ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
the conjuring
-
yönetmenliğini james wan'ın yaptığı, başrollerde vera farmiga, lili taylor, patrick wilson ve ron livingston'ın oynadığı 2013 yapımı korku filmi.
bir korku filminden beklenilen her şeyi verebilme özelliğine sahip bir film bu. konunun geçtiği 1970'ler her türlü ayrıntıyla (eşyalar, kıyafetler vs) çok iyi verilmiş hatta film de 16 mm ile o dönemde çekilmiş duygusu uyandırdı bende.
lise arkadaşı vs üniversite arkadaşı
-
lise arkadaşı olmayan kişi asosyaldir, sorunludur. üniversite arkadaşı olmayan kişi zekidir.
seçimi kaybetmenin hayatın sonu olmaması
-
2018'den bugüne maaşlı çalışan insan için ev araba almak imkansıza yaklaştı, eviniz yoksa istanbul'da barınma hakkı büyük ölçüde elinizden alındı. 2028'e kadar daha neleri kaybedebileceğimizin farkında olmayan bir ülke dolusu dangalakla yaşıyoruz.
merkez bankasında para yok. yakında ülke piyasa için hammaddeye, enerjiye ya da gıdaya dolar bulamayacak. belki gün içinde elektrik doğalgaz kesintileriyle yaşayacağız, belki mont ayakkabı alamaz duruma geleceğiz ya da marketteki alım gücümüz şu ankinin bile kat kat altına düşecek.
bu sırada akp medyası avrupa'da da böyleymiş diye palavra sıkacak. patates soğan yemeseniz de olur vatan elden gitmesin diye şovenizm yapılacak. belki terör örgütleriyle anlaşmalı bir korku tiyatrosu oynanacak. akp ne kadar mağdur ve ne kadar mağrur olduğunu göstermek için karşı bir güvenlik tiyatrosu oynayacak. birileri ölecek. birileri aç kalacak. bankalar hala kredi veriyor olursa birileri cep telefonu almak için kredi çekecek. hayat bok gibi akıp gidecek. italya fransa kadar hayat yaşanabilecek bir ülkede yaşamak varken, türko, islami hassasiyetler ve insan çöplüğü yüzünden arjantin, endonezya, pakistan arası sik gibi bir ülkede ömür tüketmiş olacak.
tüm bunlar sizin insanlık onurunuza dokunmuyor olabilir ama benimkine dokunuyor. sizin hayat dediğiniz şeye ben hayat demediğim için sonu gelmiş oluyor.
uh-60
-
internette sağda solda bu helikopteri takla atarken gösteren bir fotograf ve bu fotografla ilgili yalan yanlış şehir efsaneleri dolaşmakta. bu işin aslını, geçmiş yıllardan birinde ankara'daki 30 ağustos sergisinde bir jandarma helikopter pilotundan dinlemiştim. işin aslı şu:
bu helikopter türkiye'nin teslim aldığı ilk blackhawk. 1990 yılında kabul testleri sırasında abd'li pilot ile birlikte uçan pilotumuz yusuf keleş idaresinde iken bu manevra deneniyor. çekilen fotograf o dönem sikorsky tarafından reklam amaçlı kullanılıyor.
bu helikopterimiz 1995 yılında lice'de bir operasyon sırasında teröristler tarafından düşürülüyor, 5 şehit veriliyor.
(bkz: https://get.google.com/…w5gnmzdfcegwbqwyt8st-8mghhw)
bu helikopter ile ilgili internette dolaşan diğer bilgiler "kulaktan kulağa" mahsulü.
5 kasım 2020 süt fabrikasındaki skandal görüntüler
-
hahaha ulan süt banyosu da yapsan elinde masrapayla kafana süt döküyorsun, coğrafya harbiden kader amk dedirten olay.
2. el oto pazarına büyük operasyon geliyor
-
sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...
oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.
bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!
barbaros şansal izmir depremi tweet'i
-
aynı sofradan yedik, doyan düşman oldu.
16 nisan 2014 real madrid barcelona maçı
-
gareth bale'in topu barcelona yarı sahasına atıp bartra'ya "git bak bakalım ben orada mıyım" dediği, bartra gittiğinde hakikaten de orda olduğu maçtır.
deniz gezmiş
-
avukatinin anilarinda son arzusundan bahsedilir. surekli para yemekle, hatta utanmadan amerikan u$agi olmakla suclanan deniz gezmi$'in infaz aninda son arzusu aglatmi$tir.
x- son bir arzun?
dg- filtreli cigaran var mi abey?
x- var?
dg- birer tane ver de yakalim abey..hic icmedik be.. gozumuz acik gitmeyelim bari..
$imdinin ataturkcu gecinip ilkelerini saymaktan aciz, sosyalist gecinip hadiseyi bogazli kazak giymekten ibaret sanan gerizekalilarinin ve otu boku gozu kapali ele$tirmeyi kultur sanan beberuhilerin ornek almasi gereken bir hayat hikayesi vardir.
yaran okul müdürü sözleri
-
istiklal makzume anadolu lisesi'nin efsanevi müdürü zekeriya kara'nın ağzından dökülen müthiş sözlerdir nazarımda. şöyle ki;
"bu sene öss'de ilk üçe on kişi sokucaz. özellikle lise sonlardan."
"kızıım konuşmayın. şş sen beyaz gömleklii!"*
"benim bi hocam vardı rahmetli, şimdi noolmuştur ölmüş müdür kalmış mıdır bilmiyorum."
"çocuklar hepinizin kurban bayramını ve sevgililer gününü kutluyorum."
sigara içen öğrenciler kalabalık bir grup halinde tuvalete girerken; "ne işiniz var oğlum tuvaletin önünde? bok mu var lan orda?"
ve yüzyılın bombası;
"kızlar ne bu? her okul çıkışında kapı önünde başka okullardan çocuklar, gözümüzün önünde öpüşüyosunuz, sarılıyosunuz... niye bizim okuldaki çocukların suyu mu çıktı? bakayım... cillop gibi hepsi!"
sanayiyi onlar ayakta tutuyor
-
mansur yavaş'ın seçimi kazanması halinde faturalarımızı pkk'nın getireceğini söyleyen bir tipin sözüdür.
çalışanlarıyla dost olabilen patron
-
ben vardım battım.
justinianus
-
hayatımın ilk duruşmasına zamanın sirkeci adliyesi'nde girdim. hakime hanım kısa sarı saçlıydı. benim ilk duruşmam, davanın son duruşmasıydı. davayı kazandım ve hakime hanım bana ödenecek yasal vekalet ücretine üst sınırdan (tarifenin üç katı) hükmetti. daha sonra bunun yerleşik uygulama olmadığını, kendisinin benim ilk duruşmam olduğunu anlayıp, destek olmak açısından yaptığını öğrendim.
yıllar sonra praetorium nedeniyle justinianus'la tanıştık. bir gün ev ziyaretine gidip eşi nurhan hanım'la karşılaştığımda tanıdık geldi, bir kaç sorudan sonra ilk duruşmamın hakimi olduğunu farkettim, o zamanki tavrını, desteğini saygıyla andığımı söyledim. güzel bir tesadüftü.
başınız sağolsun üstat justinianus, huzur içinde uyuyun nurhan hanım, allah rahmet eylesin.