ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atm klavyesindeki 000 tuşu
-
iban numarası girerken büyük kolaylık sağlar.
edit: lan olm bunu niye debeye soktunuz amk iyice şaşırdınız kendinizi ha
kocişi pembiş tost makinesi alan kadının paylaşımı
-
kargocunun neden şaşırdığını anlamadığım paylaşım.
attila ilhan
-
suleyman demirel hayatta,
necmettin erbakan hayatta,
deniz baykal hayatta,
mesut yilmaz hayatta,
tansu ciller hayatta,
aydin dogan hayatta,
mehmet ali agca hayatta,
alaattin cakici hayatta,
bir suru,ne yaptigi belli olmayan adam hayatta
attila ilhan hayatta degil...
(bkz: yolun bundan sonrasina katirlarla devam edecegiz)
ekrem imamoğlu'nun sudem belli'yi linç ettirmesi
-
küçücük çocuk haddini bilip işine bakacak o zaman. sırf ortalığı karıştırmak için salak salak konuşmayacak. ortada bir provokasyon var yapanın ceza bile alması lazım.
saç baş yolmalı kavga eden gold digger'lar
-
bu kadar boya, çekme, yolmaya dayanıp bir teli kopmayan saçlardan, erkek tipi saç dökülmesine yönelik bir tedavi bulamayan bilim adamları utansın.
2 yıl bekleyelim 5g'ye geçelim
-
1g büyük al seneye de geçersin. ya da 2 sene daha bekle direk 6gden başlarsın.
hırvatistan milli futbol takımı
-
birkaç yıldır sempatizanı olup yakından takip ettiğim, dönem itibarıyla dünyanın en iyi 3-5 milli takımından biri olan takım.
euro 2016'nın gizli favorisi olmalarına rağmen turnuvaya 2. turda veda ettiler. 2018 rusya dünya kupası eleme gruplarındansa rahatça çıkacağı düşünülürken ancak play-off sonunda kupaya katıldılar. ante cacic adlı kötüler kötüsü olan teknik direktörden kurtulduktan sonra şimdilik sıradan bir kariyere sahip olan zlatko dalic ile yavaş yavaş beklenen seviyeye geliyor gibiler ama gene de tam olarak takım olamamış görüntüsü veriyorlar.
dünya 3.'sü oldukları 1998 fransa dünya kupası'yla beraber tarihlerinin en iyi milli takım jenerasyonuna sahipler ama dediğim gibi takımda hep bir şeyler eksikmiş gibi duruyorlar.
efsane kaptan darijo srna'nın euro 2016 sonrası milli takımı bırakmasıyla dümene real madrid'in yıldızı luka modric geçti. yanında ise barcelona fc'nin yıldızlarından ivan rakitic var. kalede as monaco'nun tecrübe abidesi kalecisi danijel subasic, defansta gladyatör vedran corluka, beşiktaşlı domagoj vida, çok eleştirilmesine rağmen 4 yıllık olympique lyonnais kariyerinin ardından 4 yıldır liverpool'un değişmez isimlerinden biri olan dejan lovren, takımın en pahalı 4. ismi olan athletico madridli sime vrsaljko ile napoli ve akabinde sampdoria takımlarının formasıyla 4 yıldır seria a'da ekmeğinin peşinde koşan tecrübeli ivan strinic var. interin kanatları ivan perisic ve marcelo brozovic de takımın çok ama çok önemli parçalarından ikisi. orta sahanın emekçilerinden fiorentinalı milan badelj de takımın değişmezlerinden biri. real madridli mateo kovacic ise takımdaki en önemli genç yıldız. forvette juventuslu mario mandzukic gole en yakın isim olsa da hoffenhaimlı andrej kramaric yakaladığı çıkışla formayı kaparsa kimse şaşırmasın. ikisinin arkasında form durumu çok iyi olmasa da milanlı nikola kalinic gibi önemli bir tecrübe beklemekte. 4. ve 5. alternatif olarak forma şansı bekleyenlerse sezonu kiralık olarak schalke 04 ile tamamlayan juventuslu genç oyuncu marko pjaca ve almanya kupası finalinde bayern münih'e karşı attığı 2 golle kupayı eintracht frankfurt'a kazandıran ante rabic.
bütün bunların yanında salzburg takımıyla bu sezon avusturya ligi'ndeki 4. şampiyonluğunu yaşayıp avrupa ligi'nde de yarı final görüp sezonu 54 maç (53'ü ilk 11) oynayarak muhteşem bir sezon geçiren, ilk 4 yıllık kariyerine toplam 175 resmi maç ve 7 kupa sığdıran ve geleceğin topçusu olacağını düşündüğüm 21 yaşındaki duje caleta-car ve gene gelecekte adından söz ettirecek olan bayern leverkusen'in 22 yaşındaki genç topçusu tin jedvaj da kadroda olan isimler arasında.
