ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
izlanda milli takımı için karşılama tavsiyeleri
-
havalimanında çantaları 6 saat boyunca aranıp, bu süre boyunca sürekli ali ihsan yavuz tarafından “evet çantalarınızda hiçbir şey olmasa da yine de bir şeyler olabilir” açıklamasına maruz bırakmak olabilir.
aliexpress'ten ıvır zıvır alınan yıllar
-
herkesin çok mutlu mesut bir şekilde çok ucuza siparişler verdiği yıllar. sonra akp bu millet niye mutlu lan diyerek vergi getirdi.
6-7 eylül olayları
-
ataturk'ün dogdugu evin kundaklandığı haberi üzerine ve gazeteci huseyin cahit yalçın'ın uyan ey ehli vatan başlıklı provokatif yazısıyla galeyana gelen halkın 1955 yılında istanbul'da azınlıklara ait olan ev, işyeri mağaza vb.yi yağmalamasıyla oluşan olaylar ki bunlar türkiye genelinin ve istanbul özelinin azınlıklarımızın güvenini kaybetmesine ve akıllarına gelen ilk işin artık bu diyarlardan göç etmek olmasına yol açmışlardır. bu da tabii ki azınlıkların gündelik yaşama kattığı renkleri soldurmuş, azınlıkların kendilerine has kültürleriyle toplum hayatına getirdiği canlılığı, efendiliği, medeniyeti ve gelenekleri yok etmiş bugünkü maganda, kro arabesk, düşük seviyeli hayatı hak etmemize neden olmuştur
evde likör yapımı
-
fıstık gibi bir şey. çeşit çeşit yapabilirsiniz.
en bilineni vişne. aslında yapımı en kolayı da vişne.
o halde gelsin tarif...
şöyle irilerinden bir kilo vişneye ihtiyacınız var. benim gibi deliyseniz tek tek seçmeye kalkıyorsunuz. ne kadar beresiz vişne, o kadar mükemmel likör.
kabuk tarçınınızı da hazır edin. bir kilo vişneye iki ya da üç çubuk yeter. bıçakla ayırın ortadan çubuklarınızı, eğer kararma varsa kullanmayın. tadını bozabilir.
biraz karanfil. mis gibi yapar karanfil likörünüzü.
zencefil! o olmadan olur mu? olmaz!
muskat da ekledim bu sene ben yaparken. valla harika oldu. o yüzden yazın oraya; "muskat"
kakule pek bilinmiyor; değişik bir aroması var. eğer seviyorsanız biraz koyun. 10 - 15 diş yeter ama. çok yakışıyor bence.
(kakuleyi daha önce denemediyseniz, küçük bir dişi demliğine atın. çay size tadı hakkında fikir verecektir.)
azıcık da şeker. anneannem yarım kilo şeker koyardı bu tarife. ben şeker kullanmıyorum. eğer bir sebepten eve girmişse dayanamayıp çok az koyuyorum. şeker kullanıyorsanız koyun siz damak tadınıza göre.
hani alkol? durun durun, yazacağım onu da.
hazır mıyız? başlıyoruz o zaman...
vişneleri yıkadık bir güzel. çekirdeklerini çıkarmadık, saplarını da atmadık. saplar hazır kıta bekliyorlar kavanoza girmeyi. sapları ve çekirdekleriyle birlikte bir kat vişne, bir kat şeker olarak kavanoza yerleştirdik.
- malzeme listesine cam kavanoz yazmayı unuttum. 2 litrelik işinizi rahat rahat görür.-
başladık yerleştirmeye…
bir kat vişne
bir kat sap
biraz tarçın
bir daha aynısı
bu sefer tarçın yerine zencefil/karanfil/muskat/kakule.
serpiştirin işte aralara. çok önemli değil bu kısmı.
böyle böyle, şarkılar söyleye söyleye dizdik hepsini. kapağını kapattık kavanozumuzun, pek de kullanmadığımız bir dolaba yerleştirdik. karanlıkta olması lazım. çok sıcak da olmasın.
bu kavanoz tam iki ay boyunca güzel likörümüze yuva olacak, ev rahatlığı sağlayacak…
ama bu arada boş durmuyoruz, vişnenin suyu her yere dağılsın diye haftada bir kavanozumuzu sallıyoruz.
of of of! iki ay sonra mis likör hazır!
geniş bir kaba güzelce süzüyoruz. taneleri atmayın sakın, yiyin onları sevgi ile.
içine biraz votka ilave ediyoruz. konyak da olur. bak, hangisinden istiyorsanız iyisinden alın mutlaka.
