hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    ayının saldırdığı sahnelerin özel efekt ile yapıldığına emin miyiz?
    leo kardeş oscar uğruna gerçek ayıyla boğuşmuş olmasın!

    -evet leo sen kendini sağdan sola attırıver, biz efekte gerisini hallederiz.
    +gerçek ayı gönderin
    -efendim?
    +gönder gelsin!

    --- spoiler ---

  • ankara kızı: hocam fazla ego'nuz var mı?
    istanbul kızı: afedersiniz, fazla akbil var mı?
    izmir kızı: merhaba, arabada yer var mı?

  • kadınları zayıf varlıklar olarak gören tarikattır. onlara göre şeytan kolaylıkla kadın bedenine girip onu yönlendirebilir. bu yüzden kadınlarla mümkün olduğunca az bir araya gelmek gerektiğine inanırlar. onların sözüne inanılmaz, fikirleri sorulmaz. evliliklerde bile erkek gerekmedikçe kadınla aynı ortamda bulunmaz. özellikle kendi içlerine kapanıp ibadete yoğunlaştıkları dönemde (içe kapanma /rizayet) erkekler asla kadınlarla görüşmezler, aynı odada bulunmazlar (eşleri dahi olsa). çünkü bu dönemlerde erkeğin yoldan çıkarılmaya en açık zaman olduğuna, şeytanın onları yoldan çıkarmak için her yolu deneyeceğine inanırlar. şeyh kadınlarla asla konuşmaz, kadınalr şeyhin huzuna asla çıkamaz.

    kız çocukları anlamlı cümleler kurabilmeye başladığında (herhalde 4-5 yaş civarına denk gelir) tesettüre sokulurlar ve erkeklerin gözünden uzak tutulurlar. buna erkek kardeş, kuzen, baba gibi yakın akrabalar dahildir. erkek çocuklar ve babanın hizmetini anne görür, kız çocuklar ortaya çıkmaz. kız çocukları ergenliğe eriştiğinde beklenmeden şeyhin uygun gördüğü biriyle evlendirilir.

    bu tarikata göre eğitim denilen sadece dini eğitimdir. çünkü dünya allah'ın krallığıdır. bu dünya'da sadece allah için yaşanır. o yüzden dini bilgiler harici bilgiler öğrenilmeye değmez. kadınlar erkeklere göre çok daha kısıtlı bir dini eğitim alırlar. bu eğitim genel ev düzeni ve ibadetlerin nasıl yapılacağı ile ilişkili şeylerdir.

    kaynak: karanlığın ayak sesleri kadirilik, ismet zeki eyüboğlu

  • akşamüstüne doğru bir sıkıntı başlardı... hala da olur böyle..
    eski pazar günleri; en çok radyodan dinlenen futbol maçlarının sesi, ütülenen önlüklerin kokusu, yıkanmış çamaşırların ıslaklığı, son ana bırakılmış ödevlerin karın ağrısıydı. cenk koray ve telekutu, evet hayır yarışması, izmir marşıydı. bizimkiler dizisinin bitmeyen vasatlığının hükümdarlığıydı.. eski pazarlar, hafta sonuna sığdırmaya çalıştığımız hayatımızın özgür yanının ellerini yeniden bağlayan saatlerin adıydı. coşkumuzun ağır ağır sönüşüydü. doyulmayan oyunların, müthiş gevşemelerin sonuydu. toparlanma vaktiydi. zira pazartesi ağır misafirdir ayakta karşılanması gereken... istiklal marşı, ve sabahın köründe midenin kabul etmediği zorla yenmeye çalışılan kahvaltılar... henüz hakim olunmayan bir hayatın zorunlu kuralları...
    herşeyin bir sonu vardırı en çok hatırlatan gündür pazar günleri bana hala...

  • final kağıdına yazdığım cümle. 18 aldım, 3 gundur evden cikamiyorum. buradan profesöre sesleniyorum su egolari bi kenara birakalim. bütünlemede diyelim 40 olmadı 35 oldu o da olumlu. ılk vizede aldığım 39'u yedirtmem ben kimseye. pazartesi görüşecegiz.

  • cebinizde cok nakit tasimayin. karti en azindan aninda kapattirirsiniz.

    he adamin hem cuzdani alip hem de bicaklama ihtimali de var.

    ulkede guvenlik yok ki. guvenlikten sorumlu adam zaten en buyuk kriminal.