hesabın var mı? giriş yap

  • biri nisanli, biri metres hayati yasayan, biri evli 3 kadin konusurken erkeklerine fantezi yasatmaya karar verir, 3u de ayni seyi giyecek ve ne oldugunu birbirine anlatacaktir, kiyafet siyah deri bustiyer, jartiyer ve siyah maske olarak secilmistir,
    2 gun sonra bulustuklarinda once nisanli olan kadin anlatir:

    deri bustiyeri giydim, jartiyeri taktim, maskeyi de takip nisanlima kapiyi oyle actim, beni gorunce "sen benim hayatimin kadiniisn " dedi ve butun gece sevistik

    metres olan da "ben de giyindim, maskeyi de takip, ustume bir pardesu gecirdim, onun ofisine gittim, iceri girip kapiyi kapatip pardesuyu actigimda hicbirsey demeden beni masaya yatirdi ve butun gece sevistik"

    evli olana donerler, o da anlatir "ben de cocuklari anneme yolladim, isiklari kistim, jartiyer ve deri bustiyeri giyip maskeyi taktim, kocama kapiyi oyle actigimda bana "selam batman, bu aksam yemekte ne var?" dedi..

  • nosofobi, herhangi bir hastalığa yakalanmanın aşırı veya mantıksız bir korkusudur. bu fobik bozukluk, basitçe hastalık fobisi olarak da bilinir.

    ayrıca tıp öğrencilerinin hastalığı olarak adlandırıldığını da duyabilirsiniz. bu adlandırma; nosofobinin tıp öğrencilerini, farklı hastalıklarla ilgili bilgilerle çevrili olduklarından öğrencilerin etkilendiği şeklindeki önceki varsayımlardan kaynaklanmaktadır. ancak 2014'te yapılan bir çalışmanın kanıtları bu fikre daha az destek vermektedir.

    çevrenizde çeşitli hastalıklar gördükçe biraz endişe hissetmek doğaldır. ancak nosofobisi olan insanlar için bu kaygı, günlük yaşamlarını etkileyerek bunaltıcı ve yıkıcı olabilir.

    nosofobinin semptomları nelerdir?

    nosofobinin ana semptomu; kanser, kalp hastalığı veya hiv gibi genellikle iyi bilinen ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir hastalık geliştirme ile ilgili önemli korku ve endişedir.

    bu endişe, doktorlar sizi muayene ettikten sonra bile devam etme eğilimindedir. size temiz bir sağlık raporu vermiş olsalar bile, doktorunuzu muayeneler veya testler için sık sık görme dürtüsünü hissedebilirsiniz.

    bu yoğun korku ve endişe, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı fiziksel semptomlara neden olabilir:

    -baş dönmesi
    -mide bulantısı
    -nabız artışı
    -terleme
    -hızlı nefes alma
    -uyku problemi gibi.

    nosofobi ayrıca kaçınmayı da içerir. hastalık hakkında hiçbir şey bilmek istemeyebilirsiniz. bunu haberlerden veya başkalarından duymak endişeyi tetikleyebilir. toplu taşıma araçlarından veya marketler gibi yerlerden kaçınabilirsiniz.

    öte yandan, nosofobisi olan bazı kişiler de, bazı hastalıklar hakkında ellerinden geldiğince öğrenmeyi tercih eder. durum hakkında araştırma yapmak veya hastalık hikayeleri için saatlerini harcayabilir.

    hipokondriden farkı nedir?

    nosofobi, günümüzde hastalık anksiyetesi bozukluğu olarak bilinen hipokondri ile karıştırılır. nosofobi, belirli bir hastalığa yakalanma korkusunu içerirken; hastalık anksiyetesi bozukluğu, hastalıkla ilgili daha genel endişeleri içerir.

    hastalık anksiyetesi bozukluğu olan biri, boğaz ağrısı veya baş ağrısı gibi küçük semptomların ciddi bir şeyin işareti olduğundan endişelenebilir. nozofobisi olan biri herhangi bir fiziksel semptom göstermeyebilir. ancak gerçekten spesifik, ciddi bir tıbbi duruma sahip olduğundan (veya olacağından) da endişe edebilir.

