hesabın var mı? giriş yap

  • sözlükte müthiş prim yapan bir bitiş. erkek versiyonu da var. şimdi o adam benim kocam vs...

    6/10'luk romantik hikayeni anlatıyorsun ve sonunu bununla bağlıyorsun. ve bam! debe'de ilk 10 garanti! bitiyorum arkadaş şu olaya yaa. artık olur olmadık entry'lerimi bununla bitiricem. bazen entry'sinin son paragrafına bununla başlayıp cümleyi bitirmeden ''lasdnkajsdad'' a bağlayıp ''şaka lan şaka. hiç sevgilim olmadı, hayatım da bok gibi zaten'' diye entry'yi bitiren şakacılar da mevcut. bence o entry'ler ciddi olanlardan çok daha güzel. daha bi trick'li böyle. şaşırtmacalar, komiklikler. örneğin; #56227513 - #62872999

    (bkz: tanışılmayan kıza çok tatlısın demek/#74698134)

    mesela: (bkz: #90577390)

    şimdi o kadınla evliyim. önümüzdeki ay çocuğumuz doğacak. odasını çoktan hazırladık bile. gel artık bekletme seni sevenleri... (ne yapsın prematüre mi doğsun amk. ne bekliyorsun yani bunu derken?)

  • - uzan!
    - sıyır!
    - aç!
    - ayır!
    - dikel!
    - yan yat!
    - ıkın!
    - kendini sıkma!
    - al!
    - sil!
    - otur!
    - her gün sabah akşam iki kez sür!
    - 2 aya hala ağrıyorsa yanıma gel!
    + sağolun doktor bey
    - çık!
    - söyle sıradaki gelsin!

    hadi rektal tuşe yapıyor diye ciddiyetini bozmuyor diyeceğim ama,

    - aç
    - aaaaaaa de
    - nefes al
    - nefes ver
    - nefesini tut
    - acıyınca söyle
    - tamam toplan
    + neyim var?
    - grip. bronşite dön!(abartmak serbest nasılsa ehehehe)

    iki pastil, bir şurup, bir de burun damlası verecen hepi topu, karşımda kıdemli uzman çavuş taklidi yapmanın alemi ne amk.

  • ülkenin niye tayyip erdoğan tarafından yönetildiğini izah eden bir çıkarım.

  • 1995 yılında çıkan cartel'in cartel adlı şarkısında geçen 25 yaşında 100 binlik araba sözünde bahsedilen 100 bin'in döviz cinsi marktır.

    euro geçişinden sonra mark bir süre euro ile birlikte kullanılmış sonrasında 2002 yılında 1.95 alman markı=1 euro olarak sabitlenmiştir.

    1 euro = 10.24 tl
    1 mark = 10.24 / 1.95 = 5,25
    100.000 mark = 525.000 tl

    sonuç: 26 senedir konu aynı.

  • fenerdeki ilk iki macindaki performansina bakilirsa, turk vatandasligina gecirilip milli takimda oynatilsa kimse "siz napiyonuz" demez. dusunsenize bu terminatorun milli takimda pasor caprazi oldugunuahahaha hem mansete falan da girebiliyor bayagi cok yonlu bi oyuncu. hem o zaman fenerin bi yabanci alma daha hakki olur hahaha.
    tanim: iyi sinyaller veren genc voleybolcu.

    edit: bu sporun kitabini yazmadiysak usengecligimizden.

  • hahaha ingiliz burnu ile foça merkez yürüyerek 20 dk. hadi 30 dk olsun. azcık adım atsan ileride hemen tekel filan var zaten.

    habere bak mahsur kaldılar, ölüyorlar. ciddi ciddi uzak bir yer olsa, toplanıp o taş bariyerleri kenara çekmicekler demek.

    edit : eski foça diye bir yer yoktur. orası foça'dır. he bide yeni foça var. eski yok ama.

