hesabın var mı? giriş yap

  • hasar gören sigortalı aracın, sigortacı tarafından alınıp yine hasarlı bir şekilde ihale yöntemiyle satıldığı ve 'dolaşımda olan' araçları diğer araçlardan ayrıştıran sıfat.

    bu tip araçların nispeten kolay bir şekilde satılması için bazı ağır hasarlı araç sahipleri tarafından üretilen önemli bir karşı argümanı konuşalım: 'yetkili servis tarafından hasarı şişirilmiştir.'

    hasarı şişirmek o kadar kolay değil arkadaşlar. araba servise iner, eksperi gelir, eksperi gelmeye devam eder, sigortanın gönderdiği denetçi gelir arabayı kontrol eder, eksperin bürosunda çalışanlar kalem kalem tüm ekspertizi kontrol eder. gerekirse eksper bir daha gelir tekrar teyit eder. sigorta şirketleri belli hasar limitlerine belli eksperler gönderir. bunlar hep hasarlar şişirilmesin diyedir. genellikle ağır hasarlı bir aracın ekspertiz - araştırma - onay süreci aracın hasar onarımından daha fazla sürer. 2 haftada onarılıp müşteriye teslim edilecek bir araç 1 ay bu bürokrasinin çalışmasını da bekler.

    ayrıca yetkili servisler ayağına gelen işi kaçırmazlar. bu şirketler birer ticari müessesedir. müşterilerin araçlarını tamir ederek para kazanırlar. servise gelen ve onarılmadan giden tüm araçlar servis için zarardır. bir sürü operasyonel zarar vardır. lift, otopark işgal ederler ve aracın işlerini yürüten çalışanlar vardır. bu kişilere maaş ödenir. eğer bir araba sigorta şirketinin anlaşmalı yetkili servisine çekilmiş ise, bu aracın tüm hasar süreçlerinden sonra eğer araca pert kararı verilirse, ilgili servis tüm bu işi bedelsiz yapar. ne sigortalıdan ne de sigortacıdan bedel talep edebilir. kimse böyle bir işi yapmak istemez.

    örneğin hasarlı araca sigorta şirketi pert total kararı vermiş olsun ve aracı ihale yöntemiyle satmış olsun. sigortalıya da parası ödensin. artık sigortalı ile işimiz kalmadı. bu araçların ihalesine dükkan sahipleri, tamirhaneler, kendi hesabına çalışan ustalar, komisyoncu-avantacılar vb. girerler. sonra bu arabaların onarımı ve satışına geçilir.

    şimdi bu aracın onarım maliyetine dönmek lazım. e zaten sigorta şirketi bu muhasebeyi yaptı ve yetkili serviste onarmanın kendi çıkarları için daha maliyetli olduğuna karar verdi. demek ki onarım maliyetlerinin düşmesi lazım. onarım maliyetlerini dörde bölelim. 1/4 işçilik geri kalanı da yedek parça olacak şekilde. yetkili servis olmadığı için işçilik maliyetini yarı yarıya düşürelim. olayın koptuğu yer yedek parçadır. gözün görmediğine gönül katlanır misali bu araçlara bir parça takılır 3 parça takılmaz, yama yapılır, direnç atılır, macun atılır vs vs. eğer denk düşürdüğünüz aracın çıkma eşdeğer vs. yedek parçaları halı hazırda sizde mevcut değilse, rakamı düşürmek için başka metotlara kaymanız gerekir. haberlere ve ekspertiz videolarına konu olan araçlar işte bu araçlardır. 2 farklı aracın gövdesi birleştirerek yapılan çok tehlikeli ve illegal işlemlerde genelde aracı tamir edecek kişi hedef atış yapar. arka kısımdan ağır hasarlı x aracını ihaleden alır çünkü x aracının arka gövdesi elinde mevcuttur.

