hesabın var mı? giriş yap

  • bkm kadrosundan birilerinin olduğu ve internet fenomenlerinden herhangi bir şahsın bulunduğu hiçbir filmi izlemem. çünkü onlar film degil komedi skeçlerinin uzatılmış halleridir, 'filmsi' dirler.

  • uzun yazıcam goygoysa goygoy..

    bu derneğin üyelerinin geçmişinde dersanelerde, etütlerde akşam vakti florasana maruz kalma depresyonu geçirmiş olma ihtimali yüksektir. yok teğet kiriş, yok iç açı, huop burdan hayali çizgi çekiyoruz, aha ikizkenar üşgen çıkıyor..

    hava kararmış beşte.. saat olmuş yedi.. tepede beyaz lamba, ortada beyaz tahta, duvarlar beyaz, hocanın önlüğü beyaz, öndeki melisin sütyeni beyaz.. ulan sanki ariel ultra reklamı çekiyoz ak..

    o yüzden üniversitede beyaz ışık zaafımı bildiğimden sarı ışığa yöneldim. ibne de olabilirdim. hafif atlattık yani. hep ergenliğin bokları bunlar.. velhasıl ders çalışma ortamı geniş olacak bi kere, ben final zamanları salona el koyardım. ayrıca ışık faktörü çok önemli. kuvvetli sarı ışık benim tercihimdi, bursa gazcılar caddesindeki elektrikçilerde 200w akkor lamba gördüm geçerken, dedim aha bu işte.. dükkandaki çırak abi camiye mi alıyosun dediydi.. bi de manavlar takıyomuş bunlardan tezgaha. he he dedim 3 tane aldım evdeki avizeye. linktekiler:

    http://turkish.alibaba.com/…nt-bulb-1163582438.html

    eve gelince uyandım ki ya bu ampuller diğerlerin iki misli boyutta, bildiğin ayı taşşağı kadar.. tavandaki avizeye bıraktım takmayı, ucu bile girmiyor. neyse taşları sök avizenin demirleri kes, valideden bi araba laf ye.. ama kararlı olmak ve yapmak esastır. gören sanki ali sami yen'e ışıklandırma kuruyor zanneder..

    salon 6x5.5 ebatlarında büyük değil, 3x200 lük lambaları da takınca ağır mı gelecek diye merak ediyordum. o ilk deneme anını hatırlıyorum hala .. ikili anahtarı aynı anda basınca tuhaf bir şey oldu, tarif etmek zor. her yer böyle yanıyor gibi, koltuklar, halılar.. acayip bir cayır cayır hissi yani.. (bkz: yanıyosun fuat abi)

    o lambaları vize-final dönemi gelince takıp, bitince çıkarmak artık ritüel mi desem, totem mi desem saçma salak şeyler hakkaten. ama kendini iyi hissediyorsun önemli olan bu. o üç lamba adamı fakülte birincisi* yapıyor icabında.. isteyen denesin.. elektrik faturası yaz okulu parasından az gelir, ha yoksa aynı dersten beraber kalıp manitayı boş eve atacaksan, o zaman da bu lambayı duvara yansıtacaksın bir sistemle.. artık masa lambasını mı ters tutarsın, ikea dan mı bulursun o sana kalmış. sıfır gölge, güçlü yansıma..
    bebek gibi ciltler.. 5 bira atsan o şekil hatunu göremezsin. yani içkiden de tasarruf ettiriyor..

    hani yiğit buluta ampülü savun deseler benim burda yaptığım kadar yapamaz. valla bu ampul başka diyelim. laf salatasını keselim.

  • hayatın kendisini şaşırtmasına izin vermeyen adamdır.
    uçan inek mi gördü? uçsun abi, bana zararı olmadığı müddetçe uçsun, der ve yürüyüp gider.

  • bir deha olmasinin yanisira, sakaci ve cocuk ruhlu bir adamdi. bir keresinde kiz kardesiyle odada otururken gurultulu bir sekilde gaz cikarip kardesinin disarda patlayan bisey oldugunu sanmasina neden olup kikir kikir gulup egleniyordu.kim bilir bu kadar guzel eserler yaratabilmesinin bir gizli nedenidir belki cocuk ruhu. cok genc goctu gitti, o baska. nadir nadi'nin dostum mozart adli kitabi guzeldir.