  • ikinci el urunlere oldum olasi uzak dururum. bir arkadas ilani gormus ve bana gonderdi. piyasinin yari fiyatinda. satici ile yorumlar uzerinden filan iletisime gectim, sifir ayarinda filan dedi ki fotograflarda da oyle gozukuyordu. neyse aldik urunu. urun 2 gundur kargo subesinde bekledi. subeye telefonla ulasmak zaten mumkun degil. gittim subeye dedim benim kargo var ama dagitima çıkartmadınız filan. kargonuz burda, aktarmada zarar görmüş biz o yuzden teslim etmedik. dedim neden haber vermediniz, iste yogunduk filan. kargon kutusu komple parcalanmis, tekrar toparlayip bantlamislar. urun de agir, 100kg kadar. urun de kullanilamaz hale gelmis. bu arada ben dolap uygulamasini hic kullanmamistim. bildirimlere de izin vermemistim. bildirim gelmis, otomatik onay olacak diye ki sistem onaylamis. saticiya para gitmis. ben urunu teslim almadim. musteri hizmetleri telefonu yok. mesaj atin diyor. mesaj atiyorum hemen cevap vermiyorlar. neyse ertesi gun oldu, dolap diyor ki urunu al. ya nasil alim ortada urun kalmamis. biz bu sekilde iade yapamıyoruz. urunu teslim alin ondan sonra iade sureci baslatalim. diyorum ki sizin kafaniz mu guzel kutu bile parcalanmis, parcalari mi teslim alim? bizim isleyisimiz bu sekilde. baska turlu yardımcı olamayiz dediler. saticiyi aradim anlattim durumu, dedi ben parami aldim ne yaparsan yap sen. parani kargodan al dedi. ikinci el urune kargo sirketi para oder mi hic. baktim olmuyor, bankadan direk harcama itirazinda bulundum. teslim almadigim urunun parasini firma geri iade etmedi diye. 10 gun sonra banka parayi iade etti. simdi dolap ariyor, urun nerde? dedim ben almadim. satici da almamis diyor. valla artik o sizin sorununuz. ben urunu kargodan teslim almadan ne diye saticiya parayi aktariyorsunuz. sonuc olarak guvenli bir sistem degil. kredi kartinin harcama itirazi olmasaydi bana girecekti. bu arada isbankasi kartini kullanmistim, iscep ten harcama itirazi yaptim. harcama itirazi yaparken belge ekleme yeri de var, dolap siparisinin ekran goruntusu ile kargo takip sayfasinin ekran goruntusunu ekleyip gonderdim

  • omurgasını '79 jenerasyonunun oluşturduğu 2000-2010 arasındaki milli takım, değil türk milli basketbol takımı, türk takım sporları tarihindeki en başarılı takım olabilirdi. 2002 yılında dünya 3. olmuş milli futbol takımımızda uluslararası seviyeye çıkan ve tutunabilen en fazla 3 oyuncumuz var iken, bu kadronun neredeyse tamamı basketbol hayatları boyunca basketbolun en üst seviyelerinde mücadele etti.

    o kadronun temel taşları olarak ibrahim kutluay ve mirsad türkcan destekli hedo ve kerem tunçeri olması beklenir iken kerem tunçeri beklenmeyen şekilde, büyük ölçüde mental sebeplerle, en verimli çağlarında bir türlü sınıf atlayamadı, mehmet okur ise hiç beklenmeyecek şekilde potansiyelinin çok ama çok üzerine çıktı.

    2001 avrupa şampiyonasının maçlarını tekrar izleyin, en kritik anlarda hedo'nun nasıl pas vermeden, neredeyse ilk topta kendise oynadığını daha iyi göreceksiniz. ki ibo ve mirsad'ın dahi top zamanları idi. 2002 dünya şampiyonası ise herkes için büyük yıkım olmuştu. 2003 vazonun parçalandığı yıldı. mirsad tamamen dışlandı, mehmet okur tek başına takımı taşıdı, hedo ve kısmen ibo bunu kaldıramadı. sonra hem mehmet okur hem mirsad küstü. işi bu meseleleri çözmek olan federasyon ise tam biz türklere yakışır şekilde o jenerasyonun en iyi 2 oyuncusundan birini milli takıma almamak için her şeyi yaptı. sonrası malum.

    bu hikayeyi neden anlattım? memo ve hedo'nun milli takım katkılarını anlamak için bu süreçleri bilmek gerekir çünkü. 25-26 yaşlarında, nba gibi bir ligde takımlarının en önemli oyuncularından olan, yılda 8 haneli milyon dolarlar kazanan bu adamları türk tipi yöntemlerle kontrol edemezdin çünkü. hangisinin egosu birbirinden az olabilir ki?

    milli takım dışında, bireysel başarı yönünden ise makro bazda mehmet okur bir türk basketbolcusunun uzun süre göremeyeceği seviyede başarılar sağlamış iken (nba şampiyonluğu+all star+sanırım bir defa ayın 2 defa da haftanın oyuncusu ödülü var ama bakmadan söylüyorum, yanlış olabilir)), hedo bireysel bazda devamlılık ve takımına katkı açısından daha öndedir. bununla birlikte sağlıklı ve mental açıdan iyi oldukları dönemlerde her ikisi de takımlarının en önemli oyuncusu olmuştur. ve hedo için en büyük eksi puan, iyi niyetli veya kötü niyetli olsun, bilsin bilmesin, etki etsin etmesin, kendisi dopingli çıkan bir sporcu olarak damgalanmıştır.

    kerem tunçeri ve hedo'yu çavuşoğlu ve altyapı zamanlarında, yıldız/genç takım seviyelerinde iken canlı olarak izlemiş, mehmet okur'un efes'te oynadığı sezon abdi'deki neredeyse her maçına gitmiş bir izleyici/eski yarı prof bir basketbolcu olarak bu versusun hakkı, hem bilimsel veriler hem duygusal sebepler ile beraberliktir bana göre.

    türk milli basketbol takımımız, o zamanki yönetimin kötü değil, çok kötü yönetimi olmasa 2001 dışında hakkı olan en az 2 avrupa basketbol şampiyonası finali ve en az 1 olimpiyat yarı finali oynardı. sağlık olsun.