ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ankara'da gaziye terbiyesizlik yapan ego şoförü
-
melih'in askeridir. akp mitinglerine adam taşır otobüsü ile.
en kötü ihtimalle türkiye'deyim
-
çok kafana takıp üzülme reis, zamanı gelince ingiliz gemisiyle kaçarsın.
ebru gündeş'in 400 bin tl'lik kışlık alışverişi
-
bizdeki kışlık hazırlık 15 kg menemenlik domates, kurutulmuş biber ve turşu malzemeleri olarak 150 -200 tl ancak tutmuştur. bu işten de karlı çıktık.
(bkz: allaha şükür)
metro'da kızın biri tarafından boyundan öpülmek
-
(bkz: toplu taşımada uyumak)
şeb-i arus biletlerinin 235 tl olması
-
zenginsen, ne olursan ol gel; fakirsen, sen gelme ulan ayı.
sizce uzay milyarlarca dolar harcamaya değer mi
-
''uzun vadede her medeniyet uzaydaki etkilerden dolayı tehlike altında olacaktır. varlığını sürdüren her medeniyet uzay yolculuklarına çıkmak zorundadır, sırf romantik olduğundan ya da keşfetme arzusundan dolayı değil, ama düşünülebilecek en mantıklı şey için: hayatta kalmak. eğer uzun vadeli hayatta kalışımız tehdit altındaysa, türümüze olan temel sorumluluğumuz diğer dünyalara seyahat etmektir. ''
(bkz: carl sagan)
''insan türünün -uzaya yayılmadıkları sürece- bir sonraki bin yılda yaşayacağını sanmıyorum. tek bir gezegende yaşamı sonlandırabilecek çok fazla kaza gerçekleşebilir. ama ben iyimserim. yıldızlara ulaşacağız.''
(bkz: stephen hawking)
''şimdiden yaşamı dünya’nın ötesine taşımamız oldukça önemlidir. bu dünya tarihinin dört milyar yıllık sürenin sonundaki ilk imkanımız ve bu pencere uzun bir süre boyunca açık kalabilir -ki öyledir diye umuyorum- ya da kısa bir süreliğine de açık kalabilir. tedbirli olmalıyız ve şimdiden bir şeyler yapmalıyız.''
(bkz: elon musk)
''uzay araştırmasına katılmayan uluslar, bu teknik devrim karşısında ezileceklerdir.''
(bkz: erich von daniken)
''dinozorlar yok oldu çünkü bir uzay programları yoktu.''
(bkz: larry niven)
''bir gün insanoğlu, tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek; belki aydan bile haber yollayacaktır. bu mucizenin tahakkuku için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. gelişen teknoloji, bize daha şimdiden bunu müjdeliyor. bize düşen görevse batı’dan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.''
(bkz: mustafa kemal atatürk)
beşiktaş
-
dayı takımı.
her ailede en çok sevilen bir dayı vardır ve o beşiktaşlıdır.
bitkiler
-
dünyanın hemen hemen her yerinde bulunan bu ökaryot canlılara tam bir krallık diyebiliriz.boyutları tek hücrelilerden tutunda en uzun ağaçlara kadar değişir. işte bu koca krallıkta bilinen yaklaşık 380.000 bitki türü varken keşfedilmeyenler ile birlikte bitkiler dünyada bulunan canlılar arasında yüzde 82 ile en kalabalık grubudur.
peki dünyanın oluşumunda ki bu galaktik zaman diliminde bitkiler nasıl ortaya çıktılar.
yeryüzünde yaşamın evrimi yaklaşık 4 milyar yıl önce başlamıştır. bu süreçte, önce basit, tek hücreli organizmalar ortaya çıkarken, daha sonra ise bu organizmalar giderek daha karmaşıklaşmıştır. bu karmaşıklaşmanın bir sonucu olarak da, yaklaşık 500 milyon yıl önce, ilk bitkiler evrimleşmeye başladı diyebiliriz.
bu yazdığım şeyleri nereden mi biliyoruz; tabii ki fosil kayıtlarından, bilim adamları fosil kayıtlarına inceleyerek. trilobitler*, ammonitler* ve deniz kestaneleri gibi en iyi korunmuş örneklerden, evrimin biyolojik tasarım yelpazesini, evrim tarihinin en erken dönemlerinde elde edildiği sonucuna varmışlardır. bu da evrimsel soyların erken dönemde daha yüksek bir yenilik kapasitesine sahip olduklarını ve bu ilk coşku aşamasından sonra adaptasyona sadık kaldıkları yönünde hipotezlere yol açtı. aynı şey bitki krallığı için de geçerli miydi?
bunun içinde fosiller bize rehberlik etti diyebiliriz. çalışmalar baktığımızda dünya ilk aşamada cehennem diye tabir edebileceğimiz bir ortama daha çok benzemekteydi zehirli gazlar, asidik ve aşırı tuzlu sular işte bunların içerisinde adaptasyonun kralını yapan organizmalar şekillenmeye başladı.
bitkileri var edecek canlılar şekillenmeye başladı diyebiliriz. bu bizim için tok yapıyı
ışıkla birleştirip bizim şu an fotosentez yapabilen ilk tek hücreli bakteriler olan siyanobakteriler ilk defa yaklaşık 3.5 milyar yıl önce evrimleşip ortama katıldılar. ve daha sonra sayılarını iyice arttırarak bizlere trilyonlarca fosil bırakıp ahanda bende bu devirde yaşıyorum gardaş dediler.
bu bakteriler günümüzde soluduğumuz oksijeni üretmeye başladılar o kadar çok ürettiler ki bazı diğer canlılar bu oksijenden zehirlenip yok oldular diyebiliriz. bu aşamada oksijenli solumun dediğimiz mekanizmalar türemeye başladı. daha sonra ökaryot dediğimiz bizi bu günkü geleceği oluşturacak hücre modelleri evrimleşmeye başladı.
bu çok tehlikeli ortama bir iş birliği lazımdı ve bazı organizmalar iş birliği yapmaya başladı biz buna (bkz: endosimbiyotik teori) diyoruz. yani kısaca iki hücre birleşerek biri diğerinin bir organı/organeli haline geldi. işte başta söylediğim siyanobakteriler serbest olarak işlev görmekten çok, diğer hücrelerin içerisinde bir organel olarak işlev görmeye başlamışlardır.
bu sayede yeni oluşan hücre tipleri doğaya karşı daha güçlü bir şekilde tutunmaya başladı ve milyonlarca yıllık evrim sonucunda da siyanobakteriler, diğer hücrelerin bünyesinde kloroplastlara evrimleşmişlerdir. ve günümüz bitkilerini oluşturacak arketip aşamaya girmiş oldular.
bu arketipler 3 ila 1.2 milyar yıl öncesi arasında evrimleşerek tek hücreli ökaryotik yeşil algleri oluşturdular. ilk aşamada okyanuslarda kümeleşmeye başlayan bu algler (bkz: kambriyen patlaması) dediğimiz dönem öncesi evrimin onlara gösterdiği çok hücreli yola doğru girerek ilk bitkileri oluşturdular.
su içinde yaşayan daha çok yosunlara benzeyen bu canlılar bundan 450 milyon yıl önce, ordovisyen dönemi'nde ilk defa karaya çıkmaya başlarlar ve sonucu herkes biliyor.....
son:ilgili şarkı
kaynak:1,2,3
50 kuruştan az para üstüne tenezzül eden insan
-
öğrencidir. 5 kuruşun bile hesabını yapar, babasının parasını yediğinin farkındadır, alın terine saygısı vardır. yata yata kıç büyütenlerin de bunu anlayamayacağının farkındadır.