  • necati şaşmaz'ın büyük bir hatası var. etrafında da kendisine "hürmet gösteren"lerden başka kimse olmadığı için kendisine söylenmeyen şeyler var. bu diziyi, adı kurtlar vadisi, başrolü necati şaşmaz, günü perşembe, müziği cendere diye herkes tarafından izlenecek zannediyor. bu dizinin ilk 97 bölümü neden izlendi, şimdi yayınlanan saçmalık neden ilgi çekmeyecek, ekşi şeyler'deki kurtlar vadisi konularının yarısının sahibi, başlıktaki en iyi 5 entryden ikisine sahip birisi olarak, biraz da ben anlatayım.

    zafer ergin: 24 sene ankara devlet tiyatrosu, 15 sene istanbul devlet tiyatrosunda oyuncuydu. 60'dan fazla oyunda oynadı. devlet tiyatrosu sanat yönetmenliği yaptı. 1989 yılında istanbul devlet tiyatrosu müdürüydü. kurtlar vadisi projesinin daha sadece ismi varken, oynayacağı belli olan tek isimdi.

    attila olgaç: 11 sene ankara devlet, 25 sene istanbul devlet tiyatrosunda oyunculuk yaptı. 30'dan fazla oyunda oynadı. zafer ergin ile 40 sene önce, 1980'de ankara devlet tiyatrosu'nda kral lear oynuyordu.

    görsel

    baykal saran: tam 48 sene ankara devlet tiyatrosu oyuncusu olarak, onlarca oyunda oynadı. oyunlar yönetti. 1989'da kültür bakanlığının verdiği en iyi oyuncu ödülünü kazandı. adına tiyatro ödülü verilecek kadar seviyede sahne tozu yutmuştu.

    istemi betil: dile kolay, 24 sene tiyatro yaptı. ankara devlet tiyatrosu müdürlüğü yaptı. tiyatro oyunları yönetti. can gürzap ile çetin tekindor ile ayten gökçer ile aynı sahneyi paylaştı.

    tarık ünlüoğlu: 20 seneyi aşkın süre boyunca tiyatro yaptı. trt'de siyah beyaz zamanlarda program yaptı. sadece diksiyonu bile oyunculuğunun kalitesini gösterirken, oyunculuğu muazzamdı.

    sönmez atasoy: 38 sene tiyatro oyunculuğu yaptı, 35 sene tiyatro yönetmenliği yaptı. tarık ünlüoğlu'nun oyununu bile o yönetiyordu. seslendirmede de iyiydi. atatürk seslendirmesi yapmıştı.

    görsel

    adnan biricik: 30 sene tiyatro oyunculuğu yaptı. tiyatro ödülleri kazandı. adam bugün kamu spotu seslendirmeleri dahil, bir sürü seslendirmenin sesi.

    nişan şirinyan: 20 seneyi aşkın tiyatro kariyerinde 20'den fazla oyunda rol aldı.

    kurtlar vadisi'nin şahane deve tuncay'ı, kurtlar vadisi pusu'da hastane müdürü yapılan osman wöber, istanbul devlet tiyatroları müdürüydü.

    görsel

    yazarları ömer lütfi mete'nin tedrisatından geçmişti. konsept danışmanı soner yalçın, 30 sene önce derin devlet yazıyordu. yeşil ile röportaj yapmış, kitabını yazmıştı. zamanında yazdığı yazılar, yaptığı haberler yüzünden aldığı ölüm tehditleri sayısızdı. osman sınav zaten ayrı bir çılgındı.

    haldun boysan, özgü namal, oktay kaynarca, gürkan uygun, yüksel arıcı, nedim doğan dahil olmak üzere birçok ismin oyunculukları okullardan başlıyor. türk dizi tarihinin en psikopat karakteri sefa zengin, dormen tiyatrosunda oyuncu, 3-5 bölümde görülen savcı rolündeki hakkı ergök bile 30'dan fazla oyunun başrolünde oynamış bir ustaydı...

    bu dizinin senaryosu, sadece söylediği aykırı cümleler değil, efsane oyunculukları, çekimleri ile de her yönüyle bir bütündü. cahit'in senaryosu, polat alemdar'ın herkesi vurduğu, hükümet yalakalığının zirvesi bir dizi değildi.

