ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
balıkesir'de kaportacılık yapan vatandaşın isyanı
-
filistin bayrağı alıp konvoya katılsaydı ceza yemeyecekti halbuki. şans işte.
filistin protestosu serbest, çocukların karnını doyurmak yasak.
fakirliğine bakmadan çocuk yapan insan
-
rızkı veren allah'tır der. genelde o rızık gelmez. çocuğa yazık olur.
doktor jivago
-
ayn rand ın we the living romanina oldukça benzettiğim film.
mevsimler değişirken çalan müzik muhteşem. konu inanılmaz insalcıl . izlerken o kötü koşullarda bile kitap okuma yada kültürle ilgili ihtiyaçları olmasına şaşırdığım aynı zamanda imrendiğim karakterler içeren film.
http://www.imdb.com/title/tt0059113/
şebnem paker
-
uzun süredir müzik öğretmenliği yapıyor diye biliyorum. yani devlete kapak attığı falan yok, müzik öğretmeni olarak yaşamını sürdürmeyi tercih etmiş.
1 temmuz 2016 adana'da canlı bomba paniği
sigmund freud
-
"insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi ve sevmemeyi öğrenirler. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir. " diyerek duyguların körelmesini;
"insanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar." diyerek sorumluluk almanın ne kadar önemli olduğunu;
"özgürlük insanlara medeniyetin bir armağanı değildir. hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü." diyerek kendimizi soktuğumuz kalıplar/durumlar ile özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığımızı;
"ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın." diyerek de kendini tanımanın her şeyin başı olduğunu anlatan bilim insanı.
behzat ç.
-
akbabuş'la nazlı arasında geçen
-yanıma gel.
-orası tek kişilik.
-o zaman üstüme gel. ağırlığını hissetmek istiyorum.
diyaloğunun neresi komik anlamadım. bence acayip ince ve duygusal bir sahne o. genç yaşta tecavüze uğramış, sonra sevdiğinden koparılıp yıllarca başka tecavüzlere uğraması için başka yerlere sürüklenmiş bir kadının sevdiği adama yıllar sonra kavuştuğunda birbirlerine hala dokunamadıklarını ama kadının onca travmasına rağmen sevdiği adamı fiziksel olarak hissetmek istemesi bence çok iç parçalayıcı bir şey. birinin yanında uzanması; onun kokusunu, tenini, ağırlığı hissetmek; bunun neresi komik bre gafiller?
18 nisan 2022 galatasaray yeni malatyaspor maçı
-
ev sahibi takımın yönetim kurulu yok. kongrede devrildi. seçime gidiyor.
deplasman takımının yönetim kurulu yok. istifa etti. seçime gidiyor.
maçı yönetecek hakemin bağlı olduğu kurul istifa etti. haftaya atanacak hakemleri kim atayacak, belli değil.
ligi organize eden federasyonun başkanı istifa etti. kongre ne zaman, adaylar kim belirsiz.
sahada hakem auta giden topa gol verse, itiraz edecek taraf yok, itirazın muhatabı kurul yok, başında federasyon yok.
sonra diyorsun ki, bu yayıncı kuruluş ihalesi neden bir türlü son bulamadı? neden bu kadar az para veriliyor? bence kim para verdiyse kabul etsinler. gerisini düşünmesinler.
senden harika baba olur diyen kız
-
bana ilk tanışdığımız günlerde bunu söyleyen kişiyle 5 yıl kadar ilişki yaşadım, sonrasında evlendim, evlendikten 3.5 yıl sonra boşandım. kendisinin çeşitli beyanlarından aşağıya parçalar bırakıyorum;
"senin en kötü özelliğin kanaatkarlığın"
"hiç hırsın yok"
"bir şirkete bağlandın mı, oradan devam ediyorsun, isteğin yok vizyonun yok.
"kendini sürekli eziyorsun, aşırı alçak gönüllüsün, kendini göstermiyorsun"
vs.
bugün gündelik hayatın bir çok konusunda ters düşer durumdayız. 6.5 yaşında bir oğlum var. velayeti annesinde.
hakkımda bugün itibariyle söylediği olumlu tek şey şu sayılır: "sen çok iyi bir babasın"
sonuç olarak: "babalık" vasfı, babalık vasfıdır. başka kulvarlarda size yardımcı olmayabilir. haberiniz olsun.
celalettin cerrah
-
allah da kendisini yaratmış ama takip etmemiştir. biz bişey diyo muyuz?*
buse terim
-
insanlar kendisinden nefret ediyorsa, dönüp kendisine baksın.
fatih terim'in kızı diye, yahut babası zengin diye kendisinden nefret ettiğimizi düşünenler var. amk bu "zengin nefreti işte, kıskanıyorlar :(" fikrini ilk ortaya atanı evire çevire dövmek lazım.
fatih terim'e en yakın örnek, mustafa denizli. neden selin denizli'den nefret etmiyoruz? onu geçelim, sözlükçe en antipatik ünlü yarışması yapılsa ilk üçe girecek hülya avşar'ın kızından niye nefret etmiyoruz? o kadar olayı kavgası bilmemnesi oldu. "yazık çocuğa sefil oluyor" ekseninde yorumlar dışında yorum çok nadir geldi. nil karaibrahimgil neden suavi karaibrahimgil'in kızı, yahut selami karaibrahimgil'in yeğeni değil de, nil karaibrahimgil? yahut neden "serdar erener'in karısı" diye anılmıyor? moda sektöründen örnek verelim, ivana sert dediğin sıradan bir mankenken şimdi modacı oldu. neden yurdal sert'in eski karısı değil de, yurdal sert ivana sert'in eski kocası? buse terim neden seren serengil'in öztürk serengil'in kızı olmaktan sıyrıldığı kadar bile fatih terim'in kızı kimliğinden sıyrılamıyor?
şüphesiz ki, buldumcuk, görgüsüz ve ne oldum delisi olmasaydı, kendi çapında bi başarı elde edip bunu başarabilirdi. henüz çok geç değil belki bunu aşar. ama hiç zannetmiyorum. zira bikaç sene sonra kendisini fatih terim'in kızı yerine x'in karısı şeklinde tanımadıkça, bundan kurtulacak gibi değil. birilerinin bir şeyi olmadan bir şey olabilecek bir insan olsa, emin olun olurdu.