hesabın var mı? giriş yap

  • daha da önemlisi zifiri karanlık bir yeraltı mezarlığında bulunmuştur. bu iki anlama gelir, 3 milyon yıl önceki atalarımız ölülerini saklamayı akıl etmişler ve zifiri karanlıkta yollarını bulacak birşeyler keşfetmişler. ateş'in 1.5 milyon yıl önce bulunduğu sanılıyordu, bu keşifle ateşin 3 milyon yıl önce bulunmuş olması ihtimal dahilinde.

  • trafik polisi hız yaptığı için bir kadına ceza yazmakta:

    - memur beey, lütfeen.. yazmasanız olmaz mıydı? hadi hadi...
    - güzel hanımlara ceza yazmadığımızı mı düşünüyorsunuz?
    - ehihihi...
    - haklısınız, yazmıyoruz. *cezayı yazar*

  • "aramakla bulunmaz; bulanlar ise ancak arayanlardır."

    bu sizin ne aradığınızla bağlantılı bir durum. etrafınızdaki insanlar da buna büyük etken. beyazın içinde mavi aramak gibi bir şey. bulmak zor ama bulunursa da bok etmemek gerekiyor. zor olmasının en büyük sebebi ise yine biziz; duygudurumumuz. ilk önce ne istediğimize tam olarak karar verelim. bu karar süreci yıllarca sürebilir; fakat sabırlı olmamız ve bu süreçte kendimize daha çok yönelmemiz lazım. kendimizle ilgili çözemediğimiz ne varsa çözmeliyiz. aksi takdirde ilişkide ne istediğini bilmeyen, dengesiz biri olarak ortaya çıkıyoruz.

    bir durumu başka bir sebebe bağlamadan önce kendimizi iyice sorgulamamız lazım. nerede ne hata yapıldı? bu hata için ne tür adımlar atıldı? kendimizi ne derece eğitiyoruz? bunların cevabını vermeden ilişkiye başladığınızda düzeltemediğiniz o duygudurumunuz ilişkiyi baltalıyor haberiniz yok.

    ilk önce kendinizi iyi tanıyın, daha sonra ilişkiye adım atmaya çalışın.

  • aklımda hayalimde canlandıramadığım durumdur.

    haberdeki müthiş rakam, konser sonunda 5120 euro elde edilmiş. 5120 ne lan? konser lan bu. haberdeki bilgiler bununla da bitmiyor. konseri 7bin ila 10bin arası adam izlemiş. kaç tane bilet satıldı birader bundan da mı haberiniz yok? bu arada sayman da 4bin kişi izlemiş diyor, turnikeden kaç kişi geçti bilmiyoruz diyor. ne halt ettiniz arkadaş siz?

    matematiksel olarak da şu gerçek var, konser bileti 25€ imiş, 4bin kişi geliyor en kötü ihtimalle, çarpın bakalım kaç para? 100 bin euro değil mi, elde kalan para 5120 €. siz dalga mı geçiyosunuz. satılan bilet sayısı belli değil, turnikeden kaç kişi girdi belli değil, harcanan para belli değil, 4 kişilik bir rock grubu ve onun ekibine verilen para 23 bin euro, (haberde cem adrian için 20 bin euro denmiş, o pek dillendirilmiyor herhalde duman'a bir garez var) geri kalan nerede belli değil.

    bence duman'ı bırak, hangi onun bunun evladı o 95bin €'yu cebine indirdiyse ona yüklen sen sayın tgb.

    ben haberde bu detayların verilmesinden sonra duman'ın 23 bin euro bile aldığından şüpheliyim.

    edit: oooo bir dakika bomba detay. konserin düzenlenme tarihi 24 mayıs. konserin adı 19 mayıs'tan geziye. soma faciası 15 mayıs, yani konseri sen aslında soma için düzenlemedin, ve konser ayarlandığında duman'ın talep ettiği normal para, yani aslında sen duman grubu ile aylar önce bunun için anlaştın, normal bir konser olsun diye, 23 bin lira onun parası, ama şansızlık eseri konserden önce bu olay yaşandı ve sen kendince bir kararla soma’ya bağışlıyoruz dedin. gelir az olunca da zaten anlaştığın ve çoktan parasını ödediğin duman grubu’na bok atıyorsun.
    vay vay vay…. şerefsizliğin bu boyutunu daha önce görmemiştim, türküz anladık ama hala şaşırıyoruz.