    örneğin; hastalık anksiyetesi bozukluğu olan bir kişi, baş ağrısının bir beyin tümörü belirtisi olduğundan endişelenebilir. nozofobisi olan biri, herhangi bir semptomu olmasa bile, sürekli olarak bir beyin tümörü geliştirme konusunda endişelenebilir.

    ayrıca hastalık anksiyetesi bozukluğu olan kişilerin, güvence için doktorlara ulaşma olasılığı daha yüksektir. nozofobisi olan bir kişi, sağlıklarını veya endişe duydukları altta yatan hastalığı düşünmekten kaçınabilir. ancak bu her zaman böyle değildir.

    nosofobinin nedenleri nelerdir?

    kişinin nosofobi geliştirmesine çeşitli faktörler katkıda bulunabilir fakat çoğu durumda altta yatan net bir neden yoktur. yakın çevrenizden birisinin ciddi bir hastalığı varsa ve komplikasyonları da mevcutsa, aynısının size de olabileceğinden endişelenebilirsiniz.

    bir hastalık salgını ile yaşamak da nosofobiye katkıda bulunabilir. bu durumlarda, hastalıkla ilgili haber görüntülerine boğulabilir ve sürekli olarak arkadaşlarınızdan veya yakınlarınızdan haber almak isteyebilirsiniz.

    son yıllarda uzmanlar, internette sağlık bilgilerine kolay erişimin de nosofobide rol oynayabileceğini öne sürmektedir. bu, o kadar yaygın bir endişe nedeni haline geldi ki, bunun için bir terim bile var: siberkondri.

    ayrıca nosofobi ile ilgili aile geçmişiniz varsa, nosofobi geliştirme olasılığınız daha yüksek olabilir.

    nasıl teşhis edilir?

    nosofobi, günlük yaşamı zorlaştırırsa veya yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahipse teşhis edilir.

    hastalıklarla ilgili endişenizin bir fobi olabileceğinden endişeleniyorsanız, doktorunuzdan randevu alın. sizi fobileri teşhis etme ve tedavi etme konusunda deneyimli bir uzmana yönlendirebilir.

    ayrıca hastalık korkusuyla ilgili bir sıkıntı yaşıyorsanız, bir terapistle konuşmayı düşünün. terapide korkunuzu ele almaya başlayabilir ve bununla başa çıkmak için stratejiler geliştirebilirsiniz.

    tedavi

    belirli fobiler her zaman tedavi gerektirmezken, nosofobi, belirli bir hastalığa maruz kalabileceğiniz herhangi bir yere gitme korkusunu içerebilir. bu; işe gitmeyi, okula gitmeyi veya diğer ihtiyaçlarla ilgilenmeyi zorlaştırabilir.

    terapi, özellikle belirli fobiler için çok yardımcı olabilir. kullanılan iki ana terapi türü, maruz kalma terapisi ve bilişsel davranışçı terapidir.

    maruz kalma tedavisi:

    bu yaklaşım sizi güvenli terapi ortamında korktuğunuz şeylere maruz bırakır. terapistiniz, meditasyon veya gevşeme teknikleri gibi bir hastalık hakkında düşündüğünüzde ortaya çıkan kaygı ve sıkıntıyla başa çıkmak için araçlar geliştirmenize yardım ederek başlayacaktır. sonunda, endişenizi yönetmeye yardımcı olmak için öğrendiğiniz araçları kullanarak bu korkulardan bazılarıyla yüzleşmeye devam edeceksiniz.

    bu maruz kalma terapisi; hastalık salgınları hakkında haber hikayelerini izlemeyi, farklı hastalıklar hakkında araştırma yapmayı veya bulaşıcı değilse, hastalığı olan insanların etrafında zaman geçirmeyi içerebilir.

    bilişsel davranışçı terapi (cbt):

    bir başka yardımcı terapi de cbt'dir. terapistiniz terapiye belirli bir düzeyde maruz kalmayı dahil edebilse de, cbt öncelikle size mantıksız düşünceleri ve korkuları tanımayı ve bunlara meydan okumayı öğretmeye odaklanır.

    hastalık hakkında endişelenmeye başladığınızda, düşüncenizin mantıklı olup olmadığını sorgulayıp yeniden düşünebilirsiniz. mantıksız veya üzücü düşünceleri yeniden çerçevelendirmek kaygıyı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

    nosofobi terapisinin bir başka önemli yönü, belirli bir hastalığınız olmadığına dair güvence arama ihtiyacınızı azaltmaya yardımcı olmaktır. bir terapist, başkalarından güvence almak istediğinizde güvenebileceğiniz daha iyi başa çıkma araçları geliştirmenize yardımcı olabilir.

    ilaç tedavisi:

    spesifik fobileri özel olarak tedavi eden bir ilaç bulunmamakla birlikte, bazı ilaçlar korku ve kaygı semptomlarını azaltabilir ve tedaviyle birlikte kullanıldıklarında yardımcı olabilir. doktorlar bu durumda, anksiyete ve kaygı bozukluğu ilaçları reçete ederek tedavi başlatabilirler.

    kaynaklar: en.wikipedia, healthline, verywellmind websiteleri.

