hesabın var mı? giriş yap

  • tabu, oyuncuların takım arkadaşlarına "tabu" kelimeleri kullanmadan belirli kelimeleri veya deyimleri anlatmak zorunda oldukları popüler bir kutu oyunu bildiğiniz üzere. ancak tabu için neden bir kart destesi şeklinde ek paket, veya bir diğer ismiyle genişleme paketi çıkarılmadığı konusu yıllardır kafamı kurcalayan bir konu. çünkü sadece bir desteyle oyunun ömrünü uzatabilirsiniz zira standart oyundaki kelimeleri bir süre sonra ezberliyorsunuz. chatgpt birkaç cevap verdi...

    genişletme paketleri oyunu geliştirebilir ve ek kelime kartları sağlayabilirken, masa oyunları için genişletme paketlerinin piyasaya sürülmesi birkaç faktöre bağlı olarak değişebilir. tabu için genişletme paketlerinin sık sık yayınlanmamasının ise birkaç olası nedeni var:

    pazar talebi

    genişleme paketleri, genellikle oyunculardan yeni içerik için yüksek talep olduğunda oluşturulur. tabu genişleme paketlerine olan talep yeterince fazla değilse, oyunun yayıncısı bunları geliştirmeye ve piyasaya sürmeye öncelik vermeyebilir. temel oyunun popülaritesi ve satışları, genişletme paketlerinin uygulanabilir olup olmadığını belirlemede önemli bir rol oynar.

    geliştirme kaynakları

    bir kutu oyunu için genişleme paketi hazırlamak, oyunun yayıncısı tarafından zaman, çaba ve kaynak harcanmasını gerektirir. yeni kelime kartlarını düzenleyip test etmeleri, sanat eserleri tasarlamaları ve potansiyel olarak yeni oyun öğeleri eklemeleri gerekiyor. yayıncının sınırlı kaynakları varsa veya başka projelere odaklanmışsa, tabu için genişleme paketleri geliştirmeye öncelik vermeyebilir.

    lisanslama ve fikri mülkiyet

    oyunun doğasına bağlı olarak, genişletme paketlerine dahil edilecek belirli temalar, markalar veya fikri mülkiyetler için lisans almak karmaşık ve maliyetli olabilir. yayıncı uygun lisansları alamıyorsa veya ilgili maliyetler fahişse, genişletme paketlerinin kullanılabilirliğini sınırlayabilir. yani istediğiniz özgür kelime çeşitliliği olmayan bir genişletme paketi haliyle tatsız olur. arada sırada pop kültür referansları veya tarihe mal olmuş bazı isimleri konuşmak isteyeceksiniz.

    uzun ömür ve pazar doygunluğu

    tabu uzun yıllardır ortalıkta dolaşıyor ve pazar, oyunun çeşitli sürümleri ve sürümleriyle şimdiden doymuş olabilir. belirli bir noktadan sonra, oyuncular birden çok oyun varyasyonunu keşfetmiş veya mevcut kelime kartlarını tüketmiş olabileceğinden, yeni genişletme paketlerine olan talep azalabilir.

    tabu için genişleme paketi sürümlerinin ardındaki belirli karar verme sürecinin değişebileceğini unutmamak önemlidir ve genişleme paketleri ve kullanılabilirlikleri hakkında en doğru bilgiler için oyunun yayıncısına veya resmi kanallarına danışmak en iyisidir.

  • nejat işleri öpen o dudaklar nası şahanı öper lan? attan inip neye binmiş tanımlayamadım bile, valla yün dişlemiş gibi oldum içim kıyıldı.

  • mutfaktaki çöp kovası.

    eşimde gözlemlediğim durum bu. cünkü eline gecen her atığı, çöpü neresi denk gelirse artık muhtelif yerlere bırakıyor. tabi ben de arkasından topluyorum. henüz çöp kovasının varlığına adaptasyon saglayamadı.

