hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2008 bükreş aylardan aralık, noel zamanı yaklaşmakta. ben de o ara çıkan krizde topu diken bir inşaat firmasında çalışıyorum. şirket bana dacia logan araba verdi onunla şantiyeye gidip geliyorum. sabah şantiyeye geldim fark ettim ki cüzdan yok yanımda, ehliyet mehliyet hiç bir şey yok. akşam bizim tarafa giden birine beni de bıraksanıza cüzdanı unutmuşum dedim, yok abi burada polis çevirmez dedi. iyi dedik, tabi ki çevirdi. ehliyet yok yanımda, kimlik vesaire hiç bir şey yok. poliste sıfır ingilizce, ben de sıfır romence, şirketten romence bilenleri arıyorum açan yok telefonu. türkçe söylendim hay şansıma tüküreyim gibisinden. polis türkçe sen türk müsün dedi, evet dedim. sende yok ehliyet arabayı alacağız, sen de gelecek polise diyor. ya dedim etme eyleme ev şurası, araba kalsın ben 5 dakikada gider alırım falan, yok olmaz, amir yollamıyor seni. yapma işte bak ev şurada işte hem sen bu türkçe'yi nereden biliyorsun dedim aklım sıra istanbul, bursa falan diyecek de ben de muhabbeti koyulaştırıp yırtacağım. ev arkadaşı türkmüş o öğretmiş falan. en son ağzından baklayı çıkardı, siz dedi türkiye'de ne yapıyorsunuz polis ceza yazmasın diye ondan ondan lazım dedi. bir taraftan tamam sıyırdık diyorum, öbür taraftan ibneye bak öğrenmiş ama rüşvet kelimesini de bilmiyor falan diyorum. neyse plakayı aldı, eve git getir evraklarını dedi, zaten ev dibimizde gittim aldım geldim iyi tamam dediler yolladılar. tl karşılığı 90-100 tl civarı bir parayı indirmişti ibneler. ertesi gün şantiyede romen şoförler, noel zamanı ya yaparlar öyle şeyler dediler. ulan şansa bak aq, elin romanyasında türkçe bilen polisle rüşvet pazarlığı yap.

  • şu yemek talebi konusunda söyleyeceklerim var.

    yemek yapabilen erkek normal zekada bir insandır. çünkü yemek yapmak ''ben beceremem ya'' denilecek kadar komplike bir olay değil. bunu gerçekten deneyip de başaramayanın zekasından şüphe ediyorum şahsen. kendisini bir kadından her daim daha akıllı gören erkeklerimizin iş yemek yapmaya gelince gerizekalıya bağlaması çok komik. bir soğan ya da domates doğramak ne kadar zor olabilir? kabuğunu soy, tahtaya yatır, ufak parçalara böl. ''pembeleşinceye kadar ne demek lan asfdhajsfha'' falan filan... arkadaşlar niye hayatınızda hiç çiğ soğan görmemiş gibi davranıyorsunuz? rengi beyaz. ateşin üzerinde durdukça rengi koyulaşıyor, bu kadar basit. einstein olmak gerekmiyor yani.

    önüne bir bidon koysak, içine tuz atsak, eline de bi sopa versek, şunu bi karıştır bakalım desek, ay ben hiç yapamam beceremem mi diyeceksiniz? tenceredeki şeyleri karıştırmak bundan zor değil. kaldı ki internet çağı, bin tane yemek tarifi veren site var. satır satır yazmışlar. iki domates, üç soğan, bir kaşık salça bilmem ne. okumanız mı yok yoksa okuduğunuzu anlamak mı zor? e videolar da var? izle öğren kardeşim. bi havalar bi tripler, sanki evde asrın buluşunu yapacak da izin vermiyorlar gibi bir kaf dağından bakmalar... ama daha iş saçma sapan bir taze fasulye yemeği yapmaya gelince topuk. hangi malzemeden ne kadar, nasıl ve ne zaman kullanacağın yazıyor, neresini anlayamıyorsun hayret ya. ''bir su bardağı su ekleyin'' mesela, harbiden de çok anlaşılmaz bir cümle değil mi?

    şahsen ''o kadar çalışıp bi de erkeğe yemek mi yapıcam'' gibi tripleri saçma bulurum. evde başka bir insan olmasa da zaten yapacaksın. tek kişilik değil, iki kişilik yapacaksın yani çok öyle aman aman bir zorluk yaşamayacaksın. fakat karşındaki tip ''vaktim olsa bile ben elimi sürmem yemek işine, o senin görevin, burası amerika mı?'' gibi şeyler söylüyorsa, ''erkeğin yemek yapması kültürümüzde yok'' ayağı çekiyorsa, üzerine bir de ''kadın da çalışmalı, hayat müşterek'' diyorsa işte kardeşim onun önüne bayat ekmeği ıslatıp koyacaksın. hayvan evladına bak. işine gelince hayat müşterek, işine gelince örfümüz töremiz... e o zaman bu toprakların diliyle konuşayım, sen ne biçim bi errrrkeksin? nasıl yetersizsin ki eşini çalıştırıyorsun, kadının eline bakıyorsun maddi olarak? kadın çalışıp eve para getirmek zorunda mı? babandan böyle mi gördün? tamam annen evi harika çekip çeviriyordu da harbiden çalışıyor muydu bir de dışarda? hem işyerinde çalışıyordu, hem evde çalışıyordu, her şeye de yetişiyordu, al bu da sana kapak olsun diyorsan da babadan oğula nesilsiniz galiba. o zaman da annene acımıyordun muhtemelen. neyse... madem kültürümüz, sen hem karına hem çocuklarına bakmakla yükümlüsün. sen dışarı işlerini halledersin, kadın da ev işlerini. hayat böyle müşterek olur.

