hesabın var mı? giriş yap

  • salaklıktan daha fazlası değildir. iki üç kişiye muhalefetine bakarak hangi partiye oy vereceğine karar veren insan salaktır. bu kişiler ne bileyim diğer partilere bağlı kişiler olsa neyse ama sadece ünlüler.

    kısacası bu kişi salaktır.

  • http://www.sondakika.com/…i-ikiye-katlandi-7690794/

    arada sırada uzun yol gidenler fark etmiştir, sürekli şerit kapamalar, yol çalışmaları trafiği daha da çekilmez hale getiriyordu. kokusu da çıkmış.

    2008'de 665 milyon tl olan bakım masrafları 2014'te 1.6 milyar tl'ye ulaşmış.
    yeni yolların bakım masraflarını düşürmesi gerekirken, tersine katlanarak artmış.

    tabii mesele yandaşları zengin etmek olunca, bitümlü sıcak karışım yerine sathi kaplama kullanılınca durum böyle oluyor.

    bakım firması da yandaş olunca bir değil sekiz defa söğüşlüyor devleti yandaş ekip.
    değil mi ak kıl kardeşim?

  • bir deve klasigi daha ornekleyelim

    - siz deveye mi biniyorsunuz?
    - hayır bizim ülkede deve yoktur bir kere. sadece yazları plajlarda olurlar. o da turistler binsin diye.
    - aaaa o niye?
    - aptallıklarını yüzlerine vurmak istemediğimizden...

    muhabbete şahit olan alman, bulgar, peru ve venezualli insanlar gülmekten yerlere yattılar. amerikalı ise yaklaşık bir 30 sn'ye sonra denileni anlayabildi.

  • az once bir program seyrettim. genc bir dalgic, soyle bir sey soyledi "ailemin en buyuk hayali dunyayi gezmekti, ben cocukken evimizi satip bir tekne aldilar ve ben denizi o zaman sevdim."

    dusundum sonra, biz asla boyle ailelere sahip olamayiz ve bir gun aile oldugumuzda biz de boyle aileler olamayiz. hayallerimiz "gelecegimizi garantiye almak" uzerine kurulu.

    hayallerimiz "evlenmek, ev almak, arabayi degistirmek, daha cok para kazanmak, pirlanta yuzukler almak, koltuklari degistirmek" ekseninde donup duruyor. ıcimizden gercekten hayal kurabilenleri de "akli bir karis havada" diye diye el birligiyle vazgecirebiliyoruz.

    hayattan aldigi keyif "hep daha fazlasi" uzerine kurulu olan insanlar olarak dogmuyoruz ama boyle yontuluyoruz, sekillendiriliyoruz ve ne yazik ki cocuklarimiz da boyle sekilleniyor.

    gercekten hayal kurmuyoruz, hayal kuramayan insan hayattan keyif alamaz. biz gelecegimizi garantiye almaya calisirken kendimizi unutuyoruz ve bence bize cok yazik oluyor.

  • köpeğimiz asla tut getir oyununu öğrenemedi. attığımız şeyi yakalıyor ama bize getirmiyor. tam tersine alıp kaçıyor bizim onu kovalamamızı istiyor. "getir!" diyorsun getirmiyor. "gel!" diyorsun attığın topu bırakıp geliyor. biz de "herhalde aptal biraz ondan" diye düşünüyorduk.

    aptal olduğunu düşünmemizin bir diğer sebebi de topunu sürekli tv sehpasının altına kaçırması. sürekli salonda tv sehpasının orada oynuyor ve illa ki bir noktada top sehpanın altına kaçıyor. sonra başlıyor ağlamaya. biz de mecburen her seferinde işimizi bırakıp gidip topu çıkarıp ona geri veriyoruz. ama üzülüyoruz tabi bir yandan "ne kadar aptal köpeğimiz var şunun sehpa altına kaçacağını öğrenemedi" diye.

    bugün fark ettim ki köpek bizle tut getir oynuyo lan. o topu atıyo biz getiriyoruz. bunu da bir tek top sehpa altına kaçtığında yaptığımızdan bilerek hep orada oynuyor. biraz oynar gibi yapıp topu ittiriveriyo sehpa altına. sonra iki üç ağlama sonrası biz getiriyoruz. resmen bizim ona öğretemediğimiz şeyi o bize öğretti. sadece tut getir de öğretmedi bir şey nasıl öğretilir konusunda iyi de bir ders verdi şerefsiz köpek.

