyonda bulunamamıştır. prusya ordusunun demirbaş tüfeği dreyse o senelerde bile 1400 metreye atış yaptığı için mitralyöz operatörleri ölmesinler diye 1500 metrede duracaklar, o mesafeden attıkları da dağa taşa uçan kuşa gidecektir.

    bunun tek istisnası da geleneksel örnek olarak 18 ağustos 1870'teki gravelotte savaşı'dır. burada fransızlar şansa mitralyöz bataryalarını koruganların ardına çekip kamufle etmeyi becermişler. prusya piyadesi hücumu başlattığında saldıran 8. kolordu birden kendilerini açık alanda altı mitralyözün önünde bulmuş tam 5200 kadar ölü ve 14.430 yaralı vererek dağılmıştır. ancak bu da tek bir örnektir, fransa bu savaşı da nihayetinde kaybedince ve mitralyöz 1870 fransa prusya savaşına büyük bir etki etmeyince fransızlar deyim yerindeyse bu silaha küsmüşlerdir. büyük umutlarla icat edilen bir şey en kara günde kendilerini kurtaramayınca fransız ve denebilir ki avrupa genel askeri doktrini makineli tüfeğin potansiyelini hiram maxim gelip bunu zorla kendilerine anlatana kadar anlamamakta direnecektir. fransa 1897'ye kadar tam 27 sene bir daha mitralyöz falan görmek istemeyecektir.

    birinci dünya savaşında ise makineli tüfek dikenli tel ve siperle birleşince savaş denen olguyu komple değiştirecek, süvarinin hükümranlığını bitirecek, milyonlarca genci gömecek ve cephede hareketi bitirdiği için siperlerde sefalet koşullarının yaşanmasının da baş müsebbibi olacaktır. ama tabii oraya daha gravelotte'den sonra bir 44 yıl vardır.

    özetlersek mitralyöz başarısız addedilse de başarısızlığı dizayndan değil kullanımdaki yetersizlikler ve doktrinin uyumsuzluğu yüzündendir. ona rağmen dünyadaki çoğu dile makineli tüfek terimini karşılamaktan da geri duramamıştır. bugün bile fn-minimi'nin fransız ordusundaki adı mini-mitrailleuse'dür. norveçliler makinelilerine mitraljøse, biz keza osmanlı devrinde daha çok bugün çok nadir de olsa mitralyöz, romenler mitrailiera, yugoslavlar mitraljez, arnavutlor mitraloz, yunanlılar ise mydraliovolo derler.

    çıkıntı olarak bir tek hollandalılar silahtaki dişi cinsiyet kalıbını değiştirerek makineli tüfeğe mitralyör demişlerdir. fransızca konuşan belçikalılar ise biri ortalık yerde atışlarda falan mitralyör derse "bu ne biçim fransızca lan" diye söylenerek gidip kanser olurlar.