    evde iki kişi de çalışıyorsa, yani toplumda senin görevin olarak görülen eve para getirme işinin altına kadın elini koymuşsa, senin görevini paylaşıyorsa, sen de toplumda kadının görevi olarak görülen yemek, temizlik, çocuk bakımı vs. gibi şeyleri kadınla paylaşacaksın. ha iş haftanın üç günü yemeği sen yap, dört günü ben yapayım gibi ev arkadaşlığına dökülmez de ne olur işte sen de süpürüp silme işlerini alırsın üzerine. ne bileyim bulaşıkları makineye yerleştirirsin falan. sofrayı kurarsın vs. mutlaka yapabileceğin bir şey vardır. daha bunlar için ''yapamıyorum, anlamıyorum'' diyorsan da merak ediyorum, aptal mısın, vicdansız mı, yoksa uyanık mı? ağzını açınca cak cak türk kızı şöyle, türk kızı böyle... sen nesin? sen önce bi kendine bak, kadın seni ne yapsın? böyle olmana rağmen bir kadın seni el üstünde tutuyorsa öp başına koy. daha da tatava yapma bir şeylere. elin işlemiyor bari çenen kapalı dursun. yıldık senin sonu gelmeyen beklentilerinden, komplekslerinden, dırdırından. iki dakika huzur ver.

  • sakinlikten bunalırsanız kahvaltıda t24 okuyup, akşam haberlerinde fox tv izleyin, yatmadan önce verilmiş sadakam varmış diyerek misler gibi uyursunuz.

  • filmi izlemedim ancak seri katil hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.
    rodney alcala, 1943 doğumlu ve john berger&john burger takma isimlerini kullanıyor cinayetlerini işlemeden önce. bu ibne babası bunu terkettikten sonra ailesiyle birlikte los angeles'a yerleşiyor yani babasız büyüyor. zaten seri katiller bizim uzman psikologlar tarafından l koltuğa uzatılıp geçmişlerine inilmeye çalışıldığında geçmiş yaşantısında muhakkak bir aile travması olduğu gerçeğine varıyor, neyse. rodney orduya giriyor, yazıcı yapıyorlar bunu sonrasında ordudan kaçıyor. ordunun psikolojları bunun hakkında çalışma yapınca ağır rdm olduğu anlaşılıyor şaka şaka asosyal kişilik bozukluğu teşhisi koyuyorlar. sonrasında üniversiteye giriyor ve üniversite okuduğu dönemlerde 8 yaşındaki bir çocuğa tecavüz suçlaması ile polis denetimine giriyor. zaten bu olaydan kaçmayı başardıktan sonra john berger ismini kullanmaya başlıyor.
    cinayetlerine gelecek olursak, 1977'de jill barcomb adlı bir kızı öldürerek ilk cinayetini gerçekleştiriyor. sonrasında;
    1977 georgia wixted
    1977 charlotte lamb
    1977 jill parenteau
    1977 pamela jean lambson
    1977 christine ruth thornton ( cesedi 1982 yılına kadar bulunamadı ve öldürüldüğünde 6 aylık hamile olduğu otopsi sonucunda belli oldu)
    1979 robin samsoe (12 yaşında). bunların yanında yamulmuyorsam 2 cinayetten de şüphelenildi ancak yeterli kanıt bulunamadığından suçu ispat edilemedi.
    bu ibne 1979'da yakalandı, 1980 yılında ölüm cezasına çarptırıldı (bunu duyunca oh diyorsunuz ama durun bitmedi) 1984 yılında üst mahkeme kararı bozdu. daha sonrasında ölüm cezası aldı (oh) ve 21 temmuz 2021 yılında öldü. son olarak bu ibne hakkında birkaç enteresan bilgi verdikten sonra entrymi tamamlamak istiyorum.
    - hapse giderken yerlerin kaygan olmasından dolayı kayıt düştü, yaralandı ve bunun için kaliforniya eyaletine dava açtı.
    - hapishanedeyken ona istediği şekilde az yağlı yemek sunulmadığı için kaliforniya eyaletine yine dava açtı (yüzsüz piç)
    - son olarak iddialara göre iq'su 160.