ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sanal kumar bağımlılığı
-
bir kaç sene önce ismini veremeyeceğim kıbrıs merkezli bir şirket bizden 2 adet uygulama istemişti. bu uygulamalar casino işinde kullanılacağı için dışardan müdahaleye hiçbir şekilde izin vermemeliydi. uygulamayı yaptık sıra sitelerine entegre etmeye gelince bunlar beceremedi. mecburen yönetimi komple bize verip entegrasyonu yaptırdılar.öngörülemeyen sorunlar sebebiyle süreç yaklaşık 10 gün sürdü ve bu süreçte sitenin algoritmasına göz atma şansım oldu. canlı oynandığı düşünülen rulet oyunundan pokere kadar bütün oyunlar hileliydi. gençlerin dede dediği uygulamada ise 6 kademeli bir kazanç sistemi yapmışlar. düşük parayla oynayıp kaybetme ihtimaliniz yok gibi, yatırılan para arttıkça kazanma oranı %8e kadar düşüyor. en tuhafı bu uygulamaların çoğu kullanıcının anlık bakiyesini ve para yükleme alışkanlıklarına göre davranıyor. örneğin a kişisi ayda ortalama 3000 yatırıyorsa ve o gün son 50 tlsi kaldıysa kaybetme ihtimali yok. sistem kişinin kumardan soğumamısı için kasten ona kazandırıyor. eğer hızlı bir şekilde büyük bir para kaybedilse yine kullanıcıyı küstürmemek için “kaybetme bonusu” tanımlıyorlar. siz siz olun sakın bu sitelere düşmeyin çünkü kazanma ihtimaliniz yok.
aliexpress
-
fark ettiğim üzere çok ucuz ürünlerin gönderim ücreti 28-40 tl’ye çıkmış.
lakin 137 tl ye bir kalem vardı sepetimde o hala ücretsiz.
gümrüğe de çaktırmadan 50 kuruş koymuşlardı en son.
biz niçin diğer ülke vatandaşları gibi paramızı hakkıyla harcayamıyoruz?
suluboya yapmak istiyorum kağıtlar olmuş 200 lira
fotoğraf makinesi almayı düşünüyordum o da 6-7 binlere uçmuş
bisikletler zaten uçtu
bir de hayale kapılıp acaba teleskop mu alsam diye aklımdan geçirdim 10 saniye kadar.
150 liraya fırça mı olur ulan, boyalara hiç girmiyorum.
bunlar lüks ihtiyaçlar farkındayım, bunlar olmasa da yaşanır lakin canımı sıkan bu yazdıklarımın maliyetini karşılayıp vergisini karşılayamıyorum.
ben böyle sanat ruhlu bir devlet görmedim, her istediğimden kendine de alıyor birer ikişer tane..
benim aliexpress rekorum 8 gün arkadaşlar.
8 günde aras kargoyla geldi, gümrük ödememiştim.
kendimi bir an fransada hissetmiştim.
fazla mutlu olduysam demek ki..
çember daralıyor.
kanser hastalarının maluliyet hakkı
-
kanser hastalığına tutulup 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu uyarınca malul sayılmayacak(meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybetmemiş) olanlardan talep tarihinden önceki bir yıl içinde tanı (teşhis) almış olanlar, maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği eki hastalık listesinin (e) maddesinin 28’nci fıkrası uyarınca, talepleri üzerine düzenlenmiş olan sağlık kurulu raporu tarihi itibarıyla 18 ay süresince malul kabul edileceklerdir. bu sürenin sonunda kontrol muayenesine tabi tutulacaklardır. kontrol muayenesi sonucunda düzenlenecek sağlık kurulu raporu maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilecektir.
tüm kanser hastaları tanı aldıktan sonra koşulsuz olarak 18 ay,
kan kanseri hastasına tanı aldıktan sonra 24 ay boyunca,
kemik iliği naklinden itibaren hastasının 12 ay süreyle,
malulluk maaşı alma hakları vardır.
kanserlere ve endokrin hastalıklara bağlı gelişen ve tedavisi olmayan ağır elektrolit bozuklukları yaşayanlar da söz konusu haktan yararlanabilmektedirler.
söz konusu süreler sonunda kontrol muayenesine tabi tutulup, meslekte kazanma gücünün eksikliğinin tespiti halinde malulen emeklilik maaşının alınmasına devam etmesi de mümkündür.
