ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
valiyi umursamayan dönercinin kapatılması
-
insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.
inek şaban'ın 1970'lerin recep ivedik'i olması
-
1977'liyim. 90'larda ben çocukken, kemal sunal'a gülenlere entelektüel düzeyleri yüksek insanlar hor bakardı. eşekoğlu eşşek demesine gülen cahiller falan denirdi. biraz sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlar izlese bile gizlerdi bunu.
tespit yüzde yüz haklı. o dönemleri yaşayan bilir. tam olarak şu an recep ivedik karakterine gülenlere yapılan muamelenin tümü ile aynısı yapılırdı.
mesela 90'lar popu için, nerede eski cem karacalar nil buraklar nilüferler, nerde bu ibişler, bunlar hep sabun köpüğü denir, nefret kusulurdu. şimdi youtube yorumlarına girip bakıyorum 90'lar popunun ''hey be ne günlerdi, bir de şimdiki rezillere bak'' falan yazılmış hep.
ya da tarkan o meşhur kareli pantolonuyla kıl oldum abi klibini yaptığında şu anda aleyna tilki için ne duyuyorsam su damlası gibi birebir aynı şeyleri duyardım.
bu devran hep böyle , yıllandıkça kıymete biniyor sanırım bazı şeyler.
doğu toplumları daha gerofilik(yaşlı sevici) ve nostaljik oluyorlar kültürel olarak. yeni olandan bir tiksinme, hep geriye doğru bakış var bu topraklarda. bu toplumlarda başarıdan ziyade kıdem, yıl, nicelik önemlidir ve saygı duyulur. mesela bir mekanik ustası işini iyi yaptığı ile değil, uzun yıllardır bu işi yapıyor olması ile daha çok övülür.
facebook'un sahibi zuckerberg'in bir röportajını izlemiştim. facebook arayüzünde yaptıkları her değişiklik ortadoğu ve asya'da hemen kullanıcı kaybına yol açarken, batı medeniyetinde her yenilik, yeni müşteri getiriyormuş.
statükocu toplumuz. hep geçmişe özlemle yaşıyoruz. değişiklikler ve yeni olan her şey hemen bir öfke getiriyor yanında.
uzun zamandır ekşide okuduğum en doğru tespit.
dominos'un pizzasından kırkayak çıkması
-
dikkatsizlik konusunda master yaptığımdan dolayı ben onu zeytin zannedip löpletirdim.
conjunction
-
hepsi tek tek ezberlenmeye kalkışıldığında başa çıkılmaz fakat belli başlı gruplara ayırdığınız zaman iş çok daha kolaylaşır. bu konuda youtube'de videolar izleyerek yaklaşık 10 sayfa kadar not çıkartmıştım.
conjunctions
(bkz: because grubu)
- because
- as
- since
- inasmuch as
- insofar as
- seeing (that)
- seeing as
- for
- now (that) (present perfect)
- in that
- on the grounds that
- in view of the fact that
- so ____ that
- such ____ that
so + adj/adv + that
such + adj + noun + that
anlamları -den dolayı/-dığından dolayı/sebebiyle/bakımından olup, bunlardan sonra cümle gelir.
not: in that cümle başında asla kullanılmaz.
gibi:)
the rolling stones
-
1962 yılından bu yana hala sahneye çıkan -çıkış yaptıkları 60'lar dışında, 70'ler ve 80'lerde de ortaya çıkan bir çok öncü grubun günümüzde devam etmediğini düşünürsek, bu inanılmaz bir şey- babaların babası grup.
zamanında çok sıkı dinlediğim için haliyle bayağı bir arşiv yapmıştım. hazır aklımdayken, bazı parçalarının sevdiğim konser versiyonlarını paylaşmak istedim:
salt of the earth: 68 çıkışlı beggars banquet albümündeki parçanın axl rose ile 89'daki konser versiyonu. 1989 grubun dağılmanın eşiğinden döndüğü, keith ve mick arasındaki gerginliğin bittiği sene olarak da önemlidir.
carol: stones ilk çıktığı dönemde bir blues cover grubuydu. kabaca amerikan blues müziğini daha hızlı ve agresif icra ediyorlardı. carol da bir chuck berry şarkısı. 64 yılındaki konser.
you can't always get what you want: 1968 yılından çok temiz bir kayıt. aynı zamanda brian jones'un son günleri olsa gerek. sonrasında gruptan gönderilecek ve devamında evinde ölü bulunacak.
