ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ahmet kural
-
hakikaten doğruysa a.k senin yaptığın şey çok ayıp.
ben sıramı savdım agalar.
beni de bulmasın durduk yere notu : a.k= ahmet kural
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
(vasat geçen bir mülakatın orta yerinde)
+ buradan sonra biraz ingilizce devam edelim isterseniz...
- hell yeah!
kuzey kore'de 67 yıl sonra çıkan ilk hayır oyu
-
bazı entrylerde 1 hayır oyu verildiği sanılmış. 1 hayır oyu verildiği şeklinde algıyı nereden edinmişler, bilmiyorum. okuduğunu anlamayan kitleye çok güzel örnek olur buradan. bir de matematik bilmediklerini gösterir.
seçim sonucu :
evet: %99,91
hayır: %0,09
eğer 0,09 oran 1 oy ise seçime yaklaşık 1111 seçmen katılması lazım. kuzey kore nüfusuna göre anlamsız bir değer.
yani, 1 tane hayır oyu verilmemiş. hem türkçe bilmiyorsunuz, hem matematik bilmiyorsunuz. yine de klavyedeki harflerin yerlerini bulabiliyorsunuz. bu da bişey tabi.
galatasaray'ın 2015-2016 cl grubundan çıkma yolu
-
şuan ki en gerçekçi yol; ben bu işi beceremiyorum,deyip kendi isteğiyle gruptan çıkmaktır.
debe editi: (bkz: #55200925) belki bir faydamız dokunur..
apple'ın beyaz eşya işine girmesi
-
düğün masrafları beşe katlanır, damadın anası daha pis ağlatılırdı.
taharet musluğu
-
cogu turkun vazgecilmezidir, yurtdisinda bir nebze olsun islak mendille giderilse de, siz, siz olun islak mendil alirken uzerinde ne yazdigina bakin, yoksa benim gibi aksam eve varana kadar kicinizda mentol ferahligini hissedersiniz.
kur korumalı mevduatların 350 milyar lira olması
-
o kadar para bozulmuş kur hala 13.65, ben akpli olsam susardım lan.
motosiklet sürücülerine duyulan antipatinin sebebi
-
her ne kadar motosikletlilerin çoğu kabul etmese de, haklı ve geçerli sebeplerdir.
yılın 8-9 ayı her gün işe motosikletle gidip gelen bir motosiklet kullanıcısı olarak yazıyorum. istanbul'da yaşıyorum. evim anadolu yakasında, iş yerim avrupa yakasında.
motosiklet sürücüleri için zaten kurallar konusunda belli başlı esneklikler ve denetime tabi tutulmayan hususlar var. emniyet şeridi kullanma, hız sınırlarını aşma, şerit dışı sürüş, plakası olmayan motosikletler, kasksız kullanan motosikletçiler ve artçıları, motosikletlerin ruhsata işlenmeden şeklinin/renginin ve bütünlüğünün değiştirilmesi gibi konular zaten büyük oranda denetim dışı. ama bizim motosikletli arkadaşlarımıza bakıyoruz, bunlara rağmen yetinemiyorlar. o kadar ayrıcalıklı hissediyorlar ki kendilerini, aşağıda saydığım maddeleri sanki hakmış gibi görüyorlar.
1-istedikleri herhangi bir yere motosikletlerini park etmek
2-kaldırımı yol haline getirmek
3-kaldırımda konvoy oluşturmak
4-kaldırımda yürüyen yayalara korna çalmak
5-trafik ışıklarına uymamak
6-yan aynaları kullanmamak hatta o kadar gereksiz bulmak ki, aynalar içe katlanmış bir şekilde trafikte yol almak
7-trafiğin akış yönünün tersine yol almak
8-dünya üzerindeki herkes ve her araç kendisine yol vermek zorundaymışçasına korna çalmak
9-sigara içerek motosiklet kullanmak
10-bir elde telefonla konuşarak motosiklet kullanmak
11-bir elde telefonla uğraşarak/yazarak/ekranına bakarak motosiklet kullanmak
12- araçları aşırı yakından takip etmek
bu listeye yazmayı unuttuğum eksikler olabilir, ama katiyen fazla ya da abartı bir madde maalesef yoktur. üstelik tüm bunlardan bir motosiklet sürücüsü olarak rahatsızlık duyuyorum. yani herhangi bir empati eksikliğinden bahsedilemez. her gün kullandığım güzergahta, yolun dar olmasından ve trafik yoğunluğundan dolayı trafiğe de takılan ender motosikletlilerden olduğumu da belirteyim. otomobillerin 1 saatte geçtiği bir yolda ben trafiğe takılıp en fazla 5 ya da 10 dakika etkilenirken, o kadar dahi beklemeye tahammülü olmayan motorlu arkadaşlar kaldırımlarda vızır vızır yol yapıyorlar.
