ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
muhalif kesimin suriyeli sığınmacı nefreti
-
yav he he. ne güzel de tespit yapıyorsunuz. muhalifler mi antep'de, urfa'da, konya'da suriyeli dövüyor? senin kalelerin bunlar. artistlik yapıp, algı operasyonu kasmayın. git seçmenine sor bakalım, ne düşünüyor bu suriyeli işgalciler için?
sülaledeki en başarılı kişi ve mesleği
-
teyze kızım. açıktan adalet bitirdi. kendini avukat sanıyor.
dayı oğlum. 2 yıllık uçak motor bitirdi. kendini pilot sanıyor.
teyze oğlum. açıktan işletme bitirdi. kendini ekonomist sanıyor.
ben ekşi sözlük yazarıyım. kendimi tolstoy sanıyorum.
schweppes
-
ayıptır söylemesi ben bu markayı severim. lıkır lıkır içerim. lâkin başka bir şeyden bahsedeceğim.
schweppes, 1783 yılında cenevre'de kurulmuş. dünyanın ilk sodası, soda üreticisi.
1783!
bu dönemde osmanlı padişahı birinci abdülhamid.
biz bırakın sodayı, doğada foşur foşur akan maden suyunu bile işletemiyoruz.
osmanlı'da ilk ruhsatlı maden suyu 1877'de üretilmeye başlanan keşişdağı maden suyu'dur.
yani ilk soda üretiminden yaklaşık 100 yıl sonra. avrupa, tescilli maden suyu üretimine 15. yüzyıl'da başlamış zaten hocam!
1783'te de isviçreli bilimadamı jacob schweppe, soda üretmeyi başarıyor. 1790'dan itibarenden de ticaretini yapmaya başlıyorlar.
markanın ismi de bu şahıstan gelmektedir fark ettiğiniz üzere.
devam edelim ve bir marka kendi reklamını nasıl en iyi şekilde yapar görelim.
kinin diye bir madde var sıtmaya karşı koruyucu özellikleri bulunan.
19. yüzyıl başlarında başta ingilizler olmak üzere çoğu avrupa ülkesi hint - afrika topraklarında sömürge yarışına giriyorlar fakat bu topraklarda çok yaygın bir şekilde sıtma var. avrupalılar da kinin içiyorlar ama tadı çok acı olduğundan içmekte zorlanıyorlar. bunun üzerine schweppes içeriğine kinin ve şeker katarak satışlar yapmaya başlıyor. böylece kinin maddesinin acılığı bastırılıyor. ve tonik icat edilmiş oluyor!
evet meşhur marka: schweppes indian tonic water!
avrupalı askerlerin sıtma korkusu olmaksızın sömürgeci ülkelerde var olmalarını sağlamıştır.
daha sonra ingilizler bunu cin ile karıştırıyorlar ve cin tonik dediğimiz kokteyl de ortaya çıkıyor.
evet, tarihte her şey birbiriyle bağlantılıdır.
bir alanda gelişim her alana yansır gördüğünüz gibi.
basit bir içecek gibi görülen soda, avrupa'yı 19. yüzyılda ayakta tutan en önemli etkenlerden biri olmuştur.
starbucks kahvelerinde fil dışkısı kullanılması
-
günyüzüne çıkmış olay.
ben de hep "bok mu var içiyorsunuz starbucks'ın boktan kahvelerini" diyordum, harbi varmış. içime doğmuş...
(bkz: ben dediydim)
evde topuklu ayakkabı ile dolaşmak
arkadaşlık kesme sebepleri
-
üst edit: sevgili dostlar, öyle güzel mesajlar attınız ki teşekkür etmek borç oldu topluca. inanın hala aklıma geldikçe güldüğüm ve çok da takmadığım bir hadiseydi yazdığım. ismi çok soran olmuş, burada kimliğimi ortaya çıkaran paylaşımlarda bulunmaktan kaçındığım için yazamıyorum affınıza sığınarak. tek özgür alanım burası ve beni anlayacağınıza eminim.
