ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
peşinde ayı varken snowboard yapan kız
-
olayda bir paradoks var dikkat çeken;
1- dağ, bayır, orman vs kayarken kesinlikle kulaklık takılı olmamalı. hele de kulaklıktan müzik yayını kesinlikle verilmemeli. sağdan soldan ne geleceği belli olmaz.
2- kulağında kulaklık olmasa o kızımızın cenazesi vardı bugün. ayıyı gördüğü/duyduğu anda eli ayağı kaskatı kesilecek, kuvvetle muhtemel düşecekti. arkadaki ayı da amerikan boz ayısı, insanı nasıl parçalardı belli değil.
bu nedenle felaket şanslı bir kızdır. gel gelelim yukarıdaki paradoksun içinden çıkmak da zordur.
likya yolu
-
likya yolu bir antik yol değildir, kültür rotası olarak geçer, yani kültür turizmi odaklı olarak geliştirilmiştir. ilk olarak kate clow tarafından tespit edilmiş, 1999 yılında da kültür rotası açılmıştır. en kapsamlı bilgi de kate clow'un likya yolu kitabındadır.
likya yolu'nun kesiştiği antik yollar da vardır, örneğin kayaköy'ün kuzeyinde ve güneyinde bu antik yollara rastlanabilir. antik yollarla ilgili bilgi almak için fethiye arkeoloji müzesi ve antalya arkeoloji müzesi'ne bakılabilir, ayrıca patara antik yol yazıtı stadiasmus patarensis ile ilgili yapılan yayında, antik kentlerin ulaşım yollarına dair bilgi verilmektedir. akdeniz üniversitesi'nin stadiasmus patarensis ile ilgili sayfası linktedir.
fethiye ve ölüdeniz arasında ciddi bir arkeolojik malzeme yığılması vardır.
üzerinde kalan belli başlı antik kalıntılardan bahsedersek:
ölüdeniz'iz geçtikten sonra yol bir antik yol ile yaklaşık 3.5 km boyunca çakışmaktadır. bel ve avlan arasında sidyma antik kentinden geçer. ardından letoon'dan kuzeye dönerek xanthos'a ulaşır. patara yol üstünde kalmamakla birlikte (clow'un rotasına göre) kalkan'a ulaşmadan önce eren tepe yönüne dönülerek görülebilir ve görülmelidir. kalkan'ın kuzeyinden devam eden yol kaş hizasında phellos ve antiphellos kentlerinden geçer ve sahile ulaşır. sahilden devam edildiğinde kaletepe, yol içeri doğru tekrar girdiğinde apollonia, apollonia'dan tekrar sahile inildiğinde aperlai antik kentleri vardır. aperlai muazzamdır. daha sonra kaleüçağız yani theimiussa ve simena civarından sahil boyunca devam edilir ve pek çok irili ufaklı kalıntı görülür (buzağılık antik yerleşimi, gökkaya antik yerleşimi, istlada). soura'nın kyısından ve andriake'nin kuzeyinden devam edilirse demre'nin kuzeyinden dolaşılarak myra antik kentine ulaşılır. belören civarında muskar kilise vardır. zeytin mahallesi'nin antik yerleşim alanında geçilerek finike'ye yönlenilir, finike'nin antik kenti phonikos'tan geçer. finike ve kumluca'nın önemli kentleri limyra, arykanda ve rhodiapolis'ten geçmez, ama ziyaretçinin araçla gidip bu kentleri görmesini şahsen öneririm. sahil boyunca gelidonya burnu'na kadar ilerler. yolda melanippe (korsan koyu olarak da bilinir) vardır. ardından teke yarımadası'nın doğu kıyısı boyunca ilerleyerek adrasan, olympos, khimaira, phaselis ve gedelma kalesi da görülerek hisarçandır'a kadar gidilebilir.
likya ile ilgili bilinmesi gereken şey, arkeolojik malzeme her yerdedir. yürürken sürekli bir şey görürsünüz. kırsal bir alan olması, ana yerleşimlerin dönemin büyük kentlerinin kalıntılarının üzerinde olması (bu kötü bir şey değildir, sürekliliktir, insanlar orada yaşamayı hiç bırakmamıştır.) diğer alanların ise çok fazla bozulmamış olması, çok yoğun bir insan trafiği olmaması gibi etkenler bitki örtüsü ve doğanın kalıntıları korumasını sağlamıştır.
yolda yürürken olur ya bir heykel, önemli gibi görünen bir şey görürseniz ilgili müzeyi arayınız. yolda yürürken defineci görürseniz ilgili jandarmayı arayınız. kalıntıları seviniz, melanippe'de antik duvarın içinde ateş yakan hıyarlar gibi olmayınız.
likya yolu'nun kültürü budur. doğaya saygılı, kültüre saygılı bir ziyaret gerektirmektedir. bu ikisine saygı göstermeyecekseniz gitmeyiniz, yazıktır.
bir de bilgi istiyorsanız, azıcık nezaket öldürmez. nasıl yürünebileceğine dair öneri ve bilgiler çok önemlidir, kolay kolay bulunmayan paylaşımlardır, dolayısıyla bu yolun tarihi, içeriği hakkında bilgi bir çok yerde bulunabiliyorken burada kendi deneyimini paylaşan insanların bilgileri son derece kıymetlidir.
edit: imla
ülker bebek mamasında gdo çıkması
-
işçiler sendika değiştirdi diye işten at, bebek mamasına çaktırmadan gdo'lu tahıl kat, farkedilince de "biz zaten toplattık o iki parti malı" diye kırk takla at! sonra da "mutlu et, mutlu ol" diye kampanya yap, oldu aq.
