hesabın var mı? giriş yap

  • e olm e hadi benim param var altın aldım sen niye ampir ampir konuşuyorsun etrafta derse ne diycen?

  • neden efe aydal roleplay gibi konuştuğunu anlayamadığım yeni ölü ya da sakat adayımız. şimdiden rahmet ya da şifa diliyorum flash tv reis.

  • hemen derdini zikeyim butonu diyeceksiniz ama dinleyin once.

    1: abbas sakir'in nisanlisina goz dikmis durumda. sevsin sevmesin gariban olsun ama ne olursa olsun yengesi durumunda.

    2: ictikleri gece sakir'in kiz kardesi odasina geliyor ve abbas yine yakalanacagiz diyor. odasindan tekme tokat kovmasi lazim. ama abbas gidiklamasindan memnun gibi zaten raki masasinda kizin opucuk atmasina da mal mal bakiyor. tersleme, tepki de yok. adam sana is ve oda vermis. adami seversin sevmezsin o ayri ama yaninda kaliyorsan bu konuda yanlis yapmayacaksin.

    3: bir sahnede sakir icin gulmeyin cocugunuz da boyle olur allah korusun diyor. ve minibusu alir almaz sakir'in kopyasi oluyor. yani kinadigi, elestirdigi topluma zararli gordugu sakir'in birebir kopyasi oluyor.

    4: taksit getirme sahnesi var, o kahvede garibanlarin icinde parayi verirken, 2 aylik pesin mi versem, neyse parasi olan var olmayan var gibi laf ediyor. igneleme sakir'e ama toplumun icinde ve o garibanliktan gelen biri olarak yaptigi terbiyesizce.

    4: minibusu gasp etmesi de var. anlasma sartlari belli. neyse bunu gormezden gelelim.

    5: kisisel hirsiyla yolcu alacagim diye ani makas atmasi var ki yolcularin canina mal olabilir ya da sakir'in eski nisanlisinin yerini kimseye vermemi de ayri bir olay. acgozluluk ve hirs var.

    6: ve en onemli serefsizliginden biri. nazli sakir'i sevmiyor ve babasinin zoru, evden gitme istegiyle evlenmeye niyetli ama kizin abbas'ta da gozu yok. sartlar geregi belki de kendi dedigi gibi bir yuvam olsun, kocam para getirsin mantigiyla evlenmek istiyor. abbas bunu bilmesine ragmen tek tarafli bir askla kizi dugunden kaciriyor.

    7: son soz yani abbas bukalemun gibi bir karakter. parayi bulup degisebilen, geldigi yeri unutabilecek bir karakter. sevdigi kiz icin ben bunu seviyorum diyebilecek bir karakterde degil, firsat kollayan, firsatci bir tip. sessiz ve cakal. arada laf dinleyen, karisan. ben bu filmi yonetmen sinan cetin'e de bagliyorum. adam kendinden cok sey katmis. cogunlugun ceyyar sakir'i tuttuguna da eminim bu konuda.

    edit: arkadas uyardi ayrica secdigi kiz iceride sevisirken nobet tutup, sakir'in zamparaliklarini gormezden gelip ortemeye calidan bir tip

    benzer bir baslik varmis simdi gordum. gercekten baktim cunku cok gorunen bir karakter abbas. kusura bakmayin.

  • yarışmacılardan birinin marketten aldığı hazır sufleyi yaptığını sandığım skandal. meğer olay bambaşkaymış ve televizyonda gördüğü her şeyi gerçek sanan insanlar hala aramızdaymış.

  • joseph s. nye tarafından yazılan bound to lead*adlı makalesinde kavramsallaştırıldı. 2004 yılında çıkan soft power*kitabı hem the new york times tarafından irdelenip, hem de amerikan yönetimine getirilen eleştirilerde amerikalı karar vericilere sorulan sorularda kullanılınca popülerleşti. erdal şafakbile dilinden düşürmüyor, düşünün artık.

    aslına bakılacak olursa sentetik bir kavramdır. vurgusu kabaca bir ülkenin dış politika hedeflerinin ikinci taraflarca meşrû görülmesine dayanır. başka bir ifadeyle 'başarılı diplomasi' derken de soft power kavramı yokken dahi referansımız kavramın kapsamını içerecek niteliktedir.

    demektedir ki, demeye getirmektedir daha doğrusu, sn. nye "abd bosna'yı ıskaladıktan, rwanda'yı salladıktan, afganistan ve irak'a girdikten sonra kimse abd'nin dış politika hedeflerinin taraf ülkeler için de arzu edilebilir bir sürecin itici gücü olacaktır teranesine inanmaya hevesli değil. çinli öğrenciler tiennenman'de özgürlük heykeli'nin maketini taşıyorlardı on altı yıl önce, şimdi para verseniz taşımazlar..."

    wallerstein gibi, şimdilik "hard power" (askeri güç, ekonomik yaptırım, iktisadî azmanlık, uluslararası örgütlerdeki etkinliğin pazarlanması ..vs) ile işlerini yürütebilen abd bilmelidir ki bu hard'ın da bir tükeniş noktası olması kaçınılmazdır.

    soft power teriminin popülaritesi kavramın açıklayıcı gücünün olmasından değil abd'nin konjonktürel durumuna bir vurgu yapması yüzündendir kanımca. instant consept

  • söylendiğine göre seçim zamanı herhangi bir işe alım ilanı verilmeden alınan fazlalık personelin işten cikarilmasidir.

    bülent turan, işçilerin bu cumaya kadar beklense 6 ayları dolacağı için tazminat alacaklardı ondan şu anda işten çıkarıldı demiş..

    https://odatv.com/…19_08/2019_08_30/fwedcwedwed.jpg

    edit: murat ongun aciklama yapmış..
    "ibb’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler 2 seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır."

    "2500 civarı yapılan toplam alımdan, şehit ve gazi yakınları, engelli çalışanlar, vefat eden personelimiz yerine alınan 1. derece yakınları, devam eden projelerde görevi olan çalışanlarımız işlerine devam etmektedir. kamuoyuna saygı ile duyurulur"

    https://twitter.com/…tatus/1167365390005100544?s=19