hesabın var mı? giriş yap

  • ya ben eski sevgilimi önünü kestiğim düğün arabasının içinde gelinlikle gördüm, bana gündelik acılarınızdan bahsetmeyin. üstelik zarf da boştu..

  • olayla ilgili sağlık bakanlığı soruşturma başlattı. yazı amacına ulaştı.
    soruşturma süresince yazıyı kaldırmayı uygun buldum.
    soruşturma sonucunu size bildireceğim.
    herkese ilgi, alaka ve desteği için çok teşekkür ederim.

  • kişinin zaman içinde belli bir kademeye geldikten sonra kariyerinde yükselemeyeceğini düşünmesidir.

    özellikle kadınlar üzerinde daha fazla görülen bir durum. bu sendrom genellikle kişinin kendi kafasında yarattığı bir problemdir. yani engel zihindedir. dış etmenlerden ziyade kişinin kendi büyüttüğü problemler vardır artık. insanlar neyi başaramayacaklarını öğrendiğini gösterir. bir nevi öğrenilmiş çaresizlik gibidir. özellikle kadınların hamilelik gibi kariyerinde yaşadığı duraklamaları, iş hayatında inkar edilemeyecek cinsiyet ayrımcılığı gibi sebeplerden dolayı çok daha fazla hissettiği bir gerçektir.

    insanın gelebildiği en üst nokta cam tavanı olarak sayılabilir. ne kadar hayalleriniz yüksekse cam tavanın yüksekliği de o kadardır. bu noktadan sonra sendrom başlar işte.

    bu noktada sınırsız düşünme durumu devreye giriyor. yapabileceklerimizi, başarılarımızı belli bir şekilde çerçevelendirip, sınırlandırdığımız için devreye öğrenilmiş çaresizlik giriyor. artık daha fazla ne yapabiliriz ki diye düşünüp bu büyük başarılara ulaşmanın bir hayli zor olduğuna odaklanıyoruz. aslında nasıl bu büyük başarıya ulaşabileceğimize yoğunlaşsaydık böyle bir sendrom da ortada kalmazdı.

    o zaman konuya uygun bir biçimde kapanış yaparak çekilebilim:

    "ağaca çıkmak istiyorsan yıldızları hedefle."

  • https://www.facebook.com/…793485944/?type=3&theater

    dinde bug bulmuştur.

    ekleme: losemiyle savaşan küçükler için saçını bağışlamış ama bağış noktasından dışarı çıkınca "başörtümle gizleyecek saçım da yok, neden takayım ki?" diye düşünüp, başörtüsüz gezmeye karar vermiş. bunu da facebook'daki başörtüsü takmama özgürlüğünü savunan bu sayfaya göndermiş.

    debe editi: 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun. nice özgür günlere...

  • insan olarak iyi taraftarlara sahip takım.

    şurada 1 yıldan fazla zaman geçirdim yazar olarak. bu kadar süre zarfında sporla ilgili başlıklara yazmaktan kaçındım. sol tarafta bile görünmüyor spor yazıları. entryler sığ, objektif değil, yazanlar kompleksli. ama bu konuda beşiktaş taraftarı her zaman için ayrı bir yerde benim için. hiçbir zaman ortalama bir futbol seyircisi olarak görmemişimdir onları. 3 büyükler içinde taraftar sayısı bakımından azdırlar belki ama özdürler. şurada girilen fenerbahçe ve galatasaray entrylerine bakarsanız hepsinin ne kadar kin, öfke, cehalet dolu olduklarını görürsünüz. en beğenilenlere giren hiçbir entryleri güzel bir anı, hikaye vs. içermez. ya kendi takımlarıyla övünürler, ya da rakip takıma laf sokarlar övünülecek bir durum olmadığında. sürekli saldırıya hazırdırlar. düşünüp tartmadan, umarsızca savunurlar takımlarını. her zaman için haklıdırlar, hakkı yenilendirler, azınlıktırlar. kazandıkları zaman sesleri çıkmaz, en küçük bir hatada ortalığı yıkarlar. şike yaparlar, teşvik verirler, hakemleri ve federasyonu tehdit ederler.

    yönetenleri de taraftarından farklı değildir. fenerbahçe'nin son başkanlarına bakarsanız mafyadan farkı kalmamıştır. galatasaray özhan canaydın dışında fenerbahçe'den biraz daha düzgün insanlar tarafından yönetiliyormuş algısı yaratsa da çok farkları yoktur. basın üstünde sürekli baskı yaratırlar. fenerbahçeli spor yorumcuları rıdvan dilmen, ömer çavuşoğlu iken galatasaray'ınkiler hıncal uluç, gökmen özdenak gibi adamlardır. düşününce düzgün, objektif yorum yapan adam bulamazsın.

    beşiktaş'a gelince dediğim gibi taraftarı bütün futbol seyircisinden sıyrılan bir taraftar grubudur. öncelikle hayata karşı bir duruşları vardır. eğer uğur mumcu'nun ölüm yıldönümüne giderseniz, her sene bir grup ankaralı çarşı grubu üyesi bayraklarıyla ordadır mesela. ülke meselelerine karşı her zaman duyarlıdır. ne kadar da mağdur olsalar seviyelerini korurlar. verdikleri tepkiler bile seviyelidir, usturupludur. diğer büyüklere göre hakları daha fazla yenilmiş olsa da aziz'in dediği gibi seslerini diğerleri kadar çıkarmamalarının sebebi ezikliğinden değil büyüklüğündendir. takımda bir emre belözoğlu, volkan demirel, hakan şükür gibi adam bulamazsınız. başkanları bütün ülkenin saygı duyduğu süleyman seba'dır. spor yazarları kazım kanat, feridun düzağaç gibi adamlardır.

    neyse diyeceğim şudur ki ; islam çupi'nin klasik sözü var ya. "fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz." ben bir fenerbahçeli olarak, ki yılların fanatik taraftarıyım, bu büyüklüğün artık beşiktaş için geçerli olduğunu düşünüyorum. belki fenerbahçe kadar zengin değil, belki galatasaray kadar kupası yok. ama her zaman taraftarıyla, yönetimiyle, futbolcusuyla totale vurulduğunda diğer iki takımla kıyaslanmayacak bir seviye farkı yaratmışlardır son senelerde. helal olsun.