ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
30 aralık 2015 fernando muslera'nın evlenmesi
-
dursun başgan da bir defansif orta saha takar artık, çocuk helak oldu önündeki defans hattı yüzünden.
twilight izleyip justin bieber dinleyen gençlik
-
buna şu an hayıflanan da çılgın bediş izleyip, yonca evimik dinleyen nesildi. büyüdü adam oldu işte pek ala. her şeye ağlaşmayın amk.
miss germany 2024
-
ama bu hdp şırnak milletvekili
ozan tufan
sabancı'nın torununun sabah 6'da kalkması
-
rubidyum'un atom numarası 37'dir.
6 mayıs 2020 dolar kuru
-
dolar ve euro'daki son gelişmelerin ardından iç anadolu'daki kahvehane sakinleri türkiye'nin kredi notunu ''ehonomi çogeyi''den “eyi” düzeyine çekti. "zaytung"
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bizim oğlanda iki sene önce ilkokula başladığında, okulunun koridorundaki satranç köşesinde akran öğrenmesi vesilesi ile bir satranç sevdası yeşerdi. her akşam eve başka bir arkadaşı ile yaptığı maçların hikayeleri gelmeye başladı. bir akşam biz de bir maç yaptık, ben tabi acımam affetmem bak diye önden göz korkutmak için " ortaokulda turnuvada üçüncü olmuştum*" dedim buna. sonra da maçta tokatladım zibidiyi. adam rocky balboa gibi, günden gün iyice kaptırdı kendini.
önce youtube'da satranç eğitim videoları izledi. bütün taşları, hamleleri, açılışları, terimleri öğrendi. ekran karşısında adeta kung-fu yüklenen neo gibiydi. bir süre sonra satranç uygulamalarına dadandı. evin içinde "vezir gambiti mi hint savunması mı daha estetik?" diye gezmeye başladı. (bkz: #87953133)
son seviyede artık kasparov'un, karpov'un, carlsen'in eski maçlarını seyretmeye başladı. "orada fil g5'e mi oynanır yeaa?" diye edepsiz yorumlarda bulunuyordu. iş artık 1851'de oynanan maçların hamlelerini ezberlemeye ulaştı. artık hemen her akşam maç yapıyorduk ve beni yeniyor ya da yenemese bile çok zorluyordu.
pandemi döneminde çocuklara sokağa çıkma yasağı başlayınca, daha önce yüz yüze satranç dersi aldığı bir satranç kulübünün başka bir eğitmeninden çevrimiçi eğitim almaya başladı. skype'taki derste önce öğretmenle tanıştılar. ardından öğretmen muhabbet açılsın diye sordu:
- ünlü oyunculardan kimseyi biliyor musun?
+ babam var.
- aaa kim ki?
+ bir kere turnuvada üçüncü olmuş.
var ya, işte o an, öğretmenin çaresizliğini falan boş ver, kasparov'un carlsen'in tüyleri nasıl ürpermiştir, anderssen ve kieseritzky aynı anda nasıl ters dönmüştür mezarlarında. lan sen bütün satranç külliyatını hatmet ama gelen ilk temel soruda bilal oğlan gibi "babacım" diye mırıldan. yok yani babacı da değil ibiş:
- deniz, ara tatilde ikimiz ankara'ya gidelim mi?
+ annem de gelsin ben onsuz yapamam çok özlerim.
- bak ya! siz ikiniz gidin o zaman bence.
+ ee valizleri kim taşıyacak??