hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    "kış gelecek, karanlık insanlığı yok edecek, krallığı korumalıyız" repliğini görünce kahkaha attım. gördük kışı, karanlığı amk meyve bıçağıyla son buldu
    --- spoiler ---

  • bazı konularda yön gösterici olmak güzeldir. mesela youtube da bu tarz konularda bi sürü nasıl telafuz ediliri gösteren videolar var.

    ancak siz yol göstermekten ziyade aşağılamaya kalkıyorsunuz. isteyen istediği gibi okur yav. çok bariz bi hata mı yapıyor? instagramı iştagröm falan diyorsa dalga geç ve düzelt o ayrı. instegram diye okunan adam hata yapsa da garip bir şey yapmıyor.

    kulağında nasıl geliyorsa onu söylüyor adam.

    geçen gün whatsapp ceosu jan koum ile yapılan bi söyleşiyi izledim. söyleşiyi yapan adam whatsep olarak telafuz ederken programı yaratan adam whatsap diyordu sürekli. programı yaratan adam olan jan koum bile kardeşim ne biçim telafuz ediyorsun hıyar, doğrusu whatsap demedi. yani.

    bu kadar kompleksli olmayın gençler. dünyada yabancı dil telafuzu üstüne birbirini bizim kadar aşağılayan bi toplum bence yok. kesinlikle yok. sizin yüzünüzden koca bi toplum ingilizce cahili olarak yetişti. insanlar konuşmaya korkuyor aman biri dalga geçicek diye. konuşamadıkça da ingilizce ogrenemiyorlar, köreliyor.

    abdde kaç sene yaşadım. çoğu kelimenin telafuzu mahalleden mahalleye bile değişiyor. takılmayın bu kadar.

  • "bak canım aılende senın ıyılıgını ıstıyor cunku ahırette senın kapanmadıgın ıcın onlarada gunah gıdıo onlar senden sorumlu"

    bu pisliklerle mücadele edilmezse işin sonu yaş.

    debe editi: özelden mesaj atıp "adabınızla yazın, şuraya sıçmayın" diyenler olmuş. adabı islamcılardan öğrenecek kadar düşmedik çok şükür.

  • bülent ortaçgil - beni kategorize etme

    beni kategorize etme
    benle oynama
    yaftayı yapıştırıp
    bana isim koyma

    (bkz: istatistik)

    karikatürleştirme beni
    ilahlaştırma
    tabulaştırma sakın tabulaştırma

    (bkz: sosyal antropoloji)
    (bkz: teoloji)

    ben seni öyle sevdim öyle sevdim
    ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

    matematiklaştirme beni çarpma, bölme
    toplama, çıkarma sakın, beni hesaplaştırma

    (bkz: matematik)

    mekanikleştirme beni, otomatiklaştirme
    yarıştırma sakın onla bunla karşılaştırma

    (bkz: makina mühendisliği)

    ben seni öyle sevdim öyle sevdim
    ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

    sıkıştırıp, tıkıştırma beni depolaştırma

    (bkz: bu ne lan)
    (bkz: tedarik zinciri yönetimi ve nakliye)

    duygularım yok oldu yüreğimi nasırlaştırma
    beni demoralize etme depolitize etme
    her işten kaçar oldum beni illegalize etme

    (bkz: psikoloji)
    (bkz: iletişim becerileri)

    ben seni öyle sevdim öyle sevdim
    ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

    ana tema : kısacası bilimsel şeylerle kafamı ütüleme, laf kalabalığı yapma! ben seni öyle sevdim, böyle mi sevdim?

    edit : sezen aksu da seslendirmiş. uyarılar için mavigomlek ve freya'ya teşekkür ederim

  • beyin kıvrımları olmayanların, beden kıvrımları üzerinden fikir ve tespit kastırdığı yahut kastıracağı başlık.

    gün geçmiyor ki bir nefret suçu daha işlenmesin şu mecrada.

  • adaletsizliklerle doludur.

    bir balya dokümanı fotokopi makinesinin camlı yüzeyine koyup, "neden hepsini çekmedi de bir sayfayı çekti?" diye soran adam benim aldığım paranın en az 6 katı ücret alır..

