ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayna nöronları
-
fizyolojinin psikolojiyle ne kadar ayrilamayacak kadar teklesmis bir iliskisi oldugunu anlatan, son donemin en etkili ve inanilmaz kesiflerden biridir. metabilissellik*e yepyeni bir boyut kazandirmistir; economy of mind hala gecerlidir evet, yani herhangi bir durumla karsilastigimizda mevcut semalarimizi cekip cikartiriz, ya da alturism yoktur derken insanin her hareketinin yine kendini geri beslemeye yonelik egosantrik eylemler oldugunu soyleyebiliriz, ama beyinde empati denen kavrama ait ozellesmis noron bulunmasi, en azindan benim icin insan sosyalizasyonuna dair bambaska bir perspektif kazandirdi. o da su: birbirimizi anlamak kaderimiz. ha genetik ve ture ait kaderimiz, ama kaderimiz. otistik ve otistik egilimli olmadikca (sadece otistiklerde yok bu ayna noronlar) birbirimizin acili yuz ifadelerini okumak istemesek de tamamen fizyolojinin etkisiyle, yani ayna noronlarin varligi sebebiyle okuyoruz, ve dahasi ayni yerden canimiz yaniyor. bir baska deyisle "abi ya, isiniz mi yok, yok acliktan olen cocuklar, yok kayiplara karisanlar" argumani ve turevleri direk olarak cope gitmistir. insan baskasinin acisina ya da mutluluguna (ve diger duygularina) kayitsiz kalamaz, fizyolojimiz bu sekilde calisiyor zira.
bence gercekten, son zamanlarda bulunan en yararli bilimsel gelismelerden biridir.
pazardan 40 kilo kırmızı biber alan anne
-
pazardan 500 kilo domates alan anneyle yarışamaz.
500 lan, traktörle taşıdık amk
kült film
-
her film ilk gösterime çıktığında sinemada izleyen - dvd'sini alan kişilerin arasında, anlatımı damak zevklerine çok uygun bulan bir kısım olur.
bu insanlara ek olarak, bazı filmlerde, zaman geçtikçe filmi duyan, bir yerde izleyen ve filmi seven bir kısım izleyici daha bu kitleye katılır. çünkü bu filmler ilk izleyişte genel izleyici kitlesi tarafından hemen kavranamayacak bir derinliği olan filmlerdir. bunlar kült filmlerdir.
çünkü ilk çıktıklarında genele hitap ediyor gibi olsalar da aslında belirli bir seviye üstündeki izleyiciye hitap ederler ve bu izleyiciler filmi zamanla sahiplenir, tekrar tekrar izler, üzerinde tartışır ve filmin derinliğini ortaya çıkarmaya çalışırlar.
bu "üzerinde uğraş verme" meselesinin, normal izleyici tarafından dogmatik bir davranış gibi algılanmasından dolayı da bu ismi almıştır.
burada bahsedilen küçük zümre de dört beş kişi değil.
sayıları zamanla milyonlara ulaşabilir ama bunun box office'e doğrudan bir katkısı olmadığı için film, istatistiklere baktığınızda çok da iyi bir film gibi durmayabilir.
eyyorlamam bu kadar.
ankara'nın fransa'ya benzemesi
-
sadece cografi acidan degil, dil bilimi acisindan da gecerli olan bir onermedir.
(bkz: la bebe mal la)
histriyonik kişilik bozukluğu
-
bence günümüz dünyasında artık bir hastalıktan ziyade yaşam biçimini almış durumdur. bunları yapmayan kadınları kadından saymıyorlar. aklı başında kadınlar ise genelde yerden yere vuruluyorlar.
255 oy kullanılan sandıkta 255 hdp oyu çıkması
-
van başkale özpınar köyü 1083 nolu sandıkta vuku bulmuş olaydır.
güneydoğu'da hangi şartlarda seçim yapıldığının göstergesidir.
buyrun
seçmen sayısı 255, kullanılan oy 255, geçersiz oy 0, hdp 255
vay anasını, istanbul'da bile tüm sandıklarda en az %5 oranında geçersiz oy çıkarken, ülkenin en ücra köşesinin köyünde, öyle bilinçli seçmenler varmış ki, tek bir tane geçersiz oy çıkmamış..
tek bir sandık da değil hani,
mesela van akçalı köyü 1002 nolu sandık sonuçları. buyrun
kayıtlı seçmen sayısı : 116
geçersiz oy : 0
hdp : 117
evet, hevaller burada biraz bokunu çıkartmış , seçmen sayısından çok yazmışlar hdp'ye, ben söylemiyorum ysk tutanakları öyle diyor.
isteyen bölgenin sandık tutanaklarına bakabilir. 330'da 329'lar, 290'da 288'ler filan havada uçuşuyor.. ne hikmetse geçersiz oy yok denecek kadar az buralarda..
https://sonuc.ysk.gov.tr/module/ssps.jsf
edit: bu 116 seçmen 117 hdp konusunda çok mesaj geldi, tabi ki ysk resmi tutanak diye yayınladığına göre bi şekilde prosedüre uygun olması lazım, sandık görevlisi de gaza gelip hdp'ye vermiş anlaşılan..
en az tanınan 3 il
-
düşündüm de aklıma bile gelmeyen üç il.
orhan pamuk
-
ulan bir kere de şu başlığa girdiğimde cevdet bey ve oğulları'na kafam girsin, kara kitap'ı üç sayfa okuduktan sonra duvara fırlattım, beyaz kale ne sikko bir kitap, kafamda bir tuhaflık'ı tuvalette mi yazdın tarzı yorumlar göreyim be, bu seviyede de olsa adamın kitaplarıyla ilgili yorum yapın bir kere de. varsa yoksa siyaset, hepiniz beyinsizsiniz.
pijamayla bakkala giderken yakışıklı çocuk görmek
-
pijama ile bakkala giden kaldı mı yahu uzun zamandır görmedim. sabahları ekmek almaya gidiyorum bütün kızlar günlük kıyafetlerini çoktan giymişler. ayrıca makyaj yapanlar bile var.altı üstü bakkala gidiyosunuz kokonalar nolcak. ben pijamalıya bakarım abi kim ne derse desin.
yakışıklı erkek görünce verilen tepkiler
öğretmene hediye almayan çocuğu sınıftan sürmek
-
(bkz: sınıf annesi)
bu nedir? hangi hakla hukuki ve idari bir mercii yerine koyuyor?
gelen mesajlar üzerine edit: meğer ne “köklü” ve “önemli” bir merciymiş de haberim yokmuş. çok yazık vallahi. eğitimsiz toplumlarda bireyler azıcık görev ve sorumluluk almayagörsün, gönüllülük esasındaki işlerde bile böyle cozutuyorlar.