görüyorsunuz kadro muhteşem. takımın as oyuncuları dünyanın en büyük kulüplerinin değişmez futbolcuları durumundalar. geri kalanları da major liglerin kalburüstü takımlarında oynayan tipler. tek eksik leblebici bir golcü. umarum mario mandzukic bayern münih günlerine geri döner de bu açığı kapatır. keşke büyük kaptan darijo srna da bu turnuvada takımının başında son kez yer alabilseydi.
o güzel hırvatistan milli futbol takımı formasının hatrına, 2018 rusya dünya kupası'nda kazanacağımız zaferlerin ardından zagrep radyosu'nda lili marlen türküsü dinleyeceğimiz o güzel günlerin aşkına "saldır şanlı croatia!".
napad velike hrvatske!
edit: hırvatistan veya rusya'da olup bana hırvatistan milli futbol takımı formasını gönderebilecek birileri varsa bu büyük iyilikle sevap point kazanmış olur, bilginize.*
the harry potter prequel
-
j. k. rowling tarafından yazılan ve 11 haziran 2008 tarihinde internet üzerinden yayınlanan 800 kelimelik bir hikaye.
harry potter'ın doğumundan üç yıl öncesinde geçen hikaye, sirius black ve james potter tarafından yaşanan bir macerayı anlatıyor.
bir solukta okunabilir:
hızlanan motosiklet karanlıkta o sivri köşeyi öyle bir hızla döndü ki, takip halindeki arabanın içindeki iki polis de "vay!" diye bağırdı. sergeant fisher, motosikletin arkasında yolculuk eden çocuğun araba tekerleklerinin altına doğru fırlayacağını düşünerek koca ayağıyla frene bastı. ne var ki, motosiklet dönüşünü iki genç düşmeden tamamladı ve kırmızı stop lambasının pırıltısıyla dar sapakta kayboldu.
"şimdi yakaladık onları!" diye haykırdı pc anderson heyecanla. "orası çıkmaz yol!"
direksiyonu aniden kıran ve vitesleri hoyratça değiştiren fisher, takipteki otomobili dar sokağa sokmaya çalışırken arabanın yan tarafındaki boyanın yarısı çizildi.
farların önünde, en az çeyrek saatlik kovalamadan sonra avları, önlerinde duruyordu. iki sürücü, yükselen tuğla bir duvarla, şimdi onlara doğru, homurdanan parlak gözlü vahşi bir hayvan gibi hızla yaklaşan polis arabası arasında sıkışmıştı.
dar sokağın duvarlarıyla arabanın kapısı arasında o kadar az bir mesafe vardı ki fisher ve anderson, kendilerini arabadan zor çıkardılar. güçlükle, yengeç gibi, zalimlere doğru yürümek, saygınlıklarını zedelemişti. fisher, duvardan büyük göbeğini çekerken gömleğinin düğmelerini kopardı ve sonunda arka tarafıyla, arabanın yanındaki aynayı kırdı.
"motosikletten inin!" diye bağırdı, sanki zevkini çıkarıyormuş gibi mavi ışığın altında mutluca oturup sırıtan gençlere doğru.
söylenildiği gibi yaptılar. sonunda kırılan dikiz aynasından kurtulan fisher, onlara baktı. ergenliklerinin sonlarındaymış gibi görünüyorlardı. motosikleti sürenin uzun, siyah saçları vardı. onun bu arsız yakışıklılığı fisher'a fena halde, kızının gitar çalan, boş gezenin boş kalfası erkek arkadaşını anımsattı. ikinci oğlanın da saçları siyahtı, ama onunki kısaydı ve kibirli bir şekilde her yöne dağılmıştı, gözlük takıyordu ve geniş bir gülümsemesi vardı. ikisi de büyük, altın bir kuşla süslenen tişörtler giymişlerdi. kuş, şüphesiz, kulakları sağır eden, ahenksiz bir rock grubunun amblemiydi.
"kasklar yok!" diye bağırdı fisher, bir açık kafadan öbürüne doğru işaret ederek. "hız limitini – hatırı sayılır bir miktarda aştınız!" (aslında kaydedilen hız fisher’ın bir motosikletin gidebileceğine inandığı hızdan bile fazlaydı.) "polis için durmadınız!"
"bir sohbet için durmaktan memnun oluruz," dedi gözlüklü çocuk, "biz sadece-"
"zekiymiş gibi davranma - bir bela yığını içindesiniz!" diye hırladı anderson. "isimler!"
"isimler mi?" diye tekrarladı uzun saçlı sürücü. "ııı şey- güzel, hadi bakalım. wilberforce... bathsheba... elvendork..."
"ve bunun iyi olan tarafı, bunu bir kız ya da bir oğlan için kullanabilirsin," dedi gözlüklü çocuk.
"ah, bizim isimlerimiz, demek istediniz sanırım?" dedi ilki, anderson, öfkeyle tükürürken. "söylemeliydin! bu james potter ve ben de sirius black!"
