hesabın var mı? giriş yap

  • vakti zamanında sabah programlarında yaptıkları komedi seviyesine erişen bir kişi ve tarz bilmiyorum. o zamanlar yaptığı trollük ve tiyatro karışımı sanata son derece saygı duyarım. okuduğu okullar ve katıldığı matematik olimpiyatlarında derece almalarıyla da zeka seviyesinin yüksekliği anlaşılabilir.

    adam bu güne kadar çalmamış, çırpmamış, kimseyi kandırmamış tartışmalı da olsa sanatını icra etmiş. kendi açımdan baktığımda hayatımıza renk katmış saygı duyduğum bir abimiz.

    videoda kişisel dönüşümünü anlatmış, kişisel tercihlerinden bahsetmiş.

    bir saygıyı hak etmiyor mu?

  • oglum cok komik lan

    kadının bu kırdığı pot olmasa bildigin saygın bir işkadını olarak hayatına devam ediyordu.
    meger bildigin komikmiş.
    sozluk ahalisinden ricam iş sanat ve cemiyet hayatında ismen ve cismen cok gorunur ve on planda olup ruhen bu sekil krzban tabir edilen kişiler varsa onları da on plana cıkarabilir misiniz?
    hani illa bi pot kırmalarını beklemeyelim.

  • otobüsten inmek için düğmeye geç basanlara, otobüs şoföründen geliyor;

    - iki günde 3g'yi öğrendiniz, bir otomatik kapıyı yıllardır öğrenemediniz!

  • işte o anne yüzünden kıçıma kaçan çorabı çıkarmaya uğraşmaktan ders bile dinleyemedim ben adam gibi, yoksa var ya çok okurdum ben.

  • tam ismiyle donald leroy lafontaine, 26 ağustos 1940 yılında abd'nin minnesota eyaletinin duluth şehrinde dünyaya geldi (bob dylan'ın baya baya hemşehrisiymiş).

    13 yaşlarındayken sesinin hafiften çatlamaya başladığını ve kendisine ileride büyük bir ün getirecek olan vurgu ve tonlamaların inceden belli olmaya başladığını söylüyor. 1958'de liseden mezun olduktan sonra orduya yazılmış ve bandoda ses kayıt mühendisi olarak görev yapmış.

    lafontaine daha sonraları, 1962'de ses mühendisi olarak new york'taki national recording studios'ta çalışmaya başlamış, ki burası stanley kubrick'in dr. strange love filmi için radyo reklamı seslendirerek onu o yapan kariyere adım attığı yer. bu işte beraber çalıştığı yapımcı floyd peterson lafontaine'deki cevheri fark etmiş ve onu bu tarz başka işler yapması için cesaretlendirmiş. sonuçta 1963'te lafontaine ve peterson, işbirliği yaparak özellikle film endüstrisi için çalışmalara başlamışlar. lafontaine'in imzalarından biri haline gelmiş "in a world..." klişesi de bu sıralar ortaya çıkmış.

    kendisinin ilk piyasa yaptığı işi 1964 yapımı western filmi gunfighters of casa grande olmuş. filmin yapımcısı olan mgm stüdyosu lafontaine'i kendi bünyesine almış ve sanatçı, bir seslendirme sanatçısı olarak kariyerine başlamış. (o sesle başlamaması garip olurdu zaten)

    lafontaine sonradan, fragman yapan kaleidoscope films ltd.'in başı olmuş 1976'da. kısa süre sonra ise paramount tarafından fragman işleri için kiralandıysa da oradan ayrılmış ve 1981'de hollywood'un kalbi los angeles'a taşınmış. burada ajanslar yardımı ile seslendirme sanatçılığını icra etmiş. burası da mesleğinde zirveye çıktığı nokta oluyor. lafontaine, kariyerinin bu zirvesinde haftada ortalama 60 promosyon seslendiriyormuş. bazen bir günde 35 tane seslendirdiği bile oluyormuş (oha).

