hesabın var mı? giriş yap

  • sinir yatıştırıcı program.

    ahmet çakar : kennedy'nin karısının adı ne ? bilir misin sinan?

    sinan engin : evet hocam biliyoruz, bilmem ne kennedy işte.

  • "düşünen adam heykeli avrupada üniversite bahçesinde bulunurken, bizde aynı düşünen adam heykeli deliler hastahanesinde bulunmaktadır."

  • keşke 'en büyük hayalim türk milli kadın basketbol takımımızla dünya şampiyonu olmak' filan deseydi.

    başörtülü, başörtüsüz diye ayırmasa çok güzel olacakmış.

  • turgut uyar'ın kendisine karşı olan büyük tutkusunu o da anlamamış.

    “..turgut beni her an elinden kaçıracakmış gibi gereksiz bir kaygıyla yıpranacak, ben de hiçbir rekabetin söz konusu olmadığı bir alanda boyuna birinci seçilmekten yorulacaktım…”

    biz hep birinci seçeriz, siz yeter ki yorulmayın..

  • "arkadaşlar tatilden döndüm sansınlar diye omzuma dokunmayın olum acıyor diyorum noldu la baban mı dövdü diyolar. fakirlik kanıma işlemiş arkadaş"

  • hz. muhammed gibi kutsal kabul edilen sahislara edilen hakaretlerin tck'daki "toplum barisini bozmaya elverislilik" kriteriyle suc olarak kabul edildigini ve bu konuda mahkemelik olup ceza almaniz icin kendisinin ya da bir varisinin dava acma gerekliligi olmadigini,

    ataturk'un ise bonus olarak onu koruyan kendine ait yasasi oldugunu, kendisinden "bu adam" diye bahsetmenin hakkinda dahi verilmis ceza karari oldugunu,

    o yuzden bu kategorilere giren hakaretlerin basinizi kolaylikla belaya sokabilecegini

    biliyor muydunuz?

    --eksi sozluk genel kultur bakanligi, "turkiye gercekleri" serisi cilt 1

  • insanların kafa dengi tanımı nedeniyle çok yanlış anlaşılan eylem.

    kafa dengi olmak demek, sadece aynı şeylerden hoşlanıp, aynı görüşe sahip olmak, sürekli dip dibe yaşamak demek değil/değilmiş.
    bunu yaş biraz ilerledikçe anlıyorsunuz.

    asıl olay şu; ortak olmayan zevklere saygı duymak. asıl kafa dengi tutum budur.
    zaten birlikte zaman geçirmek veya geçirmek istemek iki insanı birbirine bağlayan isteklerden biri.
    ancak bu birlikteliği yürütmek için yeterli olmuyor. çok iyi anlaştığını düşünerek evlenen insanlar bir süre sonra neden boşanıyor? çünkü, birlikte yapılmayan aktivitelere saygı duymuyorlar.
    sırf evli oldukları için her şeyi birlikte yapmak zorunda hissediyorlar. sanal bir iyi anlaşma durumu bu.

    ilk zamanlar katlanılabilir geliyor insanlara. hoşuna gitmese de ses çıkarmıyor ama evlilik ilerledikçe eleştiriler hatta hakarete varan sözler söylenebiliyor.
    "evlenmeden önce böyle değildin, evlenmeden önce daha iyi anlaşıyorduk "
    hayır! aslında anlaştığını sanıyordun. anlaşmıyordun, katlanıyordun.

    bir insanla gerçekten kafa dengi olup olmadığınızı anlamak istiyorsanız, sadece birlikte vakit geçirirken olan tutumuna değil, ayrı ayrı vakit geçirirken olan tutumuna bakın.
    daha iyi bir evlilik yapmış olursunuz.

  • fiyatları arasinda ortalama 1 lira olan yerli uretim ile ithal ürün kiyaslamasi. ben nedense yerli ureticilerin amaclarinin, kalkinmayi tetikleyici ya da dunya pazarina giriş atilimindan ziyade var olan piyasadan kaniksanmis ithal fiyatlarla en yuksek kari kazanmak oldugunu dusunuyorum. yanlis dusunuyor da olabilirim tabii. simdi bu mevzu bahis findik kremasinin demirbasi findigi yeterince uretiyor muyuz? evet. hani su ureticinin kilosunu 10 liradan satip marketten 70 liraya aldigin findik. heyecan ariyoruz galiba ki ihrac ettigimizi geri ithal ediyoruz islenmis olarak. neyse, seker pancarı da ic anadolu'da yeterince var mi? var. geriye kaliyor kakao, ki bu da dunya geneline guney amerika'dan ya da afrika'dan ihrac ediliyor. simdi kardesim, bu urunun 3 ana bileseninden 2'sini yeterince uretiyorken neden markette nihai urunun fiyati ithal urunle ayni? bunda da mi otv var, nedir? yap bakalim arada dramatik bir fark sonra nutellanin talebi nasil dusuyor gör.

    edit: ozelden aksi yonde fikirlerini paylasan arkadaslara tesekkurler.

    edit: arkadaslar tamam sagolun ogrendim manisada nutella fabrikasi varmis, en buyuk findik tedarikcisiymis vs vs.

  • zaman zaman tuhaf çalışan monologlarına tanık olduğum hazır yemekçi.

    geçenlerde bir şubesinde sipariş ettiğimiz hamburgerler 15 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. kasadaki kız en sonunda "siz gidin; ben masanıza getiririm" diye bizi gönderdi.

    elinde hamburgerlerle geldiğinde gecikmenin sebebini sorduk. kız aynen şöyle dedi:
    "valla ben de bilmiyorum ki... dalacam bigün hepsine zaten!"