    şimdi tekrar servis tarafına dönelim.

    aracın üreticisi demiş ki ilgili parça parçanın toplam yüzeyinin şu kadarı kadar hasar görmüş ise o parçayı yenisiyle değiştir. niye? tüketiciye olan taahhütlerimiz devam etsin diye. ne bu taahhütler? boya ve antikorozyon garantisi, onarım garantisi, işçilik garantisi, en önemlisi güven ve kafa rahatlığı garantisi. yeni parçayı boyuyorum, araca takıyorum, 23. ayda boyada bir sorun gözle görülür hale geliyor, araç servise geliyor. ne yapıyorum? ücretsiz yeniden boyuyorum.

    üretici bir grup aktif ve pasif güvenlik ekipmanı ile doldurmuş aracı. aracı güvenli yapan şeyler bunlar. ağır hasar kayıtlı arabanın airbaglerini açıyorsun; başka bir aracın ünitesi var, beynine direnç atmışlar ki gösterge paneline arıza uyarısını yakmasın diye. kaza olduğunda airbag açılacak mı? hayır.

    tamponlar. aracın en dışındaki kaporta parçaları. işlevi ne? çarpma anında yayayı korumak. yayanın az hasar görmesini sağlamak. bu yüzden esneyen büzülen kırılan bileşenlerden üretiliyorlar. ama aynı zamanda simetrik ve aracın genel bütününü bozmayacak şekilde monte edilmeli ve hizalanmalıdırlar. tırnaklı plastik parçalar ve perçinler vasıtası ile gövdeye uyumlu şekilde montajları yapılır. ağır hasar kayıtlı araçları söküp bakalım, ya ısıtılarak yapıştırılmışlardır, ya mastik çekilmiştir veya bir sürü yeni değişik teknikle emanet şekilde montajlanmışlardır. tamponun içinde darbe emicisinden aerodinamik parçalara, radyatör çerçevelerinden davumbazlara bir sürü farklı yedek parça vardır. arabayı söküyoruz darbe emici çıkmıyor içinden. darbe emici olmadan tamponun güvenlik açısından neredeyse hiçbir kıymeti yoktur. süs işlevi görür.

    farlar. görüş için çok önemlidirler. yükseklik ayarı yapanı, amörtisöre bağlı çalışanı, kendinden beyinli olanı vs. bir sürü çeşidi var. far ayarına bakıyorsun biri kuzey yarım küreye diğeri güney yarım küreye bakıyor. yükseklik ayarı yapan parça var mı? yok. takılmamış. araba tüv'de kusur aldı ve geri döndü. çözüm üretmek lazım. çözüm: emanet iki far takıp muayeneden geçmek ve eski farları geri takmak.

    torsiyon ve dingiller. tekerlekleri birbirine bağlayan bu parçalar pahalıdır ve eğer araç torsiyon çubuklu ise tekerlekten darbe alması durumunda torsiyonun darbe görme ihtimali vardır. yetkili servisler milimetrik cetveller ile bu ölçümleri yapar, ağır hasar kaydı olan araçlarda aracın böyle bir darbesi var ise genelde bu sorun torsiyonu ısıtarak yerine çektirme şeklinde düzeltilir. onarımın da sınırları vardır fakat bu sınırlar bilinmez. değişmesi gereken bir torsiyon değişmediyse ciddi güvenlik riskleri ortaya çıkar ve arabada konfor mümkün değildir. araba yolda gezer.