sympathy for the devil: üstteki parça ile aynı konser, rock and roll circus demişler. aynı konserde john lennon yer blues'u söylüyor, keith de bas çalıyor şarkıda. zaten bu ikili beraber takılır, kafayı bulurlarmış.
midnight ramble: midnight rambler'ın 1970 yılından bir konser kaydı. genelde her konserde çalınsa da bu bayağı güzel.
jumpin' jack flash: jumpin' jack flash'in stüdyo kaydı müthiştir ama bu da stüdyo versiyonuna en yakın olanı. midnight rambler ile aynı konser albümünden.
rip this joint: konserlerde ender çalınmış, grubun en hızlı parçalarından rip this joint'in 1972 yılındaki canlı versiyonu.
star star: asıl adı starfucker olan chuck berry rifli parçanın 1978 yılından konser versiyonu. rock n roll'un kralını yapmışlar.
little t&a: 1981 yılından bir keith vokali. videonun başında mick jagger, band introductions yapıyor. şarkının müthiş girişini 1:11'den itibaren dinleyebilirsiniz. t ve a; keith'in kızları alexandra ve theodora.
under my thumb: stüdyo kaydında brian jones'un marimba çaldığı under my thumb'un 82 yılından çift gitarlı konser versiyonu.
angie: angie akustik bir şarkıdır. grubun şarkılarını mick ve keith beraber yazarlar fakat bu şarkı keith'in bir uyuşturucu tedavisi gördüğü sırada yazdığı bir şarkı. o yüzden daha çok keith'e aittir. şarkının elektro gitarlı konser versiyonu. ben bu kaydı çok severim ama keşke kameranda biraz gitarları çekseymiş. *
almost hear you sigh: en sevdiğim slow parçalarından almost hear you sigh'ın konser versiyonu.
bitch: 1971 çıkışlı bitch parçasının 1990 tokyo konseri versiyonu. inanılmaz bir riff.
start me up: en sevdiğim şarkıdır. start me up'ın 1991 yılından konser versiyonu. şarkının orjinali 1981 yılı çıkışlı.
happy: keith richards'ın vokal yaptığı stones parçalarından happy'nin mükemmel konser versiyonu. ronnie wood çok başarılı.
sweet virginia: grubun country parçası sweet virginia'nın 1995 yılından akustik konser versiyonu. orjinali 1972 yılı çıkışlı.
all down the line: all down the line parçasının 1995 yılından süper konser versiyonu.
miss you: 1978 çıkışlı miss you parçasının 1997'den konser versiyonu. çok iyi takılıyorlar. keyifli bir şarkı.
satisfaction: 70'lerde hiç çalmamış olsalar da satisfaction parçasının bayağı bir versiyonu vardı. ben en çok bunu severim. şarkının çıkışı 1965, bu kayıt 1998.
honky tonk women: şarkıların kralı honky tonk women'ın 2003 yılı konser versiyonu.
you don't have to mean it: keith richards vokallerinden you don't have to mean it'in harikulade konser versiyonu. şarkının çıkışı 1997
shattered: shattered'ın 2008 yılından konser versiyonu. bu konserde bill clinton da grubu izlemeye geliyor.
edit: iki şarkının linki uçmuş. onları değiştirdim ve the last time şarkısının linki de uçmuş. 60'lardan sonra çalmadıkları bir parçaydı. 2000'lerden bir kaydı vardı ama gitmiş, yerine iyi bir canlı kayıt bulamadım.
halay çeken cin görüntüleri
-
en azından ülkede eğlenenler var.
toma'nın üstüne su deposu atan halk
-
ödediğim vergilerle alınan... şaka şaka. şahane insanlardır.
türk'ün ay'a ayak basınca söylediği ilk söz
-
-geldik merkez. bugun aya ayak basan....
-eee?
- yarın sana basar nihohaha..
