hesabın var mı? giriş yap

  • muhteşem film.
    büyük pay öncelikle yönetmene. sonra her sahneyi tablo gibi çeken görüntü yönetmenine.
    şiir gibi filmdi. büyüdükçe büyüdü film. uçtu gitti.
    bir kırsal burjuvası, bir kent burjuvası ve köylü hizmetkar genç kızın, sadece 2 haftalık bir süre içinde , hayatlarının tamamında taşıyacakları en önemli anılarını inşaa ettikleri zamanı anlatan inanılmaz güzel yazılmış bir dram.
    filme adını veren sahne, o gece vakti, o kırda, kadınların toplandığı o sahne, o anlar, akıl almaz bir yönetmenlik şaheseri idi. göğsüm sıkıştı. nefessiz kaldım.
    mutlak izleyin bu başyapıtı.
    mutlaka.

  • - bence yiyemez annesi
    - evet, bence de
    - ahahah ya bu kim önündeki tabağı bitirmek kim?
    - doğru dedin, yarısını yese bile şaşırırım
    - yarısı mı? 3 kaşıktan fazlasını yesin ne istersen veririm
    - yok canım 3 kaşık yer heralde
    - mümkün değil…

    arkadaş şu ters psikolojiyi bulundan, çocuklar üzerindeki kullanımını keşfedenden allah razı olsun. çocuk kadar (4-9 yaş arası) ters psikolojiye teşne başka bir varlık yok. her defasında insan bu tuzağa düşer mi? ulan bunlar beni kandırıyor galiba demez mi? ama aklı o kadar işte, ne zaman ters psikoloji uygulasan, gözüne gözüne soksan dahi yiyor.

    ne yemekler yenildi, ne ödevler yapıldı, ne uslu duruldu arkadaş. yıllardır, her gün, her saat veriyoruz ters psikolojiyi bana mısın demiyor. bir kere de demiyor ki sabi, ulan kandırıyor bunlar beni, sürekli yutuyor zokayı. biz de ebeveynliği yapmış olmanın iç huzuruyla dolup taşıyoruz yemin ederim. odasını toplayamaz diyorsun sana inat pırıl pırıl ediyor, erken yatmaz mümkün değil diyorsun koşa koşa yatıyor, marul yemez diyorsun soydurup kökünü yiyor. ters psikoloji mi çok süper, bizim oğlan mı çok salak valla hala çözemedim ama ters psikolojiyi biliyor olmak ve bunun çocuk üzerindeki kullanımını keşfetmek enfes bir şey.

    - ne? bizimki misafirlikte uslu mu duracak? güldürme beni
    - öyle deme babası isterse durur
    - ölürüm de inanmam, evi birbirine katacak bence
    - hayır benim oğlum yapmam derse yapmaz
    - görürüz bakalım…

    çocuk 3 saat kral gibi durdu ya arkadaş. ulan ters psikoloji taşağını yiyim ben senin.

  • 24 haziran seçimlerine 4 gün kala katıldığı radyo programında alışık olmadığımız şekilde vatandaş şikayetleri dinletildi. umursamaz ve muhattap almaz bir şekilde not almaya bile tenezzül etmeden dinlemesi.
    verecek bir cevap bulamayınca teessüf etmesi.
    15 yıl önce yani 2003 de evlerimizde buzdolabı ve fırın var mıydı gibi saçma sapan bir retorik soru sorması,
    emeklilik için yaşı bekleme konusuna adeta fransız kalması ve her halinden böyle bir şeyden haberdar olmadığının görülmesi,
    bu kıraathane saçmalaması,
    dün tatar böreği de vereceğiz dediği mitingin kayıtlarından tüm türkiye tarafından izlenmesine rağmen demedim öyle bir şey demesi,
    bu garabet sistemde bir koalisyon seçeneği olmadığı halde koalisyon kurarız demesi,
    açıkçası erdoğan bugün yeni biri olarak çıksa bu performansla %1 bile alamaz.
    normalde de kıvrak zekalı cevaplar verebilen biri değildi ama sanki demans belirtileri veriyor. ortamdan kopuk, donuk ve ne olup bittiğinin farkında değil gibi.

  • karadenizliler öfkeli. çünkü kendi fikirlerindan farklı fikirleri kabul etmiyorlar. kendi fikirlerini değiştirme, ortama uyum sağlama, farklılığı kabul etme, empati gibi yetileri gelişmemiş. başkalarının nasıl olur da kendileri gibi düşünemediğini kavrayamıyorlar. iletişim yetenekleri yok. sürekli baskın olmak istiyirlar. bu da öfke patlamasına dönüşüyor.

  • covid-19 üçüncü karantina döneminde italya cephesinden dün gelen covid-19 kararı. karara göre;

    - “yeşil pasaport” uygulamasına geçiliyor. covid-19 riski taşımayanlar bu hakka sahip olacak.
    - sosyal hayat aşılanma üzerine kuruluyor.
    - tüm kapalı alanlarda düzenlenecek aktiviteler ve organizasyonlar için aşı zorunluluğu getiriliyor.
    - kapalı alanlara sahip tüm kafe ve restoranların kapalı alanlarında bulunma hakkı için aşı zorunluluğu getiriliyor.
    - tüm konserler, festivaller vb. organizasyonlara katılım için aşılanma şartı konuyor.
    - tüm stadyumlar vb. alanlarda düzenlenecek spor müsabakaları için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tüm spor salonları, fitness salonları ve yüzme havuzları gibi spor ile alakalı tüm alanlarda bulunabilmek için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tüm müzeler, tiyatro ve sinema salonları vb. kültür-sanat etkinliklerine katılabilmek için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tren, uçak veya otobüs ile seyahatte aşılanma şartı getiriliyor.
    - yukarıdaki tüm maddeleri aşılanmadığı için sağlayamayanlar son 48 saat içerisinde aldığı negatif test sonucunu bildirmek zorunda.
    - yakın zamanda covid-19 geçirenler otomatik olarak “yeşil pasaport” sahibi oluyor.

    fransa'dan sonra italya da benzer kararla karşımıza çıkmış oldu.

    başlangıçta bu tarz şeyleri desteklemiyor, hümanist yaklaşmaya çalışıyordum ama aşı karşıtı dangalakların sesi çok fazla çıkmaya başladığından beri son derece katı düşünmeye başladım.

    pandemiyi yenip normal hayata dönebilmemizin tek yolu aşılanma. aşı karşıtı bilimsiz, cahil ve nadan kitlenin önüne geçebilmenin yolu da yok. bunları aramızdan ayırmamız gerekiyor ki normal hayatımıza dönebilelim. aşı olmuyorsan da cebinden ödediğin parayla testini olur arama katılabilirsin. o iğrenç bilimsiz sesinize daha fazla tahammül etmek istemiyorum. tahammül de bir yere kadar. eski hayatımı geri istiyorum ve bunu engelleyen size benim yeni hayatımda yer yok!

    https://www.independent.co.uk/…urants-b1889194.html
    https://www.nytimes.com/…-proof-activities.amp.html
    https://www.theguardian.com/…cinations-restrictions

    (bkz: covid-19 üçüncü karantina dönemi)

    edit: şöyle bir acil durum var iletmem gereken:

    “ankara tıp fakültesi cebeci'de lösemi tedavisi gören abim için acil ab rh+ aferez trombosit kana ihtiyaç vardır.
    irtibat: belgin tiryaki
    05054785349”

  • uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.