hesabın var mı? giriş yap

  • kedi, kırmızı şarap ve winter chill out albümleri hazır bekliyorum. hadi amk, yağıyorsa yağsın. kediyi kestireceksiniz bana burada.

    ekleme: yağdı sayılmaz. kar mı bu? yer; halkalı/atakent mahallesi.

    kediyi affettim, şarap iptal, jagermeister'a devam.

  • işsizlik yüzünden kendini yakan insanların olduğu bir ülkede siyasiler saraylarda yaşıyor. diyecek bir şey yok...

  • arkadaşıma alıyorum demeyın de napıyorsanız yapın, sonra çok gülüyoz yemın olsun. hıçkımse kendıne almıyor bu meretı herkes bırbırıne alıyor :) bıze ne oğlum kıme aldığınızdan parasını ver yeter :)

  • "lüks araçların yüksek vergilerinden yakınan öğrenciler cumhurbaşkanı abdullah gül ile görüştü. bu sırada dışarıda eylem yapan öğrencilerle ilgili konuşan cumhurbaşkanı; 'kim bu fakirler yahu!' dedi"

    editorial: gelen yoğun mesaj sonucu, bakanlar kurulu kararıyla son cümle değişmiştir.

  • bu malikanenin her tuğlasında ,değerli halkımızın survivor sevdası ve gönderdiği sms'ler vardır.

    her metre karesinde bir ödül oyunu ,bir "ikisi de çok hızlı" vardır.

    türkiye manzaralı bir ev burası ,siz onu izledikce o da sizi izliyor ,siz izledikce manzarası güzelleşiyor, değeri artıyor.

  • insan gözüyle görünmeyecek anların fotoğrafını çekmeyi başaran fotoğraf sanatçısı, elektirik mühendisi. mavi arka plan önünde 30 kalibrelik bir merminin elmanın ortasını delerek çıktığı anı fotoğraflayarak imkansızı başarmıştır. üstelik bunu 1964 yılında, o günkü teknolojisiyle başarmıştır. profesör olduğu massachusetts institute of technology (massachusetts teknoloji enstitüsü) bir sunum için çekmiştir bu fotoğrafı. sunumunun başlığı ise "how to make applesauce" yani "elma püresi nasıl yapılır". başka çalışmaları da olmasına rağmen bu fotoğraf ile anılmasının nedenini "hayal gücünüzü ele geçiriyor. görür görmez ne olduğunu anlıyorsunuz." olarak açıklamıştır.

    how to make applesauce?

    1964 yılında saniyede 853,44 metre/saniye hızla ilerleyen bir mermi çekirdeğini yakalayacak enstantane hızına sahip bir fotoğraf makinesi yoktu.

    edgerton, günümüzde kullanılan elektronik flaşların atası olan stroboskopik * flaşları kullanarak karanlık bir odada hareket halindeki bir mermiyi fotoğraflayabilmiştir. çektiği fotoğrafta, mikrosaniyenin 1/3'i kadar süren bir anı yakalamıştır.

    uzmanlar, flaşı üretmekten çok, deklanşöre basma zamanını tutturmanın zorluğunu vurgulamışlardır. insan refleksleri, bir merminin manuel yolla fotoğrafını çekmek için çok yavaş kalmaktadır. edgerton, bunu sağlamak için, sesli bir komutla deklanşöre basılmasını sağlamış ve tetikleyici komut sesi olarak, merminin sesini kullanmıştır. kadrajın dışına koyduğu mikrofon, silah ateşliğinde, merminin ortaya çıkardığı ses dalgasını yakalayarak, deklanşörü tetikleyecek bir mekanizmaya iletmiştir.

    edgerton, sonraki çalışmalarında muzların, balonların ve iskambil kağıtlarının içinden geçen mermi çekirdeklerini görüntülemiştir.

    kısa ve parlak bir flaş ortaya çıkartmak için metalik yakıtlar ve oksidan maddeleri birleştirerek piroteknik flaşları kullanılırken, edgerton, daha hızlı yanıp sönen ve kontrolü daha kolay bir flaş üretmiştir. massachusetts teknoloji enstitüsü'nde 1920'lerde yüksek voltaja maruz kaldığında elektriğin, iki elektrot arasında bir saniyeden daha kısa bir süreliğine sıçramasına neden olacak xenon gazıyla dolu bir flaş tüpü geliştirmiştir.