  • erkek tarafı olarak ödemeyi yapmak bize düşer ama nezaketen, oldu bittiye getirmeden davetlimiz olan insandan bunun iznini almak gerekir diye düşünüyorum. buluşma doğrudan bir tarafın daveti üzerine gerçekleşmişse davet edenin ödemesi doğrudur. daveti bir kadın yapmışsa ve ödeme konusunda kendi arzusunu açıklamışsa orda cinslik yapıp da ödemeye kalkışmak pek şık bir hareket olmaz. ayrı bir saygısızlık olarak algılanabilir. orada bir paylaşım planı kurulmuş ve ona uymamış olursunuz. bir zaman sonra da samimiyetin pekiştiği durumlarda ödemeyi ortak yapabilir ya da kim müsaitse ona bırakabilirsiniz.

    ilk buluşmada ödeme mevzusu bir yana dursun, umarım ilk buluşmaları gerçek kılmak için önümüzde dört başı mamur bir dünya dönme arzusu ile can atıyor olsun.

  • az önce bir kızın "hayatınızda yaptığınız en büyük fedakarlık neydi?" sorusuna "mesela ben sinemayı çok severim; ama spor yapmak için sinemadan vazgeçerim." şeklinde cevap verdiği yarışma. herkesin beyni yandı.

  • geçen gün -üstelik alkollü mekanda- başıma gelmiş hadise.

    3.000 tl hesap tuttu. adam dedi ki “yalnız pos çalışmıyor”.

    ben de “o kadar nakiti nasıl taşıyayım” dedim.

    “iban verelim” dedi.

    “gecenin 12'sinde ben niye eft'ye 50-60 tl komisyon ödeyeyim. böyle iş mi olur? eft komisyonunu düşecek misin hesaptan? ya hesabı ödemicem, yada komşudan pos getirin” dedim.

    pos geldi. çektim. slipte oturduğum işletmenin adı yazıyordu.

    yani bozuk mozuk değil. hayır zaten oturduğumdan beri elli kalem üründen geçirmişsin bana. banka komisyonunu mu dert ediyorsun?

    böyle işlerde -eğer yiyip içtikten sonra derse- gerekirse tartışın işletmeyle.

    edit: havale isteyen işletmeci bir arkadaş rahatsız olmuş. özelden “havale/eft komisyonu 50 tl tutmaz. senin olay yalan.” diyor. “yok abi 5-10 tl de olsa sen niye komisyon veresin bi de hesabın üstüne?” diyen yok ama.

  • homer ölecektir, son gece çocuklarını yatağında ziyaret edip onlar uyurken onlara güzel şeyler söyler, över tek tek. maggie'ye "ne tatlısın, ne şirinsin" der, lisa'ya "ne zeki, çalışkan b kızsın , övünç kaynağımızsın" falan der. sıra bart'a gelir, bakar bakar diyecek bir şey bulamaz ve:

    -bart, (bi kaç sn. sessizlik) ,yorganın çok güzel

  • teknoloji sayesinde, dilediği yerden bağımsız şekilde çalışabilen, beyaz yaka hayatı reddetmiş, belirli bir şehre ya da ülkeye bağlı kalmadığı için sıklıkla yer değiştirebilen, bu yüzden de göçebe olarak tanımlanan kişilere verilen ad.

    peki bu kişiler bu kararı nasıl alıyor ya da gidecekleri şehirleri nasıl seçiyorlar onu anlatmak lazım, ama baştan belirteyim, ben bir digital nomad değilim, sadece bu yaşam tarzı hoşuma gidiyor ve bugün olmasa da bir gün denemeyi planlıyorum.

    digital nomad olmaya karar veren kişiler genellikle internetten okudukları hikayeler sayesinde buna karar veriyorlar. böyle hikayeler okumak istiyorsanız reddit'te birçok kişinin tecrübelerine ulaşabileceğiniz güzel bir subreddit mevcut, iyisiyle kötüsüyle buradan tecrübelerini aktaran kişilerin hikayelerine ulaşabiliyorsunuz. bu kişiler genellikle, digital nomad olmaya karar vermeden önce, yaptıkları işi sevmeyen, ya da sevse bile, yeni şeyler keşfetmek isteyenlerden oluşuyor. ancak bu mutsuz bireyler, digital nomad hayatını deneyimledikten sonra genellikle olumlu şeylerden bahsediyorlar. anlattıklarına göre, bu hayat tarzı sadece yeni insanlar ve yeni kültürlerle tanışmanızı sağlamadığı gibi, aynı zamanda kendinizi de daha iyi tanımanıza yardımcı oluyor.

    öte yandan bu kişiler nereye gideceklerini seçerken dikkatli davranıyorlar. tahmin edebileceğiniz gibi belirli kriterler var, örneğin gidilecek şehrin ne kadar ucuz veya güvenli olduğu, ya da wi-fi hızının nasıl olduğu gibi. bunlar için de, tecrübeli digital nomadler pek hoşlanmasalar da, nomad list gibi internet siteleri mevcut. birçok şehir için harika bilgiler sunuluyor. mesela chiang mai ve ho chi minh city gibi yerler digital nomadlerin en uğrak yerleri. türkiye'den de antalya'nın ideal bulunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

    özetle, digital nomad hayat tarzı, laptop ve wi-fi olduğu sürece işini yapabilecek insanlar için heyecanlı ve güzel olabilir.