  • bazen metronun yürüyen merdivenlerinden çıkarken bazı çiftler görüyorum. genelde çocuk, kızdan daha uzun tabi. çocuk bir şeyler anlatıyor, kızın gülüşünden çok ciddi olmadığını anlıyorum. ama kız çocuğun gözlerinin içine bakıyor resmen. çocuk ya önüne bakıyor ya da gözleri etrafı tarıyor oluyor ama kız sadece çocuğa bakıyor. en az 7-8 defa denk geldim böyle çiftlere. o an diyorum ki "lan bir erkek bir kızı kendine bu kadar aşık etmek için ne yapmış olabilir?". bunun yanıtını bulamıyorum işte. sonra düşünüyorum, eskilerden kimse bana böyle bakmış mıydı diye...ona da olumlu yanıt veremiyorum. neyse, en iyisi ben işime döneyim, skerler aga...

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • kocasının zenginliğinden ve sürekli para saçmasından yorulduğum kadın.
    o ne kıroluk yavaş be kardeşim.
    abi 20şer küsür milyona iki tane yalı almak nedir, çırağan sarayı'nda doğum günü nedir lan? evinde yaparsın mumlarını üflersin, 3-5 sevdiğin sana saçma hediyeler verir ve dağılırsınız. saray ne kafayı mı yediniz?

    edit: ana adamı içeri almışlar ule?

  • şimdi size hayatınızda görüp görebileceğiniz en ilginç yiyeceklerden biri olan pi dan'dan bahsedeceğim. çeşitli kaynaklara baktığımızda yüz yıllık yumurta, korunmuş yumurta(pek korunmuş sayılmaz ama) bin yıllık yumurta ve üç imparator yumurtası olarak isimlendirilmektedir.

    ayrıca keskin bir amonyak kokusu olduğundan dolayı at idrarına batırılarak hazırlandığı düşünülen bu cengavere tayca khai yiao ma yani at idrarı yumurtaları, yine üzerindeki desenlerden dolayı bazen çam desenli yumurtalar veya çam çiçeği yumurtası olarak da anılmaktadır.

    peki bu yüzyıl yumurtası nereden geldi?
    kesin olmamakla birlikte yaygın olan hikayeye göre yaklaşık 600 yıl önce hunan'da ming hanedanlığı döneminde , bir ev sahibi, evinin inşası sırasında harç için kullanılan sönmüş kireçten oluşan sığ bir havuzda ördek yumurtaları keşfeder ne hikmetse yumurtaları tadına bakar sonra çok huşuna gider. ardından bu yumurtalardan üretmeye başlar fakat bu sefer lezzetlerini arttırmak için tuz ilavesi yapar ve yüzyılın yumurtasının mevcut tarifi ortaya çıkar.bu gün bile hala çin pazarlarında satılmaktadır.

    yumurtaların nasıl böyle bir görünüme büründüğünü baktığımızda kabaca süreci şöyle kabaca anlatabiliriz; yumurtanın sarısı , mevcut hidrojen sülfür ve amonyak nedeniyle kremsi bir kıvam ve güçlü bir tada sahip koyu yeşil ila gri bir renge dönüşürken, beyaz kısmı ise, tuzlu bir tada sahip koyu kahverengi, yarı saydam bir jöle haline gelir.

    fakat genel olarak baktığımızda iki yöntemle yapıldığını görmekteyiz.
    1-geleneksel yöntem
    yumurtaları kaplayacak çamur şu şekilde hazırlanır ilk önce kaynar suda 1,4 kg çayın demlenmesiyle başlar. daha sonra çaya, 1,4 kg sönmüş kireç(kalsiyum oksit), 4,1 kg deniz tuzu ve 3,2 kg yanmış meşe konularak oluşan karışım pürüzsüz bir macun halinde karıştırılır. sonrasında oluşturulan karışımla yumurta hava almayacak şekilde kaplanır en son etrafına da tahıl ve samanla bir katman oluşturulur. böylece ph ve sodyum içeriği artar ortam alkali bir hal alır ve bozulma riskini azaltır ve ayrıca işlemin hızını arttırılır.

