hesabın var mı? giriş yap

  • bu sefer kahramanlarimiz acemi asker degil komutandir. iki asteğmen birbirine komşu eğitim alaninda acemi eğitimi ile meşgulken biri diğerini çay içmeye davet eder. laflamaya başlarlarken acemilerden birini çağirirlar. eleman koşa koşa gelir.

    -bize 2 çay getirir misin
    -emredersiniz komutanim *

    eleman çaylari bir koşu kapip getirir ve komutanlarinin dikkatini çeker.

    -aferim ya ne çabuk getirdin. ama nefes nefese kalmişsin. sivilde napiyodun sen ?
    -komutanim "balıkesir cumhuriyet savcisiydim" der

    bizim asteğmen elemanlarin o an boğazlari düğümlenir. o çay ateş olur ellerinde. acemi asker elemanlarin yanlarindan uzaklaşir.

    -olm var ya bu bizi sivilde yakalasin öttürür lan
    -lan ne biliyim o kadar adamin içinden biz de savciyi bulduk iyi mi
    -amaan koy gitsin. savcinin elinden de çay içtik ya
    -ehehuehue

  • iki kişilik bir ailenin(çiftin), ortalama 1 hafta da tükettiği;
    bakliyat, sebze, meyve, süt/et ürünleri, bitkisel/hayvansal yağlar ve içeceklerin adet/kg bazında listesini çıkartıp, bir alışveriş sepeti oluşturduk. (iki farklı versiyon ile alkollü/alkolsüz)

    bu alışveriş sepetini, almanya'daki ve türkiye'deki birer online marketten doldurarak; fiyat karşılaştırmasını yaptık. bulabildiysek aynı marka ürünleri, bulamadıysak muadili ürünleri aynı adet/kg miktarında ayarladık.

    *** almanya sepeti alkollü/alkolsüz genel toplam : https://ibb.co/g5weqk
    *** türkiye sepeti alkollü/alkolsüz genel toplam : https://ibb.co/kwdeo5

    ---almanyadaki net asgari ücret : 1000 euro civarı (3900 türk lirası) (uyarı geldi 1300 euro civarı diyorlar)
    ---türkiyedeki net asgari ücret : 1400 türk lirası civarı (358 euro)

    almanya bizi kıskanıyor :( :(

    editler :

    1.edit : başımızdakileri karalama kardeşim, allah ediyor allah allah : https://www.youtube.com/watch?v=duoh2h2zo-k

    2. edit : benzer içerikte bir gurbetçi videosu : https://www.youtube.com/watch?v=e1zlqzfz3ke&t

    3. edit : yeşilli uyarı geldi, almanyadaki asgari ücret 1300 euro civarıymış.

    4.edit : tanım : ahmet hayatın cefasını çeker, hans sefasını sürer...

    5.edit : sepette guinness ilginç durmuş diyenler var. yeri gelmişken guinness hakkında efsane bir fıkra paylaşayım :

    birgün carlsberg, miller, heineken ve guinness'in ceoları bir barda içmeye gitmişler. garson gelince teker teker siparişlerini vermişler;
    - ben bir carlsberg alabilir miyim?
    - ben bir tane büyük miller istiyorum
    - ben 33'lük heineken içeceğim.
    sira guinness'in ceo'suna gelince;
    - ben bir soda alayım, demiş. garson gidince yanındakiler sormuş, "yahu sen niye guinness istemedin" diye;
    - kimse bira içmiyordu, ben de size uyayım dedim.. demiş..

  • il, ülke, sınır, mesafe demeden istisnasız her ilde ikamet eden birkaç arkadaşı bulunan şahıs. örneğin;

    uğurkan: ayselcim nereden katılıyorsun yarışmaya ?
    aysel: hataydan geliyorum.
    uğurkan: hatay'da yaşayan çok değerli bir arkadaşım var kendisine ve hataya buradan bol öpücükler gönderiyoruz.

    uğurkan: mervecim nereden geliyorsun ?
    merve: seattle'dan geliyorum.
    uğurkan: seattleda yaşayan çok yakın bir dostum var, rahşan dağakaçan, kendisi bülent ersoy'un şapkalarını dikerdi eskiden kendisi fevkalade bir insandır ona burada bol öpücükler yolluyoruz.

    uranüsten katılsalar yarışmaya illa öpücük gönderecek amk.

