hesabın var mı? giriş yap

  • instagram'a serumlu fotoğrafını koyan kız'la yakın akrabadır ancak daha geniş kitlelere ulaşmak istediğinden facebook'u seçmiştir.

    genellikle "@bilmemne hospital" diye tag koyar ve fotonun altında genellikle 75 like ve 89 yorumdan oluşan şöyle diyaloglar olur:

    - aa hayatım noldu canım, ciddi bişey yoktur umarım!??
    - çokk geçmiş olsun!
    - kuşum çok geçmiş olsun
    - çok geçmiş olsun canım acil şifalarr
    - geçmiş olsun güzelim, telefondan ulaşamadım neyin var???
    - siz bence nazara geldiniz, çok geçmiş olsun
    - geçmiş olsun
    - çok geçmiş olsun
    - arkadaşım çok geçmiş olsun
    - neyin var çok merak ettik, çok geçmiş olsun
    - allahım acil şifalar versin
    - bi tanem bişey lazım mı atlayıp geleyim hemen? çok geçmiş olsun.

    ve en sonunda..

    - arkadaşlar, hepinize ilginiz için çok teşekkürler. ufak bir bağırsak sıkışması olmuş. biliyorsunuz ben osurmuyorum normalde, serumu yiyince iki üç defa hafifçene bıraktım, şimdi kendime geldim çok iyiyim.

  • alım gücü paritesine göre, döviz kuru üzerinden gerekli ayarlamalar yapıldığında bir malın her yerdeki fiyatı aynı olmalıdır. ters şekilde düşünüldüğünde; iki para birimi arasındaki döviz kuru iki ülke arasındaki fiyatlarla doğru orantılı olmalıdır.
    bu düşüncenin nasıl işlediğini görmek için uluslararası bir dergi olan the economist düzenli olarak bir malın birçok ülkedeki fiyatlarıyla ilgili bilgi toplar. bu ürün de mc donalds big mac menüdür. buna göre big mac fiyatı bir ülkede ne kadar yüksek ise kur da o kadar yüksektir. mesela japonya'da big mac 295 yen , amerika'da 2.50 dolar ise bu iki ülke arasındaki para birimleri oranının da 295/2.50 = 118 olması beklenir.

  • bir yerlerde aşı olan pozitif çıkmaz diye bir şey yazıyordu da ben mi kaçırdım lan? bir aşı bu kadar yanlış anlanır mı?

  • - alooov! mahmud!!!
    - yanlış numara beyefendi...
    - mahmudu ver.
    - mahmut yok, yanlış numara.
    - sen kimsin?
    - yanlış numara beyefendi yanlış yeri aramışsınız
    - haa. *çat*

    ..

    - aloo! mahmud!!!
    - ...mahmud yok beyefendi
    - mahmud nerde? işe mi çıktı?
    - yok beyefendi tekrar yanlış aradınız
    - neresi orası?
    - yok burda mahmut filan... yanlış aramışsın işte
    - *çat*

    ...

    - mahmud!!!
    - beyefendi hep aynı numarayı ararsanız hep yanlış olacak, düzelmeyecek ki...
    - kaç orası?
    - 021228339**
    - eee tamam... mahmudun numarası
    - hayır beyefendi son 9 yıldır benim
    - sen kimsin?
    - sana ne be!
    - *çat*

    ...

    - alooov!!
    - yahu beyefendi... yok işte... olmuyor... yanlış not almışsınzı numarayı!
    - ben hasan!!!
    - aferin. eee?
    - mahmudu ver!
    - gidin fihristten bakın... 118 'den sorun numarasını arkadaşınızın. internetten bakın dicem de, pek sanmıyorum
    - ne internedi?
    - offf... yanlış numara arkadaşım, yeter
    - yaauu... yavvv... üfff.... *çat*

    ....

    - alooov!
    - yeter be öööfff.
    - yine mi sen?
    - heralde ben! hep aynı numarayı arıyorsun... nasıl doğru düşsün?
    - ama orası mahmudun
    - değil ulan değil.
    - yok mu şimdi?
    - vardı da kalmadı elimizde. yarın gelir. daha yeni bitti stokta.
    - ne?
    - yok bir şey
    - *çat*

    ...

