hesabın var mı? giriş yap

  • süper mizah cevherine sahip insan. "albüm çıkardığı takdirde almayan şerefsizdir" dedirten karikatürist.

    entel imajına sahip bir adam mobilyacı önündedir:
    - şu dolap ne kadar?

    - sana 120'ye olur..

    - bana mı? beni tanıyo musun ki baştan indirim ayağı yapıyosun... hah hah haay.. bayılıyorum şu satıcılara..

    - sen cimecik'li kadir değil misin? hani köyde eşeklerin peşinde koşarken şehre gelip şiir eleştirmeni olan...

    - 120 milyon benim için de uygun bi rakam...

    çok malzeme var bu adamda, çok..

  • özellikle kılıçdaroğlu'nun görüntüsünü izleyince tatmin oldum ben. özür dilerim sayın başbakanım. yarın hemen türgev'e 50 lira yatırıyorum.

    edit: soru gelmiş zekat mı, öbür türlü mü diye elbette diğer türlü :)

  • boğulurken kesin burada yazılanlar aklınıza gelirde kurtulursunuz.

    14 sene lisanslı olarak yüzmüş ve bir sürü madalya ve başarı belgesi olup tr derecesi olan birisi olarak söyleyebileceğim şeyler benim yapmadığım şeylerdir.

    1- asla ve asla denizdeki kayalıklardan veya yüksek yerlerden atlamam canımı yolda bulmadım.

    2- deniz çok dalgalı ise açılmam

    3- deniz dalgalı değilse açıldıysam tek seferde yüksek eforda 2-3 dk dinlendikten sonra geri dönerim. açıkta çok fazla durmam.

    4- teknik yüzerim vücudun tek bir kas grubunu yormam. serbest yüzmekten yorulduysam kurbağalama stilinde yüzerim o da mı baydı sırt üstüne geçerim.(tekniğine uygun şekilde)

    5- ayı gibi yemek yiyip denize girmem ama açda girmem denize.

    6- baraj sularında yüzmem , nehir vs akarsularda yüzmem.

    eyyorlamamı bitirmeden önce şunu belirtmek isterim yüzerken gaza gelmeyin.

  • tebrikler! linç etmeden önce "dur bir okuyayım" diyerek medeni birey olmada büyük bir aşama kaydettiniz. bu içerik sizin gibi ekşi sözlük'ü linç etmek için şu anda büyük bir coşku hissedenlerle paylaşılması için hazırlandı. olabildiğince kısa tutuldu:

    - ekşi sözlük bir platformdur. twitter/facebook gibi. içeriğini kullanıcılar yazar. bunlar ekşi sözlük çalışanı, maaşlı editörler vs değildir. isteyen herkes kayıt olup ekşi sözlük'e yazabilir. dolayısıyla yazılanlar ekşi sözlük'ün firmasının görüşünü belirtmez. twitter/facebook gibi.

    - ekşi sözlük diye birisi yoktur. ekşi sözlük diye tek bir zihniyet de yoktur. her görüşten her kesim yasalar ve format çerçevesinde olduğu müddetçe istediğini yazabilir.

    - ekşi sözlük'e yazılanlar ön denetimden geçmez. twitter/facebook gibi. bunun tc yasalarında da böyle olması öngörülür.

    - ekşi sözlük bir türk firmasının olduğundan tc yasalarına tabidir. (twitter/facebook bu yasalara tabi değil). (edit: bir kullanıcı "o zaman yurtdışına taşıyın" deyince ekleme gereği hissettim: twitter/facebook'un türkiye'de açık kalma sebebi uluslararası bilinirlikleri. çünkü kapatılınca bir sonraki ab ilerleme raporunda muhakkak konu ediliyorlar. çat çut kapatılıp bir daha geri açılmayan sürüyle site var. en son örnek booking.com. ekşi sözlük gibi sadece türkiye'de bilinen bir mecranın uluslararası çalkantı yaratma riskini düşük göreceklerinden açık tutmakla uğraşmazlar. velhasıl yurt dışına taşımak tc yasalarından yırtma garantisi vermiyor)

    - t.c. yasaları internet'te de geçerlidir. o yüzden gerçek hayatta söylenmesi suç olan bir şey ekşi sözlük'te de yazılamaz. ekşi sözlük denetimi bunları kaldırır, kaldırmayacak olursa mahkeme kararıyla kaldırmak zorunda bırakılır.

    - ekşi sözlük email, web, telefon gibi yollarla şikayet kabul etmekte, türkiye'nin en düzgün denetlenen, şikayetlerde en kolay ulaşılabilir mecrasıdır. şikayetlerinizi şu adresten iletebilirsiniz: https://eksisozluk.com/iletisim

  • şimdi size mühendis bir arkadaşımın eski karısı ve yasalar tarafından nasıl acı sikildiğini anlatıcam hazır olun,

    bu arkadaşım odtü'den mezun ailesi varlıklı bir çocuk. benden 2 yıl önce evlendi. kerizciğim 2 de çocuk yaptı.

    evlenmeden önce ailesinin üstüne yaptığı 1 evi vardı birde arabası.

    evlendiği kız özel bir okulda öğretmen. evlenince hamile kaldı. kendi isteğiyle bir daha da çalışmadı. zaten kocası çok iyi kazanıyor.

    evlendiğinde ilk iş çocuğa arabayı yeniletti ikinci işte evi sattırıp yeni bir ev aldı.

    ikinci çocuğu da doğurdu. evlendikten 7 yıl sonra herife boşanma davası açtı.
    hakim ev ve araba evlilikten sonra alındığı için ortak mal saydı. bankadaki parayı da ortak saydı.

    herif ayda ortalama 8-10 bin arası alıyor. kız 5 kuruş kazanmadı.

    ama ev satıldı 550 bine kız 275 bin tl aldı.

    araba satıldı 60 bine kız 30 binde ordan aldı.

    bankada 50 bin varmış kız 25 de ordan aldı

    hakim kıza 2000 tl yoksulluk nafakası çocuklara da aylık 1800 tl iştirak nafakası bağladı. yani kız ayda 3800 tl alıyor. nakit cebine de 330 bin nakit koydu.

    kız şu an işe başlamıyor çalışsam 1500 anca alırım nasılsa hakim bana 2000 tl nafaka bağladı diyor.

    evlenin keriz erkek kardeşlerim siz hala. akıllanmadan evlenin olur mu? sizi gidi mallar sizi.

  • daha çok savunma fotoğrafıdır.

    tecavüze uğrayan kadınların sorgusunda bile "neden direnmedin?" sorusuna bulgu olarak eğer direnseydin ve reddetseydin adamda çizikler, tırnak izleri olurdu gibi karşı taraf argümanları sunulur. sen kadını döverken onun da eli kolu armut toplamaz can havliyle iter, tırnak geçirir bir şey yapar herhalde. kendisini korumasın mı?

    utanmaz herif.

  • kötü dediğimiz "bağzı" şarkıların aslında çok da kötü olmadığını ya da o kadar da berbat sözlere sahip olmadığını gösteren kişi ya da grup ama inşallah kişidir. grup olunca dağılıyolar falan sonra...

    özellikle dondurma gibisin baya güzel şarkıymış;

    kafesi parçalayıp attım özgürce sevebilmek için seni..

    iyi söz valla.

    edit: he bi de bence tanıdık biri çıkacak. sesi, eğer sesine efekt eklemiyorsa, çok tanıdık geliyor. tanıdık değilse de... bilmiyorum.