şu mutluluk işini bu kadar saplantı haline getirdiniz ya, olacaklardan korkuyorum: (bkz: ülker bebek mamasında kokain çıkması)
galatasaray taraftarı
-
stadlarına degil, tavırlarına hayran oldum. 20 küsur yıllık fenerbahceliyim; ilk defa bugün, onları kıskandım.
çay
-
dun aksam saatleriydi.
kapiyi hizla cekip ciktim. arkamdan birileri bagirdi, duymazdan geldim. yesil bi parkam var. onu giymisim sonra farkettim.
sokak lambalarinin yeni yeni yanmaya basladigi saatler. havaya bir serinlik cokmus ama usumem ondan degil.
sokagin basinda durup, hangi tarafa gitsem diye dusundum bir an.
yukari gitsem, nereye ? asagi gitsem, nereye ?
asagi gittim...
bildigim bir apartmanin bahcesine girdim. banklarina baktim. elimi cebime atip, cikarken aldigim paketten bir sigara cikarttim.
-iyi ki gaza gelip birakmamisim lan seni !
dedim. yaktim.
gecen arabalara, insanlara baktim.
herkesin gidecek yeri var demek diye de biraz kahir yaptim.
sigaramin kullerini bazen yere, bazen havaya biraktim.
usudum bir hafif ruzgarda, yerimden kalktim.
izmariti yeminle cope attim.
yeni yeni yanan isiklara baktim.
bana isaret ettikleri yerlere dogru adimlar attim.
arabalar hizla gecti yanimdan, ve insanlar...
bir yurumek aldi beni, adim ustune adim attim.
bilmedigim sokaklara saptim, bildigim sokaklarda gozlerimi actim...
yurudukce, uzerimden yukler attim.
bir ara hem usudum ama hem bunaldim, parkamin onunu actim.
yurudukce dagildim, usudukce toparlandim.
kendimi kalabalik bir carsida buldum.
oturacak yer aradim.
cok yoruldum, cok dolastim, cok ugrastim, cok konustum icimden, cok da sus dedim disimdan.
bir tahta sandalye buldum, bir yuvarlak mermer masa...
- bir çay !
dedim;
-usta !
icine bir seker attim.
bir yudum, bir yudum daha...
derken...
.
.
.
bunca ezaya iyi geldi cay...
ailenin komik kısa mesajları
metrobüsü kaldıralım yürüyen bant yapalım
-
her durakta cümleten duracak mıyız yoksa inmek isteyenler denk getirip atlayacak mı, anlaşılamayan proje.
26 eylül 2019 taşıt kredisi indirimi
-
taşıtlara zam gelmesiyle sonuçlanacaktır.
edit: tarihe geçsin yirmi bin türk lirası zamla sonuçlandı.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
- nerede bu kadın ya bir dakika durmuyor evde.
+ baba komşuya gitti ne yapsın akşama kadar evde mi oturacak?
on dakika sonra;
- bak hâlâ gelmedi! çayı bile kendimiz demliyoruz!
+ tamam baba tamam!
tam çayı içecekken kapı anahtarla açılır ve anne içeri girer ve babam bombayı patlatır:
- hanım ben de tam diyordum ki anneniz olmayınca çay bile içilmiyor bu evde nerede kaldın yahu?
yaran inci sözlük entry'leri
william herschel
-
1781 yılında kendi yapmış olduğu teleskopla bahçesinde yıldızları gözlemlerken uranüsü keşfeden bilim adamı.
kraliyet astronomunun en iyi teleskobu gök cisimlerini 270 katına katına kadar büyütebilirken, yapmış olduğu çalışmalarla gök cisimlerini 2010 katına kadar büyütebilen teleskopların mucididir aynı zamanda.
20 temmuz 2016 rte'nin açıklayacağı büyük karar
-
(bkz: kendimi başkan ilan ediyorum)
ben milletvekili oğluyum haritadan yer beğen
-
adam akıllı bir ülkede yaşasa idik; milletvekili olan baba tvlere çıkar oğlum adına tüm vatandaşlardan ve polis teşkilatından özür diliyorum derdi. tabi bu normal şartlar altında geçerli bir durum.
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
-
"şimdi o gidiyor ya. ikiden bir çıkınca ne kalır bir kalır değil mi? öyle değilmiş işte, yarım kalıyormuşsun."
(bkz: leyla ile mecnun)
muş'a hiç gitmeyip bir karışını bile vermem demek
-
2 sene evveline kadar yaptığım şey. şimdi öyle demiyorum, keza eşimin mecburi hizmeti dolayısıyla sıklıkla gittim geldim. gitmiş birisi olarak söylüyorum isteyen alabilir, ben hakkımı helal ediyorum şahsen.
edit: ironi içerir, şakadır... :)