    edgerton, xenon yerine hava kullanan bir mikroflaş da geliştirmiştir. geliştirdiği rapatronic camera sayesinde ikinci dünya savaşı sırasında yapılan nükleer bomba testlerini fotoğraflamayı başarmıştır. rapatonic kamera 10 nanosaniye kadar kısa bir pozlama süresiyle hareketsiz bir görüntü kaydedebilen bir kameradır. süt damlasının tacı, süt damlası, mermi üç balonu delerken, mermi oyun kartını yırtarken, boby jones golf sopası ile, antik silah ateşlenirken, durma zamanı, servis gibi pek çok fotoğraf çalışması vardır.

    bugün edgerton'ın çektiği fotoğraflar washington'da bulunan smithsonian amerikan sanat müzesi'nde sergilenmektedir.fotoğrafları sanat müzesinde sergilense de, edgerton "beni sanatçı sanmayın. ben bir mühendisim. ben sadece hakikatlerin peşindeyim" demiştir.

    1992 yılında, edgerton'u onurlandırmak üzere, massachusetts teknoloji enstitüsü'nde, edgerton merkezi kurulmuştur. merkezin direktörü j. kim vandiver, edgerton'un çalışmalarını halen ders olarak verdiklerini ve öğrencilerin fotoğraflayacak tuhaf şeyler bularak, kendi mermi çekirdeği fotoğraflarını çekmelerini istediklerini, yeni neslin elmaları sıkıcı bulduğunu, ruj ve renkli tebeşirler gibi objelerin daha çok ilgi çektiğini beyan etmiştir.

    1988 yılında abd başkanı tarafından yeni ve önemli teknolojinin geliştirilmesine önemli katkılarda bulunan amerikalı mucitlere verilen onur ödülü olan abd ulusal teknoloji ve yenilik ödülünü,

    1981 yılında spie* altın madalya ödülünü almıştır. bu ödül spie'nin en yüksek onurudur ve fotonik ve optik mühendisliği ile ilgili enstrümantal bilimler alanındaki en yüksek ödüllerden biri olarak kabul edilir.

    1973 yılında mühendislik alanında abd ulusal bilim ödülünü,
    1941 yılında franklin enstitüsü tarafından verilen bilim ve mühendislik dalında verilen howard n. potts ödülünü almıştır.

    süt damlasının tacı;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-57001.l.jpg

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-36002.l.jpg

    süt damlası;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-35013.l.jpg

    mermi üç balonu delerken;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-59001.l.jpg

    mermi oyun kartını yırtarken;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-64003.l.jpg

    boby jones golf sopası ile;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-38024.l.jpg

    antik silah ateşlenirken;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-36004.l.jpg

    durma zamanı;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-52001.l.jpg

    servis;

    https://webmuseum.mit.edu/…iamed/hee-nc-49012.l.jpg

    kaynak : https://www.cnn.com/…n-bullet-apple-snap/index.html

  • s.o.s.

    bir airbus a380 atlantik üzerinde uçmaktadır..
    derken, bir f-16 görünür. avcı jetinin pilotu yavaşlar, airbus'un yanına yaklaşır ve yolcu uçağının pilotunu telsizden selamlar:
    "sıkıcı bir uçuş değil mi meslektaşım, bak şimdi beni izle !"

    jeti aniden hızlandırır, ses bariyerini kırar, hızla baş döndürücü bir yüksekliğe çıkar, neredeyse nefes kesen bir dalışla deniz seviyesine alçalır ve sonra son hızla a380’in yanına geri döner ve yavaşlayıp ; “ne dersin, nasıldı?” diye sorar.
    a380'in pilotu cevap verir: "çok etkileyici, şimdi de sen beni izle !"

    jet pilotu a380'i izler, ancak hiçbir şey olmaz. beş dakika sonra, airbus pilotu telsizden şöyle haber verir: "nasıldı arkadaşım, sen buna ne dersin?"

    jet pilotunun kafası karışmıştır: “ne yaptın ki ?” der. airbus kaptanı güler ve şöyle der:
    ayağa kalktım, bacaklarımı gerdim, tuvalete gittim, kendime bir bardak tarçın çayı, bir dilim havuçlu kek aldım ve sonraki üç gece için işverenim tarafından ödenecek 5 yıldızlı bir otel ayarladım.."

    hikayenin ana fikri; gençken, hız ve adrenalin harikadır, ancak yaşlandıkça ve olgunlaştıkça, rahatlık ve huzur daha önemlidir.

    buna s.o.s. denir ;
    slower. older. smarter.
    (daha sakin, daha olgun, daha akıllı!..)

    hayatin her evresini guzel gecirmeniz dilegi ile….