    şimdi kendimi baya aptal hissediyorum. adi köpek.

  • avukat hanımın aynı eteği bugün de giyerek işinin başına gelmesi gurur vericidir.
    anlamlı, akılcı, kör göze parmak bir mesajdır.
    aksi taktirde, konu dün etek boyu idi bugün başın niye açık demeye yarın kocan yanında olmadan tek başına buraya gelemezsine kadar giderdi bu iş.

  • izmir'in gelişmişliğini gösterir. çünkü kadınlarımız cesur ve bilgili bu yüzden aile içinde şiddet gördüklerinde gidip polise, mahkemeye ve derneklere şikayet edip, yardım isteyebiliyorlar. bu yüzden şiddet oranları yüksek çıkıyor. doğu ve güneydoğu da ise kadınlar cehalet, korku, çaresizliki gelenek ve diğer nedenlerden dolayı şiddet gördüklerinde bunu aile dışında kurumlara (polis, mahkeme vb) anlatamıyorlar. kadına şiddet türkiye'nin doğu bölgelerinde daha çok yaygındır, ancak şikayet etme belirli bir bilinç gerektirdiği için batıda yaygındır. bundan dolayı resmi istatistiklerde batıdaki oranlar yüksek çıkıyor.
    önüne her gelen istatistikleri yorumlamaya kalkarsa da yukarıdaki gibi cahil ve saçma yorumlar ortaya çıkıyor.

  • üç buçuk yaşındaki oğlumun içinde bulunduğu, iki yıldır mücadele ettiğimiz durum. durum diyorum çünkü otizm bir hastalık değil farklılıktır. hastalık olarak değerlendirilmesi için bir sebebinin ve tedavisinin olması gerekir. otizmin ispatlanmış bir sebebi ve kesin bir tedavisi yoktur. en iyi tedavi yöntemi eğitimdir. erken fark edilen ve hemen eğitime başlanan durumlarda otizmi geriletmek mümkündür. hatta bazı otizmlilerde tamamen düzelme dahi görülebilmektedir.

    otizmli bireyin eğitimi uzun bir yol olarak düşünülebilir. yola ne kadar erken çıkılırsa o kadar çok mesafe kat edilir. durum fark edilir edilmez vakit kaybetmeden psikiyatra başvurulmalı ve derhal bir özel eğitim merkezine müracaat edilerek eğitime başlanmalıdır. erken teşhis çok önemlidir. bazı vakaların erken teşhis edilmesi zordur. bilhassa yaygın gelişimsel bozukluk tablosunun fark edilmesi uzun zaman alabilir.

    anne babalar şu farklılıkların tamamını ya da bazılarını gözlemlediklerinde derhal harekete geçmelidir. otizm yelpazesinin içinde bulunan bir çocuğun eğitimsiz geçen her günü ciddi bir kayıptır.

    - göz teması yok veya çok az ise
    - ismi söylendiğinde dönüp bakmıyorsa
    - genellikle kendi kendine vakit geçirme isteği varsa
    - ışıklı objelere, dönen nesnelere çok uzun süre bakıyorsa
    - aşırı hareket veya aşırı hareketsizlik varsa
    - kendi etrafında dönüp duruyorsa
    - ip, kablo, kemer gibi nesnelerle saatlerce oynuyorsa
    - sık sık sebepsiz yere gülüyor veya ağlıyorsa
    - öfke nöbetleri ve sindirim problemleri varsa
    - dokunulmaya karşı aşırı tepki veriyorsa
    - duyguları ve yüz ifadelerini anlamada sorun varsa
    - bir yaş civarında anne, baba, mama gibi kelimeler yoksa
    - yaşıtlarına karşı tamamen ilgisizse
    - oyuncaklarla anlamlı oyunlar oynamıyorsa (mesela arabayı sürmek yerine tekerleklerini çevirmek gibi)
    - rutine bağlı kalma isteği varsa (markete hep aynı yoldan gidip gelmek gibi)
    - isteklerini sözlü olarak veya işaretle belirtmiyorsa

    vakit kaybetmeden hemen bir çocuk psikiyatrına başvurulmalı, hekimin kanaati çocuğun otizm risk grubunda olduğu yönünde ise derhal özel eğitime başlanmalıdır.