ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şehir tabelalarından nüfus ve rakımın kaldırılması
-
yav sineği sıkıp yağ çıkarma derdindeler. neymiş masraf oluyormuş.
ülkenin ammına koymak isteyen cengize şlap diye 50 milyon 50 milyon para yağdır. suriye 360 milyar tl yağdır. oraya yağdır buraya yağdır.
tabelaya gelince: yav masraf oluyordu.
ne kadar da israfla mücadele eden bir hükümet.
2 metreden uzun insanların ekseriyetle iyi olması
-
o rakımda allaha yakın oluyorlar mübarekler, ondandır.
hayal edilen araç vs sahip olunan araç
-
mercedes (s65) --> mercedes (metrobüs olanlar)
whatsapp 10. yılını kutluyor
-
whatsapp'ın 10. yılını kutlayabileceğine inanan kerizleri göstermiş mesajdır.
lan ben 2003 senesinde polifonik'den terfi edip papi_chulo.wav dosyasını zil sesi yaptım diye sevinirken ne whatsapp'ından bahsediyon denişik?
gözleri eriten renk oyunu
-
"ben bu oyunu bozamam" katarak ramazan
türk insanının ikinci el alışverişi sevmemesi
-
milletimizin dürüst olmaması bunda önemli etkenlerden biridir. bir eşya satacağı zaman onunla ilgili bilgileri dürüstçe paylaşan insan sayısı çok az. nasılsa sattıktan sonrası umrunda olmuyor kimsenin. dolayısıyla elektronik eşya gibi şeylerde satan kişi tanıdık biri değilse asla almam.
ama açıkçası mobilyada ikinci el almayı seviyorum. şu an için bir kanepe ve birkaç sandalye kadar eşya var evde ve yetiyor. kalan birkaç eksiği de ikinci el alarak tamamlıcam ilerleyen zamanlarda. özellikle eski ahşap koltuklar, dolaplar vs. çok çok güzel. hem hesaplı hem de karakteri olan eşyalar almak mümkünken yeni diye niye daha çok para verelim ki. saçma.
babasına tokat atan polise tokat atan genç
-
cennet, hayırlı evlatların attığı şaplakların patladığı enselerdedir.
hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse
-
başıma bir kez gelmiştir.
elime tutuşturulan bir tek gül ile gözüne far tutulmuş tavşan gibi kaldım. tam bana bu gülü veren yakışıklıya adını soracakken 'sakatlar derneği için sattığımız bu gülü almak ister misiniz?' lafını duydum. dumura uğramış bir şekilde o an sadece 'ne kadar?' diyebildim. 'gönlünüzden ne koparsa' dedi çıkartıp 10tl verdim ama içim acıdı be sözlük. ömrü hayatımda uzatılan tek çiçeğe de parasını ödedim ya la.
leyla ile mecnun
-
ya bu dizinin finalinde mecnunun leylaya kavusmasi benim icin hic onemli degil artik. sadece o kuru yük gemisi gelsin bana yeter..
arda turan'ın 13.9 milyon dolar dolandırılması
-
elden 13 milyon 900 bin dolar verip, faizsiz şekilde verdiği kadar kazanmaya çalışan cahil bir insanın dolandırıldığı olaydır.
her ay az az verip, bunları iyice zeki olduklarına inandırmış ablam. tabii bunlar zeki değil, sadece kendilerini kurnaz sanan doyumsuz tipler.
neyse bu tarz anadolu köylüsü zihniyetine de üzülmeyelim.
pierre-auguste renoir
-
yaşamının son üç yılında romatoid artrit hastalığı sebebiyle parmakları deforme olmuştu. kendisine bu acı veren durumda neden hala resim yaptığını soran genç matisse 'e ; "acı geçici, güzellik kalıcı" şeklinde cevap vermiştir. aşağıdaki 1915 yılında çekilmiş nadir filmde oğlu claude kendisine resim yaparken yardım ediyor...
(bkz: http://www.openculture.com/…uguste_renoir_1915.html)