hesabın var mı? giriş yap

  • araç hızının göreceli bir durum olduğunu belirten fikir varoşlarını ortaya çıkarmıştır. altındaki bmw'ye göre 140 normal bir hızmış, 80 gibi geliyormuş. trafik kuralları belli, hız sınırı belli. nesi subjektifmiş trafikteki hızın. bu varoşlar işte doğduğun büyüdüğün şehrine, boğazına, sahiline geliyor mütahitlik felan türlü türlü cinliklerle kısa zamanda zengin olup üst kimlik kazandığını sanıp senin huzurunu kaçırıyor. geçen gün caddebostan'da son model bmw'sinin camını açıp kola kutusunu fırlatan gördüm. memleket olarak görmüyor ki burayı, gelip fethettiğini sandığı bir yer sanıyor, umarsızca pisliyor. trafik kurallarını bozuyor. kültüründen yaşadığı ezikliği parasıyla kapatıp başkalarına uyguluyor.

  • türk hava yolları covid döneminde iptal ettiği uluslararası uçuşumdaki 2 biletime (yaklaşık 2000 usd) çöktü.

    o iletişim merkezi, vs. çalışmıyor güvenmeyin.

    yıllar sonra biz tüketici mahkemesine başvurduk, umudumuz pek kalmasa da.

    siz bekletmeden bunu yapın..

    malesef eskilerin güvenilir thy si iki kuruşumuza göz dikmiş durumda.

  • bugün bimden aldığım şeyler 99.50 tl tuttu.

    neler mi aldım?
    - bir adet binvezir kaşar peyniri 500g
    - bir adet dost beyaz peynir 1000g
    - 16'lı tuvalet kağıdı (blume)
    - milka çikolata (büyük)
    - 4 ekmek

    bim böyleyse gerisini siz düşünün.

  • şöyle bir örnekle açıklayalım:
    1-0 yenseniz düşme potasından çıkacağınız ligin son maçında, hiçbir iddiası bulunmayan rakibinizden 5 gol yemişken hakemin 18 dakika uzatma işaret etmesidir majör depresyon.
    maç 5-0dır ve önünüzde daha 18 dakika vardır. top çevirseniz zaman geçmez, takımınız 9 kişi kalmıştır ve şeref golü atmanız veya 3 gol daha yemeniz arasında da bir fark yoktur. “bitse de gitsek” diildir yani majör depresyon “lütfen bitsin artık”tır. sahada öylece dolanırsınız ve hakem son düdüğünü çalmak bilmez. çaldığında artık 2. ligde olacaksınızdır. sahadan çekilmenizi engelleyen abuk kuralların içinde öylece son düdüğünü beklersiniz. bazen rakip takım 6.ya 7.ye gider, bazen tenezzül etmezler santraya gitmeye..
    taraftarlarınız ise 3. golde çoktan stadınızı yakmış ve çıkıp gitmiştir.

  • al simons* gizli bir örgütün pis işlerini halleden iyi bir tetikçi olarak hayatını sürdürmektedir. hayatını sessiz ve sakin bir şekilde karısı wanda ile sürdürmektedir fakat gizli işi onu rahatsız etmektedir. sonunda işini bırakmaya karar verir; yeni bir hayata başlayacaktır. tabi tetikçi olmak kolay değildir, bir anda bütün geçmişinden sıyrılamaz insan. bu sebepten dolayı işi bırakmak için ters düştüğü patronu tarafında son görevinde tuzağa düşürülüp öldürülür ve kahramanımız spawn'ın hikayesi burada başlar. öldürdüğü insanlar sebebiyle cehenneme giden al simons burada şeytan ile pazarlığa oturur. karısına tekrar kavuşmak istemektedir ve bunun için herşeyi yapmaya hazırdır. şeytan*ise ayağına kadar gelmiş bu yetenekli savaşçıyı kullanmak istemektedir. onu dünyaya geri göndermesi karşılığında cehennem ordularının başına geçmesini teklif eder. al simons teklifi terddütsüz kabul eder ve bildiğimiz spawn formunda dünyaya yeniden ayak basar.