    bir diğer konu da 'ağır hasar kayıtlı' araçlara kasko poliçe yapılıp yapılmamasıdır. bu araçlara poliçe yapılması aracın cazibesini artıran bir şeymiş gibi yansıtılır. bilinen nedir? 'ağır hasar kayıtlı' araca kasko yapılmaz. fakat karşı argüman için her zaman bu tip araçlara kasko yapan 1-2 sigorta şirketi bulunur. bu da genelde poliçe ve prim üretme çabasından, yani ilgili sigorta şirketinin pazar kaygısından ileri gelir. ağır hasar kayıtlı bir araç aldınız, bir de ne tesadüf ona kasko yaptıracak bir şirket buldunuz. koşa koşa gidip poliçe kestirdiniz. sonra gün geldi ufak bir kazaya karıştınız. aracın eski hasarının olduğu yerden. araba servise gitti bakıldı önde tampon hasarlı ve değişmesi gerekli. aman ne görelim tampona eski hasarından dolayı kaynak yapılmış ve oradan kırılmış. farı kırılmış ama far bağlı bulunduğu panele kendi ayağı ile değil bir tel ile bağlı!!! allah allah nasıl olur. bu araba servise yatar arkadaşlar, ya dosya reddedilidir ya aynı şekilde derme çatma yapılır ya da artık araç sahibi illallah eder gider başının çaresine bakar. o yüzden çok güvenmeyin 'ağır hasarlı araca da kasko yapılıyor' rahatlatmasına. arabanın durumu ne ise araba ona göre muamele görür. ağır hasarlı aracı sanayilerde toplatıp yeniden poliçe kestirirler, arabayı gider düz duvara vurup sigortadan para alırlar. bunlar bu işin içindekilerin bildiği pratiklerdir. bunun gibi bir sürü olay döner bu işlerde.

    bütün mesele sadece ağır hasar kayıtlı araçlar değildir. bir sürü araç sahibi araçlarının kasko poliçesi olmasına rağmen bu tip işlere kendi istekleriyle girerek bu 'suistimale çok açık ve denetime muhtaç' işin değirmenine su taşırlar. aracın riskini bir kuruma devrediyorum, risk gerçekleşiyor fakat ben hakkımı kullanmayıp, sicile işlenmeyecek metotlar kullanarak aracı eski haline getiriyorum. niye? tramere işlenmesin, satarken fiyat kırmasınlar diye. tamirde şeffaflık esastır. güven yaratır. şeffaflık var mı? yok.

    işler her zaman böyle yürümez.
    her vaka kendi gerçeklerini getirir; çok nadir bir araba çıkar karşına, alırsın ince eler sık dokur yaptırır binersin. keyfi bir iştir.
    -arabanın iki parçası hasar görmüştür, pert olmamalıdır ama sigortalı çok baskı yapmıştır, fiyatı kırmıştır aracını pert ettirmiştir. hasar gören araca binmeyip zararına katlanıp aracı servise bırakıp çıkan çok insan var.
    -tam tersi aracını pert olması gerektiği halde pert ettirmeyen ve yaptırıp binen çok fazla insan var. kimisi de değişim maliyetine katlanmak istemez.

    ben otomotiv sektörünün servis bacağında çalışan bir kişiyim. ikinci el araçlarda nasıl akıl almaz şeyler döndüğünü, aracın gerçek kondüsyonu hakkında alıcıların nasıl yanıltıldıklarını maalesef çoğu zaman ilk elden görüyorum.

    elbette temiz ve ilkeli çalışan bir sürü dürüst ve işinin ehli kişiler mevcut ama onları bulmak maalesef kolay değil. televizyonda ve sosyal medyada çok fazla dolandırıcılık vakaları görülüyor bu konu üzerinden. youtube'da bir ekspertiz firmasının kanalı mevcut; sürekli birbirinden farklı ve her seferinde bizi şaşırtan onarımlar, hatalı işler ve dolandırıcılıklar ortaya çıkıyor. bu araçlara birileri biniyor. ben, sen, en sevdiklerimiz, yakınlarımız. araçlar birbirinden farklı binlerce parçanın ahenk içinde çalıştığı makinelerdir ve bunlar üzerinden yapılan işlemler işinin ehli kişilerce, ilgili malın standartları kapsamında yapılmalıdır. ama eğer risklerin farkında iseniz, olası bir olumsuzluktan daha az etkilenirsiniz. ama risklerin farkında değilsinizdir, bu işlerin yabancısısınızdır, ekonomik kaygılarla böyle bir araç tercih ederseniz muhakkak bir uzman görüşüne, tarafsız bir otoriteye başvurun.

    sevgiler

  • senin gibi insafsızlar yüzünden içimdeki insan sevgisini öldürmeyeceğim o yüzden o enayi ben oluyorum varsın 1-2 lira kandırsın. ne olacak ayda yılda bir denk geliyor bana zararı dokunmaz. böyle yapmaya devam edersem bir gün gerçekten kartını unutan ya da parası olmayan birine denk gelirim. o insanlar için yapmaya devam edeceğim. ama insanlara enayi demek zehirlenmiş bir vicdan göstergesidir. böyle vicdanım olacağına enayi olmayı şeref sayarım.

