hesabın var mı? giriş yap

  • istiklal caddesi cazibesini kaybetmemiştir. istiklal caddesine yıllardır çekilen operasyon ile farklı bir kitleye cazip hale getirilmiştir, varoşlaştırılmıştır. eskiden çıktığınızda kültürel amaçlı turistik ziyaret yapan insanlarla beraber o yolda ağaçların arasında yürürken şuanda tamamı gri betonlar, arapça tabelalar ve nargile kafeler arasında saç ektirmeye veya burun estetiğine gelip allah'a şirk koşan mümin arap kardeşlerimizin nargile dumanları arasında yürüyorsunuz. tam olarak da istenen buydu zaten.

  • nasil bir mantiksa golden dokununca abdesti bozuyor ama sen silahi cekip dan dan vurunca biseyin bozulmuyo mu bre orco. golden da en fazla "bi kafami sevsene la" diye gelmistir.
    insan da sevmiyoruz, dogal olarak hayvan da sevmiyoruz

  • sadece bir yüzü yıldıza dönük kaldığı için gezegenin bir tarafının yüzlerce derece sıcaklığa ulaşırken diğer tarafının ortalama -33 derece civarında olduğu tahmin ediliyor.

  • hobimdir. 1.geleneksel ilişkinin bittiğini anlamama şenlikleri kapsamında, hislerim kuvvetli olsa da aklım inatla bastırır; salağa yatar. reddeder çünkü. o yüzden, muhakkak karşılıklı oturup "olmuyor; bitti" diye konuşmamız ve kapanışı yapmamız lazım. sonrası depresyon ve istiklal marşı.

  • bu maçta barcelona kalecisi pinto; hayrettin demirbaş penaltısı yedi.

    bugün literatürde panenka penaltısı var, hayrettin demirbaş penaltısı yoksa bu bizim ayıbımızdır. nasıl panenka'nın kendine özgü bir penaltı atma stili varsa hayrettin'in de kendine özgü bir penaltı yeme şekli vardı.

    17 penaltı yediği 28 kasım 1996 gençlerbirliği galatasaray maçında zirve yapan hayrettin demirbaş penaltısının özelliği şuydu; hayrettin, penaltıcı topa vurmadan önce bir tarafa ayakları üstünde hareket eder sonra diğer tarafa uçardı. böylelikle iki köşe birden boş kalmış olurdu. bir miktar diğer tarafa hareket ederken diğer tarafa uçmaya hazırlandığı için hareketlendiği tarafa atılan penaltıyı kurtarma şansı yoktu. ortada durmayıp bir tarafa hareketlendiği için diğer tarafa uçsa dahi köşenin yakınlarına dahi yetişme şansı yoktu. kabaca; penaltı atılırken olduğu yere otursa, penaltıyı kurtarma şansı daha fazlaydı.

    pinto tam olarak hayrettin demirbaş penaltısı yemeyi başardı. bir tarafa gider gibi yapıp diğer tarafa atladı ve köşeye giden topa yetişemedi.

    hayrettin, bir kuşağa neler ettin gör işte... bir yanda el clasico oynanırken nerelere gidiyoruz...

  • özel bankacılık şubeleri levent,suadiye,nişantaşı gibi üst gelir grubunun yoğun yaşadığı semtlerdeki şubelerin üst katlarında sokaktan sağdan soldan görünmeyecek şekilde tasarlanmış, özel ışıklandırmalı, tam teçhizatlı toplantı salonu olan, deri koltuklu, atraksiyonlu mekanlardır. içeri girince öyle bankonun gerisinde öfff pöff ederek oturan, "ahmet bey havaleniz geldi" diye bağırarak üç kuruş mal varlığınız hakkında fütürsuzca ipuçları veren, yeri gelince müşteriye çemkiren personel asla göremezsiniz. hatta personel göremezsiniz çünkü zengin bir müşteri olarak yağlı kıçınızı kaldırıp bankaya gitmeye tenezzül ettiyseniz müşteri hizmet yetkilisi sizi kapılarda karşılayacak, özel toplantı salonuna buyur edecek, ikrama boğacak ve o arada görünmeyen bazı insancıklar sizin işlemlerinizi başka bir bölümde halledecektir.

    bu izzet ikramın yolu da türkiye'de özel bankacılık nedir pek anlamamış kafası karışık bankalar nezdinde minimum 500.000 yetale lik bir hesap açtırmak ve bunu bir süre aktif tutmaktan geçer.

    türkiye'de özel bankacılık konusunda önde gelen bir kaç banka için;

    (bkz: akbank)
    (bkz: iş bankası)
    (bkz: garanti bankası)
    (bkz: hsbc)

  • alparslan kuytul'u sevin ya da sevmeyin. konumuz o değil. konu: insanlık onurunun ayaklar altına alınması. işkence bir suçtur. hem de insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. ve bu suçta zamanaşımı yoktur.

  • binlerce sipariş var gün içinde,

    ondan sonra yetişmedi diye de ağlayan sizlersiniz anlamıyorum ki, ne oldu yani uykundan uyandıysan! azıcık karşı tarafında açısından bakın olaylara. rezalet olmayan rezalet başlık.

    ona göre personel çalıştırsın diyenler zaten hayatları boyunca hiç bir organizasyon yönetmemiş kişiler, işin operasyon kısmı öyle olmuyor. ama işte kime ne anlatacaksın!