  • öncelikle aya gitmek bizim için oldukça zahmetli bir işti. çünkü aya hemen gitmedik. bu belli aşamalardan sonra gerçekleşen bir sefer idi. aya insan gitmeden önce, insansız uzay araçları ile keşifler yapılıyordu. yani pat diye gidilmedi. insanoğlunun aya gitmek istemesi ile aya gittiği tarih arasında aşağı yukarı dokuz, on yıllık bir süre vardır. tabiki de insanoğlu her zaman aya gitmek istemiştir, ben modern anlamda demek istedim. aya gidilmeye karar verildiğinde aşağıdaki gibi bir diyalog gerçekleşmiş midir? ,

    -+ evet, aya gidiyoruz!. uzay aracını derhal hazırlayın.
    - peki efendim
    + peki kimler gitmek istiyor. hmmm, sadece üç kişi gidecek.
    - ben!
    - ben!
    - ben!
    + tamam sen, sen ve sen. derhal uzay kıyafeti giyin. uzay aracı hazır mı?
    - hazır efendim.
    + peki siz binin ondan geriye sayıp sizi fırlatıcaz.

    tabi ki de hayır. herşey bu kadar oldu bitti olmadı. yirminci yüzyılın başında insanoğlu ay hakkında geniş bilgilere sahip değildi. evet, ay yanıbaşımızda idi ve yüzyıllardır gözlüyorduk. lakin bu insanlı seyahat ciddi bir işti ve hala yüzyıl başında ( 20.) ay hakkında ve insanlı uzay uçuşları hakkında bilgi sahibi değildik. herşey aşama aşama meydana geldi. ilk önce astronotların ineceği yer belirlendi. sonra o bölgeye insansız uçuşlar yapıldı ve her seferde ay hakkında yeni bilgiler öğrendik. astronotların ineceği yerin haritası çıkarıldı, topraklar incelendi, ayın ısısı, atmosferi hakkında bilgi sahibi olduk. ve sonra 5,4,3,2,1,0 ve fırlat!!!!

    bu yazımda üstüme çokta vazife olmayan ama yinede ilgi alanım olan, aya insanlı seferin öncesine yapılmış olan çalışmaları yazacağım. eğer bir yanlışım olursa, bu işin bilginleri beni uyarabilirler.

    uzay çalışmaları ya da uzay çağı sscb'nin sputnik 1 uzay aracını fırlatması ile başlamıştı. çok kısa bir süre sonra abd explorer 1 uzay aracını uzaya fırlatıyordu. hatta explorer'in uzaya fırlatıldığı gün, sputnik 1 uzay aracı atmosfere girerek yanıyordu... tabii benim bu yazıda anlatmak istediğim komple uzay çalışmalarını anlatmak değil. insanlığın aya gitmeden önce bu uğurda yapmış oldukları hazırlıklardan bahsetmektir. tabiki de aya amerikalılar gittiği için sadece onların yapmış oldukları çalışmaları yazacağım. kısacası sputnik ve explorer uzay araçlarının fırlatılmaları ile uzay çağı başlamıştı.

    nasa 1958'de kurulduktan bir yıl sonra hedefini ay olarak belirledi. 1961 yılında başkanlık koltuğuna oturan kennedy bu hedefi benimsedi ve 1969 yılına kadar ayın yüzeyine insan göndereceklerini açıkladı.

    dediğim gibi insanoğlu ayı her zaman gözlemlenmiştir ancak bu uzun bir süre teleskopik bir gözlem olarak kalmıştır. hala ay o zamanlar bir çok noktada muamma idi. madem ki oraya insan göndereceğiz o zaman ayı iyice tanımamız gerekiyordu.
    3 mart 1959 günü pioneer 4 uzay kapsülü aya fırlatıldı. araç 4 mart günü ayın 56.000 yakınından geçti ve güneşin yörüngesine girdi.
    28 mayıs 1959'da bu sefer baker ve able adında iki hint maymunu uzaya gönderildi. sorunsuz bir şekilde 1 saat 33 dakika sonra dünyaya döndüler. bu iki maymun uzaya sorunsuz bir şekilde gidip gelen ilk canlılar oldular. fakat able'ye takılan elektrotlar'ın çıkarılma işlemi sırasında maymun öldü ( 1 haziran). 2 haziran'da ise bakerin vücuduna konan elektrot başarılı bir operasyon ile çıkarıldı.