  • görsel efekt konusunda ilham verici, sinemada başka bir yol açan bir film geliyor gibi. bu dijital de-aging denilen sistem ilk kez bir filmde bu kadar geniş çaplı kullanılacakmış. normalde bu sisteminin kullanıldığı dizi ve filmler var. mesela film olarak the curious case of benjamin button ilk akla gelebilir. ancak çok pahalı ve zaman çalan bir teknoloji olmasından dolayı her filmde uygulanacak bir sistem değil, yapıldığı zaman da genelde 1 karakter için yapılıyor. bu filmde ise nerdeyse yaş almış bütün oyuncular, al pacino, robert de niro, joe pesci ve harvey keitel üzerinde dijital de-aging sistemi kullanılacak. bu yolla 78 yaşındaki al pacino, filmde 39 yaşında bir karakteri canlandırabilecek.

    film için netflix kesenin ağzını sonuna kadar açmış, filmin bütçesi 180 milyon dolara kadar dayanmış. bu da martin scorsese'nin bugüne kadar ki en pahalı filmi demek. umarım bu bütçeye değen, beklentileri karşılayan, efsane bir film izleriz. umarım dediğime bakmayın the irish man, 80'li yaşlara merdiven dayamış al pacino ve robert de niro'nun muhtemelen birlikte oynadıkları son film olacak. sırf bu durumdan dolayı bile the irishman'in sinema dünyasında özel bir yeri olur.

  • dün itibariyle, eve gelen 895 liralık elektrik faturasına itiraz etmek için elektrik idaresine gittiğimde, "895 liranın az olduğunun ben de farkındayım, biz onu 1.895 yapalım, konuyu komple kapatalım" noktasına geleceğimi hiç düşünmezdim.

    fatura itiraz bölümüne çıktığımda görevli arkadaşa tesisat numarasını verdim ve kendisi ekrandan bilgileri kontrol etmeye başladı,

    - bu fatura haricinde yeni faturanız da çıkmış. (hafiften gülüyor)
    - o ne kadar?
    - 106.000 lira, ahahahaaa.
    - ne, 106.000 mi? ahahahah.
    - evet, 106.000, puahahahah.
    - ahahahahhah.

    manyak gibi güldük böyle karşılıklı, benim niye delirdiğim belliydi de, memur arkadaşın durumu daha karmaşıktı. iş stresinden ziyade facebook'taki "eğlenerek para kazanmak artık çok kolay" reklamlarından buralara düşmüş gibiydi, memurluğu da hobi olarak yapıyordu belli ki. ama ne olursa olsun dışarıdan bakıldığında mutlu bir çifttik biz.

    eve dönerken, bu duruma neyin sebep olabileceğini uzun uzun düşündüm, aklıma elektrik mühendisliğinden yeni mezun olmuş arkadaşı aramak geldi, aradım ve durumu anlattım, biraz düşündükten sonra "100'lük ampul çok yakıyor olabilir abi" dedi, akabinde ikimiz de sustuk karşılıklı, uzun bir sessizlikten sonra sesi titreyerek "abi okulda bir şey öğretmiyorlar bize" dedi, eğitim sistemine lanet ederek kapattım telefonu. temizlikçi kadın, mutfaktaki prizde elektrik kaçağı var dediğinde, tüm şehrin elektriği tünel kazıp benim evdeki prizden kaçıp gitmiş olabilir miydi? aklımı kaçırmak üzereydim.

    nihayetinde 106.000 lira ödenecek bir para değildi ama eve döndüğümde son bir umut, kışlık montların ceplerini karıştırırken buldum kendimi, sonuç hüsrandı. görünen o ki şartlar beni en istemediğim sona doğru itiyordu, elektriği iade etmek...

    napıyoduk lan, saçı kazağa mı sürtüyoduk?

    http://t1308.hizliresim.com/1d/j/rk45p.jpg

  • işçiler sendika değiştirdi diye işten at, bebek mamasına çaktırmadan gdo'lu tahıl kat, farkedilince de "biz zaten toplattık o iki parti malı" diye kırk takla at! sonra da "mutlu et, mutlu ol" diye kampanya yap, oldu aq.

    şu mutluluk işini bu kadar saplantı haline getirdiniz ya, olacaklardan korkuyorum: (bkz: ülker bebek mamasında kokain çıkması)

  • benim hanım ayda 30k kazanıyor. pilavı da dışarıdan söyleyebiliyoruz.

    edit: la oğlum neden hala favlıyorsunuz bunu. neyse güncel rakamı yazmayayım da canınız sıkılmasın.