hesabın var mı? giriş yap

  • üzerinde pek düşünülmez ama bu gerçektir. çünkü bir yavşağı astronot yapmazlar. astronot olduktan sonra yavşaklaşanlara da anında yol verirler. böyledir bu. şansı yaver giden bir yavşak her şey olabilir. polis olur, hakim olur, hatta bakan, başbakan bile olur. ama bir yavşak asla astronot olamaz. pilot da olur mesela. ama yörüngeye çıkacak adam yavşak olamaz.

    2003 yılında, astronot olmaya çok yaklaşmıştım. ama olmadı. seçmeleri geçemeyince, astronotluğun kitabını yazmış olan babam hemen sordu; bi yavşaklığını mı gördüler? hayır, dedim babama, 29 cm ile boydan kaybettim. "neyse, yavşaklık nedeniyle elenmekten iyidir." diyerek teselli etti beni...

  • tarçın iş görür. alternatif tıp yönteminden, ılık bir suda iyice çözeltilmiş bir tatlı kaşığı tarçının, yüzde yüz çalıştığına şahit olunmuştur.

    lüzumsuz edit: yengeç burcu mensuplarına danışmalı, ahanda istatistik, mide ile alakalı şikayetlerden en çok müzdarip olan tebâ, ay ve güneş burcu yengeç olanlardır çoğunlukla. neden? niçin? açıklayacağım lakin yerim dar.

  • başıma geldi bu. gecenin saat dördünde acı acı çalan telefonu açtım. numara bende kayıtlı değildi. telefonun karşısındaki ağlamaklı ses "seni unutamadım, hala çok seviyorum bunu bil" diyordu. sesi yabancı değildi ama tanıdık da değildi. hüzünlü kadınların sesleri nedense hep aynı tınıyı veriyordu. sustum, "orda mısın" dedi. buradayım dedim. nasıl olduğumu, görüşmeyeli neler yaptığımı sordu. anlattım.

    evlendin mi? dedi tedirgin bir sesle. hayır yalnızlığa alıştım dedim. bir süre sustuk. bana başka birinin adıyla hitap edince onu tanımadığımdan emin oldum ama konuşmaya devam ettim. sanki bir zamanlar onu sevmişim gibi.

    kapatırken seni seviyorum dedi, "ben de"dedim. neden bilmiyorum, galiba buna ihtiyacı olduğunu düşündüm.
    iç çekerek telefonu kapattı. sabaha kadar uyumadım.

  • itfayeciliği ve itfaiye çalışanlarını merak eden küçük kıza çok da güzel bir şekilde takım halinde fotoğraf çekilip, göndermişler.
    bunu çekemeyecek veya eleştirebilecek kadar boş bir insan olman tartışılmalı bence.

    edit: imla

  • chester'ın cips karakteri harici mükemmel bir solist olduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz çocukluktan ergenliğe geçiş dönemimizin timsaliydi şüphesiz ,en azından ,linkin park'ın (bkz: in the end) ile limp bizkit (bkz: take a look around) parçaları halen daha müzik listelerimizde yer almaktadır.

    slipknot ve korn ise herkesler dinleyemezdi
    sebebini burda açıklamayayım isterseniz o yılları yaşayanlar zaten bilir.

  • ertuğrul kürkçü anlatıyor:

    ben, deniz'in 70'in sonbaharında odtü'ye geldiğinde bana söylediği sözleri hatırlıyorum, onlar oldukça kritik sözlerdi. bazı kararlarımı hep o sözleri aklımda tutarak verdiğimi hatırlıyorum. rastgele bir tartışma içerisinde ama çok ciddi bir tartışma içerisinde deniz, şöyle bir öngörüde bulundu:"bütün türkiye'ye sıkıyönetim gelecek, herkesi cezaevine dolduracaklar. orada herkesin bir koğuşu olacak, her eğilimin bir koğuşu olacak." o zamanki adlara bağlı olarak, "kırmızı aydınlık koğuşu, beyaz aydınlık koğuşu, sendikacılar koğuşu...ziyaretçiler tavuk getirecek, onlar, bu tavukları nasıl paylaşacaklarını tartışacaklar." şimdi hatırlamıyorum kimdi, birisi: "peki ya biz ne yapacağız" diye sordu. deniz, "biz öleceğiz oğlum" dedi, "çünkü biz dövüşeceğiz. ve esas oportünizm nasıl bir şeydir, mücadele nasıl bir şeydir, devrimcilik nasıl bir şeydir onu o zaman herkes görecek."

