hesabın var mı? giriş yap

  • insana facebook falan kapattıracak bir düşünce.

    paylaşımlara bir bakıyorum;

    -hehehe teknemizden ilk görüntüler yarın devamı vaaaaar (sanki çok merak ediyoruz senin tekne fotoğraflarını)
    -yhaaa benim kızım dünyaaanın en güzel çocuuuu (eciş bücüş bi tip ne dünyası ne güzeli)
    -kocişimle tatiiiiiiil -at italy* (kocana da sokayım sana da)
    -anne oluyorraaaam dinyinin in gizil diygisi (sen olma ulan ayı)
    -zengin zenginoğlu is at california with 82 others - kankslarlaaa kopmalarrr (bitmedi ulan şu babanın parası bitmedi)

    bi ben mi evde oturuyorum? bi ben mi işsizim, yalnızım? yettiniz be kapattırıcaksınız yine facebooku.

    debe editi: bu entrym mutsuzluğumu ve mutsuzluğunu paylaşan güzel insanlar sayesinde debeye girmiş. geri kalan bütün entrylerim de böyle bir başlık altında bile hakaretler edip ayar vermeye çalışanlara girsin. hele 'düşüncesi' ile biten başlığa 'vik vik vik vik kişidir' diye tanım kasan bi taneniz var ki ona laflar hazırladım. ama söylemeyeceğim.

  • yazılı gibi başlayıp sonunda sözlüye çevrilmiş cümle.

    - hocam müsadenizle önce kubarı basabilir miyim?
    + evinde niye basıp gelmedin çocuğum!
    - akşam aradım torbacımı ama telefona cevap vermedi ipne, sabah gelirken alabildim anca
    + doğru dürüst bi torbacı bulaydın kendine, otur sıfır!
    - o_0

  • karadenizli elemanımızı polis çevirir;

    p: hız limitini aştınız beyefendi. ehliyet, ruhsat alabilir miyim?
    k: ne ehliyetü hemşerüm bu araba çalintu. ehliyetüm falan da yok. gerçü pi torpidoya bakayum belki silahın altında vardür bişeyler.
    p: silah....
    k: yav bagajda ikü tene ceset varda.

    polis hemen ekip çağırır. amirine anlatır herşeyi. amir gelince bizimkisi hemen ehliyetini, ruhsatını çıkarır. torpido yu bagaj ı gösterir. hiçbir şey yok.

    amir polise sorar;

    a: o kadar şey dedin, ortalıkta hiçbir şey yok?

    ordan bizim eleman atlar.

    k: "şimdu bu size hız yaptu falan da demiştur."

  • günün birinde kaptan bravo’nun gemisi açık denizlerde yol alırken, gözcü direğin tepesinden seslenmiş: ‘uzakta bir korsan gemisi göründüüüüü!’

    bunun üzerine tüm mürettebat dehşet içinde sağa sola koşuşturmaya başlamış. kaptan bravo sakin bir sesle yardımcısına seslenmiş: “bana kırmızı gömleğimi getirin!”

    yardımcı derhal kaptanın kırmızı gömleğini getirmiş… bravo gömleği giyerken adamlarını savaş düzenine sokmuş ve korsanları yenmiş...

    daha sonra, gözcü bu kez bir değil, iki korsan gemisini tespit etmiş...

    kaptan bravo bu kez de kırmızı gömleğini istemiş ve yine korsanları duman etmiş.

    o akşam, bütün mürettebat güvertede oturmuş, o günkü zaferi konuşurken, adamlardan biri kaptana sormuş:
    ‘kaptanım, çok merak ettik, niye hep savaştan önce kırmızı gömleğinizi istiyorsunuz?’

    bravo cevaplamış:
    “eğer saldırı sırasında yaralanırsam kırmızı gömlek akan kanımı belli etmez, böylelikle siz de korkusuzca düşmanlarımıza direnmeyi sürdürürsünüz.”
    ortalığı bir sessizlik kaplamış... adamların yürekleri kaptanlarının cesaretine duydukları hayranlıkla güm bede güm atıyormuş...

    şafak sökerken gözcü bu kez bir değil, iki değil, tam on korsan gemisinin yaklaşmakta olduğunu tespit etmiş. mürettebat kutsayıcı bir sessizlikle kaptanlarına bakarak, onun o artık alışılagelen kırmızı gömlek talebinde bulunmasını beklemeye başlamışlar.

    kaptan bravo çelik gibi gözleriyle gemisine yaklaşan korsan filosuna bakmış, sonra korkusuzca adamlarına dönmüş ve sakin bir sesle bağırmış:
    bana kahverengi pantolonumu getirin!

    mustafa denizli şimdilik kırmızı gömleğini istiyor ama bence kahverengi pantolonu isteme zamanı geldi.

  • en derin yeri 10 km olan okyanuslar olmayınca 12762 km çapa sahip dünyanın ödemiş patatesi gibi göründüğünü sanan insan beyanı. dünya neredeyse mükemmel bir küredir. hatta yüzeyindeki dağlar ve sair yükseltiler çapına göre o kadar önemsizdir ki oransal olarak bir bowling topundan daha pürüzsüzdür.

    debe edit : (bkz: utku'yu yaşatalım)

  • ben okumadım ama geçen bi arkadaş anlattı, adam kendimi ifşa ediyorum diye başlık açıp fotoğrafını koymuş, alttaki entry'ler;

    enrty: kafan olmasa yakışıklı adamsın.

    entry: hacı bu tiple allaha dava açsan kesin kazanırsın.

    entry: isyan etme kardeşim, allah seni tipinle sınıyor.

  • ak parti adana milletvekili tamer dağlı'nın tbmm'de hamza yerlikaya’nın vakıfbank yönetimine atanmasını savunurken sarf ettiği sözler. sözlerinin tamamı şu şekilde:

    "hamza yerlikaya bu vatanı seven, bayrağını seven defalarca dalgalandıran bir sporcumuzdur. bu bankaların sporla ilgili hizmetleri de vardır. hamza yerlikaya gibi bu vatanı seven bütün sporcularımıza ne yapsak azdır. eğer hamza’dan rahatsız oluyorsanız vatan sevginizden şüphe etmeniz lazım."

    video

    vekilime katılıyorum. tek vasfı iktidar partisinin eteğinde oturmak olanların devletten 3'er 4'er maaş almasında hiçbir problem yok. esas yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kaldığımız için biz özür dileriz. bir kamu bankasında yönetim kurulu üyesi olabilecek liyakati kazanabilmek için milli güreşçi olmanın yeterli olduğunu bilemeyip liyakat kazanmak uğruna ömrünü eğitime harcayan vatandaşlar olarak biz özür dileriz. siz haklısınız vekilim. biz bu vatanı sevmiyoruz.