hesabın var mı? giriş yap

  • "asla aptallarla tartışmayın. çünkü sizi ilk önce kendi seviyesine çeker, sonra o seviyedeki tecrübesiyle sizi yener" sözünü hatırıma getirmiş tartışma.

  • hayatın kendisini şaşırtmasına izin vermeyen adamdır.
    uçan inek mi gördü? uçsun abi, bana zararı olmadığı müddetçe uçsun, der ve yürüyüp gider.

  • sadece oruç tutulurken aç ve susuz kalınacağını düşünen zihniyet beyanı. sen sokaktaki açları düşünerek(!) bir ay oruç tutuyorsun ama kalan 11 ay, o açların yüzüne bakarak su içip yemek yemesini biliyorsun. onu napıcaz?

  • 2014 yılının yaz dönemi. çanakkale'de bir barda garsonluk yapıyorum. biraların, votkaların havada uçuştuğu hareketli bir cumartesi gecesi. mekan tıklım tıklım dolu.

    bir eleman geldi, tek başına. kendi halinde zararsız bir tip. hepiniz bilirsiniz; tek başına gelen erkekler pek hoş karşılanmazlar böyle mekanlarda. bu yüzden mekanın arka taraflarında bir masaya oturmasını rica ettik. adam hiç ikiletmedi, 'masa masadır' dedi, gitti oturdu. tamamen kendi halinde. söyledi birasını, içmeye başladı. ne yan masasında kimin oturduğu umrunda, ne de mekanda çalan müzikler. kulaklığını takmış, kendi kendine müzik dinliyor.

    3. biranın ortalarındayken; elemana bir şeyler oldu. oturur vaziyette dans etmeye başladı. hepimiz işi gücü bıraktık, lavuğu izliyoruz. gerdan kırmalar, omuz silkmeler, neler neler. sonra oturduğu sandalyeden ayağa kalktı, başladı moonwalk yapmaya. güzel de oynuyor piç.
    ama hiç kimseye bir zararı yok. tamamen kendi halinde.

    bizim patron rahatsız oldu.
    ''kaç kere söylemem gerekiyor evladım. şöyle kekoları mekana almayın bir daha'' diye söylenmeye başladı. ama adamın gerçekten hiç kimseye bir zararı yoktu. kendi halinde eğleniyordu, canı dans etmek istemişti ve kimseyi rahatsız etmeden canının istediği şeyi yapıyordu. ben asla yapamazdım örneğin onun yaptığını. yanlış olduğunu düşündüğümden falan da değil üstelik. utandığımdan, sadece utandığımdan. yan masadaki kız güler mi diye çekindiğimden veya elalem ne der diye düşündüğümden. ama hayatta yapamazdım. eleman dans etmeye devam ediyordu ve müthiş eğleniyordu.

    atın şu kekoyu mekandan dedi bizim yavşak patron. ''burası düğün salonu mu?''

    güvenlikler masaya gittiler ve adamı dışarı davet ettiler. adam hiç istifini bozmadı amk. yerine oturdu, kulaklığını toplayıp cebine koydu ve ''rahatsız etmek istememiştim, kusura bakmayın. hesabı alabilir miyim'' dedi.
    sakince çıkıp gitti mekandan.

    ''yavşaklar ölmez, sadece şekil değiştirir'' der ünlü bir yazar. ve o akşam kendi halinde dans eden o adama 'keko' diyen zihniyetle, dün akşam bu güzel abimize 'sığır' diyen zihniyet aynı yavşak zihniyet.

  • devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.

    boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.

  • boşanmak isteyen bir ablanın bahane araması gibi geldi bana daha çok. sürekli boşayacağım diye tekrar ediyor. bakın, bu bir yardım çığlığıdır. *

  • doğurganlık özelliğini zaten %80 yitirmiş ve bünyesi kalan %20'lik ihtimal için denenen neredeyse tüm yöntemlere öyle ya da böyle tepki veren bir kadının uygulayabileceği en etkili doğum kontrol şeklidir. hastanede yatmayı gerektirmez, 4-5 saat içinde taburcu edilir hasta. psikolojik etkilerini saymazsak fiziksel hiçbir yan etkisi de yoktur. tüplerin, istenildiğinde geri açılabileceğine dair yöntemlerle bağlanabileceğini iddia eden rivayetler olsa da, yoktur böyle bir şey. geri dönüşü olmayan bir işlemdir. en iyi ihtimalle tüp bebek ihtimali zorlanabilir o kadar.