hesabın var mı? giriş yap

  • şu entrinin devamıdır (bkz: #88977769)

    google'da bir kelime & kelime grubunun ne kadar arandığını gösteren araçlar mevcut. bunların bir kısmı ücretsiz bir kısmı ise ücretli.

    ücretsiz olanların en yaygın olanı google keyword planner.

    benim taktiğim kısaca şöyle işliyor : ( kritik bilgileri henüz verme niyetinde değilim, 15 yıllık bir emeği 2 satırda veremem, ama kendi deneyimlerinizle kazancınızı artırabilirsiniz )

    - insanların resimlere bakmak için aratacağı kelimeleri bulmak
    - o kelimelerle ilgili içerik hazırlatmak ( ingilizce )
    - o içerikle ilgili kaliteli resimler bulmak
    - ve o resimlerin o aramalarda görüntülenmesini sağlayacak seo işlemlerini yapmak.

    bu kadar.

    google'ın verdiği aylık aranma rakamlarının yaklaşık %10-25 i resimlere gider geri kalanı web araması sonuçlarını tıklar. bu %20 lik trafikten payınızı almak için çalışmalar yaparsınız ( seo for images )

    aranma oranı aylık 100.000 olan 100 tane kelime buldunuz, 100 içerik hazırlattınız ve resimlerinizi de hazırladınız diyelim. toplam aranma hacmi noldu 10.000.000. pek çok yan kelime gruplarında da gözükür resminiz ortalama 15 milyonluk bir arama hacminin %10-25 i için çalışacaksınız bu içeriklerle demektir. ki bu da ortalama 3 milyon aylık aranmaya tekabül eder. günlük olarak da 100.000.

    benim tecrübelerime göre eğer böyle bir aranma listesinde ilk satırda sayfanıza yer bulabilirseniz bu günlük 100.000 kişilik payın yaklaşık 3-15 bini sizin sayfanızı ziyaret eder.

    kategoriye göre değişmekle birlikte ingilizce içerikle günlük 3000 ziyaretçiyle minimum 200-600 tl arası kazanırsınız. aylık 6000-18000 tl demektir bu.

    evet oturduğunuz yerden.
    deli para.

    devamı gelecek.

  • çocuksunuzdur, okuldan eve gelirsiniz, sevdiğiniz yemek hazırdır, dışarda deli gibi kar yağmaktadır. anneniz sizi "tank" gibi giydirir, sonra dışarı çıkarsınız, saatlerce kar topu oynanır, kardan adam yapılıp bozulur. kırmızı bi burunla, ıslanmış eldivenlerle yoğun karın altından eve dönersiniz, babanız haberin var mı 2 gün boyunca okullar tatil der, çok yorulmuşsunuzdur koşuşturmaktan hemen pijamalar giyilir, yorganın altına girilir anne ılık ballı süt yapar(isteyene çorba) sonra bi güzel mışıl mışıl uyunur.

  • geçmiş yıl 1000e yakın implant yapmış bir diş hekimi olarak konuya açıklık getirmek gerekirse yukarıda arkadaş durumu açıklamış. marmara üniversitesinde yapılan implant fiyatları. bu fiyatlar sene başı kur esas alınarak yapılan en basic fiyatlardır. devlet implantı karşılamıyor ancak cerrah ücreti olsun üst yapı olsun (kısmen) karşılıyor. özel sektörde her bir kalem için ayrı ayrı ücretlendirme yapılıyor. o yüzden yüksek fiyatlar çıkabiliyor. her şey kura endeksli olduğu için de fiyat katlanarak artıyor.

    gelelim implantı pahalı olma sebebi. öncelikle üst segment çoğu firma ömür boyu garanti sunmaktadır. 5 sene sorna bir implant fail olduğuna sebebine bakılmaksızın eskisine karşılık yenisini sorgusuz sualsiz göndermektedir. böyle bir garanti hiçbir sektörde yok. ancak bu garanti firmalar için ekstra bir maliyet demektir. bu ürünler ayrıca doğadan titanyumu çakıyla kesip işlenmesiyle üretilmiyor. milyon euroluk cihazlarla oluşturuluyor. o yüzden temel bir masraf söz konusu.

    gelelim pahalı implant ile ucuz implant arasındaki hekim açısından farka. biraz şahsi olacak ancak üst segment 1-2 farklı implant uyguladım. uygulama kolaylığı söz konusu. hele ki riskli vakalarda elini güçlendiriyor. tedavi esnasında oluşabilecek komplikasyon ile karşılaşma imkanın azalıyor. ancak hastamızın kemiği çok iyi ise nalburdan 15lik çivi çak yine tutar. bir diğer mesele de üst yapıda sunduğu imkanlar. implant demek sadece kaba tabirle vida demek değildir. üst yapısı yani sabit ya da hareketli protezlerle bağlantıyı kuran ara parçalar. kaliteli implantlarda çok fazla sayıda seçenek mevcut iken düşük kalite implantlar yeni teknoloji imkanları desteklemeyebiliyor. ben kliinğimde digital ölçü alıyorum. resim çeker gibi. her şey bilgisayar üzerinden ayarlanır kendi labaratuvarımızda ürünü üretiyoruz. böylece hata payı olmuyor. ancak uyguna yapılan pek çok implant bu sistemi desteklemiyor. desteklese de imkanları sınırlı oluyor.istediğimiz parça gelmiyor. tedavimiz sekteye uğruyor. hasta mağdur biz de mahçup oluyoruz.

    özetlemek gerekirse köklü bir firma ise ve ömür boyu garanti sunuyorsa üstelik implant yapılacak bölgede yeterli kemik var ise implant markasından ziyade hekim faktörü daha önemli oluyor.

    edit: imla

  • (bkz: ellerine sağlık) keşke yine bu tarz program yapıp, tatlı su kurnazlarına ayar verseydi. çocukluğumuzda onun gezdiği mutfaklardaki hamam böceği avını gözlerimiz kocaman izlerdim, bu topluma çok katkısı olan adamın yumruğudur.

  • - neden enerji bakanlığına başvurdunuz, enerjiye özel bir ilginiz mi vardı, yoksa...
    - hayır ilanda belirtilen özelliklere uyduğum için başvurdum (enerjiye özel bir ilgim vardı, her gün ballı ceviz, mesir macunu ve snickers yiyip red bull içiyorum anasını satim. makul bir insanın enerjiye neden ve nasıl bir ilgisi olabilir?)

  • sivil hayatında mandanın bokundan bile daha önemsiz görüldüklerinden, burada erkekçilik oynamışlar. 1 sene sonra o işkence ettikleri çocuk gibi birinin önünde süklüm püklüm iş isteyecek veya işinin görülmesi için yalvaracak. eminim ki bundan öte gidemeyecek zavallılar topluluğu.

  • türkmen evine bir şıh misafir geldi. içeri buyur edip köylülerle birlikte odaya aldılar. köylüler "ne keramet edecek!" diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diyordu.

    köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar! merakla sordular: “ya şıh hazretleri, nedir o arada hoşt dediğin ?..”

    şıh: “bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor. onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
    köylülerin itikadı bir iken bin oldu…

    olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı. herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
    şıhın tabağında ise sadece pilav vardı…

    şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
    hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu. pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
    “ulan tabağındaki eti görmedin de, kabe'deki iti mi gördün deyyus!"

    not: fakir baykurt'un on binlerce kağnı hikaye kitabından alıntıdır