  • trabzon maçında sarı kart görmeden önce üzerine doğru yumuşak gelen bir topu göğsüne alıp sürmek yerine omuzuyla ara pası atmaya kalktı, sinirden ayağa fırladım, kendini hala katar liginde zannediyor, çünkü porto’da böyle işlere kalkışmıyordu,
    ardından yusuf’un topu çizgiden mükemmel çevirmesine mukabil çift daldı, ya senin ne hakkın var adama çift dalmaya? sonra yusuf’u bir eliyle yerden kaldırır gibi görünürken aşağıdan ayağıyla tepikliyor, ikinci sarıyı o anda hak etti.
    ardından hakem düdüğü gözüne soktuktan sonra hakemi beklemeden 3. sarıyı hak ederek alıyor.
    porto’da 42 maçta 1 sarı kart gördü. orda 42 maçta 1 sarı kart görüyorken burada 60 dakikada nasıl 3 sarı kartı hakkedersin!?
    demek ki ortada bir ciddiye almama durumu söz konusu, cezası bitince şenol hoca direk sahaya çıkarmaz bir süre yanında oturtur,
    ki oturtması da gerekir..

    uğur meleke 24.08.2015 lig radyo.

    şu dünyada seninle aynı düşüncede birilerinin olduğunu görmek mutluluk verici.

    edit: imla

  • yoktur. orada bahsedilen saç boyatma değil direkt kafa naklinin fiyatıdır. tipim değişti resmen sözü de bunu destekliyor.

  • şener şen'le yapılan bir ropörtajdan:

    “bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik, siz yoktunuz. neden gelmediniz ?
    bilmiyorlar ki, ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa. hem de aynı mezarlıkta. zeki alasya, benim bir kardeşim bir parçam gibiydi. nasıl böyle bir şey düşünürler... ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim. yani beni yine göremezdiniz...
    zeki'yi defnettikten sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi ? etmediniz. ben söyleyeyim, bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa. ben annemi toprağa verirken oradaydılar, definden sonra zeki'nin mezarına gittik, kimsecikler yoktu...
    peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz, yoksa gelen ünlüleri görmek için mi ? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için gelmişsiniz.
    nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden aklıma :
    ''biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil,
    gelen ünlüleri görmek için.
    aa o da burada şu da burada deyip, keyif çatmak için.
    beni musalla taşında unutanları görüyorum,
    hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum... çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...'' .

    değerini kaybetmeden bilmemiz gereken insan. büyük oyuncu şener şen..

  • müzik kataloğunun telif haklarını 225 milyon dolar karşılığında satan şarkıcı.

    bu sene justin bieber da aynı şeyi yapmıştı. starların telif haklarını satmasının birden fazla sebebi olabiliyor.

    1- bu karar “paramı alıp köşeye çekileyim, hayatımı yaşayayım” anlamı da taşıyabilir, özellikle yaşlı sanatçılar mirasçılarını uğraştırmadan vasiyetini rahatça planlamak isteyebilir.

    2- amerika’da uygulanan vergi sistemi nedeniyle, sanatçılar kataloğunun gelirleri için her yıl ciddi miktarda gelir vergisi öderken katalog satışında tek seferde çok daha düşük miktarda vergi ödeyip kurtuluyor. bu da her yıl vergi olarak ödenecek milyon dolarların sanatçının cebine kalması anlamına geliyor.

    3- günümüzde sanatçıların en büyük gelir kaynağı turne. pandemi döneminde turneye çıkamayan sanatçılar diğer gelirleriyle kendisini ve ekibini döndürmekte zorlandı, ciddi bir gelir kaybına uğradılar. şu anda kapsamlı bir turne programı bulunmayan, birtakım sebeplerden büyük turnelere çıkamayan sanatçılar kataloğunu nakde çevirme yolunu izledi.

    4- diğer bir sebep, sanatçı kendi popülaritesinin zamanla düşüşe geçtiği gerçeğini göz önünde bulundurup dalgalı seyreden müzik kataloğu değerini izleyerek doğru bir anda iyi fiyata satmak isteyebilir. zamanla değeri düşebilir de düşük bir ihtimalle artabilir de, demek ki katalogun değerinin artık düzenli bir düşüşe geçeceği düşünülmüş.

    her halükarda bir sanatçı işinin haklarını bir başkasına devrederek aslında işinden elini eteğini çekmiş, geleceğe dair büyük hedefleri ve beklentileri kalmadığını deklare etmiş oluyor. katy’nin prime dönemine şahit olmuş insanlar için resmî olarak bir dönem kapandı.

    debe edit: çok şaşkınım, teşekkürler :)