    burası don lafontaine'in parayı vurduğu kısım. kendini los angeles'ta bir kee ispatladıktan sonra stüdyolar kendi fragmanlarını seslendirmesi için adamın kapısında yatar olmuşlar. haliyle de lafontaine'in kazancı milyonları bulmuş. hollywood hills'deki evine bir ev stüdyosu kurmuş ve işlerini buradan yapmaya başlamış.

    gerçek bir efsane olan dan lafontaine bugüne kadar sayıları binlerle ifade edilebilecek kadar fragmanı seslendirmiş, her stüdyodan her film türünde işe imza atmış. kendisinin favori işi david lynch'in the elephant man fragmanıymış 2007'de söylediğine göre.

    en ünlü catchphrase'i olan "in a world where..." lafını neden kullandığını ise şu sözlerle açıklıyor:

    "seyirciye çok kısa bir sürede bir dünya sunmak durumundasınız. bunun en kısa yolu ise 'in a world where...' (şöyle bir dünyada...) demek. çok hızlı bir şekilde sahneyi hazırlamış oluyorsunuz."

    don lafontaine abiye 22 ağustos 2008'de akciğer embolisi teşhisi konuluyor ve durumunun kritik olduğu söyleniyor. 1 eylül'de de maalesef kendisini kaybediyoruz. geriye ise davudi, kallavi, görkemli ve muazzam sesiyle hayat verdiği sayısız iş bırakıyor. herkes en azından bir defa "one man... one woman... in a world where..." diye diye sesini kalınlaştırarak kendisini taklit etmiştir. huzur içinde uyu müthiş sesli adam!

    kaynak: wikipedia

  • sanal bir alemde bilinci yerinde olarak bulunma olgusu. gerçek hayattaki bilgilere erişilmesi olayı daha ilginç hale getirir. rüya alemindeki kişilerle çeşitli diyaloglar yaşanabilir ve beklenmedik cevaplar alınabilir

    lucid dreaming durumunda yaşadığım bir örnek:
    uyanık olma durumunda bir sonraki lucid rüyamda yapacağımı planladığım şey rüyada karşılaştığım kişilerden birine çocukluğumu sormaktı. bir gün rüyam lucid duruma gelince yoldan garson kılıklı bir kişi çevirdim ve aramızda şöyle bir dialog yaşandı.

    rüyamdaki ben: hey sen, benim bilimçaltımı temsil ediyorsun. sana bir şey soracağım
    rüyamdaki garson: hop, ben sadece bir garsonum
    rüyamdaki ben: hayır hayır, çok eminim, beni atlatamazsın. bana çocukluğumda geçirdiğim beni etkileyen olayları anlat
    rüyamdaki garson: şimdiye kadarki olayları kurcalamamalı, bundan sonrasını temiz ve düzgün tutmaya çalışmalı

    bu rüyada beynimin yarı bilinçli ve bilinç altı bölümleri diyaloga girdi ve kendi kendime bir ders mesajı iletmiş oldum

  • pop müzik listelerini sarsacak yeni hit parça.

    nakaratı şöyle:

    yazgımla kanlı bıçaklı
    hükümet hep alacaklı
    hayalim üç kelime
    o da şöyle vali mutlu tutuklu

  • şu an için oy çokluğuyla iptal ettiği söyleniyor. kararın doğruluğu yanlışlığı ayrı bir tartışma konusu belki. ama diğer kararların önünü açması adına umut verici olabilir. önce danıştay'ın saraya iptal kararı, şimdi de bu. selçuk şahin'in gidişi, akp'nin gidişi, yarın da van persie imza atıyor. 2015'i sevmeye başladım.
    (bkz: winter is coming)

  • 14 temmuz 2013 tarihinde hüseyin çelik'in basın toplantısı sırasında devlet bahçeli için kullandığı cümle.
    insanların kişisel korku ve fobilerinin siyaset malzemesi haline geldiğinin göstergesidir.

  • 300bin tl’lik bir araban var.
    almak istediğin araba 500 bin tl. senin maaşın sabit, 10 bin tl. 20 ay çalışman lazım.

    ötv düşerse arabanın değeri 150 bin tl olur diye korkuyorsun.
    almak istediğin araba da 250 bin tl’ye düşüyor.
    10 ay çalışarak alabiliyorsun.