  • bir insanın sokağa çıkma, spor yapma gibi özgürlüklerini kısıtlamayı öneren bir yazarın olduğunu gördüğümüz başlık.

    şakaysa da gerçekse de komik değil.

  • vatandaş işi demiyorum, devlet eliyle dolar basmaktan bahsediyorum. hadi sıradan kalpazan doğru düzgün para basamaz fakat koca devlet nasıl basamaz lan. şöyle mit eliyle bassak olmaz mı lan? sonra piyasada dolar fazlalığı olur o da amerika'ya enflasyon olarak yansır. sonra miami'ye ucuza tatile gideriz. olmaz mı? ah şu okul bir bitse, hariciye de bir işe başlasam, ülke çağ atlayacak ama hoca taktı işte.

  • edit: gelişmeler üzerine güncelliğini kaybeden entry yeniden düzenlenmiştir. kuralları kamu yararı için ihlal ediyorum, bağışlayın.

    görkem sertaç göçmen bakırköy'de aracını vatandaşların üzerine sürdüğü görüntüler ile tepki toplayan kişidir. bir hakim olan annesi oğlunu savunmak için istifa etmiş ve avukatlığa başlamıştır. onları gündemimize sokan ise annesinin: "oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim" sözüdür. bkz

    entry'nin güncellenme sebebi ise devletin bu eski hakiminin, 32 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan oğlunun tahliye edilmesini sağlamış olması. kendisi adil yargılamadan dolayı mahkeme heyetine teşekkür etmiş. bkz. hal ve tavırlarıyla adalete olan inancımızı yıktığı için biz de kendisine teşekkürü bir borç biliriz. bu arada görkem sertaç göçmen'in babası da savcıymış. detaylar linklerde mevcut.

    bu eski hakim yeni avukat kişinin, hakimliği bırakmasındaki tek amacın oğlunu savunmak olmadığını iddia etmek mümkün sanırım. çünkü twitter paylaşımlarına bakınca kendisi kadına şiddet, çoçuğa taciz, tecavüz gibi iddialarla suçlanan herkesi savunmaya hazır gibi görünüyor. bkz

    tekrar etmek, onur ve adalet savaşçılarına bir borcumdur: aynur göçmen'in hakimliği bırakması ve oğlunu savunması gurur ile alakalı değildir. gurur çok farklı bir şeydir.

    ve yine tekrar etmeliyim ki aynur göçmen'in her ne sebeple olursa olsun hakimlik mesleğini bırakmasının devlete ve millete hayırlı olacağı kanaatindeyim. hem bu süreçteki tavır ve açıklamaları hem de twitter hesabındaki yazım ve mantık hataları, kendisi tarafından verilmiş hükümler ve yazılmış hüküm gerekçeleri hakkında bir fikir vermeye yetiyor.

    entry ve linkler için uyarıda bulunan "youtuber" ile "yeşil başlı govel santor"a teşekkürler.

  • bence hırsız köpeğin daha önce tanıdığı biri, kokusundan falan tanıyıp o olduğunu anladı ve saldırmadı.

    edit: günlerimi sherlock ve müge anlı izleyerek geçiriyorum.

  • bir yandan dna, kamera ve daha bir suru kanit olmasina ragmen tutuklanmayan hala sokakta dolasan tecavuzcu, tacizci ve katiller. diger yanda da tek bir bulgu bile olmadan, hic bir sorgulama yapilmadan direk hapise giren baba.
    ulkede gram ayar yok.

  • "kız olmuş 90 kilo, hala facete, twitterda eski sevgilisine laf sokma çabasında. neymiş, intikam soğuk yenen bi yemekmiş. ye lan onu da ye."