hesabın var mı? giriş yap

  • bir zamanlar kanal 6'nın sık sık yayınladığı, 1995 yapımlı kim basinger ve alec baldwin'in oynadıkları romantik komedi. kim hanım her zaman ki gibi arzu unsuru olma konusunda oldukça başarılı, mafya babasının sevgilisi, şuh bir şarkıcıdır. alec baldwin ise kendi halinde hım-hım bir kimsedir. bunlar film boyunca bir şekilde evlenip evlenip boşanırlar. en sonunda da mutluluğu yakalayıp mesut olurlar. türkçesi yanılmıyorsam "bir aşk dört nikah" gibi bir şeydi.

  • efem bu tipler bakkalı arayıp pirinç varmı diye soracak olsalar,önce ben avukat buyum, ben doktor kemalim, ben profesör moronum çabuk yanıt ver baskısı kurmaya çalışırlar. gereksizdirler.

    -danyal markettt.. dinliyorum
    -market mi? evet ben doktor baturum, kaşar var mı?
    -doktor mu?
    -evet doktor batur önalp iç hastalıkları mütehasısı
    -kardiolog mu yani?
    -onu da kapsar ama uzmanı değilim..
    -neden doktor bey kalp de içimizde bir organ..
    -o uzmanlık ister.. aslında benim hanım kardiolog..bilgilerinden oldukça yararlanıyorum..
    -çok şanlısınız doktor vakur bey..
    -vakur değil doktor batur..
    -ooo çok özür dilerim doktor batur bey..
    -neyse önemli değil iyigünler bakkal..
    -iyi günler efem..

  • bilim sorgulamaların sonucunda var oldu. sorgulanamaz otorite diye bir şey yoktur. sorgulanamayan ve sorgulamanın yasak olduğu alanlardan kaynaklı enformasyonu zaten bilimsel alan içerisine dahil edemeyiz. bu nedenle bilimsel bilgi doğrulanabilir/yanlışlanabilir ve en güvenilir başvuru kaynağıdır. "bilimi sorgulanamaz otorite kabul etmek" gibi bir saptamayı ise ancak bilimsel yöntemin ne olduğunu bilmeyen biri yapabilir.

    edit: yatmadan önce fikrimi yazayım dedim ve ertesi gün bir sürü mesaj geldiğini fark ettim. herkese cevap yazmaya üşendim. bilimsel alanı kendi çıkarları için manipüle eden kişiler varsa bu durum bilimsel yöntemin dogmatik olmasından kaynaklı değildir. tam tersine bu tarz manipülasyonlar ancak bilimsel yöntemle ortadan kaldırılabilir.

    bir yazarımızın önerisi ile "yanlışlanabilir" kelimesi eklendi.

  • 90'lar

    - şu kasetlerini kaldır ortadan
    - onlar disket anne

    2000'lerin başları

    - şu disketlerini kaldır ortadan
    - onlar cd anne

    2000'lerin sonları

    - şu cdlerini kaldır ordan
    - onlar dvd anne
    - ƒ¶^ø¯&;¨&@

  • sikicem şimdi süpermen kıyafetini de sarığını da sakalını da. ya bu herif her defasında şutlanıp aynı fotoğraf farklı takma adlarla dönüyor. yetti

    ekleme: alnında aktroll yazıyor, neye cevap veriyorsunuz hâlâ? ben yazdıklarını okumadım bile. başlığın açılma şekli ve profil resmi yetmiyor mu?

  • yeni yayınlanmış tekrarlanabilirlik sınavından nispeten sınıfta kalmış, çocuk psikolojisi alanının ünlü deneyi.

    1960'larda stanford üniversitesi'nden psikolog walter mischel'in gerçekleştirdiği bu deneyde yalnız başına bir masada oturan ve önüne konulan bir şekerlemeyi 15 dakika yemediği koşulda kendisine ikinci bir şekerleme verileceği söylenen 3-5 yaş arası çocukların, bu şekerlemeyi yeme hazzını erteleyip erteleyemediklerine bakılmış, ve hazzı erteleyebilen (yani freud'a göre ego'nun id'i bastırması da denilebilir) çocukların, diğer bir deyişle irade gösteren, otokontrol sahibi olan, öz-denetim mekanizmalarını çalıştırabilen, ödül almak için var olan güçlü ister duygusundan feragat edebilen çocukların, uzun dönem takip çalışmalarında 15 yaşına geldiklerinde hem akademik başarılarının hem de bilişsel kapasitelerinin irade gösteremeyip şekerlemeyi yiyen çocuklara göre daha yüksek olduğunu iddia etmişti. yani 3-5 yaşında önüne konulan şekerlemeyi 15 dakika boyunca yememe iradesi gösterme ile 15 yaşında akademik ve bilişsel yetkinliğin daha üst düzey olması arasında bilimsel/istatiksel ölçekte anlamlı bir bağlantı olduğu gösterildi.
    (bkz: correlation does not imply causation)