-??
depremzedeye 10000 tl yardım
-
kefen parası sanırım
rte yalnız değil birlikte avrupa'ya gidebiliriz
-
ne zaman kucağından indin ki birlikte çıkalım diyorsun şapşik derler adama.
arda turan'ın 2014'te giydiği takım elbise
-
berbattır. her zaman demişimdir, futbolcu kıroluğu bir başka oluyor.
kurtlar vadisi
-
17 sene önce bugün * ilk bölümü yayınlanmış ve aslan akbey adına yazılı olan zarftaki şifrenin çözülmesi ile başlamış olan türk televizyon tarihinin efsane yapımı.
osman sınav yapımcılığında ve yine kendisinin ve mustafa şevki doğan yönetiminde, raci şaşmaz ve bahadır özdener'in senaryosunu yazdığı ve soner yalçın'ın konsept danışmanlığında ilk 2 senesini geçirmiş olan dizi, üçüncü senesinden itibaren yapımcı olarak raci şaşmaz, yönetmen olarak serdar akar ile yola devam etmiş, mustafa şevki doğan da osman sınav gibi 2.sezonun sonu itibariyle yollarını ayırmıştır.
dönemin ve zamanının bir çok önemli tiyatro ve seslendirme sanatçısını bünyesinde bulundurmuş, deyim yerindeyse bir çoğuna sanat hayatında ikinci baharı yaşatmıştır.
nihat nikerel (seyfo dayı), istemi betil (laz ziya), baykal saran (hüsrev ağa), nedim doğan (şeyhmus), tarık ünlüoğlu (testere necmi), sönmez atasoy (halil ibrahim kapar) gibi oyuncuları maalesef hayatta değildir.
hekimoğlu türküsü, asiye türküsü, bir fırtına tuttu bizi, elif türküsü, halil ibrahim ve tanrıdan diledim gibi bir sürü türküyü dillere de pelesenk etmiştir.
"kendi günü ve kendi saati" tabirini ilk kez bir dizi için ezberleten, perşembe akşamları sokakta insan bulunmamasına sebep olacak derecede tutkunları olan, süleyman çakır karakterinin arkasından cenaze namazı kılınması/gazeteye ilan verilmesi, çakır'ı vuran oyuncunun dayak yemesi, zafer ergin'in gittiği mekanlarda hesap ödeyemez duruma gelmesi, polisin bile operasyonu kurtlar vadisi saatine denk getirip yapması bakımından bir fenomen haline gelmiştir.
ekranda sadece 2.5 dakika olarak görülen ama çekimleri 10 saate yakın süren kumarhane baskını, laz ziya'nın testere necmi'ye kestiği racon, polat alemdar'ın cerrahpaşa kahvesi ziyareti, çakır'ın vurulması, hastaneye yetiştirilmesi ve bir bölüm süren ameliyatı sonunda ölümü, polat alemdar'ın türk ruleti oynaması, her bir sahnesi ayrı keyifli olan pala ve ekibi, breaking bad'den önce var olan abuzer ve erdal kömürcüaslan akbey ve karahanlı karşılaşması ve karahanlı'nın ömer baba'nın evine gitmesi gibi bir çok efsane sahnesi olan ve her seferinde ekrana kilitlemeyi başarabilen bir yapımdı.
iki önemli sahnesi de hep akıllarda merak uyandırıp, maalesef gerçekleşememiştir. 1.si, 30 yıldır aradığı oğlunun kendisini yok etmek amacıyla devlet tarafından yetiştirildiğini öğrenen baron ve en büyük düşmanının öz babası olduğunu öğrenen polat alemdar karşılaşması idi.
2.si ise, yıllarca "ölmedi" dediği ali candan'ın, aslında yıllarca yanında olan polat alemdar olduğunu öğrendikten sonra komaya girip, hayatını kaybeden elif eylül ile polat alemdar'ın karşılaşması idi.
17 değil, belki de 27 sene sonra da aynı şekilde merak edilip izlenecek belki de vadi. şanslıydık, spoiler vb. şeyleri hiç yemeden ekran başında öğreniyorduk. izlemeye de beklemeye de değiyordu. şahane bir yapımdı işte.
(bkz: iki kişinin bildiği sır değildir)
edit: çok fazla şey olunca atlanan şey de oluyor. türkülerden bahsettim ama müziklerinde gökhan kırdar imzası olduğunu unutmak çok ayıp oldu. sırf cendere için bile büyük takdir gösterilmesi gereken kırdar, müzikleriyle bir çok sahneyi çok çok yukarı çıkartmıştır.
covid testi yalanı
-
türkiye'deki covid-19 hasta sayısının artmama nedenini gösteren durumdur.
denklem çok basit, kimseye test yapmazsan hasta sayısı artmaz.