    2-çağdaş yöntem
    geleneksel yöntem hala yaygın olarak kullanılıyor olsa da, yüzyıl yumurtalarının oluşumundaki çağdaş yöntem kimyanın modern anlayışı üzerine kurulmuştur, bundan dolayı tarifte birçok basitleştirmeye yol açan kimyasallar eklenmiştir. günümüzde çiğ yumurtaları 10 gün boyunca sofra tuzu, kalsiyum hidroksit ve sodyum karbonat çözeltisinde bekletirler , ardından birkaç hafta plastik kılıflara sarılarak geleneksel yöntemde oluşan yaşlanmanın aynı etkiyi sağlanması sağlanır.

    video

    birde yüzyıl yumurtalarının yapımında yaygın olarak ördek yumurtaları kullanılsa da tavuk yumurtası, kaz yumurtası ve bıldırcın yumurtası gibi diğer yumurta türleri de kullanılır. ayrıca yumurtalar yukarıdaki kullanılan isimleri gibi öyle bin yılda, yüz yılda oluşmamaktadır. bizim evde nasıl bir turşu yapıp da bir kaç ay sonra yiyebiliyorsak bu yumurtalarda bir kaç ay içinde istenilen kıvama gelerek tüketime hazır olmaktadır.

    son olarak bu da tadını merak edenler için gelsin.
    kaynak:12

  • michio kaku’nun geleceğin fiziği adlı kitabında idda ettiği bilimsel bir açıklama.

    bu konuyu uzun süredir araştırıyordum ve az çok fizikle ilgilenen kesmin büyük bir çoğunluğu 2 milyon ışık yılı uzaklıkdaki andromeda galaksisine ışık hızına yakın bir hızda gidilirse kaç yılda gidilir? sorusuna yaklaşık 2 milyon yılda gidilir diyeceğinden eminim.

    bunun öyle olmadığını biliyordum ancak farkın bu kadar büyük boyutlarda olacağı aklıma hiç gelmemişti.

    oncelikle kısa ve öz bir şekilde açıklamam gerekirse evet ışık hızı ile andromeda galaksisine 2 milyon yılda gidilir ama kime göre? dünyada bekleyen insanlara göre. uzay gemisinde ışık hızına yakın bir hızda ilerleyen insana göre zaman çok yavaş akacağından sadece 23 yılda diğer galaksi sistemine ulaşmış olacak. bizlere göre onlarca yıl alan yıldızlara belki birkaç saat içinde gitmiş olacak.

    bugüne kadar çogumuza bu bilginin verilmediğinden adım gibi eminim. çünkü diğer yıldızlara gidebilmek için uzay gemisinde çoğalıp onlarca kuşak sonrası neslimizin ancak ulaşabileceği yerler olarak hayal edildi hep.

    michio kaku’ya göre ramjet füzyonu sayesinde sürekli çalışan 1000 tonluk ramjet motorunun saniye kare başına 9,8 metrelik bir ivme sağlayabilmesi halinde (ki bu dünya’da hissedilen kütle-çekim ivmesidir) bir yıl içinde ışık hızının yüzde 77’sine ulaşabilmesi mümkün.

    bu ramjet füzyonu uzayda her yerde bulunan hidrojen gazını sıkıştırıp elektrik ve manyetik alanlar ile ısıtıp hidrojeni helyuma çevirerek oluşan füzyon.

    kısacası bir motoru güçlü bir şekilde sürekli çalıştırırsanız yavaş yavaş da olsa ışık hızına yaklaşırsınız. hiçbir zaman ışık hızına ulaşamasınız ama gerek de yok.

    einstein’ın görelilik teorisine göre, zaman hızlanan bir rokette yavaşlar, böylece dünyada milyonlarca yıl geçmiş olmasına rağmen, astronotlar bu olaya göre sadece 23 yıl yaşlanmış olacaklar.

  • son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.

  • "mümin çiftçi, küpçüler mahallesi’ne geldiğinde, kırmızı ışıkta duran araç sürücüsü resul ankıt’ın (26) yavaş kalkış yapmasına sinirlendi. aracından inen mümin çiftçi, resul ankıt ve yanındaki davut bilgin’e (29) silahla ateş etti. resul ankıt olay yerinde, davut bilgin ise kaldırıldığı sakarya üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesi’nde yaşamını yitirdi."

    oğlum bu şaka mı? gta mı lan bu? adam kırmızı da yavaş kalktı diye 2 kişiyi öldürüyor biz nasıl ruh hastalarıyla yaşıyoruz? biz harbiden iyi hayatta kalıyoruz bu ülkede.

    tanım: ruh hastasının harman olduğu memlekette yaşanmış olay.

  • bu adamın takım arkadaşı pique, shakira ile beraber. bu ise dünyanın en göz önündeki kulübünde oynamasına rağmen kısmetse olur yarışmacısına yürüyor. tamam yakışıklı olmayabilirsin ama bu nasıl bir vizyonsuzluk aq? git victoria's secret kızlarına yürü reddedilsen de ortamlarda bir şeyler sallar, bayrampaşa çocuğu olduğunu cümle aleme 467326. kez duyurup hayatına devam edersin.