    bu deney, eğitim alanı ve aile/ebeveynlik eksenlerinde toplumsal çıktısı önemli bir sonuca dönüştü. nitekim çocuk gelişimi, erken yıllarda eğitim, pedagojik formasyon, ebeveynlik/yetişkin eğitimi gibi alanlarında orta sınıf ve yüksek gelirli sınıftaki ailelerin erken yıllarda çocuklarının otokontrol ve öz-denetim becerilerini desteklemesinin gelecek başarıları için mühim olduğu üzerine bir mesaj çocuğu ve aileyi ilgilendiren tüm mecralara yayıldı. öyle ki günümüzde, 3 ila 7 yaş arasında okula giden çocuklara sosyal-duygusal gelişim alanında öz-denetim becerileri kazandırılması hedefinin neredeyse tüm gelişmiş ülkelerdeki eğitim programlarının en temel bileşenlerinden biri olması, kısmen bu deneyin sonucuna dayanıyor. yani bu deneyin mesajı olarak “çocukların gelecekte daha başarılı olmaları için iradelerini kuvvetlendirin, otokontrollerini geliştirin” mesajı orta ve yüksek gelir sınıfındaki ebeveynlere verilen ve uygulanan bir tavsiyeye ve eğitim programlarını yapılandıran temel bir bileşen gibi çeşitli sosyal çıktılara dönüştü. deney son 30 yılda iyice ses getirdi, üzerine yeni deneyler yapıldı, hakkında envai çeşit mecrada konuşmalar yapıldı, psikoloji programlarının derslerinde sayısız kişiye aktarıldı vs derken deney bir kült halini aldı. kişisel bir dip not olaraki; şiddetli yoksunluk içinde yaşayan bir çocuğun önüne konulan şekerlemeyi yemeyi erteleyebilmesi ise eleştirel bir nokta, o ayrı.

    aslında çok da bu kadar vesveseye gerek olmadığı ise deneyin daha yeni yayınlanan en güncel tekrarlama çalışmasından anlaşıldı. new york üniversitesi’nden tyler watts öncülüğünde deney geçtiğimiz sene 1000 civarında çocukla tekrarlandı. ve sonuçlar gösterdi ki 54 aylıkken şekerlemeyi yiyen ve irade gösterip yemeyen çocuklar 15 yaşına geldiği zaman aralarındaki akademik başarı ve zihinsel kapasite farkı çoğu zaman görülmedi ve görüldüğü zaman ise oldukça kısıtlıydı. yani otokontrol ve hazzı erteleme yeteneği insan gelişimi boyunca stabil değildi. en önemli nüanslardan birisi de anne eğitim seviyesi ve çocuğun zeka seviyesi kontrol edildiğinde bu bağlantı neredeyse yok oldu. yani bu şu demek: 4-5 yaşında bir hazzı erteleyip ertelememek 15 yaşındaki akademik ve bilişsel yetkinliği, çocuğun içinde yaşadığı ortam (anne eğitim seviyesi vs.) ve zeka seviyesi kadar etkilemiyor. bir çocuğun irade gösterip göstermemesi ve bunun ileriki yaşamına etkisi, çevrenin (sosyal-kültürel koşullar) ve insan biyolojisinin (zeka) değiştirilmesi zor koşulları tarafından daha çok koşullanıyor.

    kıssadan hisse: çocuğunuzun otokontrol geliştirmesi için elbette destek olun, irade ve öz-denetim becerisi desteklenmesi gereken önemli bir beceri. ancak çocuğunuzun ileriki başarısı için çocuğun içinde yaşadığı çevreyi zenginleştirin, düzenleyin ve ebeveyn olarak kendinizi değiştirin. zeka mı? onun pek değişmediği söyleniyor. o biraz kader kısmet.

  • yalnız bu adam tam bir yazılımcı ekşici profiline sahip.

    hani deseler ki hem ekşici olacak hem de yazılımcı olacak bir insan çiz böyle birini çizerim net.

    maaş başlıklarında para birimi olarak k kullanan yazılımcılar bunlar işte.