hesabın var mı? giriş yap

  • ''kayserispor taraftarlarına ayrılmış bir bölüme rakip takım formasıyla çocuğunun elinden tutup maç izlemeye gelmek dünyanın her yerinde anormal bir durum olarak görülmekte ve de tepki çekmektedir.''

    pezevenklerdeki özgüvene bak. çomar diyarının okumuşları da en fazla bu kadar oluyor demek ki.

  • --- spoiler ---
    zamanında “bu aşının hazırlıkları tam olarak yapılmadı” fikrimle “aşı şimdilik kalsın ben bünyemi güçlendireyim” diyordum ve herkes suratıma cahil diyordu. şimdi yan etkileri ortaya çıktıkça kimse “sen haklıymışsın” demiyor ama. insanlar böyle işte…
    --- spoiler ---

    demiyorlar, çünkü hâlâ cahilsin... dünya ölçeğinde 13,5 milyar aşı uygulandı ve aşı olanların sayesinde covid salgın grip gibi sıradan bir hastalığa dönüştü, senin gibiler de salgının uzamasına katkıda bulundunuz, topluma, insanlığa yük oldunuz.. bir de utanmadan "sen haklıymışsın” demelerini bekliyorsun... "bünyeni güçlendirmişsin"... supermen olmuşsundur artık... : )

  • orada rahat içinde yaşayıp burada gavura vurur gibi evet mühürü baasan yavşak organizmadır kendisi. e gel bro burada yaşa madem elini yordamını ziktiğimin eziği seni.

  • zor şartlarda görev yapan, ülkenin ücra köşelerinde eğitim hakkı olan çocuklara ulaşma ve eğitme gönüllülüğü gibi kutsal bir misyonu kabul eden, kazandığı paradan daha fazlasını sonuna kadar hakeden değerli insanlardır.

  • bizimkiler, her zaman güncelliğini korumaya devam edecek bir dizidir. çünkü konusunu hayatın içinden alır. her kesim bu dizide az veya çok izleyiciye yansıtılır. her karakter incelikle işlenmiştir. hayatta olduğu gibi bizimkiler'deki her karakterin takıntıları, sürekli tekrar ettikleri sözleri ve davranışları vardır. hayatın olağan akışı içinde bunlarla devam eder yaşamaya. işte bazı izleyicilerin kendini tekrar ettiğine ilişkin yanılsaması da burada daha dikkatle incelenmeli. çünkü dizi dikkatle tekrar izlenirse kendini tekrar etmiyor. hayat ne kadar durağan veya akıcı geçiyorsa o kadar akıcı halde geçiyor bizimkiler dizisi de.

    içkinin çok içildiğine ve kötü örnek oluşturduğuna ilişkin eleştirileri de o yılları hatırlayan çocuklardan biri olarak çok doğru bulmuyorum. çünkü 90'larda da daha önceki on yıllarda olduğu gibi "ortalama" yaşayan ailelerin pek çoğunda alkol tüketimi zaten vardı. memur ailelerinde özellikle ayın 15'i akşamı, işçi ailelerinde ayın 1'inde baba o günün lüks yemek ve yiyecekleri ile birlikte bir de 35'lik veya 70'lik rakı ile gelir, ev ahalisi ayın 15'inde eve gelen lüks yiyecekleri tüketirken evin babası da rakısı ile o yemeklerden ve mezesinden alarak zigon sehpasında içkisini içerdi. bu ortalama yaşayan hemen her evde bu şekildeydi. bazı evlerde ise içince sapıtanlar yok değildi. işte onları tüm mahalle ayıplar, eşinin yüzündeki, gözündeki morlukları görenler yazık kadına derlerdi. emniyet ve halk arasında kadına şiddet konusu malesef henüz hassasiyet kazanmamıştı. bu hassasiyet de her ne kadar eleştirilse de 2000'lerin başındaki serap ezgü'lü, yasemin bozkurt'lu kadının sesi programlarıyla olacaktı.

    bizimkiler'e yeniden dönecek olursak, karakterlerden bazıları daha fazla ön planda olsa da bir star dizisi olmadığı için izleyici bu diziyi tüm karakterler ve oyuncular için izler. bugün de günümüzün yaşam düzeni içinde yeniden çekmek mümkün olurdu. olurdu diyorum çünkü malesef oyuncularının yarısı artık hayata veda etti. onların apartmandan taşındığından yola çıkarak, yeni karakterlerle ve yeni aileleri ekleyerek çekseler dahi artık tutması mümkün değildir. çünkü aile üyelerimizden biri gibi olan yani içselleştirmiş olduğumuz her bir karakterin ve oyuncunun acısı, izleyicinin diziyi keyifle takip etmesini engelleyecek ve diziyi izlemekten vazgeçecektir. bir de 20 yıldır ekranda olmayan veya başka rollerle yoluna devam eden oyuncuların o karakterlerle son ilişkileri o yıllardaki halleriyle aklımızda kaldığından, bugün hayal kırıklıkları ile karşılaşmak olasıdır. yine o dönem hepimiz birbirimizi tanıdığımız öyle apartmanlarda, müstakil evlerin olduğu mahallelerde yaşıyorduk. artık kapı komşumuzu bile tanımadığımız sitelerde ve apartmanlarda yaşayanlar olarak o sıcaklığı yeniden hissetmek zor. bir de sözlük camiasındaki pek çok kişi bizimkiler'i en son izlediğimizde henüz ilköğretim çağında çocuklardık. annelerimizin, babalarımızın en genç yıllarında, kardeşlerimizin çocukluklarında hep birlikte izlediğimiz bir diziydi. bugün ya tek başımıza ya da eşimizle, arkadaşımızla izleyecek çağdayız. hayatımızın en güzel yılları olan çocukluğumuza ve ailelerimizin en güzel günlerine özlemin simgesi olan bizimkiler'in 465 bölümlük haliyle kalmaya devam etmesi önemlidir.

    bizimkiler hep yaşayacaktır. son 20 yılda yetişen kuşak içindeki küçük bir kitle bunu kabul etmese de bizimkiler bizdendir, bizi anlatmıştır. zaman geçtikçe arşivden açıp yeniden ve yeniden izleyerek güncelliğini ve anılarını, anılarımızı yaşatmaya devam edeceğiz...

  • şaşırılacak bir şey olmayan vaka.

    böyle mahalle aralarında racon kesip işinde gücünde insanları vergiye bağlayan (!), bir boka yaramayan it uğursuzların sonu budur.

    bırakın siksinler birbirlerini...

  • mercedeste çalışan mühendis arkadaşlarla görüştüm, sabah akşam toplantılarda togg'u konuşuyorlarmış. togg almanya'ya girerse tükkanı kapatır gideriz diyollarmış.