çok komik gelebilir ama hayatımda ilk defa gerçekleştirdiğim bir arkadaş silme eylemi için benim açımdan yeterli gerekçeler içerir. anlatayım. yakın aile dostlarımız ve biz aynı süreçte bebek beklemeye başladık. aradan bir kaç ay geçti ve biz oğlumuzun ismini netleştirdik. elemana söyledim biz falanca koyacağız diye. tam 4 ay öyle isim mi olur diye dalga geçti. hatta bu dalga sürecine arada eşi de dahil oldu telefondan. neyse, çok sallamadım. aramızdaki ilişki böyleydi zaten uğraşırdık birbirimizle. gel zaman git zaman, doğumlara iki hafta kala birgün bunlar saçma bir gerekçeyle bizi evlerine davet ettiler. hayırdır inşallah deyip gittik eşimle. bir karın ağrıları olduğunu eve girer girmez anladım. uzatmayayım çocuğun odasını yaptık sizce nasıl olmuş temalı çağırma ritüellerinin en göz alıcı noktası kapıya bizim oğlana koyacağımız ve aylarca dalga geçtikleri ismi yazdırmış olmalarıydı. bizi sırf bunu görelim diye çağırmış ama cesaret edip açıktan söyleyememişlerdi. evden çıkarken eşi arsızca siz ne koyacaksınız adını diye sormaz mı? eşim gülümseyerek “falanca” dedi. nasıl yani biz de öyle koyacağız olur mu öyle sözleri manyağın kulağımdan çıkmıyor. aylarca dalga geç, evine çağır aptal yerine koy sonra bir de hesap sor. bakın bu insanlar öyle cahil cühela tipler de değil. biri anestezi diğeri plastik cerrahi uzmanı. o gün kestim görüşmeyi bu köylü kurnazlarıyla. belki de biraz geçmişin birikimi oldu bilemiyorum. oğlumuza falancanın yanına çok ayırıcı bir isim daha koyduk. görüşmüyoruz, mutluyuz.
internet ile ilgili pratik bilgiler
-
youtube'da "bu video bazı kullanıcılar için uygunsuz olabilir", "lütfen yaşınızı doğrulama için oturum açın" uyarısı alıyorsanız. yani sınırlandırılmış (restricted) videoları izleyemiyorsanız.
tek yapmanız gereken adresteki "watch" yerine "v" yazmak
örnek:
[https://www.youtube.com/watch?v=g2n5d-dyptc https://www.youtube.com/watch?v=g2n5d-dyptc]
[https://www.youtube.com/v?v=g2n5d-dyptc https://www.youtube.com/v?v=g2n5d-dyptc]
edit: sanırım bu yöntem artık çalışmıyor. ayrıca linkler ölmüş.
1995'te kartal anadolu lisesinde çekilen video
-
benim lise yıllarıma denk gelir iyi ki o dönemde yaşamışım dedim videoyu izledikten sonra. dönemin en son günü olmasından dolayı serbest kıyafetle gelenler olur. bu kulaktan kulağa yayıldığı için bazısı resmi kıyafet bazısı ise serbest kıyafetle gelir. yüksek bel pantolonlar bol bol kazaklar fakat hiç birinin üzerinde statü belirleyici marka yok. saçları kabarık veya jöleli, okula getirilen handy cam bile çok büyük ilgi çekmiş. sosyal medyalar olmadan ve çocukların birbirleriyle yarıştırma dan yaşadığı yıllara ait görüntülerdir.
filmlerde geçen hayali şirket isimleri
-
(bkz: erdal bakkal)
şeytan taşlama taşının parayla satılması
-
böyle bir şey, şeytanın bile aklına gelmezdi.
kızına eski sevgilisinin adını koyan baba
-
inşallah eşinin de oğluna unutamadığı sevgilisinin ismini koyduğu erkektir.