şunu bir kere aklınıza sokun arkadaşlar: motosikletle kaldırıma çıkıp ordan sürmek ciddi derecede saygısızlık, kabalık, hayvanlıktır. kaldırımda motosiklet sürmenin hiç bir açıklaması veya mazereti olamaz. trafik ışıklarına uymama konusunda motosiklet-otomobil ayrımı yapılamaz. belki motosikletlerin emniyet şeridini kullanmaları gibi kimseye ve hiç bir şeye -neredeyse- etkisi olmayan konularda müsamaha gösteriliyor olabilir fakat bu gibi iyi niyetli uygulamaları kendine hak gören motorcu haddini aşıyor demektir.
show tv idi sanırım, bir haber yapmıştı, "kaldırımlarda motosikletli terörü" diye. aman allahım, sosyal medyada motosikletli arkadaşlar nasıl tepki nasıl tepki! "ben yaz kış hava şartlarına maruz kalıyorsam, o kadar da kaldırımdan giderim" diyenler mi, "sen arabanın içinde klimayla serin serin giderken ben güneşin altında motor üstündeyim" diyenler mi, "trafiğe takılmamak için motora biniyoruz" diyenler mi, "vay terörist demişsiniz, kaldırıma park eden otomobilleri görmüyorsunuz" diyenler mi, ne ararsanız var ama, "arkadaşlar kaldırımdan sürmek yanlıştır" diyen yok. sürekli tekrara düştüğümden eminim, defalarca kez yazılmıştır, söylenmiştir ama arkadaşlar, siz daha kaldırımdaki yayaya, önünüzdeki motosikletli arkadaşınıza saygı göstermiyorsunuz, kimden neyin saygısını bekleyeceksiniz?! toplumda yavaş da olsa bir motosikletli hassasiyeti gelişiyorken, inanılmaz antipatik bir topluluk olma yolunda hızla gidiyor motosikletliler.
not: motosikletliler de toplum ortalamasının dışında değerlendirilmemelidir. toplum budur. "aralara giriyorsunuz!" diye konuşan neredeyse tüm otomobil sürücüleri, fırsat gördükleri ve araçlarının sığdığı her boşluğa, her araya zaten girmektedirler. kaldırıma çıkabilseler, en önce otomobil sürücülerinin de çıkacağından eminim. zırvalamam bu kadar.
sadece kadınlardan oluşan whatsapp grupları
-
muhakkak ki kavga, laf sokma, trip eksik olmaz.
22 nisan 2021 perez'in türkiye ligini küçümsemesi
-
valla ligin haline bakıyorum da, perez'in örnek göstermesi küçümsemek değil, olsa olsa iltifat olur gibime geliyor. ben olsam tamamen görmezden gelir, yok gibi davranırdım.
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
burası benim devletimse çıkın dışarı cümlesiyle verilen inanılmaz ayardır. bu cevaptan sonra oturan boğa kudurmuştur helal olsun mehmet'imize böylelerini kudurttuğu için.
istanbul is the new cool
-
bir dakikalık klipteki giyim* tarzına sahip hiç kimseyi bünyesinde barındırmamaya yemin etmiş insanların çoğunlukta olduğu şehrin tanıtım filmi.
anıt falan istemiyorum
-
kendini bilen insan söylemidir.
ulan bir atatürk'e bak, bir de kendine bak.
anıt layık olanda kalmalı.
ilk uçak yolculuğu
-
2 sene önce istanbul-stockholm arasıydı benimki. uçuş boyunca en korktuğum an tuvalette işimi hallettikten sonra sifona benzeyen bir şeye basmam sonrası kopan gürültüydü. o kadar derinden, o kadar dehşet vericiydi ki "uçağı düşür düğmesine mi bastım lan!!!?" diye sırtımdan kıçımın arasına doğru anında bir ter süzülmüştü. gürültünün sürdüğü o 5,6 saniye içerisinde national geographic'deki "uçak kazası raporu" programının bizim uçağın düşüşünü konu alan bölümünü bile kafamda canlandırmıştım. hem bok yoluna gidecek, hem de uçağı benim düşürdüğüm ortaya çıkınca "dünyanın en gerzek uçak yolcusu" olarak anılacaktım. sesler kesildiğinde yanlış bir şey yapmadığımı anlayıp, 40 yıllık uçak yolcusu gibi gözüm kapalı sifona basabildiğim için övündüm kendimle. tuvaletten çıkıp koltuğuma doğru yürürken de herkesin suratına "işte bu iş böyle yapılır. tuvaleti yaptıysan sifonu çekecen abi." gibisinden bakarak gururlu bir tavır takındım.