zaten bunun ölçü birimi de sizin damak tadınızda. önce yarım su bardağı kadar koyup çok yavaş karıştırıp tadına bakın. sonra da azar azar ilave edin. her seferinde karıştırıp tadına bakmayı unutmayın. benim gibi bir kere de koca şişeyi boca etmeyin diye diyorum.
sonra da alın likörlüğünüze, türk kahvenizin yanında afiyetle için her gece.
ne kadar kolaymış di mi? :)
afiyet olsun, pruvanız neta olsun! :)
sırt çantasını çıkartmayan ayaktaki yolcu
-
toplu taşıma araçlarının yetersizliğinden şikayetçi olacağına, adamın sırtındaki çantanın kapladığı yarım kişilik alanın derdine düşenleri kızdırır.
(bkz: türk insanı/#31442860)
merkez türkiye
-
küçüklüğümüzden beri bize öğretilen ancak henüz fiiliyatta bi esprisini görmediğimiz "türkiyenin en önemli özelliği jeopolitik konumudur" dalgasının avantaja çevrileceği proje.
yaran okul müdürü sözleri
-
lise yıllarından:(
-evladım tamam anladık her şeyin içine ediyorsunuz..
tuvaletlerin niye dışına ediyorsunuz..
1995 yılından hatırda kalanlar
-
turk popunun zirve yili. pop muzik sevdigim soylenemez ama 95 yili bi baskaydi hakikaten:
mirkelam - her gece
rafet el roman - seni seviyorum
tarkan - kis gunesi
emel muftuoglu - hovarda
sezen aksu - beni al onu alma
candan ercetin - umrumda degil
celik - hercai
ercan saatci - sayenizde
izel - hasretim (denizleri as da gel)
levent yuksel - zalim
grup vitamin - al askini sok gozune
mfö - mazeretim var asabiyim ben
yildiz tilbe - vazgectim
sibel alas - adam
zeynep - inadi birak
pinar aylin - deliler gibi
kenan dogulu - simsiki siki siki
baris manco - müsaadenizle çocuklar
bendeniz - neler olacak
yeni turku - bana bir masal anlat baba
nalan - hadi yarim
burak kut - yasandi bitti
metin arolat - dert degil
suat suna - yalan degil
ferda anil yarkin - sonuna kadar
ebru gundes - firtinalar
kerim tekin - cici baba
secil - uhde
gulay - cesaretin var mi aska
akin - rebeka
ege - delice bir sevda
hakan peker - atesini yolla
yesim salkim - deli mavi
soner arica - derbeder
sibel tuzun - kacin kurasi
aysegul aldinc - beni hatirla
bora oztoprak - seni seviyorum
kayahan - allahim neydi gunahim
hulusi akar'ın putin'i görünce verdiği tepki
lost
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
tatil icin ka$'a gidilir. varis saati gec oldugundan pansiyon ayarlamakla vakit kaybedilmez ve derhal kas maviye dalinir. bar kapaninca uyumak icin arabaya gidilir. arabada uyumaya calisilir ama sicaktan dolayi mumkun olmaz. vietkong arabanin ustune cikar ve uyur.
vietkong durtulerek uyandirilir. 3 adet ekip arabasi ve bir dunya polis arabanin etrafindadir.
polis: beyefendi neden arabanin ustunde yatiyorsunuz?
vietkong: sicak?
polis: ama ihbar geldi, arabanin ustune adam dusmus diye?
vietkong: yok dusmedim. du$sem burasi gocerdi. (dogrulup kaportaya bakar) aslinda biraz da gocmus gibi ama du$sem daha cok gocerdi.
polis: beyefendi kimliginize bakabilir miyiz?
vietkong: tabi, buyrun.
polisler gider, vietkong uyumaya devam eder.
bayram sabahı kahvaltısı
-
bizde dev aile öğle yemeği olarak yapılandır, zaten bayramlaşmaya gelenlere pasta börek değil mutlaka yemek ikram ettiğimiz için o sofra akşama kadar kalkmıyor. birazdan kuzenlerim gelip sarma tenceresinin başına geçecekler, ben de "iki akşamdır ne çilelerle sardım ben onları, hızlı yemeyin kız" diyeceğim, istanbul'da yalnız olan arkadaşlarımı "hadi kalk bize gel ne duruyorsun" diye arayacağım, herkes elinde çeşitli tabaklarla akşama kadar evin içinde dönüp duracak, "tatilde yüzer eritiriz :(" yalanıyla tatlı yiyeceğiz.
bu güzel bir şey, bunu sürdürmek gerek.