ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
küçük kardeşe sen evlatlıksın demek
-
bana ablam aslında kardeş olan benim abla olan sensin ama gelişemedin ben seni geçtim demişti lan açtırmayın şimdi ağzımı
otuz beş yaş
-
cahit sıtkı tarancı'nın şiirinden çok yeditepe istanbul'un yusuf'unu getirir akla;
"35 yaşındayım. daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. ama kenarındayım, o kesin"
çoğu yaşa musallat olan cümledir esasen. ancak kaç ortalı ki hayatlarımız?
tumblr
-
tumblelog hizmeti sunan, arayüzü insanı yazmaya teşvik edecek kadar basit olan bir servis.
plaza dili ve edebiyatı
az bilinen görgü kuralları
-
birini dışarda bi yere davet ettiğinde hesabı daveti yapan öder. eğer davet ettiği şahıs tek gelmemiş ise diğer hesapları da daveti yapan kişi öder. malesef böyle :(
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bende, hizmetçim olsa onunla beraber kahvaltı edip nevresimleri değiştirirken yardım edecek bir tip var. o yüzden allah beni zengin yapmıyor."
ice ice baby
-
http://i.imgur.com/de6sb.jpg
seri eksilemeyin.
internete ilk defa bağlanıldığında girilen site
-
ilk defa internet'e baglandigimda daha web diye bir sey yoktu, sadece email, ftp falan vardi. ama web ciktiktan sonra agustos 1995'te girdigim ilk site playboy.com'du. o sirada yanimda olan bilgi islem calisanlarindan biri "bayan arkadaslarimiz bunu hos karsilamayabilir" deyip nazik bir dille uyarmisti beni.
sakarya yenikent hastanesi maske tartışması
-
maske ve aşı konusunda doktorlardan çok bildiğini iddia eden arkadaşların niye başka problemlerini aynı doktorlara çözdürmek istediğini anlayamadığım video. ayrıca videodaki hekimi sabrından dolayı tebrik ederim. tüm sağlık personeline bol sabırlar.
hatay'daki yıkık bina müteahhitinin savunması
-
o atom bombasini senin gotune sokup patlatmak lazim
johnson's reklamında çocuğu lavaboda yıkayan anne
-
artık iyice eminim ki biz çocuk yetiştirirken bir yerlerde hata yapıyoruz. çocuk ürünleri satan firmalar bizi afedersiniz iyi skiyor. misal biz çocuğun banyo merasimi için küvetinden, filesine, köpüğünden, kremine, örtüsünden bornozuna kadar 45 parça şey aldık. istiyoruz ki onun o hassas teni (!) zarar görmesin, yumuşacık olsun, huzur içinde bir uyku için rahatlasın. ama bak bize sabun, şampuan, yağ, krem itekleyen johnson’s baby reklamındaki anne çocuğunu nerede yıkıyor?
yahu bizim ıspanak, pırasa, domates yıkadığımız, bulaşığın yağını akıttığımız lavaboya gömmüş çocuğu, sanki çocuğu düdüklü tencereyi yıkadığı lavaboda yıkamıyormuş gibi hassas ve zarif hareketlerle yıkıyor. bir de çocuk iç sesi, bana değer veriyorsun biliyorum falan diyor. lan değer veren biziz! biz 500 lira masraf ettik senin banyon için, o sana patlıcan muamelesi yapıyor, nesine mutlu olup gülüyorsun?
hayır arkadaş el alemin çocuğu lavaboda yıkanırken gülücük saçıyor, biz bizimkini tahtta yıkıyoruz çıkana kadar ağlıyor. niye beceremiyoruz biz bu çocuk büyütme işini. illaki avrupalı mı olmak lazım, illaki çocuğu lavaboda menemen malzemeleri ile birlikte mi yıkamak lazım? hoş kadındaki lavabo bizim küvetten büyük orası ayrı.