    abd, surveyor uzay aracını aya gönderdi. araç ayın üzerine yumuşak bir iniş yaptı. bu aya indirilen insan eli ile yapılmış ilk araçtı (1966). bu araç 112.377 resim çekti. bütün resimleri başarılı bir şekilde dünyaya gönderdi. başarısız olan surveyor 2'nin ardından surveyor 3 gönderildi. ayın gündüz bölgesinde iki hafta çalıştı. 6300 fotoğraf çekti ve dünyaya gönderdi. bu fotoğrafların büyük bir kısmı ayın toprak yapısı hakkında bilgi vermek içindi. bu araç yüzey üzerinde araştırmalar yaptı. artık ay hakkında yeni bir bilgi sahibi olmuştuk. ay toprağının deniz kumlarına benzediği anlaşılmıştı.

    tüm bunlar aya insanlı seferler için yeterli değildi. nasa hala apollo görevleri için yeterince bilgi sahibi olmalıydı. bir sonraki adım ayın ekvator bölgesini incelemekti. bunun için beş tane lunar yörünge uzay aracı hazırlandı. hepsinde fotoğraf makinesi vardı.
    lunar orbiter 1 uzay aracının ayın yüzeyinden göndermiş olduğu fotoğraflar, kamera hatasından dolayı bulanık çıkmıştı. ama yine de işler sanıldığı gibi kötü değildi. görevin %75'i tamamlanmıştı. apollon'un inmesi düşünülen bölgenin 41.500 km'lik bölümü, onun yakınındaki 360.000 km'lik alan ve daha uzakta bulunan 2.007. 917'lik alanın fotoğrafları çekildi.

    lunar orbiter 2 ise apollo uzay araçlarının göremeyeceği alanların fotoğrafını çekti. lunar orbiter 3 ise 182 resimle döndü. bu resimlerden 10'u apollon'un ineceği bölgeler idi. bir tane surveyor 1'in resmi idi. lunar orbiter projelerinin 4 ve 5'incsi yakın yörüngelerde ayın fotoğrafını çektiler. lunar orbiter 4, tam 163 fotoğraf, lunar orbiter 5 ise 213 resim çekmişti.
    ayrıca lunar orbiter projesinin bir diğer önemli misyonu ayın yer çekimi ile ilgiliydi. küçük meteorid ve radyasyon verileri topladılar. bunların yörüngesi izlenerek ayın yer çekimi 'nin haritası çıkarıldı.
    ayrıca explorer 35 uzay aracı ayın yörüngesine yerleştirildi. görevi radyasyon aramaktı. çıkan sonuca göre ayın manyetik alanı yok denecek kadar azdı ve radyasyon kemerleriyle iyon kümelerinin olmadığını keşfetti. bu araştırmadan çıkan sonuç şöyle idi: dünya da olduğu gibi ay yüzeyinde de güneşten gelen rüzgarların bütün güçleriyle ay yüzeyine vurmasını engelleyecek bir güç yoktu.

    aya gidilmeden bir yıl önce yani 1968 yılında surveyor 7 aya gönderildi. aynı yılın aralık ayında apollo 8, ay yörüngesinde başarılı bir yolculuk yaptı.
    tabi bu uğurda kayıplarda yok değildi.
    1967 yılının 27 ocak günü apollo projesinin ilk mürettebatı kennedy uzay merkezinde yanarak öldüler.

    kaynak: uzay ansiklopedisi, milliyet, 1991

    işte yukarıda yazdığım gibi aya ha deyince gidilmemiş, onun öncesinde insansız uzay araçları ile planlı bir ay keşifleri yapılmıştır. her bir görevin bir amacı vardı. bilim adamları aya gönderdikleri her araçtan mutlaka ay hakkında yeni bir bilgi sahibi olmuş ve bu sayede 21 temmuz 1969'da saat 01:56'da onun için küçük bizim için büyük bir adım atılmış oluyordu.

  • senaryosunu yazdığı dizide bütün kadınları ilk görüşte kendisine aşık olacak şekilde yazmasından, büyük edebi laflar edip sanatçı triplerine girmesine rağmen vücudunu kullanarak para kazanan , lise mezunu tüm yüz estetik , platin saçlı, kendinden 20 -25 yaş küçük bir kadınla ilişki yaşamasından ve kendisini eleştiren herkese tehditvari yaklaşmasından anlaşılacağı üzere. güzel bir pakedin içine girmiş egolu , sığ bir kişilik taşıyordur.