  • isyerinin caycisi ile diyalog:

    - bir sey icer misiniz agbi?
    - yok daha yeni ictim, almayacagim.
    - olsun agbi yeni ictiysen, bak yeni cay demledik.
    - allah bos oturani sevmez diyorsun yani.
    - biz de pek sicak bakmiyoruz agbi.

  • 9 yıl boyunca çalmış ama çalışmış. o yüzden çok üstüne düşmemişler sanırım, ya da kadın 9 yıldır yıllık izne çıkmamış zira bunun başka bir açıklaması olamaz.

  • 01 şubat 2016 tarihinde diyarbakır sur ilçesindeki çatışmalarda bölücü terör örgütü pkk tarafından şehit edilen urfa'dan diyarbakır'a görevlendirilen jandarma özel harekatçı teğmen.

    devremizin beşinci şehidi. diyarbakır'ın bizden aldığı üçüncü devremiz. henüz bir hafta önce silopi'den gelmiş, geldiğinin ertesi günü karşılaşmıştık. bu adamın, bu teğmenin sözde hayata 3-0 önde başlayan bu teğmenin yanında sivil kıyafetleri bile yoktu. aylardır oradan oraya gönderip duruyorlarmış, buradan da bir yere gidecekleri kesinmiş ve yola çıkarken sivil elbiselerini alamamış. o yüzden evime davet ettiğimde gelemedi benim arkadaşım.

    benden son isteği de samsung s4 mini bataryasıydı.
    istediğini dün aldım ama ona ulaştıramadan şehit edildi benim devrem.
    çok güleryüzlü adamdı recep. ne zaman evleneceksin bilader diye sormuştum, abi bu şekilde çalışan adamı hangi kız ne yapsın allahını seversen urfa dönüşünde ancak evlenirim demişti. bir sene sonra da tayin yazacaktı.

    bölük komutanı istifa edip gittiğinde bölük komutanlığı da kardeşimin omuzlarına kalmıştı, şimdi bölüğünün başında da kimse kalmadı.

    ben recep'i harp okulu birinci sınıftan beri tanırdım. hep gülerdi, mutlu adamdı, bizi harp okulunda komutanlarımız haksız yere zorlarken bizim için üzülürdü, bizimle beraber o da küfrederdi. kalıplı falandı ama şaşırtıcı derecede çok iyi spor yapardı. gümüşhaneliydi, gümüşhaneyi de çok severdi devrem benim.

    her şehitle beraber yaşadığım hüzün, çöküntü artırıyor farkediyorum ki, hastanede on tane teğmen, gerektiğinde en önde çatışan, bir bölüğü, takımı, timi emir komuta eden on tane teğmen ağlamamak için çok zor tuttuk kendimizi. çünkü ağlayamazsın, teğmenin duruşunu bozamazsın, teğmensen güçlü olmak, dirayetli olmak, kendini her daim tutabilmek zorundasın. ağlasak ardından recep demez mi ulan yakıştı mı şimdi on adam milletin içinde ağlaşıyorsunuz diye.

    hastane çıkışında da devrelerimizden iki kişi akşam sur'a gitmek için hazırlık yapmaya ayrıldı, iki kişi silvan'a gitti, bir kişi de bugün nöbetçiydi, nöbeti almaya, askerlerinin başına gitti.

    ne söylesem hiç bilemiyorum sanırım devremizin şehitleri gelmeye devam edecek. hepimizin canı yanıyor, yanmaya da devam edecek.
    ruhun şad olsun kardeşim. gözün arkada kalmasın. emre'ye, ibrahim'e, hubeyb'e, altuğ'a selamlar.

  • umarsızca sözcüğünün olur olmaz yerde ve sıklıkla kullanılması bunların başlıcalarındandır.

    diğerleri ise kısaca:

    *marifetmiş gibi oksimoron ifadelere abanmak (zifiri aydınlık, kalabalık yalnızlık, sessiz çığlık vs.)

    *sonsuza kadar uzayıp giden zincirleme şiir tamlamaları (sonbahar hüznüne tutsak umarsız bir kelebeğin kanadında çarpan yüreğimin vs. vs.)

    *hep ayrılık teması içermesi (sen gittin ya, şimdi sen yoksun ya.. diye başlayıp depresifliğin dibini bulmak)

    böyle gider.