"bir dakika içinde her şey senin için cidden kararmış olacak, seni küçük küstah-"
ama ne james ne de sirius dikkatini veriyordu. aniden av köpekleri gibi tetikteydiler, polis arabasının üstüne fisher ve anderson’ın arkasındaki geçidin karanlık ağzına bakıyorlardı. sonra, aynı akıcı hareketlerle, arka ceplerine doğru uzandılar.
bir kalp çarpıntısı süresinde, iki polis silahların onlara parladığını hayal etti ama bir dakika sonra motosikletçilerin sadece bir şeyi tuttuğunu gördüler -
"bagetler mi?" diye alay etti anderson. "bir çift şakacı, değil mi? pekâlâ, sizi tutukluyoruz –"
ama anderson asla neyle suçlandıklarını söyleyemedi. james ve sirius anlaşılmaz bir şeyler bağırdı ve ön farlardan ışınlar hareket etti.
polisler etrafında dönüp sonra arkaya doğru sendelediler. üç adam geçidin üstünden süpürgelerle uçuyordu – gerçekten uçuyorlardı –. aynı zamanda polis arabası arka tekerleklerinin üstünden göğe yükselmişti.
fisher’ın dizleri burkulmuştu. güçlükle yere oturdu. anderson, fisher’ın bacakları üstüne sendeledi ve düştü. güm – patlama – çatırtı duydular. süpürgeli adamların ters dönen arabaya çarptığını ve görünüşe göre, kırık süpürge parçaları patırtıyla çevrelerine düşerken, onların hissiz bir şekilde yere düştüğünü duydular.
motosiklet yeniden hayata gürledi. ağzı açılırken fisher iki gence bakmak için güç topladı.
"çok teşekkürler!" diye seslendi sirius gürültülü motorun öteki tarafından. "size borçlandık!"
"evet, sizinle tanışmak güzeldi!" dedi james. "ve unutma: elvendork her iki cinsiyete de uygundur!"
dünyayı sarsacak kadar güçlü bir patlama oldu ve fisher ile anderson korkuyla kollarını birbirlerinin etrafına attılar, onların arabası sadece geride bir yere düşmüştü. şimdi motosiklet göğe doğru yükseliyordu. polislerin gözü bunu inkâr edemeden, o havaya yükselmişti. james ve sirius gecede yukarı doğru yükseliyorlardı. arka farları, yok olan bir yakut gibi parlıyordu.
şeytanın yandaşlık yerine onurlu olmayı seçmesi
-
semavi dinlerin anlattığı hikayelere göre iblis, allah'ın ademi herhangi bir açıklama yapmadan yaratmasına içerleyip, ona secde etmeyerek dik duruş sergilediği için makamdan kovulmuş. makamdaki diğer melekler:
''aman iblisciğim, ne yapıyorsun? kendine gel'' diyerek arabuluculuk etmeye çalışsa da iblis geri dönmemiş yolundan:
''kardeşim, biz zaten gerekli donanıma sahip değil miyiz? bir de bizden alt kapasitede yeni bir mahluk çıkarıp ona biat etmemiz niye isteniyor?'' diye çıkışınca melekler de: ''doğru lan'' deyip allah'a ufaktan itiraz sesi yükseltirler: ''yeryüzünde kan döküp, bozgunculuk yapacak birilerini mi yaratıyorsun?'' (bakara 30.)
allah yine açıklama yapmaz: ''siz bilmezsiniz, ben bilirim.''
melekler sus pus...ama bu sayede ödüllerini alırlar, konumlarını korurlar.
iblis ise bu durumu kabullenmeyen tek varlık olarak pılısını pırtısını toplayıp kendi yoluna gider. dik duruşunun bedelini, allah makamındaki ayrıcalıklı konumunu bırakarak öder. kimse de ''helal olsun be, adamın bir duruşu var. sorguluyor en azından'' deyip tebrik etmez, tam üstüne ''lanet olsun iblise, o şerefsizin önde gidenidir'' diye arkasından konuşulur.
sorgulamanın, onurlu olup dik durmanın bedeli şeytan olmakmış meğer. dinler de bunu marifet gibi anlatıp durmuş binlerce yıldır.
zlatan ibrahimoviç
-
"oğlumla evimin bahçesinde futbol oynarken ikimiz de en sevdiğimiz futbolcular olurduk. oğlum ben olurdu, ben ise olcay ."
zlatan ibrahimoviç
hayko cepkin'in yıldız tilbe tweet'i
-
çok antipatik bir tweet.
yıldız haklı, hayko haksız. oturmuşsun tatil beldesindeki villanda; şehrin göbeğinde bile otursa sabahın 7'sinde o karanlıkta işe/okula giderken ''ulan inş köpek çetesi çıkmaz karşıma'' diyen insanlara twitter'da felsefe yapıyorsun.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iki arkadaşım üniversiteye gidebilmek için otostop çekiyorlar. bir araba duruyor bekleyen kızlardan biri ön koltuğa oturuyor. bizimkiler arka koltuğa kuruluyorlar. biraz sonra öndeki kız arabayı kullanan çocuğa soruyor "bunlar kim?" çocuk yanıtlıyor. "bilmem seni almak için durdum arabaya bindiler"