    - alooov, mahmud???
    - mahmut nişanlısıyla galapagos'a kaçtı.
    - nereye? işe mi?
    - yok... evrim geçirip gelecekmiş. sıkılmış maymunlarla yaşamaktan.
    - evrim kim?
    - sen tanımazsın. darwin var ya, zeytinburnunda... onun dayı oğlu.
    - mahmut'un dayı oğlu musun?
    - hayır ben mahmutumun geyşasıyım.
    - ayşası mı? ayşaaa?
    - böğürtlen be böğürtlen... su aygırları. traleybüs.
    - *çat*

    ...

    - aloov! mahmud?
    - mahmut işe çıktı hasan abi.
    - ne zamana gelir?
    - valla gelmez heralde bugün
    - haa.. *çat*
    - *oh bee*

  • bir bagimlilik cesididir. hastamiz gosteris olsun ya da kutuphanede sik duruyor diye kitaba yatirim yapanlardan bircok noktada farkliliklar gosterir. oncelikle hasta kisi, kitabi sadece satin almaz, okur da. yalniz okuma ve edinme hizlari birbirlerine uyum gostermediginden, aradaki fark, yani okunmamis kitaplarin okunmuslara orani gitgide buyur. bu durumda hastaligin ilk etaplarinda bir hayiflanma sureci yasanir. sikayet edilir zamansizliktan, hicbirseye yetisemiyor olmaktan, daha okunacak aha su kadar kitap bulundugundan. zamanla bu durum kaniksanir, zira okunan ya da gozgezdirilen bir metinde, bir arkadas sohbetinde, ilgi duyulan bir konu, yazar, vs. ile karsilasildiginda hemen soluk kitapcida alinmakta ve evde biriktilmekte olan kitap sayisi gunbegun artmaktadir. bir gun gelir kitaplikta yarisi, dortte biri okunmus, hic okunmamis, ya da soylece bir goz atilmis kitaplar ustunde bir baski olusturmaya baslarlar. o zaman hastamiz bu gidise bir son vermek lazim der ve bagimliligi kontrol altina almaya calisir, fakat genelde cabalari beyhudedir. bir sure bagimlilik kontrol altina alinir, kutuphaneye dadanilir, odunc alinan kitaplarin teslim tarihi gelip catinca soluk en yakin kitabevinde alinir. buradan da anlasilacagi gibi kisinin derdi yalnizca okumak degil, okunan metinlere sahip olmak, yaninda bulunmak, bir gun birseye bakmasi icabettiginde elini atacagi kaynaklari yakin cevresinde bulabilmektir. boylelikle okunmamis kitaplardan ozur dilenip baris antlasmasi imzalandiktan sonra bir ferahlama donemi gelse de artan kitap sayisini kaldirmayan kitapliga yenilerini eklemek, evin orasina burasina konuslandirilmis kitap yiginlarini duzenlemek gibi mekana ve mobleye dair problemlerin peydahlanmasi yakindir. etrafla konu uzerindeki konusmalarinda ise savunmaci bir havaya burunur. kitapciya yollandigini soyledigi arkadasi, -e daha gecen gun almadin mi sunu bunu? dediginde - birader bu meyve sebze degil ki curusun, bittikce alinsin, teessuf ederim! gibi bir cikista bulunup kabarsa da icten icte, 'yahu hakli, hayallah, ama geldik iste simdi elim mecbur...' bir tane daha. neyse efendim, bilincli ve bagimliliginin farkinda olan hastamiz cesitli ruh hallerine bata cika kah okur kah kitap alir, bu is boylece gider. dilegimiz gun gelip de okunmamis kitaplarin agirligi altinda ezilen hastamizin, 'ben bu kitaplari simdi baslasam omrumun sonuna kadar bitiremem' hesabi yapip okumayi topyekun birakmamasidir.

  • ''kızlı erkekli yaşıyorlar ihbarı üzerine polis evimi bastı. memur beyle şu an kızı arıyoruz. inşallah doğrudur.''