hesabın var mı? giriş yap

  • çilemin çilesine sıçayım. içim cayır cayır yandı öyküsünü okurken...

    kadına sahip çıkmayan, arkasında durmayan ailesine de sıçayım!

    yeni evlilik, gebelik, loğusalık, bu dönemlerde insanın kafası karışık olur. bilirim, yaşadım.
    gencecik bi kız, evlendiği şerefsizden hamile kalmış. belli ki kafa gitmiş, insiyatif kullanıp ayrılık kararı vermekten; arkasında durmaktan aciz...
    şikayetçi oluyor, terkediyor, ama bi şekilde hep geri dönüyor... belli ki ayrılığıyla ilgili aile desteği de görememiş...

    "kızım bu şerefsizden adam olmaz, gel dön evine. torunumuzun da senin de başımızın üstünde yeriniz var" deselerdi böyle mi olurdu?

    sanmam...

    eşinden dayak yiyen arkadaşım oldu benim. eve kitleyip evire çevire dövdü kızı adam... kız karakola gittiğinde "kocanı çağıralım, barışın. evlilikte olur böyle şeyler" cevabını aldı. ısrarla adli tıbba sevkini istediğinde (darp raporu alacaktı) gene aynı cevapla karşılaştı...

    eve döndü, ailesi fiske vurmadıkları kızlarının dövülmesinden rahatsız; ama boşanırsa toplum önünde yiyeceği "yollu" damgasından daha bi rahatsızdı.. önce ses etmediler, sonra onlar da başladı goygoya...

    bi de izmirli bu aile. olay izmirde oluyor yani, kırsalda bi yerde değil.

    çilem'in çilesine sıçayım hasılı. sanki toplum, aileler, kolluk kuvvetleri, yargı filan topluca kadının alehine işbirliği içindeler.. sıçtımının düzeni, hep kadınların ümüğüne çöküyor!

    ha bi de aklıma gelmişken;
    (bkz: yıkayınca çıkmıyor nevin size bakıyor)

    duruşmada ceket giy kız çilem. ceketin düğmesini ilikleyene iyi hal indirimi yapıyolar

  • bir fps manyaklığı. takıntı bir yerde. şarjörü illa 30 görecek. 29 olursa öleceğini düşünür. counter'ı çok oynamış kişilerde görülür. tek mermiyle adam öldürmüşlüğü vardır.

  • orada rahat içinde yaşayıp burada gavura vurur gibi evet mühürü baasan yavşak organizmadır kendisi. e gel bro burada yaşa madem elini yordamını ziktiğimin eziği seni.

  • erkin koray, bir yakınımızın yan komşusudur. annem ile arasında geçen konuşma:

    yakınımız olan abla: geçen sene aşure yapıp tüm apartmana dağıtmıştım. erkin bey'in kapısını da çaldım.. açtı. bir bana, bir de elimdeki tepsiye boş boş bakmaya başladı. sonra da "bu nedir acaba?" diye sordu.
    annem: a-aaa! görgüsüz!
    y: ben de "aşure bu" dedim. "ee napıcam bunu?" diye sordu.
    a: alıp kafana geçireceksin! deseydin?
    y: içimden dedim zaten. ama neyse ki sabır çekip "buyrun, yemeniz için getirdim" diyebildim. sonra "peki tabağı napıcam?" diye sordu. yine sabırla "daha sonra getirebilirsiniz. şu katta, şu numarada oturuyorum" dedim.
    a: ee sonra? getirdi mi tabağı?
    y: evet. kapıcıyla gönderdi ertesi gün.
    a: boş mu geldi tabak? (genelde bizim buralarda dolu gelen bir tabak, boş gönderilmez. gönderen, toplumdan dışlanır filan)
    y: evet!
    a: görgüsüz herif! insan içine bir cd'sini koyar en azından!.

    (bkz: mavi ekran)

  • bu kişi hakkında sözlükte aklıma geldikçe yaptığım bir hatırlatma var. baktım uzun zamandır yapmamışım.

    kendisi kabataş provakasyon komplosunun baş aktörlerinden biridir. sözde kabataş vakasından sonra ölen her gencin ölümünde payı vardır. şimdi karnı tok, altı sağlamdır, ama bir gün mutlaka adalet önüne çıkacaktır.

  • akşam akşam aradan 8 yıl geçmişken bu adam nerede, neden ayrıldı gruptan acaba diye düşünürken şöyle bir şey buldum.

    http://www.nme.com/news/arctic-monkeys/23562

    yani diyor ki, bu genç amerika turnesine katılmak istemiyormuş, grup da bizimle değilsin demiş. yani ne işi vardı da gidesi gelmedi amerika'ya bilemedim, enteresan adammış.

    kendisi arctic monkeys'in ilk bas gitaristidir. 8 senedir başka bir bilgi de girilmemiş zaten sözlük'e.

  • ön not: doktor ya da sağlık çalışanı değilim. yazacaklarım sadece google’da bulduğum 10-15 adet web sitesinden derlemedir. o yüzden hatam olursa affola.

    tanım: benzodiazepine ilaç grubuna ait, alprazolam etken maddeli ve kısa süre etki gösteren muhteşem ilaç.

    ben daha çok nasıl çalıştığını merak ettiğim için araştırmıştım. buraya da yazayım, belki merak eden çıkar.

    öncelikle bu afacanın asıl mahareti, merkezi sinir sistemindeki reseptörlere tutunarak bunların işlevine müdehale etmek. lise bilgilerine kısaca bir geri dönelim. merkezi sinir sistemi; kalp atışı, nefes alıp verme, kan basıncı gibi hayati fonksiyonları bizim irademiz dışında idare eden genel müdür. haliyle panik atak ya da anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıklar da bu müdürün kontrolünde gelişen durumlar.

    kısa cevap: xanax alınca merkezi sinir sisteminin bazı fonksiyonları baskılanıyor ve yavaşlıyor.

    uzun cevap: bir stres ya da anksiyete durumu ortaya çıktığında beynin salgıladığı gaba kısaltmalı bir kimyasal mevcut. bu gaba, ilgili reseptöre bağlanarak iyon yoğunluğunu değiştiriyor ve merkezi sinir sistemini yatıştırmak gibi bir sonuç elde ediliyor. benzodiazepine grubuna ait bir ilaç alındığında ise, bunlar da ilgili gaba(x) reseptörlerine bağlanıp, post-sinaptik hücrenin 3 boyutlu yapısını değiştirerek, gaba’nın daha kolay bağlanmasını ve hücrenin daha uzun süre eksi yüklü klor iyonuna maruz kalmasına sebebiyet veriyorlar. artan klor iyonu da daha fazla impulse göndererek, uyarıcı impulseları bir anlamda bloke ediyor. haliyle vücut derin bir “oh” çekiyor.

    en favori soruyla entry’yi sonlandırayım. “xanax ile alkol alınır mı?”
    sonuç itibariyle ölmezsiniz ya da muhtemelen bir sıkıntı yaşamazsınız ama saçma bir hareket olur. ikisi de temelde benzer reaksiyonlara sebep oldukları için vücuda aşırı bir yüklenme olacaktır ve pek hayra alamet değildir.