ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilber ortaylı'nın harf inkılabı yorumu
-
- yani bana şimdi adnan sadık erzi falan deme...
bence zaten demeyecekti öyle bir şey
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir dönemdir (yaklaşık 3 sene olacak) kendimi sadece işe vermiştim. bu pandemi süreci başladığından bu yana da resmen işte yatıp kalktım. ama gelin görün ki covid pozitif olduğumu öğrendim beş gün önce.
bir şeyim yok hafif atlattım, bel ve baş ağrısı oldu sadece, o da birkaç gün.
10 gün evdeyim, bu yüzden ve sosyal medyayı takip ediyorum, ama izlediğim bir video gerçek anlamda ciğerimi dağladı. kalbim acıdı, çok acıdı arkadaşlar.
video
teyze 65 yaş üzeri olduğu için otobüsten indirmek istiyorlar, ve teyze konuşmaya başlıyor.
- maske takılı, hasta da değilim. 3 tane merdiven sildim geldim ben. 3 tane merdiven sildim, hasta adam siler mi? benim işim var, ben çalışmasam açım!
daha ne olsun, bu dünya hala nasıl ayakta duruyor, hala nasıl yıkılmıyor aklım almıyor.
otomatik vites arabayı çift ayak kullanmak
-
frene basacağım zaman eğilip elimle basıyorum. sonuçta insanın elinin ayarı daha hassas dolayısıyla daha yumuşak bir frenleme oluyor.
polonya bira severler partisi
-
(bkz: polish beer-lovers' party)
(bkz: polska partia przyjaciól piwa)
1990 yılında polonya'da kurulmuş bir siyasi partidir. partinin asıl hedefi votka yerine ingiliz tarzı barlarda bira kültürünü yaygınlaştırmak ve alkolizmle savaşmaktır.
ancak bir anda işler ciddileşir ve 1991 yılı parlamento seçimlerine girmeye karar verirler. işin komik tarafı %2.97 oy alarak 16 sandalyeyle meclise de girmeyi başarırlar. daha sonra parti arasında anlaşmazlık çıkar ve büyük bira ve küçük bira olarak ayrılırlar. ve sonunda parti feshedilerek bu iki cephe farklı isimlerle yollarına devam ederler.*
wikipedia
25 haziran 2015 edirne'de vurulan bekçi köpeği
-
ya hakikaten bir $ey diyemiyorum, demek de istemiyorum. yoldan gecen iki tane geberene kadar dovmek istedigim serserinin ozel bir firmanin bahcesinde duran kopegi motordan inip pompali tufekle vurmasidir.
hala mi cezasi yok simdi bunun $imdi ?
eger hassas bir yapiniz varsa izlemeyin;
https://www.facebook.com/…4/videos/902166213172394/
entry'mi editliyorum, ve lutfen icinizde bu canlilara karsi biraz sevgi varsa (hayvan demeye dilim varmiyor) haklarinin savunulabilmesi, onlarin esya kategorisinden cikarilip , hakettikleri degerin verilmesi icin
asagidaki dilekceyi destekleyin.
https://www.change.org/…ition-no_msg&fb_ref=default
bir daha affiniza siginarak editliyorum;
bu igrencligi yapan ki$ilerin e$gali $urada mevcut; eger suc duyurusunda vs. bir sekilde yardimi olabilmesi acisindan bunu da ekliyorum. desmond david hume a te$ekkurler.
https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/…54027_o.jpg
cem karaca şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
sevda kuşun kanadında , ürkütürsen tutamazsın
ökse ile sapanla vurursun da saramazsın
hayat sırrının suyunu , çeşmelerden bulamazsın
ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''çakmak doğada 300 yılda, arkadaşlarımın yanında 10 dakikada kayboluyor amk''
deniz gezmiş
-
sanırım 1969 yılı idi.deniz gezmiş’in anneannesi faika hanım , ankarada oğlu cavit bey’in evinde kalıyordu...kanserdi . hasta ziyaretine gitmiştim.deniz’i özlediğini,ölmeden görmek istediğini söyledi..o sıralar deniz, sbf’de saklanıyordu.bu fakültede okuyan kuzeni osman ile araları yoktu.bu yüzden nenesinin bu arzusunu iletmediğini anladım.sbf’ye gittim. deniz’e haber salındı. öğrenci derneğinde bekliyordum kendisini.kısa sürede geldi. anneannesinin durumunu aktarıp,”son defa görmek ” dileğini ilettim. biraz durdu. gözleri doldu. ”abi,çok özledim ninemi.ben de görmek istiyorum.ama buradan çıktığım anda polis beni yakalar” dedi.o dönemde polis fakülte ve yurtlara dekanın talebi olmadan giremiyordu.ama fakülteyi de dışardan nerdeyse kuşatmıştı.bir çare bulunur dedim.bir süre daha konuştuk. ayrıldım. arkamdan “nenemin ellerinden öperim.kendisini göreceğim” diye bağırdı.
deniz ninesini gördü mü bilemiyorum.ama benim kendisini son görüşüm imiş…
galatasaray meydanı'ndaki liseli protestocular
-
eylemci gençlerden biri ntv mikrofonlarına "biz tatmin olmadık, onlar kendilerini nasıl tatmin ediyorlar?" diyerek, çok haklı ve manidar bir soru sormuştur.
türk kahvesinin yanındaki su
-
eskiden, osmanlı zamanından günümüze ulaşan bir uygulama, bir çeşit gelenek.
osmanlı'da eve gelen misafire "aç mısın?" diye sormak ayıp sayıldığından hemen bir kahve pişirilir, yannda su ile ikram edilirmiş. misafir açsa suya uzanır, sudan içermiş. o zaman derhal sofra kurulur, yemek çıkarılırmış. toksa zaten mesele yok, keyifle kahvesini içermiş.
güzel bir gelenek ha!
ekleme; aldığım "kaynak nedir?" mesajları üzerine yaptığım eklemedir. bu bilgi kulaktan bilgidir. islam eserleri müzesi restoranı'nda katıldığım bir iftar programında, müzenin kahve köşesinde biz misafirlere kahve yapımı ve tarihçesi anlatılmıştı. kaynak budur.
debe editi: debeye girmiş ilk ve tek entrymi gecikmeli olsa da şöyle bir seveyim ben.
duyulmuş en güzel iltifat
-
-bak ben bu yüzü görünce neler hissediyorum bir bilsen..
+neler?
-evimi, geleceğimi, yaşlılığımı, çocuklarımı, torunlarımı.
düzeltme gereği duydum;
fos çıktı arkadaşlar, bütün iltifatların canı cehenneme!
süresiz nafakanın 5 yıl ile sınırlandırılması
-
her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.
bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.
elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.
salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.