    bu noktadan sonra spawn'ın hayatında herşey değişmiştir. eski yaşamında ateist olan al simons cehenneme gidip geldikten sonra tanrının varlığını sorgular olmuştur. ayrıca onun için şeytanla anlaşma imzaladığı karısı wanda al'ın eski iş arkadaşıyla evlidir ve çok istediği çocuğa da onun sayesinde kavuşmuştur. karısını, inancını yani herşeyini kaybetmiş bir halde dünyaya dönen spawn bir yandan cehennemin komutanıyken diğer yanda kötülüğe karşı savaş açmıştır.

    spawn çizgi roman dünyasında benzerine rastlanmayacak türde karamsar ve kahramanının varolma çabasını gözler önüne seren farklı bir yapıttır. senelerce yılın en iyi çizgi romanı seçilmiş, çizerleri pek çok ödül almıştır. spawn asla muhteşem bir süper kahraman olmamıştır. halkın arasında boy gösterip gazetelere manşet olmamıştır. o hep kendi kafasına doğru geleni yapmış, her zaman ensesinde nefesini hissettiği patronu malebolgia'ya karşı içten bir savaş açmıştır. bol kavgalı, kanlı, vahşet içeren çizimleriyle ön plana çıksa da spawn içinde taşıdığı duygularla her zaman çarpıcı bir çizgi roman olmuştur. zaten onu çizgi roman dünyasında başyapıt haline getiren de taşıdığı bu duygulardır.

  • valla kendisinin de evladının da hayati tehlikeyi atlatıp iyi olduğu haberine denk geldiğinde resmen gülümsedim ve inanılmaz mutlu oldum. 2 yaşındaki çocuğun 4. kattan beton zemine düşüp sağ kalması mucize evet ama özellikle annenin o yükseklikten düşüp bırakın sağ kalmayı tek kemiğinin bile kırılmaması kesinlikle akılalmaz.

    yaratıcı kesinlikle koruyor anne'leri. ve hep korusun onları ve evlatlarını.

  • akıl ve mantık yoksunu bir bünyenin metrobüsleri korumak adına uydurduğu saçmalık olsa gerek.

    ulan dallama bu otobüsler günde 18 saat çalışmak ve binlerce insanı taşımak için dizayn edilmedi mi? yani görevleri bu... uçaklar da günde 14-18 saat uçuyor. hatta hiç durmadan 18 saat uçan uçaklar da var. çalışma şartları da ağır. kaç bin metreye çık, bilmem eksi kaç derece, basınç düşük, in çık in çık... e iyi o zaman onlar da bozulsun, en fazla düşerler ne olacak ki. böyle mantık olur mu?

    günlerce, aylarca ve hatta yıllarca hem de oldukça ağır şartlar altında hiç durmadan çalışan makinalar var... ama çalışıyorlar... çünkü bu iş için dizayn edilmişler. doğru ekipmanı doğru işte doğru bir şekilde kullanınca arızalar da iyice azalacaktır. ama sen o iş için dizayn edilmemiş makinayı al getir, bozulunca da şartlar ağırdı, hiç durmadan çalışıyordu de... olacak iş mi?

    dediğim gibi bu otobüslerin işi bu. günde 18 saat çalışıp binlerce yolcu taşımak... şartlar bu... ve otobüsler bu iş için dizayn ediliyor. ve onun için 2-3 milyon lira ediyorlar... sağlam olsun, dayanıklı olsun, bozulmasın, ekonomik olsun diye o kadar para veriliyor.

    yahu ortadaki salaklık karşısında dilim tutuluyor... ne mantıksız insanlar var be!

    hastanede yangın çıkar, yoğun bakımdaki hastalar ölür, sağlık bakanı çıkıp zaten öleceklerdi diye açıklama yapar. aynı mantık, daha da doğrusu aynı mantıksızlık...