ancak söz konusu haktan yararlanacak olanlarda ayrıca en az 10 yıldan beri sigortalı olmaları(ilk sigortalılıkları en az 10 yıl öncesine dayanması) ve toplam 1800 gün sigorta primi ödenmiş olma şartı da bulunuyor.
bu hak özellikle sigortalılık başlangıç ve gün şartına uyup aktif olarak çalışmayanların çok daha işine yarayacaktır. aktif çalışanlar için rapor parası alma seçeneği de mevcuttur.
bu haktan bilgi eksikliği sebebiyle yararlanamayan çok kişi var, yayalım!
düğün istemeyen ve parayı umursamayan güzel kız
-
benim bu.
sadece güzel değilim işte amk. bir de erkeğim. düşündüm de para da önemli. tamam beyler ben değilmişim, dağılabilirim.
yılan hikayesi'nden akılda kalanlar
-
-cem'in memoli'ye baba demesi.
(hatta bi bölümde erkan ve salak yandaşı memoli'nin evine girmişlerdi, salak olan cem'in telesekreter mesajını dinleyip, "abi biri babasına dert yanmış ama anlamadım valla" tarzı bişey söylemişti. hiç unutmam niyeyse.)
-memoli'nin binasındaki merdivenlerin şekli (sürekli koşarak inerdi.)
-o dönem benim gibi salaklar alsın diye çıkarılmış normal foto ölçütünde memoli-zeyno kartpostalları.
-krala denk geldikleri yerlerde kabak gibi herifi inatla göremeyişleri.
bi de memoli'nin sürekli baksırla birilerine yakalanışı var. (bu kısım o dönem kendisine aşık olduğum için aklımda kalmış olabilir, evet.)
patronun iş görüşmesinde mezhebin ne demesi
-
- mezhebin ne?
* cv'me yazmıştım aslında ama...
- hmm... bakayım hemen... yazmıyor birşey.
* hayret. o kadar mesleki önem taşıyan, kritik bir bilgiyi nasıl olmuş da yazmamışım...
- ?!'"
avrupa yakası'ndaki selin'in kültleri
-
bu aksamki bolumde;
-sesuuu arkadasim benimm!! kutlu bayramlarin olsun vesilesi işallaaa
duyulmuş en enteresan iltifat
-
3 yaşındaki kızımdan gelsin;
_ sen benim en babamsın.
o ses türkiye
-
dayanamadım, ben de 105 bayhan yazıp 3181'e mesaj attım.
avada kedavra'ya expelliarmus ile karşılık vermek
-
gerizekalı harry potter tarafından yapılmış saçmalıktır. anasını, babasını, sirius'u öldüren ve kendisinin peşine düşen adamın ölüm büyüsüne 'asasız bırakma' büyüsü ile karşılık veren hayırsız bir evlattır harry potter.
türkiye'de kahvaltı kültürünün içler acısı olması
20 kişilik serseri grubunun sevgiliye laf atması
-
olay anında kız arkadaşın taksiye bindirip gönderilmesi gereken, devamında önce sakin sakin adamlarla konuşmaya çabalamanız, daha sonra da güzelce sopanızı yiyip - ama bu durumda bir-iki tanesini iyi benzetmeniz gerekiyor- eve ya da hastaneye gitmeniz gereken durumdur...
yoksa içinizde sürekli rahatsız edici bir durum olarak kalır.
deneyin mutlu olacaksınız yaralar ve şişikler bir haftada geçiyor.
bir de şunu eklemek istiyorum; eskiden yani 17-20 yaşlarında bizim de sevmediğimiz ne bileyim yakalasam mikecem dediğimiz adamlar vardı ve biz onları kız arkadaşıyla ne bileyim kız kardeşiyle, annesiyle vs. gördüğümüzde ya görmezden gelirdik ya da nazikce bir selam verirdik... ha daha sonra yakaladıgımızda güzelce kavgamızı da ederdik...şimdi ayrı bir kepazelik ayrı bir anlayış... bu arada yaşım 26 yani 1940 lardan bahsetmiyorum.
7 ağustos 2014 istanbul yağmuru
-
beşiktaş üsküdar motorlarında her hangi bi sıkıntı yok. an itibariyle icindeyim. beşiktaştan alıp altunizade'ye bırakıyorlar..