hesabın var mı? giriş yap

  • "f5 zoom out"

    oyunda bu nicki gören haritayı zoom out yapmak için "lan f5 neydi" diye düşünmeden basıyor. sonuç, oyundan çıktığı için sabit duran bir yeme sahip oluyoruz.

    kandım bu numaraya ordan biliyorum.

  • niye kan dondurması gerektiği anlaşılamayan twit. illa kanın donsun istiyorsan berkin'in 14 kilo olarak gömüldüğü gerçeğini hatırla, yeter sana.

  • not: başka bir konu hakkında yazmıştım ama gündem değişince entry'i değiştirdim.

    türk lirasının güçlendiği gün. sebeplerine gelince bugün üç haber ön plana çıkıyor;

    * yeni abd başkanı biden'ın danışmanı tarafından gelen türkiye'yi ekonomik açıdan sıkıştırmaya çalışmayacağız mesajı türk varlıklarını olumlu etkiledi.

    * yeni merkez bankası başkanı ağbal son günlerde normalleşme mesajları veriyor ve güçlü bir faiz artışı beklentisi var. bugün cumhurbaşkanı erdoğan'ın ağbal'ın arkasındayım mesajı sonrası faiz artışı beklentisi güçlendi. aslında aynı konuşmada piyasanın hoşlanmayacağı mesajlar da var ama piyasa ''ağbal'ın arkasındayım.'' mesajına odaklandı.

    bddk bugün yabancıların tl ''lehine'' pozisyon almasını biraz daha kolaylaştıran bir karar aldı.

    ''bddk yabancıların kısa vadede türk lirası lehine pozisyon almasını zorlaştırdığı karar gevşetildi. alınan kararla vadesi 7 güne kadar olan tl satım işlemlerinin (swap, opsiyon vs.) limiti öz kaynakların %2'sinden %5'e; vadesi 30 güne kadar olan tl satım işlemlerinin limiti %5'den %10'a; vadesi 1 yıla kadar olan tl satım işlemlerinin limiti %20'den %30'e yükseltildi. ''

    bddk'nın swap işlemlerinden söz edilince genelde yabancıların tl aleyhine pozisyon almasının engellendiği, geçen sene londra'da sık sık ilginç fiyatlamalara sebebiyet veren kararlar hatırlansa da bddk'nın türkiye'de sıcak paranın çok istenmediği anlamına gelen bir kararı da vardı, eylül ayında bu karar bir tık gevşetilmişti, bugün biraz daha gevşetildi

  • hayvani gitar çalışına aldanıp sözlerini hiç incelemediğim, açıp okumadığım jimi hendrix'in söz yazarlığında da 1 numara olduğunu gösteren the jimi hendrix experience albümü.

    grup, amerika ve ingiliz-dünya olmak üzere iki ana versiyonu olan albümün amerikan versiyonunda red house gibi mükemmel bir şarkıyı koymayarak ayıp etmiş olsa da bunu hey joe isimli, kimilerine göre vietnam savaşını eleştiren, kimilerine göre amerikan türküsü olan güzel bir şarkı ile telafi etmiştir.

    bu şarkılar dışında uzay, bilim-kurgu, psikoloji, aşk gibi birçok farklı konuda şarkıları ile albüm, benim gibi jimi hendrix'i uyuşturucu ile özdeşleştirenlere bir cevap niteliğinde. aslında cevap falan da değil. albüm 1967'de çıkmış. cevabını 1967'de vermiş jimi baba. ha ben 2018'de hala bu adamı uyuşturucu ile özdeşleştiriyorsam bu ders falan değil düpedüz cahilliktir, poserliktir. aynı cahilliği albümdeki şarkıların altına ''bu şarkıyı normal kafayla dinlemeyeceksin, ancak uçuştakiler anlar.'' minvalinde yazanlar da yapmakta. halbuki albüm uyuşturucuyla bir ilgisi olmayan, ayık kafa ile yazılmış, hem müzikte hem de söz yazarlığında üstün bir yeteneği olan jimi hendrix ve arkadaşlarının eseridir.

    favorim ise sade sözleri ve jimi hendrix'in efsanevi solosu ile i don't live today.

    youtube
    spotify
    tidal

  • 2011 yılının aralık ayında başlamış yarışmadır. başlangıcından beri ödül miktarı 1,000,000 türk lirasıdır.

    2011 yılından bu yana yıllık resmi enflasyon oranlarına göre yarışmanın verdiği ödül reel olarak %58.2 oranında değer kaybetmiştir (aralık 2019 henüz açıklanmadığı için dahil değil). geldiğimiz noktada kazanılması çok zor olan sözüm ona büyük ödülle istanbul'un lüks konutlarında 1+1 daire bile alınamamaktadır.

    öte yandan verilen ödüller kuşa dönmesine rağmen program sunucularına ayrılan bütçe arttıkça artmış en son kenan imirzalıoğlu'na verilen bölüm başı 250,000 tl ile zirve yapmıştır. yani bir anlamda fakirden alınıp zengine verilmiştir.

    bu da böyle bir tespit olsun.

  • sabah işe gelirken yolda 2 çocuk el etti. durdum. gidecekleri yer benim yolumun üstüymüş, 12-13 yaşlarında ya varlar ya yoklar. biri urfalı, adı onur; diğeri çankırılı, adı fazlı.
    "gelin" dedim. koşa koşa neşeli bir şekilde arabaya bindiler. işe gidiyorlar. yolda muhabbete başladık.
    restoranda garson! olarak çalışıyorlarmış. çocuklar başka bir hizmette çalışıyorlar ama utandıkları için mi garson demeyi seçtiler kestiremedim. ben yine de her ihtimale karşı görevimi yapıp restorana, düzene, sisteme sıkı bir sövdüm.
    - "iş başı kaçta?"
    - "08:30 abi."
    - "paydos saat kaçta?"
    - "12"
    - "öğlen 12 mi olm?"
    - "yok abi, gece 12"
    - "olm 12 çok değil mi yavv."
    - "bu iyi abi, bundan önce başka yerde çalışıyorduk gece 2'yi buluyordu, hele bir de bayram arifesinde gece 3'ü 4'ü bulduğu oluyordu abi."

    çocuklar en az 15 saat çalışıp gece 12'de eve geliyorlar ve buna iyi diyorlar. hem de günlük 25 lira için. kahır mı etsem yoksa benden neşeli oldukları için imrensem mi bilemedim.