  • olmayan anlamsızlıktır. işin temeli maliyettir. manuel şanzıman, hem üretim açısından, hem rutin bakım açısından hem de arıza riski ve arıza sonucu ucuza tamir imkanı açısından çok daha avantajlıdır.

    burada dsg şanzımana gelen onlarca arızayı defalarca okuduk. diğer alternatif olan tork konvertörü ise ya bmw ve mercedes’te olduğu gibi ucuza üretilemiyor, ya da çoğu japon otomobilinde olduğu gibi verimsiz çalışarak aşırı yakıt sarfiyatı/emisyona neden oluyor.

    tam otomatiklerinse performansı zaten içler acısıdır. tabii adım gibi biliyorum, kendi şanzımanlarının hayranı olan ruh hastaları salak salak mesajlar atacak ama gerçek budur, kabul edip etmemek size kalmış.

    manuel araçların otomatik araçlara karşı tıpkı tuşlu telefonlarda olduğu gibi piyasadan silinmemesinin nedeni ise basittir. işlemci hızı, işletim sisteminin başarısı vs. derken tuşlu telefonlar performans açısından çok geride kalmıştır. ayrıca pahalı telefonların herkes tarafından ulaşılabilir bir durumda olmasına rağmen, verimli otomatik şanzımana sahip araçların genellikle premium sınıfta olması erişimini de zorlaştırmıştır.

    bu nedenle, manuel araç üretimi bir süre daha devam edecektir. bunun ortadan kalkması için ya zf’in ürettiği performansa sahip otomatik şanzımanların maliyetinde çok ciddi bir düşüş yaşanması gerekir, ya da içten yanmalı motora sahip otomobillerin pazar payını elektrikli araçlara kaybetmesi gerekir.

    aksi durumda, manuel şanzımanlar düşük üretim maliyetine daha az kayıp, daha ucuz bakım ve daha seyrek arıza ve daha ucuz arıza çözümleri nedeniyle üretimde kalmaya devam edecektir. özellikle a, b ve c segmenti otomobillerde kullanılan otomatik şanzımanlar alt markalarda verimsiz, premium markalarda pahalı ve arıza çıkarmaya meyilli olduklarından dolayı manuel şanzımanlar piyasadan tamamen silinemez.

    manuel şanzımandan daha ucuza otomatik şanzıman üreten, daha performanslı ve daha sorunsuz çalışmasını sağlayan bir şanzıman teknolojisi ortaya çıkmadıkça manuel şanzımanlar piyasadan asla silinemez. bu durum sizin şanzıman sevdanızın bir fonksiyonu değildir asla da olmayacaktır.

    not: lütfen bana mesaj atıp şanzımanınızı övmeyin.

  • başlık "türk vatandaşlarının büyük çoğunluğunun rus roman karakterine dönüşmesi" olacaktı fakat karakter sınırı engel oldu.

    dışarıdan kendimize bakınca gogol'un "palto" kitabındaki akakiyeviç gibi palto almak için para biriktirir olduk.

    bugün sizi soğuktan düzgün şekilde koruyacak en dandik ceket 1500-2000tl

    bu ceket fiyatı gerçek insanlar ve kendini insan gibi hissedenler için. kendine her şeyi reva gören cahil zihniyet için 100tl ye de var.

    bu başlık kendine değer ve önem veren gerçek insanlar adına açıldığı için trollerin doluşmasına gerek yok. geçip şu fiyata da mont var demeyin.

    doğalgaz zamları yüzünden her sabah raskolnikov gibi titreyerek uyanmamıza da az kaldı. raskolnikov ile bir diğer özelliğimiz ise iki kesiminde beş kuruş parasının olmaması.

    tolstoy'un “insan ne ile yaşar” kitabındaki bir bölümde 2 dönüm fazla arazi alacağım diye gün boyu yürüyüp yorgunluktan ölen şark kurnazı köylüye ne demeli? siz bu karakterde kimi görüyorsunuz?

    yüzlerce roman karakteri sığabilir bu başlığa benim aklıma bu üçü geldi.

    umarım sofie'nin dünyasındaki gibi bir kaç sene sonra gerçekten bir kitap içinde yaşadığımı öğrenmem.

    edit:imla